Eximbank ihracatçıyı rahatlattı
İhracatın artırılması ve yeni hedef pazarlarda arzu edilen yüksek oranlı
büyümenin sağlanabilmesinde Eximbank'a önemli görevler düştüğünü vurgulayan TİM
Başkanı ve Türk Eximbank Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Büyükekşi, bankanın bu kısa
süre önce başlattığı yıl üç yeni uygulamayla, ihracatçının finansal yükünü
önemli ölçüde azalttığını ve ihracat olanaklarının artmasına katkı sağlayacağını
da bildirdi.
Büyükekşi, yeni uygulamalar kapsamında ülke kredileriyle ilgili şu
bilgileri verdi: "Bunlardan ilki, ülke kredileriyle ilgili uygulamaÖ Önceki
uygulamada ihracatçı herhangi bir ülkeye mal satacağında o ülkedeki alıcıyla
anlaştıktan sonra Eximbank'a başvuruda bulunuyor ve Eximbank da uygun görmesi
halinde o ülkeye alıcı kredisi açıyordu. Yeni uygulamayla, Eximbank Türkiye'nin
hedef pazar olarak belirlediği ülkelerde kendisi önceden görüşmeler yürüterek o
ülkedeki Eximbank ya da muadili bankalarla bir limit belirliyor, sonra
ihracatçıya dönüp, 'benim şu ülkede şu kadar miktar alıcı kredisi limitim var.
Bundan yararlanabilirsin' diyor. Bu çerçevede ilk olarak Gana'ya traktör
ihracatı gerçekleştirdik. Bu uygulama ihracatçıya yeni kapılar açacak."
Mehmet Büyükekşi, Eximbank'ın diğer iki uygulamasıyla ilgili olarak şunları
aktardı: "İkinci önemli uygulama sigorta konusunda hayata geçiriliyor. Önceki
uygulamada ihracat sigortasından yararlanabilmek için, ihracatının tamamının
Eximbank'a sigortalatılması koşulu vardı. Şimdi bunu kaldırdık. İhracatçı
herhangi bir ülkeye yapacağı ihracatın istediği kadarını sigorta ettirebilecek.
Böylece de büyük bir sigorta primi maliyetinden de kurtulmuş olacak. Üçüncü
yenilik geçen pilot uygulama olarak gerçekleştirilmişti. Bu da daha önceden
herhangi bir ülkeye sattığınız mal mukabili ihracat kredisi kullanabilmeniz için
teminat vermeniz gerekiyordu. Şimdi yeni uygulamayla Türk Eximbank, eğer ihracat
sigortası yaptırdıysa, ihracatçının yüklediği malı teminat olarak kabul edecek.
Bu da ihracatçının yüklü maliyet ödeyerek bankalardan aldığı teminat mektubu
sorununu ortadan kaldıracak. Böylelikle, bu uygulama bu seneki vadeli satışların
tamamını kapsayacak ve ihracatçılar önemli bir teminat yükünden de kurtulmuş
olacak."
"AKREDİTİTE STANDARDIMIZ OLMALI"
"TİM Başkanı Büyükekşi, Türkiye'nin gerek haksız rekabet yaratan ithalatın
önlenmesi, gerekse ihracatına artırmasına yönelik olarak uluslararası alanda
akredite bir standart kuruluşuna sahip olması gerektiğini söyledi. Ekşi'nin bu
konuya ilişkin değerlendirmeleri de şöyle: "Standardizasyon konusunda daha etkin
bir konumda olmalıyız. Bugün Irak'a mal satmakta zorlanıyoruz. Bu ülkeye mal
satabilmek için SGS ve Bureau Veritas'ın standartlarına uygunluk belgesine sahip
olmanız lazım. Neden Türkiye'den bir standart kuruluşunun standartları geçerli
olmasın. TSE ile bu konuda görüşmelerimiz oldu. Kendilerine "küresel olun"
dedik. Türkiye'nin uluslararası alanda etkin en az bir standard kurumu ile bir
mali denetim kurumunun olması lazım. Bu konuda geç kaldık."
"STA'LAR KONUSUNDA ISRARCI OLMALIYIZ"
"Türkiye'nin, Avrupa Birliği'nin üçüncü ülkelerle imzaladığı Serbest
Ticaret Anlaşmaları'ndan kayıplarının giderek arttığına dikkat çeken Mehmet
Büyükekşi, konuya ilişkin olarak da şu değerlendirmeyi yaptı: "STA'lar elimizi
kolumuzu bağlıyor. Bu ülkeler kendi açılarından haklı olarak bizimle STA
imzalamaya yanaşmıyorlar. Onlar bize avantajlı şekilde ihracat yaparken, biz
onlara aynı şekilde mal satamıyoruz. Ortada çok ciddi bir haksız rekabet var.
Türkiye'nin bu konunun sıkı şekilde takipçisi olması ve AB'nin imzaladığı STA
anlaşmalarına otomatik olarak dahil edilmesini sağlaması lazım."
"KORE'Yİ MERCEK ALTINA ALDIK"
"Üretimde ve ihracatta ileri teknolojilini payını orta vadede en az yüzde
10'a çıkarmalıyız. Bu çerçevede Güney Kore örneğini mercek altına aldık. Bu
ülkenin ihracatını 10 yılda 134 milyar dolardan 554 milyar dolara nasıl
çıkardığını araştırıyoruz. Bu çalışma bizim için önemli bir benchmark olacak.
Türkiye'nin sektörel açıdan da stratejik önceliklerini belirlemesi gerekiyor.
Belli sektörlere yönelik de pozitif ayrımcılık yapılmalı diye düşünüyoruz.
Türkiye'nin savunma ve havacılık, tıbbi cihazlar, hastane ekipmanları, biyo ve
nano teknoloji, robotik, ve makine sektörü stratejik sektörler olarak öne
çıkıyor. Bu arada tabii ki güçlü olduğumuz sektörleri gözden çıkaramayız.
Örneğin hazır giyim sektörü diyoruz. En fazla net katma değerimizin olduğu
sektörlerden biri."
Kaynak: Dünya Gazetesi