Kağıt ve ambalajda Avrupa’nın en büyük üç kuruluşundan biri olan Eren Holding, bu alanda 500 milyon dolarlık yeni bir fabrika kurmak için harekete geçti. Eren, İzmit ve Romanya’da da ambalaj fabrikası kuracak.
Türkiye’nin yatırım iştahı yüksek grupları arasında yer alan Eren Holding, kriz döneminde de geri adım atmıyor. Zonguldak’taki 2.7 milyar dolarlık Eren Enerji’nin ilk fazı 2010 yılında devreye alındı. Enerjiden çimentoya, tekstilden kağıt ambalaja, turizmden perakendeye uzanan Eren Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eren, yeni bir kağıt fabrikası için proje geliştirdiklerini açıkladı. 500 milyon dolarlık tesiste 2 bin kişi istihdam edilecek. Eren Holding, Türk sanayisinin yatırım iştahı en yüksek gruplarından biri. Bu özelliğini ekonominin zor dönemden geçtiği süreçlerde de göstermesini bildi. Enerjinin en büyük yatırımcılarından Eren Holding’i yakından takip edenler, grubun Zonguldak’ta faaliyette olan termik santralini 2009 krizinin yaşandığı dönemde erteleme yapmaksızın yaşama geçirdiğine şahitlik ettiler.
Eren Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eren, o günleri, “Enerji üretiminin yüzde 7’sine denk gelen yatırımı dünyanın krizde olduğu bir süreçte projelendirmiştik. Krizle birlikte yatırımı ertelemedik. Bunun mükafatını krizin de etkisi ile iyi pazarlık yapıp, milyar dolarlık yatırımı daha ucuza getirerek aldık” diye açıklamıştı.
Eren Holding, içinde bulunduğumuz günlerde bir önemli yatırım için daha gün sayıyor. Kağıtta ve ambalajda Avrupa’nın ilk üç yatırımcısından biri olan holding, yeni kağıt fabrikası kurmak için harekete geçti. Kağıtta 500 bin ton/yıl kapasiteli bir yatırım için proje geliştirdiklerini söyleyen Eren Holding Başkanı Ahmet Eren, 500 milyon dolara mal olacak yatırımın, 2 bin kişiye istihdam sağlayacağını söyledi.
Tekstilden, enerjiye, kağıt ve ambalajdan, çimentoya, turizme uzanan çok geniş bir sahada 8 bin 500 çalışanı ile 2.7 milyar dolarlık ciro elde eden Eren Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eren ile ekonomi gündemi ve iş planlarını konuştuk;
• Enerji ile başlayalım dilerseniz. Tekstil ile başladığınız iş yaşamında sonradan girdiğiniz enerjide en büyük yatırımcılardan biri oldunuz. Sektörde son dönemde yaşanan krizi neye bağlıyorsunuz?
Evet, enerjinin en büyük oyuncularından biriyiz. Yalnızca Zonguldak’taki termik santralimize iki fazda 2.7 milyar dolar yatırım yaptık. Enerjinin sıkıntılarından bir tanesi devletin müdahaleci rolüdür. Yanı sıra talebin artmamasıdır. Elektrikte asıl tüketici sanayidir. Sanayi şu anda sıkıntı içinde olduğu için elektrik tüketimi daha önceki dönemlere nazaran düştü. Elektrik harcamalarına yönelik talep yüzde 4-5 düzeyinde artarken şimdi sıfırlar birler düzeyinde büyüyor.
Kül İhraç ediyor
Ahmet Eren, ihracatlarının yılsonu 300 milyon dolara kadar çıkabileceğini belirterek, “Çimentoda ihracatın payını iç pazarın daralmasyla yüzde 80’e kadar çıkardık. Tekstilde ciromuzun yüzde 40’ı ihracattan geliyor” dedi. Enerjide ihracatın çok kısıtlı olduğunu kaydeden Eren, “Bu noktada bir konuya dikkatinizi çekmek isterim. Öyle modern bir tesis inşa ettik ki santralimizin külünü dahi ihraç ediyoruz. Kimi tesisler kül tarlaları yaratırken, bizim santralimiz hem kendi külünü, hem de başka tesislerin külünü toplayarak ihracat yapıyor. ABD ve Avrupa’da yapı malzemesi olarak kullanılan külde, yılda 1.5 milyon tona yakın ihracat gerçekleştiriyoruz” diyor. Eren’den öğrendiğimize göre külün tonu 10 dolardan dış pazarlara sunuluyor.
• Sizde durum nedir? Kapasitenin ne kadarı kullanılıyor?
Biz gelirini birden fazla sektörden karşılayan mali yapısı güçlü bir grubuz. Yurt içi ve dışından karşıladığımız kredilerimizi rahatlıkla ödeyebilen bir yapımız var. Santralimizde 2 ay öncesine kadar 5 ünitemizden 1’i çalışıyordu. Şimdi kapasitemiz son iki aydır yüzde 60-70’ler noktasına geldi. Enerjinin yanı sıra diğer sektörlerimizdeki işlerimiz ciromuzun diğer önemli kalemlerini oluşturuyor.
• Sektörleriniz ciroya hangi oranlarda katkı sunuyor?
Enerjinin cirodaki payı yüzde 40’tır. Kağıt ve ambalaj yüzde 35’in üstündedir. Tekstil yüzde 15, çimento yüzde 9’lardadır.
• Kağıt ve ambalaj üretiminde pazara yakın olma yönündeki stratejiniz sürüyor mu?
Evet, ambalajda Türkiye’de ve Balkanlar’da bu yönde büyüyoruz. Yunanistan’dan sonra Romanya’da da 30-40 milyon dolar bütçeli ambalaj fabrikası kuracağız. İzmit-Gebze Bölgesi’nde de yer bakıyoruz. Çorlu’daki kağıt fabrikamız yurt içi ve dışındaki ambalaj tesislerimizi besliyor.
• Kağıttaki planınız nedir?
Çorlu’da tesisimiz dünyanın en modern kuruluşları arasındadır. Zaten enerjide de kağıtta da sıfır atık ile çalışıyoruz. Kağıtta şimdi yeni bir yatırım için harekete geçtik.
• Biraz ayrıntı verebilir misiniz?
İhracat odaklı yeni bir kağıt tesisi kurmak istiyoruz. Toplam 500 bin ton yıl kapasiteli olacak. Yaklaşık 500 milyon dolara mal olacak ve iki bin kişilik istihdam yaratacak. Yeri için alternatif noktalar üzerinde çalışıyoruz. Bizim için ihracata elverişli liman erişimi çok önemli. Bugün İsveç’e dahi pizza ambalajı satabiliyoruz.
• Bankalardan kaynak temininin kolay olmadığı bir süreç yaşıyoruz. Yatırım finansmanını nasıl oluşturmayı planlıyorsunuz?
Kredibilitesi güçlü bir kuruluşuz. Bu konuda güçlü bizi iyi anlatan referanslarımız, projelerimiz var. Bu yönden kendimizi tarif etmede zorluk yaşamıyoruz. Kağıt fabrikamız için yüzde 30-35 özkaynak kullanacağız. Geri kalan kısmı için yurtiçinden ve yurt dışından kredi kullanacağız.
Enerji yatırımları Türkiye’nin ihtiyacına göre düzenlemeliydi
• Neden bu noktaya gelindi?
Devlet, enerji yatırımlarının önünü açarken, bir makro plana bakıp Türkiye’nin ihtiyacına göre düzenlemeliydi. Yatırımcı da geleceği tam olarak öngöremedi. Kredilerin bolluğu itti bizi bu işe. Bankalar da kolay kredi verdi, geleceğine bakmadı. Hem üretim hem de dağıtım tarafında bankaların 50 milyar dolarlık finansmanı bulunuyor. Sektörde 12-15 milyar dolar aralığında bir kredinin yeniden yapılandırılmasının gündemde olduğu konuşuluyor. Bizim de kulağımıza geliyor bu rakamlar. Kredilerde rehabilitasyon ve rahatlama için dışarıdan sermaye girişinin kolaylaşması gerekir. Bankalar o durumda daha uzun vadeye yayacak şekilde yapılandırma yaparlar. Elektrik talebi artabilir, artacaktır da. Şu anki arz fazlası yavaş yavaş ortadan kalkacaktır. Devletin alım garantisi olan rüzgar ve güneşte yatırım olabilir. Alım garantisi olmayan işlerde yatırımın olması çok zor.
REKABET HUKUKU BOZULMAMALI
• Krizler her ülkede, tüm dünyada olabilir. Türkiye’de de olması normal. Önemli olan, krizden çıkış yolu. Popülist olmaktan uzak, tam rekabetçi liberal bir hukuk formasyonu içinde bu durumu yönetmek gerekir.
• Devletin, rekabet hukukunu bozacak müdahalelerine karşıyım. Düşük gelir grupları lehine vergiler kanalı ile müdahalelerine katılıyorum. Denetleyici rolüne inanıyorum.
• Türkiye’de şu anda yaşanan ekonomik sıkıntının ana nedeni dış çevrelerden kaynaklanıyor. Her halükarda batı ile ilişkilerin kuvvetlendirilmesinden yanayım. Onların bize yaptıkları oyunlara rağmen olmalı.
• Dış ilişkiler düzeldiği taktirde Türkiye daha kısa sürede kendisini toparlar. Türk girişimciler hakikaten cesur girişimciler. Her zaman yatırımcı kimliğini öne çıkardı. Beş yıl da ekonomi parlak günlerine geri gelebilir.
Kaynak: Dünya Gazetesi