Siber güvenlik ekonomisi büyürken tehditler ise trilyon dolarlık
kayıplara yol açıyor. Yapılan araştırmalara göre, 2025 yılı itibarıyla
siber saldırılardan doğan kayıpların yıllık 10,5 trilyon dolara ulaşması
beklenirken Imperum CEO’su Senad Aruc, "Siber güvenlik yatırımları bir
maliyet değil, zorunlu bir yatırım" dedi.
Imperum Üst Yöneticisi (CEO) ve kurucusu Senad Aruc, siber
saldırıların küresel ekonomiye maliyetinin her geçen yıl arttığını
belirtti.
Aruc, "Yapılan araştırmalara göre, 2025 yılı itibarıyla siber
saldırılardan doğan kayıpların yıllık 10,5 trilyon dolara ulaşması
bekleniyor. Bu devasa zararlar en çok üretim kesintisi, müşteri
güveninin kaybı, fidye talepleri ve yasal sonuçlarda kendini gösteriyor"
dedi.
Siber güvenlik ekonomisi her geçen gün büyümesini sürdürürken, siber
güvenlik temelli tehditlerin oluşturduğu tehditlerin ekonomik zararı ise
trilyon dolarlık kayıplara yol açıyor.
Dijitalleşmenin hız kazandığı son dönemde siber güvenlik, küresel
ekonominin en hızlı büyüyen alanlarından biri haline geldi. Artan
dijital tehditler, şirketleri ve devletleri daha fazla yatırım yapmaya
iterek siber güvenlik pazarını milyarlarca dolarlık bir ekonomi haline
dönüştürdü.
Uzmanlara göre, fidye yazılımları, veri sızıntıları ve kritik
altyapılara yönelik saldırılar yalnızca finansal zararlarla sınırlı
kalmıyor, aynı zamanda kamu güvenliği, ulusal güvenlik ve toplumsal
düzen üzerinde de ciddi riskler oluşturuyor.
Özellikle yapay zeka destekli siber savunma çözümlerine olan ilgi son
yıllarda dikkati çekici biçimde artmış durumda. Ancak uzmanlar,
teknolojik çözümlerin yanı sıra kullanıcı farkındalığının da en az
yazılımlar kadar önemli olduğuna dikkati çekiyor.
Konuya ilişkin soruları yanıtlayan Aruc, siber saldırıların küresel ekonomiye maliyetinin her geçen yıl arttığını söyledi.
Aruc, "Yapılan araştırmalara göre, 2025 yılı itibarıyla bu rakamın
yıllık 10,5 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Bu devasa zararlar en
çok üretim kesintisi, müşteri güveninin kaybı, fidye talepleri ve yasal
sonuçlarda kendini gösteriyor. Örneğin, İngiltere'nin köklü
markalarından Marks&Spencer, 2025 Nisan ayında yaşadığı siber
saldırı nedeniyle sadece birkaç gün içinde 700 milyon sterlinlik piyasa
değeri kaybı yaşadı. Bu olay, sadece doğrudan zararları değil, itibar
kaybının ve müşteri güvenindeki sarsılmanın da nasıl ağır sonuçlara yol
açabileceğini gösteriyor." diye konuştu.
'Siber güvenlik yatırımları bir maliyet değil, zorunlu bir yatırım'
Aruc, kritik altyapılara yapılan saldırıların ise çok daha geniş çaplı dolaylı zararlar doğurabildiğini kaydetti.
2017’de gerçekleşen NotPetya saldırısının global lojistik
şirketi Maersk dahil birçok firmayı felç ederek toplamda 10 milyar
dolardan fazla zarara yol açtığını anımsatan Aruc, şöyle devam etti:
"Bu gibi saldırılar tedarik zincirlerini sekteye uğratarak sadece
saldırıya uğrayan firmayı değil, iş ortaklarını, müşterilerini ve hatta
ülkeleri de etkileyebiliyor. Tüm bu tablo, siber güvenlik yatırımlarının
bir maliyet değil, zorunlu bir yatırım olduğunu gösteriyor. IBM'in 2023
raporuna göre, bir veri ihlalinin ortalama maliyeti 4,45 milyon dolar.
Bu da demek oluyor ki, güvenlik için ayrılan her bütçe, ileride
oluşabilecek zararları önleyerek kısa sürede kendini amorti ediyor."
Aruc, şirketlerin siber güvenliğe stratejik bakması gerektiğini ve bu
alandaki yatırımların sadece IT bütçesi olarak değil kurumsal risk
yönetiminin temel parçası olarak değerlendirilmesi gerektiğini
vurguladı.
Kaynak: Anadolu Ajansı - AA