Aksaray - Tüketiciler Birliği Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Dinç, Türkiye'deki bankacılık sisteminin faizden çok, faiz dışı alınan işletim ücretleriyle dönmeye başladığını söyledi.

Dinç, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın hazırladığı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Tasarısı Taslağı'nı değerlendirdi. Yeni düzenlemenin tüketiciye çok olumlu yansıyacağını düşünmediğini ifade eden Dinç, "Bu yasa tasarısı, yeni kredi kartı alacaklara yönelik düzenlemeler getiriyor. Bankalar, taksit, avantaj, çip para özelliği olmayan ve adeta bankamatik kartı gibi olacak yeni kartlar sunacak.
 
Ama taslak, elinde kredi kartı olanlara herhangi bir düzenleme getirmiyor. Şu an Türkiye'de 50 milyon kredi kartı kullanılıyor. Yasanın bu haliyle çıkması bu 50 milyon kartı kullananlara yansımıyor. Mevcut kart sahiplerinin de yeni düzenlemelerden yararlanmasını sağlayacak bir düzenleme getirilmesi şart" diye konuştu.

Sorun yasada değil, uygulamada

Bankacılık sektöründe yaşanan sorunların yasaların uygulanmaması nedeniyle yaşandığını savunan Dinç, mevcut yasanın da tüketiciyi koruyacak maddeler içerdiğini, ancak uygulanmadığı için bir sonuç vermediğini aktardı. Bankaların aldığı 30-40 kalem ücretin aslında kanun dışı olduğunu öne süren Dinç, şunları kaydetti:

"Bankalar, müşterilerinden 30-40 farklı kalemden işlem parası alıyor. Bununla ilgili 10 yıldır mücadele sürüyor, ancak ilerleme kaydedilemedi. Alınan ücretler ve aidatlarla ilgili mahkemelerin, Yargıtay'ın tüketici lehine kararları olmasına rağmen, şu an büyük oranda kredi kartı aidatı alınmaya devam ediyor. Aidat alınmaması için ise otomatik ödeme talimatı verilmesi yönünde baskılar yapılıyor. Bu konuda yasa çıkarmaktan çok, yasanın arkasında duracak bir iradenin olması gerek."

Bozuk para sayma parası kesiliyor

Dinç, dünyada bankacılık sisteminin faiz gelirleriyle döndüğünü, ancak Türkiye'de son 10 yıldır bu sistemin değiştiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye'de bankacılık sektörü, faizden çok faiz dışı getirilerle dönmeye başladı. Yani normalde yapılması mecburi olan işlemlerden para alınmasıyla dönüyor. Bankaya gidip bu kesilen paralarla ilgili belge istediğiniz zaman, sizden para kesiliyor. Borcunuzu ödediniz, 'borcu yoktur' kağıdı almak için 50 lira para isteniyor.
 
Hesabınızı kullandığınızda sizden 'Hesap işletim ücreti' kesilirken, hesabınızı kullanmadığınızda da 'Hesap işletimsizlik ücreti' kesiliyor. SMS'le şifre göndermeye bile para kesiliyordu. Ekstrelere baktığınızda, bir çok bankanın 3 lira SMS bilgilendirme ücreti aldığını görebiliyorsunuz. Belki 3 lira fazla göze batmıyor.
 
Ama milyonlarca kredi kartı olduğunu düşünürsek, milyon liralık gelir elde ediliyor. Bir vatandaştan bozuk para sayma parası bile kesildiğini biliyoruz. Sırf kart aidatlarından bankalar 2,5 milyar lira gelir elde ediyor. Yani bankalar normalde ücretsiz yapması gereken işlemlerden milyarlarca lira para kazanıyor.
 
Yasalarda bununla ilgili maddeler açık. Hatta mahkemelerin ve Yargıtay'ın tüketici lehine kararları var. Ancak bankalar bu ücretleri almaya devam ediyor. Şu an kredi kartı aidatlarıyla ilgili Tüketici Mahkemeleri'nde 500 binin üzerinde dava var. Bu davaların büyük bölümü de tüketici lehine sonuçlanıyor. Ama bankalar bu kararlara uymamayı sürdürüyor."

Kaynak:Dünya Gazetesi