TOFAŞ Üst Yöneticisi (CEO) Kamil Başaran, hurda araçlar kapsamında ele alınması
gereken öncelikli konulardan birinin çevre odaklı vergi uygulaması olduğunu
belirterek, "Türkiye'de bugün çevre odaklı vergi uygulaması yok. Araçlar
yaşlandıkça daha düşük vergiye tabi oluyor" dedi.
2000 yılından bu yana her 2 yılda bir düzenlenen ve sanayi ile
akademisyenleri bir araya getirerek gelecek teknoloji trendlerinin görüşüldüğü
bir platform olan Uluslararası Enerji ve Otomotiv Teknolojileri Konferansı
(ICAT) dizisinin 6.'sı gerçekleştirildi.
Konferansın, moderatörlüğünü Ali Göktan'ın yaptığı tartışma panelinde TOFAŞ
Üst Yöneticisi (CEO) Kamil Başaran, Ford Otomotiv Sanayi Genel Müdürü Haydar
Yenigün, Aygaz Genel Müdürü Yağız Eyüpoğlu ve Türkiye Petrol Rafinerileri
(TÜPRAŞ) Genel Müdür Yardımcısı Gürol Acar birer sunum yaptı.
Kamil Başaran, Türk otomotiv sanayi olarak 2023 hedefleri doğrultusunda
uzun vadeleri hedefleri olarak almaktan dolayı çok motive olduklarını
kaydederek, "Ancak 2023, otomotiv sektöründe ele alındığında yarındır, çok yakın
bir gelecektir. Birkaç model ömrü dahi değil. Dolayısıyla çok daha uzun hedefler
alınması lazım" diye konuştu.
Uzun vadede sektörün kendi başına böyle politikaları gerçekleştirebilme
noktasında nispeten takipçi rolü olduğuna işaret eden Başaran, şirketlerin ve
kullanıcıların devlet kaynaklarıyla beraber bir optimizasyona gidip rekabet
öncesi işbirliğini tanımlamaları gerektiğini ifade etti.
Çevre, enerji ve ulaşım politikalarının 3 ana politika olduğunu vurgulayan
Başaran, şöyle devam etti:
"Bir gün petrol bitecek. O zaman daha değişik alternatif aramalarına
gideceğiz. Ama bugünden itibaren artık devletlerin politikalarını enerji, çevre
ve ulaşım olarak ortaya koymaları gerekiyor. Birkaç örneği sayacağım. Biri
Almanya; yenilenebilir enerji kaynaklarıyla beraber politikasını geliştirdi.
Bunu tarihsel geçmişinden de ele alıp kömür likitleşmesinde, gazlaştırılmasında
ortaya koyduğu teknolojilerle destekleyerek bugüne kadar geldi. Fransa, nükleer
enerji bazlı bir gelişimi ortaya koydu ve elektrikli araçların gelişmesiyle
ilgili öncülük yapmaya başladı."
Hurda araçlar kapsamında ele alınması gereken öncelikli konulardan birinin
de çevre odaklı vergi uygulaması olduğunu kaydeden Başaran, "Motorlu taşıt
vergisini düşündüğümüzde, Türkiye'de bugün çevre odaklı vergi uygulaması yok.
Araçlar yaşlandıkça daha düşük vergiye tabi oluyor. Yurt dışındaki uygulamalar
bunun tam tersi. Çevre odaklı vergi uygulamasının önemi aynı zamanda hurda araç
parkı için de önemli. Milyonlarca aracın 20 yaş üzerine geldiğini görüyoruz. Bu
araçların sadece pazarda dinamiklik yaratması amacıyla değil çevreye olan
katkısı ve dolaylı olarak da pazardaki satış dinamiklerini üst boyutlara çıkarıp
artı değer yaratacağına inandığımızı vurgulamak istiyoruz" değerlendirmesinde
bulundu.
Petrol fiyatlarının bir kaynağındaki fiyatlar bir de vergilendirme olarak
ön plana çıktığına işaret eden Başaran, verginin sadece bir para toplama
politikası olmadığını, özellikle uzun vadeli politikalarda yönlendirici ve şekil
verici olmasına ihtiyaç bulunduğunu söyledi.
Özellikle 20 yılı aşan ulusal politikalarda sektörün, kullanıcıların ve
devletin el ele vererek rekabet öncesi çalışabilmesinin gerektiğini ama bunun
için kaynağa ihtiyaç olduğunu belirten Başaran, "Böyle bir ortamı yaratmanın en
güzel yolu, toplanacak vergilerle beraber uzun vadeli politikalarda bunların
kullanılabilmesi. Belki bunu bir adım daha öteye götürerek vergi ile teşvikin el
ele verip sektör içinde bu atılımı yapmasını sağlayabilmemiz lazım. Dolayısıyla
verginin özellikle yakıt üzerindeki yükü ne kadar azaltılacağının tamamen
politika ve ülkenin ekonomik gidişatıyla ilişkili olduğuna inanıyorum" diye
konuştu.
"Petrol yakıtları kullanımı bitmeyecek"
Ford Otomotiv Sanayi Genel Müdürü Haydar Yenigün, karbon salınımının
azaltılması için daha az yakıt kullanılması gerektiğini belirtti.
Otoritelerin koyduğu 130 gram/kilometre 2015 hedefine bugün itibariyle
mevcut yakıtları kullanarak ama teknolojiyi üst seviyelere taşıyarak
ulaşıldığını, gelecek 7-8 yılda da bu oranın yüzde 20 daha da azaltılacağını
dile getiren Yenigün, bunun ötesinde karbon salınımının azaltılması için
elektrikli araçlar, hibrit teknolojiler ve alternatif yakıtlar gündeme gelse de
projeksiyonlara bakıldığında gelecek 10 yıl içinde elektrikli aracın kullanım
oranının yüzde 5 civarında olacağını, yakın dönemde mevcut petrol ürünü yakıtla
eldeki teknolojilerin geliştirilerek karbon salınımlarının daha da
azaltılacağına inandığını ifade etti.
Yakın, orta ve uzun vadede petrol yakıtları kullanımının bitmeyeceğini
düşündüğünü dile getiren Yenigün, motorla birlikte araç teknolojilerinde de
yüksek hedefler belirlenerek karbon salınımlarının düşürülmesi gerektiğine
dikkati çekti.
Türkiye'de ve dünyada bir araç parkının ve havuzunun olduğuna işaret eden
Yenigün, "Bunun içinde çok kötü karbon salınım rakamlarına ve çok iyi karbon
salınım rakamlarına sahip araçlar var. Havuzu temizlemek için havuzun içindeki
kirli maddeleri de temizlemek gerekiyor. Bu da ancak karbon salınımı çok yüksek
araçların sistemden bertaraf edilmesi ve bunun teşvik edilmesiyle mümkün. Bu
ikisinin birleşiminden, şu anda telaffuz edilenden çok daha aşağıda karbon
salınımlarına ulaşacağımıza inanıyorum" dedi.
21 milyon LPG'li aracın yüzde 17'si Türkiye'de
Aygaz Genel Müdürü Yağız Eyüpoğlu LPG'nin dünyada en fazla tercih edilen
alternatif yakıt türü olduğunu ve son 10 yılda LPG'nin kullanımının yüzde 60
arttığını söyledi.
Dünya genelinde toplam LPG tüketiminin 260 milyon ton olduğunu bildiren
Eyüpoğlu, dünya üzerinde 21 milyon aracın LPG kullandığını, bunun da yüzde
17'sinin Türkiye'de olduğunu aktardı.
Dünyada LPG'nin tercih edilmesinde temel kriterin fiyat avantajı olduğunu
kaydeden Eyüpoğlu, Türkiye'de LPG kullanımını fazla teşvik edilmemesine rağmen
gelişme gösterdiğini, bunun da sebebinin fiyatın yanı sıra yaygın tedarik
zinciri ve dönüşüm kiti satıcısının varlığı olduğuna dikkati çekti.
Gelişmiş ülkelerde LPG kullanımının şimdiki sayının 3 katına çıkarılması
hedefi olduğunu anlatan Eyüpoğlu, AB'nin hedeflerine Türkiye'nin şu anda
ulaştığını söyledi.
Hem dünyada hem de Türkiye'de LPG'nin geleceğinin sağlanan desteğin
devamına bağlı olduğunu ifade eden Eyüpoğlu, bazı ülkelerde araç filolarında
otogazlı araç bulundurma zorunluluğu şartı, LPG'li araçlara vergi indirimi ve
ücretsiz park yeri gibi kolaylıklar sağlandığını dile getirdi.
Dünya elektrik üretiminin yaklaşık yarısının kömür ve petrolden
gerçekleştirildiğine işaret eden Eyüpoğlu, bu nedenle seragazı emisyonu ve
karbondioksit salınımı açısından elektrikli aracın daha çevreci olduğunu
söylemenin çok mümkün olmadığını kaydetti. Eyüpoğlu, "Karbondioksit, azot oksit
ve partikül madde emisyonu açısından da yine LPG'nin elektriğe kıyasla daha
çevreci olduğunu net bir şekilde söylemek mümkün" dedi.
TÜPRAŞ Genel Müdür Yardımcısı Gürol Acar ise rafineri teknolojilerinde
önemli adımlar atmak gerektiğine işaret etti.
2020 yılında küresel araç parkının 2 katına çıkarak 1,7 milyar adet
olmasının, bunun da fosil yakıt tüketiminde artışa neden olmasının beklendiğini
aktaran Acar, petrolün gelecekte de önemini sürdüreceğini söyledi.
Kaynak: Dünya Gazetesi