ANKARA - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, 61. Hükümetin programında yer alan kıdem tazminatı konusunun yeni hükümetin gündeminden çıkmadığını açıkladı.
NTV’nin canlı yayın konuğu olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, çalışma hayatını ilgilendiren konulara açıklık getirdi. Çalışanları yakından ilgilendiren kıdem tazminatı konusuna yönelik soruları yanıtlayan Çelik, 61. Hükümetin programında yer alan kıdem tazminatı konusunun yeni hükümetin gündeminden çıkmadığını açıkladı.
Çelik, “Kıdem tazminatı 61. hükümetin programında var olan bir ifadeydi. Burada ifade etmiyoruz ama ortadan kaldırılmış anlamında değil. Kıdem tazminatı gibi son derece tarafları çalıştıran ilgilendiren bu konuda uzlaşma sağlanmadıkça bunu raftan indirilememesi şeklinde sayın cumhurbaşkanımızın açık bir ifadesi oldu. Dolayısıyla yazmaktan ziyade uzlaşıyı gerektiren bir durum. Hak-İş direkt destek veriyor mesela. Türk-İş bu konuyu değerlendiriyor. DİSK de diğer sendikalarda bu konuyu değerlendirmek zorunda. Uzlaşma konusunda mücadele veriyoruz o gerçekleşince bunu masaya alacağız” dedi.
Kıdem tazminatı meselesinin çözülmediği sürece emeğin mağduriyetinin devam edeceğini ifade eden Çelik, programdaki ifadeyle emekli olunduğunda olabilecek gelir kayıplarını azaltmak amacıyla tamamlayıcı emeklilik sistemini kurup yaygınlaşmasını sağlanmasının amaçlandığını belirtti. 3 emeklilik çeşidi bulunduğunun birisinin kamu emekliliği, ikincisinin bireysel emeklilik oluğunun ifade eden Çelik, sözlerine şöyle devam etti:
“Bir diğeri tamamlayıcı emeklilik olarak bir prim ödüyor çalışan ve emekli maaşları normal maaşın altında şu anda ve bu ödediği prim ile ikinci bir emekli maaşı kazanmasına tamamlayıcı emeklilik diyoruz. Bir tasarruf aracı olacak bu tamamlayıcı emeklilik. Çalışanlarımızın da ikinci bir maaş olarak yansımış olacak. İşçi işveren boyutuyla konu ele alınmıyor aynı zamanda devletinde katkısı olacak bireysel emeklilik gibi. Çalışmalarımızı hızlı bir biçimde tamamlayıp vatandaşlarımızın ek gelir ele etme imkanını sağlamış olacağız.”
"5 yılda 5 milyon 300 bin istihdam gerçekleştirdik"
Nüfusun tamamını sosyal güvenlik sistemi altını almaya yönelik çalışmaları anlatan Çelik, şu anda 63 milyon vatandaşın sosyal güvenlik kapsamı altında olduğunu ifade etti. Geriye kalan vatandaşların sosyal güvenliğin kapsamı dışında kaldığını belirten Çelik, “Son 5 yılda 5 milyon 300 bin istihdam gerçekleştirdik. Dolayısıyla bunu daha da arttırmamız gerekiyor. Bir taraftan emeklilik sayısı artıyor ve 77 milyona doğru hızla devam ediyoruz. Genel sağlık sigortası açısından olaya bakacak olursak yüzde 99 nispetinde vatandaşlarımızın kapsamda olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
Esnek çalışma modeli hakkında da bilgi veren Çalışma Bakanı, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu konuda istediğimiz ölçüde bir mesafe alamadık. Kayıt dışılık tarım sektöründe çok yaygın. Oralarda istihdam bürolarını devreye koymakla mümkün olabileceği yönünde görüşümüz var. Ayrıca esnek çalışma açısından istihdam bürolarının süreli olmak kaydıyla 3-4 aylık dönemler içinde diyelim 4 aylık doğum izni var, bu sürede bir başkasının istihdamını mümkün kılacak düzenlemelerin mutlak suretler yapılması gerektiği konusunu sendikalarla açık şekilde konuşuyoruz. Ama bunun bir örgütlenmenin önüne geçen esnek çalışmanın örgütlenmenin önüne geçen bir düzenlemeye dönüşmemesi gerektiği şeklinde bakanlık olarak bizde bu güvenceyi veriyoruz. Bu istihdam bürolarını emeğin sömürüsüne, örgütlenmesine, hak kaybına ve iş güvencesini ortadan kaldıracak bir düzenleme olarak değil kayıt dışılığı ortadan kaldıracak bir düzenleme olarak gerçekleştirmemizin çok yararlı olacağı konusunda bir noktadayız. İyi niyetli olmayanlar, konuyu anlamayanlar işçinin iş güvencesini ortadan kaldıran bir çalışma yapılıyor gibi bir yaklaşım olabilir. Ama çok net biçimde amacımız elde ettiği haklara dönül değil işçinin kayıt dışılığı kaldırmak.”
"Esnek çalışmayı sistem sağlamalı"
Çelik, esnek çalışma modelinin kamuyu kapsayıp kapsamayacağına yönelik soruya ise “Bizim personel rejimimiz çok parçalı bir personel rejimi. Öyle tahmin ediyorum ki bu yoğun seçim dönemlerinde temek konuları tartışmak çok zor. Ama Türkiye'nin önünde son derece verimli bir zaman dilimi var. Taraflarla oturup mutlak suretle bizim personel rejimimizi gözden geçirmemiz gerekiyor. Bir vatandaş yarı zamanlı çalışmak istiyorsa bir anne düşünelim bir baba düşünelim yarı zamanlı çalışmayla öğleden sonra çocuğuna zaman ayırmak istiyor evine zaman ayırmak istiyor. Bunu sistem sağlamalı. Taraflarla görüşmeden uzlaşmadan bir şeyin çözülmesi de söz konusu değildir” yanıtını verdi.
Kaynak: Dünya Gazetesi