Derya EĞRİCAN GÜLEÇ
MERSİN - Türkiye'de kırmızı mercimek hasadının sonuna yaklaşılırken, nohut
hasadına bu ay itibariyle başlandı. Üreticiler bu ayın sonuna doğru da kuru
fasulye hasadına hazırlanıyor. Kırmızı mercimek rekoltesi geçen yıla oranla çok
değişmezken, nohut üretimindeki düşüş bu yıl da sürüyor. Geçen yılla benzer
seviyelerde ürün beklenen kuru fasulye ise yurtiçindeki ihtiyacı dahi
karşılamıyor. Sektör temsilcileri bu yıl çıkan ürünlerin iç talebi
karşılamasının dahi zor olduğu görüşünde birleşirken, ihracatta önceki yıllarda
olduğu gibi bu yıl da dahilide işlemenin kaçınılmaz olduğu görüşünü dile
getiriyor. Baklagil ekiminin her geçen gün azaldığı Türkiye’de, bu ürünlerin
yerini buğday, mısır ve ayçiçeği alıyor. Bakliyat ekiminin devam edebilmesi için
gösterilen tek yol ise Tarım Bakanlığı’nın iyi bir planlama yaparak teşvikleri
artırması.
Bu yılın bakliyat rekoltelerini değerlendiren Mersin Ticaret
Borsası Başkanı Abdullah Özdemir, kırmızı mercimek hasadının sonlarına
gelindiğini ve şu ana kadar yaklaşık 70-80 bin tona yakın kabuklu malın ellerine
ulaştığını söyledi. Ekim alanlarının azalmasına karşın verimin iyi olması
nedeniyle önceki yılla benzer rekolteye ulaşıldığını ifade eden Özdemir,
fiyatların çiftçiyi tatmin ettiğini, mevcut durumda kilosunun 1.50 TL’den
satıldığını anlattı. Özdemir, hasadın ardından depolardaki ürünlerin satışına
başlanacağını, yılbaşına kadar ürün hareketliliğinin devam edeceğini
kaydetti.
'Nohutta ihracat şansımız çok olmayacak'
Gaziantep ve Adıyaman bölgesinde nohut hasadının başladığını anlatan Abdullah
Özdemir, esas ürünün ise bu ayın başında İç Anadolu’dan çıkacağını söyledi. Bu
yıl Konya, Isparta, Kırşehir ve Eskişehir bölgelerinin veriminin iyi gözüktüğüne
işaret eden Özdemir, “Ancak önemli üretici bölgeler arasında yer alan Çorum,
Alaca ve Yozgat, iklim şartları nedeniyle istenen verimi alamayacak gibi
gözüküyor” dedi. Önceki yıllarda 500 bin ton nohut rekoltelerine ulaşılırken, bu
yıl 300-350 bin ton civarında nohut beklediklerini bildiren Özdemir, bu yıl
Türkiye’nin nohutta ihracat şansının çok olmayacağını vurguladı.
Ağustos
başında kuru fasulye hasadının da başladığını belirten Abdullah Özdemir, “Bu
ürünün yetiştirildiği ana bölgeler Çumra, Karaman ve Konya. Önceki yıl olduğu
gibi bu yıl da 70-80 bin ton civarında ürün bekleniyor. Bu nedenle yine ithalat
gerekeceğini düşünüyorum” dedi. Ancak bu yıl fasulyenin tüm dünyada az çıktığına
dikkat çeken Özdemir, Arjantin’deki tüm hasadın bazı bölgelerde sıcaklar, bazı
bölgelerde de aşırı yağışlar nedeniyle yok olduğunu söyledi.
Arslan: Fasulye fiyatı 6-7 TL’ye
çıktı
Türk ürünlerinin dünyada ilk çıkan turfanda ürünler olduğunu dile getiren
Akdeniz Hububat Bakliyat ve Yağlı Tohumlar İhracatçıları Birliği Başkanı Mahmut
Arslan, bu nedenle yılbaşında bir miktar kırmızı mercimek ve nohut ihracatı
gerçekleştirildiğini, ancak yılın ikinci yarısından itibaren dünyada üretimin
başlamasıyla Türkiye’nin şansının kalmadığını bildirdi. Bu yıl çıkan ürünlerin
iç pazarın ihtiyacını karşılamakta dahi zorlandığını, çıkması beklenen ürünlerle
de sonucun değişmeyeceğini kaydeden Arslan, iç pazarı kaybetmemek için ithalat,
yurtdışı pazarları korumak için de dahilide işleme ile ihracat yapacaklarını
anlattı.
Ürün bazında ise en çok fasulye ve nohutta sıkıntı yaşandığını
dile getiren Arslan, fasulye tarımının artık Türk çiftçisinin ilgisini
çekmediğini söyledi. Fasulye yerine tarımı daha kolay olan buğdayın tercih
edildiğini kaydeden Arslan, dünyada da bu yıl yaşanan sıkıntılar nedeniyle
fasulyenin azalması sonucu fiyatların iki kat artarak kilo başına 6-7 TL’ye
yükseldiğini açıkladı. Nohut fiyatlarının ise mevcut durumda küçük boylar olması
nedeniyle önceki yıla oranla yüzde 20 düşük olduğunu anlatan Arslan, ancak bir
süre sonra iri nohutların Türkiye’de üretimi az olduğundan ithal edilmesiyle
fiyatların minimum 2-3 lira aralığına yerleşeceğini ifade etti.
Tarım Bakanlığı’nın planlaması
kaçınılmaz
Bakliyatın önemli bir ürün olduğunu ve Tarım Bakanlığı’nın mutlaka yeni bir
planlama ile teşvikleri artırması gerektiğini dile getiren Mahmut Arslan,
şunları kaydetti:“Buğdaya kilo başına 5 kuruş, baklagile ise 10 kuruş teşvik
veriliyor. Ama yetmez. Bu rakam en az 15 kuruşa çıkmalı. Çünkü buğday tarımı
daha kolay ve dekar başına daha fazla ürün elde edildiğinden, çiftçi 5 kuruşla
dahi daha çok kazanıyor” dedi. Buğday ekiminin arttığını, ikinci ürün olarak da
sulanabilen arazilerin artmasına paralel olarak mısır ekimlerinin arttığını
kaydeden Arslan, daha önce 3.5-4 milyon ton olan Türkiye mısır rekoltesinin bu
yıl en az 5 milyon ton olmasının beklendiğini söyledi. Mısır yanında ayçiçeği
ekimlerinin arttığını da bildiren Mahmut Arslan, baklagilin yanı sıra pamuk
yerine de bu ürünlerin ekiminin başladığını söyledi. Türkiye’nin dünyanın en
büyük ham yağ ithalatçısı ülkelerden olduğuna dikkat çeken Arslan; “Yağlık bu
ürünlere de ülkemizin ihtiyacı var ama bir ürünü kazanırken diğerlerinden
olmamalıyız. Tarım Bakanlığı iyi bir planlama yapmalı.”
Kaynak: Dünya Gazetesi