Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği (TSRŞB) Başkanı
ve Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mustafa Su, yeni yılın ilk açıklamalarını
DÜNYA'ya yaptı.
Yakup SAYAR
İSTANBUL - Yeni yıla yönelik ilk söyleşisini DÜNYA ile yapan Türkiye Sigorta
ve Reasürans Şirketleri Birliği (TSRŞB) Başkanı ve Anadolu Sigorta Genel Müdürü
Mustafa Su, yeni yılın sektör açısından olumlu geçeceğini öngördü. "2012
yılına yönelik bazı arkadaşlar kötümser ama ben biraz daha iyimserim" diyen Su,
"Kârlılık daha iyi olacak gibi. Prim artışı biraz düşebilir belki. Tüm
çevrelerin ekonomiye yönelik uyarılar olduğunu ve bizim işimizin de ekonomiye
endeksli olduğu düşünülürse prim artışında biraz gerileme olabilir. Ama
kârlılıkta artış olacağını düşünüyorum. 2011 yılında kârsızlıkta sektör olarak
dibe vurduk. Ciddi bir patlama değil belki ama biraz daha iyi bir yıl olacağını
bekliyorum" şeklinde konuştu.
2011 yılının 10 aylık sonuçlarına göre sektörde prim üretiminin yüzde 23'e
yakın artışla 13.9 milyar TL'ye ulaştığını belirten Mustafa Su, toplam primin
11.6 milyar TL'si elementerden, 2.3 milyar TL'sinin de hayat sigortalarından
geldiğini söyledi. " 2010 yılında hayat branşı daha fazla büyüdü ve bu
enteresan bir sonuç diyen
Su sözlerini şöyle sürdürdü: " Elementer alan yüzde 21.4 büyürken, hayat 28.5
büyüdü. Sektörde önemli bir gelişme de eskiden trafikte kaza geçirenlerin tedavi
giderlerini biz karşılıyorduk fakat artık tedavi masraflarını SGK üstlendi. Bu
konumdaki sorunluluğumuz kanunen ortadan kalktı ama bundan hoşnut değiliz.
Çünkü bazı hukuki görüşlere göre sorumluluğumuz devam ediyor. Uluslar arası
anlaşmalar göre bazı sorumluluklarımız sürüyor. Bu konuda vatandaşın da kafası
karışık. Yönetmeliğin iptaline yönelik Birlik nezdinde girişimlerimiz oldu ve
yargıya başvurduk. Şu anda bu konuda sigortacılık yaptırılmıyor. Biz tahsilat
ajanı değiliz."
İş Bankası ile bağımız umudumuzun
nedeni
Anadolu Sigorta'nın 2011 yılını değerlendiren Su, şirket olarak 10 ayda
pazar paylarını yüzde 12.94'e çıkardıklarını ve yaklaşık 1 puan artış
yaşadıklarını ifade ederek, "Hayat ve elementer olarak da yüzde 10.80 çıkan
bir pazar payımız oldu. Prim artışımız da yüzde 34 oldu. Sektörden 10 puan daha
hızlı büyüdük diyebiliriz. Son iki ayda da bu biraz daha artacak gibi gözüküyor.
En azından pazar artışımızı son iki ayda da koruyacağımızı düşünüyoruz" dedi.
Su, şirket olarak 2012'de pazar paylarındaki artışın devam etmesini, öz
sermaye ve aktif karşılıklarını mutlaka geliştirmek istediklerini kârlılık
açısından daha da hassas olacaklarını söyledi. Su, Anadolu Sigorta olarak
umutlu olmasının nedenini ise İş Bankası ile bağlarının ve işbirliklerini daha
da ileri taşınacak olması ve bu kanaldan gelecek primlerin artacağı yönlü
beklentinin güçlü olmasına bağladı.
Kârlılıkta iyi bir yıl
yaşayacağız
Yeni yıla yönelik beklentilerini sorduğumuz Mustafa Su şöyle konuştu: " Yeni
yıla yönelik bazı arkadaşlar kötümser ama ben biraz daha iyimserim. Kârlılık
daha iyi olacak gibi. Belki prim artışı biraz düşebilir. Tüm çevrelerin
ekonomiye yönelik uyarılar olduğunu düşünürsek ki, kriz akut bir şeydir ama
artık tüm dünyada kronik hale geldi gibi. Bizim işimizin de ekonomiye endeksli
olduğu düşünülürse prim artışında biraz gerileme olabilir. Ama kârlılıkta artış
olacağını düşünüyorum. Çünkü sektör olarak 2010 yılında dibe vurduk. Ciddi bir
patlama değil belki ama biraz daha iyi bir yıl olacağını bekliyorum."
Teknik karşılıklar vergi matrahından düşürülmeli
Hazine'nin düzenlemeleri değinen Mustafa Su, şunları
söyledi: "Hep bu düzenleme olmasa böyle olurdu şöyle olurdu gibi yorumları
ortaya çıkıyor. AB'ye uyum ve Solvency II'ye Türk sigorta sektörü olan uyum
sağladık hatta daha sert bir uyum sağladık diye düşünüyorum. Bu sertlik
konusunda ise bazı yumuşamalar yapılabilir diye düşünüyorum. Yeni getirilen
karşılıkların vergi mevzuatı karşısındaki durumu söz konusu ve burada hala
beklediğimiz düzenleme yapılmadı. Tek beklediğimiz, sigortacılık konusunda
teknik karşılıkların tamamı vergi matrahından indirilmesi ve bu böyle olursa,
bundan sonra da ayrılacak karşılıklar aynı kapsama girecek. Ama her karşılığı
ismen belirtmeye kalktınız mı, Gelir İdaresi bu ismen belirtilenler arasında
değil diyerek bunu vergiden indiremezsin diyor. Öyle bir zorluk varlık.
Kârlılık açısından en önemli konulardan biri bu. Bu karmaşa mantığa ters. Bu
konunun bir an önce düzenlenmesi lazım."
Karşılık düzenlemesi bilançoları
yıprattı
Genelden bakınca Hazine'nin düzenlemeleri yumuşatma değil ama, AB'ye yönelik
yumuşama yapabileceğini söyleyen Mustafa Su, "Bu durum bu yılın rakamlarına
yansıyacaktır ama 2012'ye daha fazla yansıyacaktır. Çok karşılık ayırdığımız
ortada. Neye göre fazla dersek , normlarına kriterlerine ulaşmaya çalıştığımız
AB'ye göre fazla ise fazladır, onlara eşit ise eşittir. Ama AB'de şirketler
uzun yılardır bu standartlarda çalıştıkları için, bizde belki bu durum biraz
daha yavaş yavaş olabilirdi.
Fakat şunu söylemem gerek yapılan şeylerin tamamı doğru ve bu düzenlemelerin
doğru olduğu konusunda herkes hemfikir ve şirketlerimiz bu duruma kendilerini
adapte etmeli. Fakat bu biraz daha alıştıra alıştıra mı yapılırdı diye
düşünüyorum. Çünkü birçok şey bir araya geldi. Ekonomik kriz, faizlerin
gerilemesi, rekabet hep vardı zaten ve bunların üstüne karşılık düzenlemesi
eklenmesi bilançoların üzerinde yıpratıcı oldu" diye konuştu. Mustafa Su,
Hazine'den öncelikli beklentilerinin sektördeki fiyat eksenli rekabet ortamına
dur diyecek yasal düzenlemelerin uygulanmasına destek olması olduğunu, bu
kapsamda da yeni Sigorta Acenteleri Yönetmeliği Taslağı'nın hayata geçirilmesini
beklediklerinin altını çizdi.
Kârlı branşlarda rekabet sürüyor
Sektördeki rekabete değinen Mustafa Su, fiyat odaklı rekabette kurumsal
sağlıkta biraz daha sağduyunun hakim olmaya başladığının altını çizerek: " Bu
branşta geçen seneki ödenen hasarın altında verilen fiyatlar daha nadir görülür
oldu. Kaskoda ve trafikte genel seviye olarak fiyatlar sanki artmış
görülüyor. Yangın kârlı branşların başında geliyor ve burada biraz rekabet ise
arttı diyebiliriz. Burada deprem fiyatı teminatına, yangın artı deprem gibi
poliçeler yapılıyor. Kârlı branşlarda rekabet sürüyor. Diğer alanlarda biraz
düzelme var gibi" şeklinde konuştu.
El değiştirme olabilir
Sektöre yönelik yabancı ilgisini sorduğumuz Mustafa Su, sektörde satılacak
çok fazla şirketin kalmadığının altını çizdi. Su şöyle konuştu: "Şu an arz yok,
talep hala olabilir. Belki şu olacak bunda sonra, birkaç tane kalan seçenekte
ekonomik şartların iyi olmaya başladığı dönemde bir hareket olacaktır. Belki
gelenlerin bir kısmı çekilecek. Bunu geçmişte yaşadık. Onlarla ilgili bir el
değiştirme veya konsolidasyon olabilir. Ülkemizdeki düşük sigortalılık oranının
yarattığı potansiyel nedeniyle, yabancı sermayeli şirketlerin sayısının
artacağını ve rekabetin daha da yoğunlaşacağını öngörmekteyiz."
Teknoloji yatırımımız devam
ediyor
Anadolu Sigorta olarak teknoloji yatırımlarının hız kesmeden devam ettiğini
belirten Mustafa Su sözlerini şöyle sürdürdü: "Teknoloji yatırımlarımız hala
devam ediyor. Şirketin iki ana omurgası var biri üretim, diğeri hasar. Hasar
ile ilgili çalışmalarımız bitti ve şubat ayında devreye sokacağız. Artık
omurgalardan bir tanesi tamamıyla değişik bir süreç içinde yürütülmeye
başlayacak. İnternet kanalımız, hukuk, reasürans, rücu gibi işlerimizi daha önce
düzenlemiştik. Müşteri ilişkileri yönetimimizi ve uygulamalarımızı acentelerin
hayatına soktuk.
Satış fırsatları yönetimi, kampanya yönetimi, müşteri yönetimi vb gibi yeni
yeni ekranlar uygulamalar acentelerin hizmetine girdi. Ürün kısmı ise 2013
yılında olacak. Sonra da tüm bunların entegrasyonuna geçeceğiz. Bu proje
başlayıp biten değil, süreklilik arz eden bir proje. Değişimin dinamiğini
sürekli kılmazsak, 15 yıl sonra gelir birileri değiştirir ki asıl başarmamız
gereken süreklilik."
Yeni ürüne ihtiyaç yok, farklılaştırma öne
çıkacak
Yeni ürünlerin piyasa talebine göre şekilleneceğini söyleyen Mustafa
Su,"Acentelerimiz kanalıyla, müşterilerimizden aldığımız dönüşlere göre talep
var mı ihtiyaç var mı diye çalışıyoruz. Ama bir alanda boşluk var gibi bir durum
yok ve böyle biri ürüne ihtiyaç da yok. 2012 yılına egemen olacak faaliyet,
mevcut ürünlerde çok önemli işler olabilir. Artık farklılaştırma daha önemli
olacak. Teminat kapsamı genişletilmesi, yeni hizmetler ekleyici, mesela herkes
kasko satıyor burada farklılaşma olabilir. Anadolu Sigorta açısından farklı
çizgimizi korumaya gayret edeceğiz. Araştırmalar vs ne isteniyor gibi
çalışmalarımız devam edecek. Mesela acentelerimizle anket yapıyoruz konut
üzerine ne isteniyor neler yapılabilir vb gibi. Mini onarımı orada da başlattık.
İstanbul'da başladı, Ankara'da başlayacak" diye konuştu.
Çapraz satışı düşünmeyen acente ayakta
kalamaz
Acentelere yönelik görüşlerini ve sektördeki satış kanallarının genişlemesine
yönelik görüşlerini sorduğumuz Mustafa Su şunları söyledi: " Aslında ne olması
gerektiği çok net. Şirketler mutlu değilken acentenin mutlu olması mümkün
değil, tam tersi de mümkün değil ve sürdürülebilir de değil. Banka ve sair
oyuncular, dünyayı tersine çevirmek mümkün değil ve bankasüransı biz icat
etmedik, bunları istememek çok yanlış. Acentelerin bankalarla pastanın
büyüdüğünü görerek, biz neler yapmamız lazım bunu düşünmeleri lazım. Bir pasta
var, ben bu pastadan masanın etrafına oturup pay alanların sayısını azaltarak
payım artar diye düşünmek çok yanlış amaç pastayı büyütmek olmalı. Çapraz satış
yapmak çok önemli. Çapraz satışı düşünmezlerse hayatta kalmaları çok zor. Bir
müşteriye birden fazla ürün satmayı beceremedikçe hayatta kalmak mümkün değil.
Başka rakiplerde var, internet gibi vb gibi birçok yeni satış kanalları
oluşuyor. Acente bu durum altında nasıl çalışırımı planlamalı. Bankaların
pastayı büyüttüğü ise inkar edilemez."
Teknik kârın önemi öne çıktı
Sektörde en çok tartışılan teknik kârlılık konusuna değinen Mustafa Su, " Bu
konu her zaman önemliydi. Herkes yaptığı işten kâr elde etmek ister.
Sigortacılıkta ölçü teknik kârlılıktır. Bütün olarak bakıldığında ise bileşik
rasyodur. Yani hasar prim oranı artı masraf oranı. Bu oran yüzde 100'ün
altındaysa para kazanıyor, üstündeyse kaybediyorsunuzdur. Eskiden mali kârlar
nedeniyle kârlı bilançolar açıklanabiliyordu ve teknik kârlılığın düşük
seviyelerde olması bunun önüne geçmiyordu. Ama artık böyle bir durum olmadığı
için teknik kârın önemi öne çıktı.
Şirketlerin masraf konusundaki maliyetlerini gözden geçirip azaltmaya
çalışması, mükerrer yapılan işleri önleyerek, operasyon giderlerini azaltması,
merkezileştirme suretiyle teknolojiyi kullanarak bunları belli bile seviyeye
çekmesi, bir de üstlenilen risklerde alınması gereken fiyatları alınması artık
önemli olan taraf. Biz fiyat tartışmalarının dışına çıkarak bizim fiyatımız
budur diyebilmeye çalışıyoruz. Fiyatlama yapımız teknik kâr elde edecek şekilde
büyük ölçüde değişecek.
Diğer bir konuda riskin seçimi, burada ne olursa olsanız bu riski
üstlenmemeniz gerekir. 10 milyonluk bir riski aldığınızda buna 200 bin lira
vermek ile 250 bin lira fiyat vermek bir anlam ifade etmez. Büyük işlerde.
Küçük işlerde de acentelerin bunu düşünürsek risk seçimini iyi yapması lazım. Ve
önümüzdeki dönemde bunu iyi analiz edemeyen şirketler teknik kârda sorun
yaşayacaktır" dedi.
Kamu menfaati olan her alanda sigorta zorunlu
olmalı
Van'daki sigortalılık oranın düşük olmasına rağmen sektör olarak vazifelerini
yerine getirdiklerini söyleyen Mustafa Su, Doğal Afetler Kanunu'nun uzun
yıllardır beklediğini ve artık çıkması gerektiğinin altını çizdi. "DASK bizde
hale vergi olarak görülüyor" diyen Su şunları söyledi: "Hizmet alma dahil,
doğalgaz, elektrik, su gibi hizmetlerin alınması kesinlikle DASK mevcudiyetine
bağlanmalı. Başka şeylerde yapılabilir.
Zorunlu poliçe diyorsak, nasıl trafikte sigortası olmayana ceza kesiliyorsa,
bunda da bir müeyyide olmalı. En iyi bölge dediğimiz Marmara'da dahi yeterli
seviyelere ulaşmış değil zorunlu olması halinde. Zorunlu sigorta kapsamı
kesinlikle artırılmalı ama mutlaka arkasında durulmalı. Birçok zorunlu
sigortamız var ama bunların bazılarında DASK'ın da altında oranlar görüyoruz.
Bunların arkasında izlemez ve takip etmeseniz, bunu biliyorsanız sigortacılıkla
ilgili düzenleme makamı dışındaki bazı kamu kurumları da zorunlu sigorta ihtas
etmeye başladı.
Zorunlu sigortalar dışarıda bize göre daha fazla ve sektörü geliştiriyor. Ama
bunda da ipin ucunu çok fazla kaçırmamak lazım. Gerçekten kamu menfaatini
ilgilendiren konularda tereddütsüz zorunlu sigortalar getirilmeli ve arkası da
kovalanmalı."
Bakanımızdan randevu bekliyoruz
Türk sigortacılığında en önemli olanın kamuoyunun eğitimi olduğunu belirten
Mustafa Su, bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı ile temasların kurulmaya
çalışıldığının altını çizerek : " İlkokulda haftada bir saat çocuklara oyun
oynar gibi o yaştan bir sigortacılığı benimsetmek mümkün. Birliğin eğitim
yapabileceği şeyler bu kapsamda olmalı. Sigortacılıkta eskiden kalma yanlış
algılamalarla da beslenmiş olumsuz bir algı vardı eskiden bunun artık ortadan
kalktığını gözlüyorum.
Aynı zamanda sigortacılık artık meslek olarak görülmeye ve gençler arasında
yaygınlaşmaya başladı. Eleman kalitesi çok arttı. " diye konuştu. Mustafa Su,
devlet yönetiminin de sigortaya destek olması gerektiğinin altını çizerek, Van
depremi sonrasında Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın açıklamalarına sektör olarak
çok üzüldüklerini söyledi. Su şunları söyledi: "Sayın Bakanımız da sektörümüze
yönelik bir yanlış algı varsa bu konuyu düzeltmemiz için bize fırsat vermesini
istedik ve randevu talebimize yanıt vermesini bekliyoruz."
Sosyal sorumluluk projelerimiz bizim
gururumuz
Anadolu Sigorta'nın sosyal sorumluluk projelerine özellikle vurgu yapan
Mustafa Su, bu çalışmalarının kendilerini gururlandırdığı belirterek şunları
söyledi: "Büyük destek gördüğümüz ve ses getiren unutulmuş sanat ve mesleklere
yönelik sosyal sorumluluk projemiz uzun yıllar daha devam edecek. 2012 yılı
için; Ankara/Sedefçilik, Kars/Heybe Yapımı, Muğla/Cam Üfleme, Nevşehir/Çömlek
Yapımı, Tokat/Yazma Baskı kurslarını açmayı planlıyoruz. Bu yılda oradaki
unutulmuş sanatları canlandıracağız.
Son reklamlarımız çok güzel dönüşler yarattı. Bu proje şirketimizin imajını
çok yukarılara taşıdı. Anadolu Sigorta'nın yıllar boyunca izleyeceği çok önemli
ve anlamlı bir proje oldu. O projeden faydalananlar açısından da olumlu olur
diye umuyoruz. Ustası kalmamış veya kalmayacak, yöresel bir değer taşıyan meslek
ve sanatlar üzerinde durarak Kültür Bakanlığı ile ortak bir seçim yapmaya devam
edeceğiz.
Bu projemiz İZ İletişimin Zirvesindekiler Ödülleri'nde ‘Yılın Kurumsal Sosyal
Sorumluluk Projesi' kategorisinde ödüle layık görüldü. Öte yandan son olarak
denizlerin kirlenmesini önlemek ve kirlilikle mücadeleye katkıda bulunmak
amacıyla DenizTemiz Derneği/TURMEPA ile çalışma başlattık ve imzalanan
protokolle, her türlü deniz aracının sigorta edilmesinden elde edilecek gelirden
Türkiye'de denizlerin temizlenmesi için çalışmalar yürüten TURMEPA da pay
alacak" diye konuştu.
Kaynak: Dünya Gazetesi