İstanbul Altın Borsası (İAB) Başkanı Osman Saraç, 2013 yılında
gerek ABD ekonomisinde olumlu hava beklentisi, gerekse Avrupa Birliği’nin
uzlaşmaya giderek vereceği istikrar görüntüsünün, kıymetli madenler ve altın
fiyatlarında geriye gidiş yaşatacağı öngördü.
Jülide YİĞİTTÜRK GÜRDAMAR
İstanbul Altın Borsası (İAB) Başkanı Osman Saraç, 2012 yılının ikinci
yarısından sonra altın ons fiyatının 2 bin dolara yükselmesinin beklendiğini,
vatandaşın ise satış yönünde eğilimi bulunmadığını, yatırım cephesinin halen çok
kuvvetli olduğunu söyledi.
Altın piyasasındaki son gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Saraç,
2012 yılının sonuna kadar arada düzeltmeler olsa da altın fiyatlarında adım adım
yükseliş beklendiğini söyledi.
Bu yükselişin 2012 yılının ikinci yarısından itibaren öngörüldüğüne dikkati
çeken Saraç, "2012 yılı içerisinde altın ons fiyatında 2 bin civarında bir
rakamın test edileceği beklentisi çok güçlü. Belki üzerinde de olabilir. Fakat,
bütün beklentiler ikinci yarıdan sonra. Bu yılın ilk yarısında böyle bir
beklenti yok" dedi.
Saraç, 2013 yılında ise gerek ABD ekonomisinde olumlu hava beklentisi,
gerekse Avrupa Birliği’nin uzlaşmaya giderek vereceği istikrar görüntüsünün,
kıymetli madenler ve altın fiyatlarında geriye gidişin habercisi olacağına
dikkat çekerek, "Global krizden sonra, global resesyonun da yapay da olsa artık
yavaş yavaş nihayete ereceği bir döneme girilmesi bekleniyor. Dolayısıyla bu
yıl, altın ve kıymetli maden döneminin sonu kabul ediliyor" dedi.
Vatandaş hala yükseliş beklentisini koruyor,
satmıyor
Türkiye’de küçük yatırımcının altın talebini de değerlendiren Saraç, altında
hala küçük ölçekte de olsa tasarruf artışının devam ettiğini söyledi. Satış
yönünde bir eğilim olmadığını belirten Saraç, şunları söyledi: "O zaman hurda
dönüşü çok yüksek olurdu. Hurda dönüşü gibi bir dönüş biz hissetmiyoruz.
Vatandaş, altın fiyatında yükseliş beklentisini koruyor, elinde tutuyor hala.
Mesela, bankalardaki hacimle beraber Darphane’nin üretimi iki katına çıktı.
Darphane 2010 yılında 33 ton üretim yaparken, 2011’de 65 ton üretim yaptı.
Altında yatırım cephesi halen çok kuvvetli. Altında geçen yıl fiziki yani
evinde, işinde, cebinde saklama konusunda çok ciddi artış söz konusu oldu
cumhuriyet altınlarını dikkate alırsak. İki katı bir artış var çünkü. Bu
altınların hepsi hediyelik dağıtılmadı muhakkak. O küçük yatırımcının
tasarrufları."
Bankalarda 8,2 milyar dolar altın mevduat hesabı
var
Bu gelişmelere paralel olarak altın satışı ve özellikle bankalardaki altın
hesaplarının arttığını bildiren Saraç, "Bankalarımızda 8,2 milyar dolarlık
altına dayalı mevduat hesabı var. Yatırım fonlarında ise 1 milyar dolar var.
Dolayısı ile altına dayalı 9.2 milyar dolarlık bir kaynak söz konusu. Bu çok
büyük bir tutar, fakat bu rakamın bir miktar daha artacağını düşünüyorum"
değerlendirmesinde bulundu.
Bankalarda altın hesabının 2007 yılında 150 milyon dolar olduğuna işaret eden
Saraç, 2012 yılına gelindiğinde ise 8,2 milyar dolarlık bir büyüklüğe
ulaşıldığını kaydetti. Saraç, "Altın hesabını, insanımızın en uzun süre
sabrettiği finansal araçlardan biri olarak da düşünmek lazım. Bankalarımızda
mevduatın vadesi 1-3 ay olarak tutulurken, bu tür hesaplar en uzun süreli
hesaplar olma özelliğini koruyor. Çünkü çıkışı az, girişi çok olan bir şeyden
bahsediyoruz" diye konuştu.
Kaynak: Dünya Gazetesi