Merkez Bankası’nın döviz sattığı dönemde dahi Türkiye’ye net anlamda toplam
5 milyar dolarlık döviz girişi olduğunu açıklayan Başbakan Yardımcısı Ali
Babacan, “Tüm işlemlere baktığımızda 5 milyar dolar bir artı var. 1 Ocak’tan
önceki akşama kadarki döneme baktığımızda da yine artı 3 milyar dolarlık giriş
var” diye konuştu.
MERKEZ Bankası’nın ağustos ayından beri döviz
satışı olduğuna dikkat çeken Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “Ağustos ayından yıl sonuna kadar olan dönemde,
Merkez Bankası’nın çok döviz sattığı dönemde
dahi Türkiye’ye net anlamda toplam 5 milyar dolarlık döviz
girişi olmuş. Tüm işlemlere baktığımızda 5 milyar dolar bir artı var. 1 Ocak’tan
önceki akşama kadar ki döneme baktığımızda da yine artı 3 milyar dolarlık giriş
var. Dolayısıyla büyüme anlamında Merkez Bankamızın döviz
rezervleri biraz aşağı düştü, bu bir gerçek; ama öte yandan Türkiye’nin toplam
döviz varlıklarına baktığımızda bir kaybımız yok. Tam tersine
Türkiye’ye giriş devam ediyor” diye konuştu.
Enflasyon kaygısı
yok
Dünya Ekonomik Forumu için bulunduğu Davos’ta CNBC-e’ye
konuşan Babacan, enflasyona ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: “Son 3-4 aydır
enflasyondaki artışın en önemli nedenleri kurdaki yükseliş, enerji fiyatlarının
yüksek seyretmesi, ithalatla ilgili yapılan düzenlemeler ve yaşanan sel
felaketidir. Bu sebepler Merkez Bankası’nın para politikasıyla çok da yakından
alakalı şeyler değil. Bunlar Merkez Bankası’nın düzeltebileceği şeyler değil ve
bir defalık ayarlamalar bunlar. Dolayısıyla bir defalık, geçici sebeplerle olan
enflasyonun yükselmesinden kaygı duymuyoruz. Kaldı ki maliye politikası
tarafında daha sıkı bir duruşumuz var. Geçen yılı beklediğimizden de daha düşük
bir açıkla kapattık. Bu yıl hedeflediğimiz bütçe de şöyle Davos’a katılan
ülkelere bakın, herkesin gıpta ile baktığı rakamlar. Türkiye’nin bütçe açığı
sorunu yoktur. Türkiye’nin bir kamu borcu sorunu yoktur artık bu tescil edilmiş
durumda.”
Duruşumuz değişmeyecek
Bu yıl
içerisinde de gelişmeleri yakından takip edeceklerini vurgulayan Babacan, “Belki
yeni sıkılaştırmalar gerekecek, belki bazı alanlarda gevşetmeler gerekecek ama o
günün, o haftanın, o ayın gereği neyse o yapılacak. Esneklik alanı bankacılık ve
para politikasında olacak ama maliye politikasındaki sıkı duruşumuz
değişmeyecek” dedi.
Risk primleri arttı
Babacan,
Merkez Bankası’nın faizde koridor uyygulamasını da şöyle değerlendirdi: “2012
her açıdan dikkatle görülmesi gereken bir yıl. Bu yıl, risk primleri daha yüksek
seyredecek. Geçen yılın başında çok sağlam görülen ülkelerin risk primlerinde
bile bir artış oldu. Risk primlerindeki söz konusu artış ile Türkiye’de son
dönemde enflasyonun yüksek çıkması, Türk Lirası bazında faizlerde artışı da
beraberinde getirdi. Biz bundan memnun muyuz? Kuşkusuz değiliz, ancak piyasa
koşulları gerektirdiği zaman böyle tablolar ortaya çıkabiliyor. Dolayısıyla
şartların farkında olmak, bu şartları kabul etmek ama bu şartlar içerisinde daha
iyiyi yapabilmenin çabası içinde olmamız gerekiyor.”
3’üncü köprü
ihalesi daralacak, proje 2.5 milyar dolara düşecek
İSTANBUL’a üçüncü köprü konusunda 2 gün önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ilgili bakanlarla birlikte toplantı
gerçekleştirdiklerini, durum değerlendirmesi yaptıklarını anlatan Başbakan
Yardımcısı Ali
Babacan, şu bilgileri verdi: “Sayın Başbakanımız haritaları aldı önüne,
projelere baktı ve şöyle bir talimatı oldu; üçüncü köprü ile sadece bağlantı
yollarını ayrı bir proje olarak ayırıyoruz. Çünkü üçüncü köprü, bağlantı yolu ve
otoyol sistemi olarak tek bir proje olarak dizayn edilmişti ve 6 milyar dolarlık
tahmini bir proje söz konusuydu. Uzun vadeli ve finansmanı çok kolay değil.
Dolayısıyla bu projeyi acil ihtiyacımız olan üçüncü köprü ve sadece bağlantı
yolu olarak biraz daraltıp tekrar yap-işlet-devret ihalesine çıkma kararı aldık.
6 milyar dolarlık proje 2.5 milyar dolar seviyesine düşebileceği
öngörülüyor.”
Fischer: Türkiye’nin büyümesi
etkileyici
DÜNYA Ekonomik Forumu’nun yapıldığı Davos’ta Türkiye
ekonomisinin çok başarılı bir performans sergilediğine işaret eden İsrail Merkez
Bankası Başkanı Stanley Fischer, şöyle konuştu: “Türkiye’nin büyüme oranları çok
etkileyici. Büyüme açısından Türkiye bir Doğu Asya ülkesi gibi. Ancak cari açık
ve enflasyon gibi endişe verici zayıf noktaları da var. Merkez Bankası’nın faiz politikası çok ilginç. Finansal kriz sırasına bazı
ülkeler faiz koridoruyla oynadı. Ancak bu, ana politika enstrümanı
haline getirmek çok yenilikçi bir hamle. Hepimiz izliyoruz. İşe yarayabilir.
Eğer bu politika başarılı olursa, başka ülkeler de uygulamaya başlar.
Avrupa’daki durum son aylarda düzeliyor. Avrupalı politikacılar geçen ekimden bu
yana kontrolü ele aldılar. Avrupa Merkez Bankası da önemli adımlar attı. Bunlar
güçlü ve doğru yönde atılmış adımlar. Avrupa artık inisiyatif alabilir hale
geldi.”
Türkiye daha iyi günlere doğru gidiyor cari açığı
düşürmeli
AVRUPA’daki krize rağmen Türkiye’nin geleceğini iyi
gördüğünü belirten Brookings Enstitüsü Başkan Yardımcısı Kemal Derviş, şu
değerlendirmeyi yaptı: “‘Euro parçalanacak’ havası yok. Temel sorunlar
halledilmiş değil. Umudum ciddi sorunlara değinilmesi. Almanya’nın, iyi olan
ülkelerin lokomotif rolü üstlenmesi gerekiyor. Avrupa’da en kötü geride kalmadı.
Türkiye’nin yüzde 4 büyüyebilmesi çok iyi. Türkiye’nin geleceğini iyi görüyorum.
Türkiye çok daha iyi günlere doğru yol almış durumda. Eğer Avrupa’da tam bir
çöküş olursa, Türkiye etkilenecek. Bu kadar yüksek bir cari açıkla yola devam
etmek mümkün değil. Cari açığı yüzde 5 civarında tutmakta yarar var. Yüzde 7
yüksek bir cari açık. Dünya ekonomisinde çok olağanüstü gelişmeler olmazsa
Türkiye için yumuşak iniş mümkün. İnsanlar ve ülkeler kendilerini en güçlü
hissettiği anda daha dikkatli olmalı. Bütün gelişmelere bakarak her türlü
ihtimale karşı tedbir almakta yarar var. Merkez Bankası’nın temelde başarılı
olduğu kanısındayım. Türkiye’deki büyümenin yavaşlama durumu var. Bu yavaşlama
karşısında ekonomiye biraz güç vermek gerekiyor. Öbür taraftan enflasyon
tehlikesi var. Merkez Bankası’nın işi kolay değil.”
Kaynak: Hürriyet.com.tr