Dairesi
İNCELEME SONUÇLANIP, TARHİYAT YAPILDIKTAN SONRA KESİNLEŞMİŞ VERGİ BORÇLARI NEDENİYLE 6183 SAYILI KANUNUN 13 ÜNCÜ MADDESİNİN 1 İNCİ BENDİ UYARINCA İHTİYATİ HACİZ KARARI ALINMASINA OLANAK BULUNMADIĞI HK.
Karar No
2538
Esas No
1452
Karar Tarihi
22-12-2005
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
DÖRDÜNCÜ DAİRE
2005
2538
2005
1452
22/12/2005
 
KARAR METNİ
İNCELEME SONUÇLANIP, TARHİYAT YAPILDIKTAN SONRA KESİNLEŞMİŞ VERGİ BORÇLARI NEDENİYLE 6183 SAYILI KANUNUN 13 ÜNCÜ MADDESİNİN 1 İNCİ BENDİ UYARINCA İHTİYATİ HACİZ KARARI ALINMASINA OLANAK BULUNMADIĞI HK.<

Temyiz Eden : 1- ?
2- ?
Vekil : Av. ?
Karşı Taraf : Bakırköy Vergi Dairesi Müdürlüğü - İSTANBUL
İstemin Özeti : ? Yapı Eğitim Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'nin kesinleştiği halde ödenmediği ileri sürülen muhtelif vergi borçları nedeniyle yönetim kurulu başkanı ve başkan vekili olan davacılar hakkında tesis edilen ihtiyati haciz işleminin iptali istemiyle dava açılmıştır. İstanbul 1. Vergi Mahkemesinin 27.4.2005 günlü ve E:2004/2468, K:2005/700 sayılı kararıyla; yönetim kurulu başkanı ve başkan vekili oldukları anonim şirketin kesinleştiği halde ödenmeyen ve şirketten tahsil olanağının da kalmadığı belirtilen 1997 ila 2000 yıllarına ilişkin vergi borçlarından dolayı davacılar hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 13 üncü maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca ihtiyati haciz kararı alındığının anlaşıldığı, 6183 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi ile 13 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının birlikte incelenmesinden; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 344 üncü madesi uyarınca vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektiren ya da 359 uncu maddesinde sayılan hallere temas eden bir amme alacağının salınması için gerekli muamelelere başlanmış olması ve ilk hesaplamalar üzerinden bir vergi borcunun ortaya çıkarılması halinin ihtiyati haciz kararı alınması için yeterli görüldüğü, öte yandan anılan durumlarda ilk hesaplamalara göre bir meblağ tespit edilmesi ihtiyati haciz kararı alınması için yeterli görülmüşken vergi ziyaı cezalı verginin salınıp kesinleşmesi halinde ayrıca bir yasal düzenlemeye gerek olmaksızın ihtiyati haciz kararı alınabileceği sonucuna ulaşıldığı, bu durumda kesinleşen kamu alacağı nedeniyle tesis edilen ihtiyati haciz işleminin yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacılar, vergi borcu bulunan şirketin mal varlığının ve alacaklarının bulunduğunu, ihtiyati haczin yasaya uygun olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.

Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Tetkik Hakimi Mehmet Sönmez'in Düşüncesi: İhtiyati hacizle ilgili 6183 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin 1 inci fıkrası ile aynı Kanunun 9 uncu maddesinde aranan şartlar olayda gerçekleşmediğinden tesis edilen ihtiyati haciz işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı, bu nedenle davanın reddi yolunda verilen mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı A.Kemal Terlemezoğlu'nun Düşüncesi: Uyuşmazlıkta, ? Yapı Eğitim Sanayi Ticaret Anonim şirketinin muhtelif vergi borçları nedeniyle yönetim kurulu başkan ve başkan vekili olan davacılar adına yapılan ihtiyatı haciz işleminin iptali istemiyle açılan davayı reddeden İstanbul 1.Vergi Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

6183 sayılı Kanunun 9.maddesinde hangi hallerde teminat istenebileceği açıklandıktan sonra 13 üncü maddenin birinci bendi ile de 9 uncu madde gereğince teminat istenilmesini mucip haller mevcut olduğu takdirde ihtiyati haczin uygulanabileceği açıklanmıştır.

Yine aynı Kanunun 16.maddesinde yer alan hüküm gereğince de, teminat gösterildiği takdirde ihtiyati haczin, haczi koyan merci tarafından kaldırılabileceği öngörülmüştür.

Anonim şirket vergi borcunun ödenmesi yürütme ve yönetimle ilgili bir hizmettir.

Vergi borcu ödeme görevi temsil ile değil fakat idare ile ilgilidir. Ödenmeyen vergi borcundan dolayı kanuni temsilci olarak sorumlu tutulmaları gerekmektedir.

Dosyanın incelenmesinden ise, davacı hakkında usulüne uygun olarak ihtiyati haciz kararı alındığı anlaşıldığından vergi dairesince bu haciz kararından dolayı teminat istenilmesi suretiyle tesis edilen işlemde kanun hükümlerine aykırı bir durum bulunmamaktadır.

Yazılı şekilde verilen Vergi Mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, temyiz olunan Vergi Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:

Davacılar, haklarında 6183 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının 1inci bendi uyarınca tesis edilen ihtiyati haciz işlemine karşı açılan davanın reddi yolunda verilen Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını istemektedirler.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunu'nun 13 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının 1 inci bendinde, 9 uncu madde gereğince teminat istenmesini mucip hallerin varlığı halinde ihtiyati haciz kararı alınacağı, 9 uncu maddede ise 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 344 üncü maddesi uyarınca vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektiren haller ile 359 uncu maddede sayılan hallere temas eden bir amme alacağının salınması için gerekli muamelelere başlanması halinde vergi incelemesine yetkili memurlarca yapılan ilk hesaplara göre belirtilen miktar üzerinden tahsil dairelerince teminat isteneceği öngörülmüştür. Buna göre, ancak vergi incelemesinin devam ettiği durumlarda yapılan ilk hesaplamalara göre teminat istenebilecek ve ihtiyati haciz kararı alınabilecektir. İnceleme sonuçlanıp, tarhiyat yapıldıktan sonra bu düzenleme uyarınca ihtiyati haciz kararı alınması mümkün değildir. Diğer bir deyimle, bu madde uyarınca ilgililer hakkında ihtiyati haciz kararı alınabilmesi için incelemenin henüz tamamlanmamış olması gerekmektedir.

Olayda ise bu yönde bir inceleme ya da işlem bulunmamakta, şirketin kesinleşen ve vadesinde ödenmeyen vergi borçlarının şirketten tahsil olanağı kalmadığı ileri sürülerek kamu alacağının güvence altına alınması amacıyla şirketin yönetim kurulu başkanı ve başkan vekili olan davacılar hakkında anılan yasal gerekçeyle ihtiyati haciz kararı alındığı anlaşılmakta olup, kesinleşen vergi borcu nedeniyle 13 üncü maddenin 1 inci fıkrasının 1 inci bendi uyarınca ihtiyati haciz kararı alınmasına mümkün değildir.
Bu durumda, uyuşmazlıkta 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 9 uncu maddesi ve 13 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının 1 inci bendinde ihtiyati haciz kararı alınması için aranan şartlar gerçekleşmemiş olduğundan, davacılar hakkında tesis edilen ihtiyati haciz işleminde ve bu işleme karşı açılan davayı reddeden Mahkeme kararında isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle İstanbul 1. Vergi Mahkemesinin 27.4.2005 günlü ve E:2004/2468, K:2005/700 sayılı kararının bozulmasına 22.12.2005 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

K A R I O Y

Davacılardan birinin yönetim kurulu başkanı, diğerinin yönetim kurulu başkan vekili olduğu ? Yapı Eğitim Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin kesinleştiği halde ödenmeyen ve şirketten de tahsil olanağının bulunmadığı ileri sürülen muhtelif vergi borçlarının tahsilinin güvenceye alınması amacıyla davacılar hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 13 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının 1 inci bendi uyarınca alınan ihtiyati haciz kararının iptali istemiyile açılan davanın, ihtiyati haczin yasaya uygun olduğu gerekçesiyle reddine ilişkin Mahkeme kararı temyiz edilmiştir.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakında Kanunun 13 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının 1 inci bendinde; 9 uncu madde gereğince teminat istenmesini mucip hallerin varlığı halinde ihtiyati haciz kararı alınacağı, 9 uncu maddede ise 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 344 üncü maddesi uyarınca vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektiren haller ile 359 uncu maddede sayılan hallere temas eden bir amme alacağının salınması için gerekli muamelelere başlanması halinde vergi incelemesine yetkili memurlarca yapılan ilk hesaplara göre belirtilen miktar üzerinden tahsil dairelerince teminat isteneceği öngörülmüş, aynı fıkranın 3 üncü bendinde ise, borçlu kaçmışsa veya kaçması, mallarını kaçırması ve hileli yollara sapması ihtimalleri varsa derhal ihtiyati haczin tatbik olunacağı açıklanmıştır.

İptal davalarında, idari işlemler hakkında hukuka uygunluk denetimi yapılmaktadır. Özellikle vurgulanması gereken husus, yetki ve şekil unsurları yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılan bir işlemin, idarece gösterilen sebeple sınırlı olarak yargısal denetiminin yapılamayacağı, işlemin, mevcut yasal düzenlemeler bütünlüğü içinde hukuka uygun bir sebebin bulunup bulunmadığının, idare hukukunun en belirgin ilkesi olan re'sen araştırma ilkesi çerçevesinde incelenmesi gereğidir.

Görülmekte olan bir davada idarece dava konusu işlemin tesisinde esas alınmamış, ancak yargı yerince dosyanın incelenmesi sonucu başka bir neden saptanmış ve idarece ileri sürülen nedenin hukuken geçerli olmadığı belirtilmiş ise, İdarenin ileri sürdüğü sebep dışında dosyada saptanan nedene göre uyuşmazlığın çözümlenmesi idare hukukunda "sebep ikamesi" ilkesi olarak nitelendirilmektedir.

Dosyada bulunan davalı İdarenin savunmaları, diğer bilgi ve belgeler ile ihtiyati haciz kararı alınmadan önceki tespitlerin birlikte incelenip değerlendirilmesinden; borçlu şirketin borcu karşılayacak haczi kabil malvarlığının bulunmadığı, şirketin menkul mallarının haczedilmesine karşın borcu karşılamaya yetmediği ve satılamadığı, şirkete ait "? Öğretim Kurumunu" hertürlü hak ve hukuki vecibeleriyle ve isim hakkıyla birlikte, davacı şirketin yönetim kurulu üyesi olan davacı ?'nun büyük hisseli ortağı ve müdürü olduğu ? Eğitim ve İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'ne noter tasdikli devir senedi ile devredildiği, bu yolla yeni şirket kurularak borçlu şirketten isim hakkı da satın alınmak suretiyle gelir elde eden eğitim kurumunun devredildiği ve bu suretle mal kaçırma ihtimalinin bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Bu durumda, 6183 sayılı Yasanın 13 üncü maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca Valilik oluruyla alınan ihtiyati haciz kararı yasaya uygun olmamakla birlikte, yukarıda belirtilen süreçte şirketin mallarının davacılar tarafından kaçırılma ihtimalinin bulunduğu, bu fiilin ise 6183 sayılı Yasanın anılan 13 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının 3 üncü bendi uyarınca ihtiyati haciz tatbikini gerektirmesi nedeniyle, davacılar adına tesis edilen ihtiyati haciz işlemi, bu sebepten dolayı hukuka uygun bulunduğundan sonucu itibarıyla hukuka uygun olan Mahkeme kararına yönelik temyiz isteminin bu gerekçeyle reddi gerektiği görüşüyle karara karşıyım.

(DAN-DER; SAYI : 112)
BŞ/ÖEK

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı