D-8 Sanayi Bakanları Zirvesi'ne katılan TÜSİAD Başkanı Boyner ve MÜSİAD Başkanı Vardan, D-8'e üye ülkelerin ticari ilişkilerinin de artırılması gerektiğini belirtti.
İSTANBUL - D-8 Sanayi Bakanları Zirvesi'ne katılanTürk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner ve Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan D-8'e üye ülkelerin ticari ilişkilerinin de artırılması gerektiğine dikkat çekti.
Boyner, D-8 Sanayi Bakanları Zirvesi'nin açılışında, D-8 yapılanmasının, kurulduğu yıllardaki küresel koşullar nedeniyle potansiyeli yeterince ortaya konulamamış, ancak küresel işbirliğine ihtiyacın giderek arttığı bu dönemde önemli katkıları olabilecek bir yapılanmayı teşkil ettiğini söyledi.
Her geçen gün dünya ekonomileri arasındaki bağımlılığın giderek arttığını belirten Boyner, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Üstelik, bunu işlerin kötüye gitmeye başladığı dönemlerde daha da belirgin şekilde gözlemliyoruz. Ayrıca, son küresel kriz ile ortaya çıkan yeni bir eğilim söz konusu; gelişmiş ekonomiler ve gelişmekte olan ekonomiler arasında ciddi bir ayrışma yaşanmakta. Gelişmekte olan ekonomilerin birçoğunda toparlanma görece hızlı ve istikrarlı biçimde gerçekleşti ve bu ekonomiler belirli bir büyüme patikasına girdiler. Küresel ekonomik krizin çıkış noktası olan gelişmiş ekonomiler ise yavaş ve kırılgan bir toparlanma süreciyle mücadele etmeye devam etmektedirler. İçinde bulunduğumuz dönemde küresel krizin yönetimi açısından gelişmekte olan ülkelerin yetenekleri, üretim potansiyelleri ve dünya ekonomisine katkıları kritik hale gelmiş durumda. Özellikle bu ekonomilerin mevcut sorunlu dönemde dünyanın büyüme yükünü üstlenmeye başladıklarını düşünürsek...
Bu itibarla, zor zamanlarda daha fazla küresel işbirliği, daha fazla uluslararası platformda istişare ihtiyacı doğduğu gerçeği de dikkate alındığında, D-8 yapılanması gelişen ekonomilerden oluşması nedeniyle dikkat çekiyor. D-8'in önemli bir başka özelliği, acil ortaya çıkan bir ihtiyaca dayalı olarak değil, uzun vadeli bir vizyonun sonucu olması... Diğer ayırt edici özelliği ise üye ülkelerin fiziksel konumları itibarıyla da anlaşılacağı üzere bölgesel işbirliğine değil, küresel işbirliğine odaklanmış bulunması... Bu temel 3 özellik, bugün yoğun ihtiyaç duyduğumuz küresel işbirliği için büyük anlam ifade etmektedir ve bu özellikler, geniş bir coğrafyayı, büyük bir nüfusu ve önemli bir ekonomik büyüklüğü temsil gücüne sahip olan D-8'in gücünü ve anlamlılığını arttırmaktadır."
Küreselleşme tüm dünya ülkelerini küre ile uyuma zorlamakta
Ümit Boyner, küreselleşmenin geldiği aşamanın, tüm dünya ülkelerini küre ile uyuma zorladığını, küreselleşmenin gelişimi dışında kalmayı imkansız hale getirdiğini, böyle bir ortamda küresel yönetişimde işbirliğinin öneminin artarken, adalet, küreyi temsil etme kapasitesine özen ve çok sesliliğin korunmasının her koşulda küresel işbirliğinde dikkat gerektiren temel nitelikler olarak öne çıktığını söyledi.
Bu açıdan bakıldığında, dünya katma değerinin yüzde 87,2'sini üreten, yüzde 80 ticaret hacmine sahip ve dünya nüfusunun üçte ikisini temsil eden G-20 oluşumunun rolünün önümüzdeki dönemde daha da kritik hale geleceğinin açık olduğunu vurgulayan Boyner, G-20'nin, bünyesinde barındırdığı ve özel sektörü temsil eden B-20 yapısı ile sürdürülebilir kalkınma vizyonunu küresel boyuta taşıyabilecek doğru bir platform olma potansiyeli taşıdığını kaydetti.
G-20 içerisinde önemli bir yere sahip olan B-20 oluşumunun TÜSİAD olarak desteklediklerini ifade eden Boyner, tıpkı D-8 gibi, barış, diyalog, adalet, eşitlik, işbirliği, insan hakları ve demokrasi ilkelerini temel alarak tüm uluslararası platformlarda sürdürülebilir kalkınmanın, küreyi ve gelecek nesilleri koruyan yeni bir küreselleşme paradigmasının, kürenin toplam refahının önemini ifade etmeye gayret ettiklerini söyledi.
Daha verimli işbirlikleri gerekli
MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan da zirvede yaptığı konuşmada daha verimli işbirlikleri içine girmenin gerektiği vurguladı. Vardan, şöyle devam etti:
"D-8'in ikinci 10 yılını devireceği 2017 yılında bu payın en az yüzde 15 civarında olması hedeflenmektedir. Bu hedefe ulaşabilmek ve dünya ekonomisinde daha iyi bir yer edinebilmek için daha verimli işbirlikleri içine girmenin ve bunu özellikle kalkınmanın lokomotifi olan sanayi sektöründe yapmanın önemi inkar edilemez. Bunu başarabilmek için de bir an önce iş üreten projeleri hayata geçirmek gerekmektedir. Bu projelerin de temel amaçları sanayi üretimini artırmak, bu çerçevede üyeler arasında daha sıkı bir bağ kurmak, gerek D-8 üyelerinden, gerekse D-8 dışındaki ülkelerden yatırım çekmek olmalıdır. Özellikle de ölçek ekonomileri geliştirmek, araştırma ve geliştirmeye, teknoloji ve inovasyona öncelik vermek ve böylelikle rekabetçi sanayiler kurmak ana hedefler arasında yer almalıdır."
Özel sektörün sanayide daha çok yer almasına önem verilmesi gerektiğini belirten Vardan, bir yandan üye ülkelerin dünya ticaretindeki payını artırmaya çalışırken, diğer yandan da birbirleriyle olan ticari ilişkilerinin de artırılması yoluna gidilmesi, gerek sınai, gerekse ticari ihtiyaçları birbirlerinden karşılamanın ilk düşünceleri olması gerektiğini bildirdi.
Kaynak: Dünya Gazetesi