Okunma Sayısı : 1476
   
Resul KURT - Çalışma izinlerinde yeni dönem
Yayımlanma Tarihi: 17.04.2014
 
Ekmek parası uğruna 1970'lerde çok sayıda vatandaşımızı Avrupa ülkelerine yollamıştık. Bugün önemli sayıda gurbetçimiz halen ekmeğini Avrupa ve diğer ülkelerde kazanıyor.

Ancak son yıllarda bu durum tersine dönmeye başladı. Özellikle global şirketlerin Türkiye'de yaptığı yatırımlar sonucu ülkemize çok sayıda yabancı çalışan geldiğini belirtmeliyiz.

Öte yandan, ülkemiz göç hareketleri açısından önceden özellikle Avrupa Birliği ülkelerine geçiş amacıyla gelinen bir 'geçiş ülkesi' iken, küresel krizlere dayanıklı yapısı ile istikrarlı bir ekonomi haline gelmesi neticesinde göçmen işçiler açısından giderek bir 'hedef ülke' olarak görülmeye başlanmıştır.

Türkiye'nin artan ekonomik gücü ve istikrarlı istihdam piyasası, göç hareketleri için önemli bir çekim unsuru oluşturmuş ve ülkeye yönelik yabancı işgücü göçünü teşvik etmiştir.

2003 yılında kabul edilen 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun uyarınca ülkemize çalışma amaçlı gelen yabancıların çalışma izinleri (Ekonomi Bakanlığı ve YÖK tarafından verilen az sayıdaki izinler hariç) yaklaşık 11 yıldan bu yana Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesinde Çalışma Genel Müdürlüğü'nce verilmektedir. 

Çalışma Genel Müdürlüğü'nce işletilmekte olan Çalışma İstatistikleri Bilgi Sistemine (http://cibs.csgb.gov.tr/) göre: 2013 yılında 53 bin civarında yabancının çalışma izni almak üzere başvurduğu ve 45 bin civarında yabancıya çalışma izni verildiği görülmektedir.

Özellikle son yıllarda yurt içinden ve yurt dışından yapılan çalışma izin başvurularının oldukça hızlı sonuçlandırılması, bürokratik işlemler yerine daha basit ve hızlı işleyen bir elektronik altyapının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesinde örnek bir biçimde kurulması ile sağlanmış olduğu görülmektedir.

Buna göre; işverenin başvurularını e-devlet üzerinden yapabilmesi ve tüm bildirimlerin işverenlere elektronik posta yoluyla iletilmesi gibi kolaylıklar sağlanması yanında, başta emniyet birimleri ve Sosyal Güvenlik Kurumu ile yabancılara ilişkin kayıtların çevrimiçi olarak paylaşılması gibi uygulamalar hızlı işlem yapılmasını sağlarken, kayıtdışı çalışmayı da engellemektedir.

Böylece, kayıtdışılığın en yaygın olduğu işlerden biri olan ev hizmetlerinde dahi asgari ücret üzerinden prim ödeme gibi avantajların da eklenmesi ile yabancıların kayıtdışı istihdamının büyük oranda engellendiği söylenebilir. Bu kapsamda yaklaşık 15 bin yabancıya ev hizmetlerinde çalışmasına izin verilmiştir. Bu strateji hem Hazine'ye ve hem de SGK'ya çok ciddi bir kaynak sağlamış, kaçak-sigortasız çalışanların kayıt altına alınması devlete önemli bir gelir getirmiştir.

Ülkemize gelen yabancılar açısından 11.4.2013 tarihinde kabul edilen 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununun bazı maddelerinin bir yıl sonra yürürlüğe girmesi öngörüldüğünden önümüzdeki günlerde önemli bir dizi değişiklikler de yaşanacaktır.

Mevcut uygulamaya göre bir yabancının Türkiye'de çalışabilmesi için çalışma izni ve çalışma vizesi ile ikamet tezkeresi alınmış olması gerekmektedir. Yani izinler ikamet tezkeresi alınmadığında geçersiz hale gelmekte veya izin süresine göre daha kısa süreli alınabilmesi halinde de çalışma izni ikamet tezkeresinin süresi kadar geçerli olmaktadır. Bu durumda izin süresi devam eden yabancının iş sözleşmesinin sürmesine rağmen ikamet tezkeresinin süresinin kısa olması ya da yenilenmemesi halinde işveren ve yabancı açısından çeşitli sorunlar yaşanmaktadır.

11 Nisan 2014 sonrası yeni dönemde ise çalışma izni ikamet izni yerine geçecektir. Açıkçası bu uygulamanın bir devrim olduğunu ve bürokrasinin azaltılması konusunda önemli bir avantaj sağlayacağını belirtmeliyiz. Böylece çalışma izninin süresi ile yabancı ile yapılan iş sözleşmesinin süresinin uyumlu olduğu çalışmalarda, ikamet izin süresi de aynı olacağından herhangi bir sorun yaşanmayacaktır. Bununla birlikte Türkiye'ye gelen yabancıların, giriş tarihinden itibaren en geç yirmi işgünü içinde adres kayıt sistemine kayıtlarını yaptırmak zorunda oldukları belirtilmiştir.

Yeni dönemde dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise yabancının pasaportunun geçerlilik süresine ilişkindir. Buna göre yabancıların talep ettikleri çalışma izni süresinden altmış gün daha uzun süreli pasaport ya da pasaport yerine geçen belgeye sahip olmaları gerekmektedir. Mevcut uygulamada pasaportun geçerlilik süresinin dolmamış olması yeterli görülmekteydi.

Bir diğer önemli yenilik ise öğrencilere çalışma hakkı tanınmasına ilişkindir. Mevcut uygulamada ülkemizde öğrenim gören yabancı öğrencilerin, yurt içinden çalışma izni başvurusu yapmalarına olanak bulunmamaktaydı. Türkiye'de öğrenim amacıyla verilen ikamet izinleri, yabancıların yurt içi başvurularında istenilen en az altı ay süreli ikamet izni kapsamı dışında tutulmuştu. Yeni dönemde ülkemizde bulunan yabancı öğrencilerin çalışması yönündeki kısıtlamalar ortadan kalkmaktadır. Buna göre, Türkiye'de öğrenim gören ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencileri, çalışma izni almak kaydıyla çalışabilecektir. Çalışma hakkı ilk yıldan sonra başlayacağı gibi haftada yirmi dört saatten fazla da olamayacaktır.

Burada özellikle Türkiye'de faaliyet gösteren global şirketlerde staj yapmak isteyen yabancı öğrencilerin bu durumunun da bir şekilde çözülmesi gerektiğini de hatırlatmalıyız.

Tüm bu hususlar dikkate alındığında çalışma izinlerinde birçok sorunun çözümleniyor olmasının sevindirici olduğunu belirtmeliyiz.

Bu makalenin içeriği www.resulkurt.com adresinden alınmaktadır.

 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı