Yılın ilk iki ayında özel sektörün ihraçları 7 milyar lirayı
aştı. İlgi yüksek, bu yıl da 25 milyar liralık gerçekleşme bekleniyor.
Naki BAKIR
Jülide YİĞİTTÜRK GÜRDAMAR
ANKARA/İSTANBUL - 2012 yılında özel sektörün kaynak temin etmek amacıyla
tahvil ve bono gibi borçlanma aracı ihraçlarının 25 – 30 milyar TL'yi bulması
bekleniyor. Yılın ilk iki ayında özel sektörün ihraçları 7 milyar lirayı aştı.
En son Fenerbahçe'nin arzının yapıldığı piyasalarda yakın zamanda Akfen
Holding'inde arzı bekleniyor.
2011 yılında, çoğunluğu bankacılık ve finans sektöründen olmak üzere anonim
şirketler, tahvil, banka bonosu, finansman bonosu, varlığa dayalı menkul kıymet,
kira sertifikası gibi borçlanma araçlarının ihracı yoluyla sermaye piyasasından
yüklü miktarda kaynak sağladı.
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) verilerine göre, geçen yıl 50 kuruluş, sermaye
piyasasından kaynak temini amacıyla toplam nominal tutarı 49 milyar 642.8 milyon
lira (30 milyar 254.6 milyon dolar) olan borçlanma araçlarının ihracını SPK
kaydına aldırdı. Aynı dönemde İMKB'ye kote edilen, özel sektör borçlanma
ihraçlarının tutarı ise 18.6 milyar liraya ulaştı.
Yılın ilk iki ayında da 16 şirket, yılın tamamına yayılmış ihraç tarihi
aralığında toplam tavanı 37 milyar 440 milyon TL olan değişik nitelikteki
borçlanma araçlarının, farklı yöntemlerle ihracını kayda aldırdı. 1 Ocak-28
Şubat arasında bu kapsamda toplam 7 milyar 137.8 milyon TL (3 milyar 925 milyon
dolar) tutarında ihraç gerçekleştirildi.
SPK verilerine göre halka arz ve yurt dışında, tahsisli, nitelikli
yatırımcıya satış gibi yöntemlerle gerçekleştirilmek üzere kayda alınan ihraç
tutarı, önceki yıla göre dört kattan fazla artış gösterdi.
2010'da söz konusu tutar 8 milyar 756 milyon TL (5 milyar 833.7 milyon dolar)
olmuştu. Geçen kayda alınan tutarın 17 milyar 835.4 milyon lirasını (10 milyar
750.7 milyon dolar) yurt dışı, 31 milyar 807.3 milyon liralık bölümünü ise yurt
içinde gerçekleştirilen ihraçlar oluşturdu.
Geçen yıl ihraçlarda bankaların ağırlığı hissedilirken bu yıl da aynı
eğilimin sürmesi bekleniyor. Ama reel kesiminden de her geçen gün bu aracı
kullanan şirket sayısında artış var. Bankalar açısından mevduata, şirketler
açısından ise baka kredilerine alternatif bu enstrümanlar yatırımcı açısından
bakıldığında ise, Hazine bonosundan daha yüksek getiriye mevduattan daha düşük
stopaj oranına sahip. Bu ihraçlarda getiri ağırlıklı olarak Hazine'nin benchmark
tahvilinin üzerine şirketin verdiği ek primden oluşuyor.
Artık ihraçlarda vadenin uzaması
bekleniyor
Finansal kesim ağırlıklı bir büyüme beklentisi içinde olan uzmanlar,
özellikle mevduat bankalarının başı çektiği bir piyasa oluşmasını öngörüyor.
Uzmanlar, "Piyasada vadelerin uzamasına yönelik ihraçlar var. Şuanda 1 yıl olan
ihraç vadesinin önümüzdeki dönemde 3 yıla çıkması bekleniyor" yorumunda bulundu.
Farklı sektörlerden talepler geldiğine değinen uzmanlar, "Özellikle
gayrimenkul sektörü arafında bir hareketlilik söz konusu. Ayrıca İslami
finansman ürünleri de bu yıl gelişecek. Özellikle sukuk, varlık teminatları
gibi yapılandırılmış finansman ürünlerine karşı ilgi de artacak. Hazine'nin de
ürün ihraçlı çalışmaları olduğunu biliyoruz. Bu yıl olumlu gelişmeler olacaktır"
dediler.
İhraçtan gelen kaynak KOBİ'ye
gidecek
Bankalar için tahvil ihraçları vade ve maliyet açısından özel sektör tahvil
ihraçları önemli bir borçlanma aracı olarak gösteriliyor. Özellikle fonlama
yapısı ve maliyetler açısından pozitif etkide bulunuyor.
Uzmanlar, "Mevduat vade ortalamalarının yaklaşık 2 ay olduğu düşünülürse en
az 6 ay vade ile ihraç edilen bonolar bankalara bilanço ve vade, likidite riski
yönetimi açısından avantajlar sunmakta. Son dönemde 1-2 yıllık vadelerde de
başarılı ihraçlar gerçekleştirildiğini görmekteyiz. Şirketler için ise doğrudan
kurumsal ya da bireysel yatırımcılardan alternatif bir kaynak yaratma imkanı söz
konusu. Üstelik piyasa koşullarına bağlı olarak yaratılan bu kaynağın daha düşük
maliyette olması da mümkün" dediler.
Öte yandan, DÜNYA'nın görüşlerine başvurduğu bankacılar, yapacakları tahvil
ihraçları ile özellikle KOBİ müşterilerini desteklemeyi hedefliyorlar. Özellikle
kredi imkanlarını iyileştirmeyi ve müşteri sayısını artırmayı öngörüyorlar.
Tasarruf vadelerinin uzamasını da
sağlayacak
Uzmanlara göre, özel sektör tahvil ihraçlarının vade ve maliyete olumlu
etkisi nedeniyle ülkemiz için önemli bir konu olan tasarrufta vadenin uzamasına
katkı sağlayacağı ifade ediliyor. Uzmanlar, "Türkiye gibi kalkınan, içinde
bulunduğumuz küresel ekonomik ortamda yüksek büyüme hızına sahip ve dolayısıyla
reel sektörün, iş dünyasının, KOBİ'lerin uzun vadeli kaynağa ihtiyaç duydukları
bir ülkede, bu tür yatırım araçları ile uzun vadeli kaynak yapısı oluşturmak ve
halkımızı uzun vadeli tasarrufa özendirmek büyük önem taşıyor.
Öte yandan, bireysel müşteri açısından alternatif bir ürün olarak bu güçlü
finansal yapıya yapılacak yatırım, uzun vadede daha yüksek getiri anlamına
gelmektedir. Türkiye'de, 2011 yılında ihraç edilen şirket ve banka
bono/tahvilleri üzerinden yapılan değerlendirmede, yatırımcıların gerek Hazine
kağıtlarına gerekse mevduata göre getirilerini bir miktar artırdıkları
görülmektedir. Özellikle piyasa koşullarından etkilenmek istemeyen ve uzun
vadeli yatırım yapan yatırımcılar, banka bono ve tahvillerini diğer yatırım
araçlarına tercih ediyorlar" dediler.
Hazine kağıdına göre getirisi yüksek, mevduata
göre stopajı düşük
Akbank Hazineden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kerim Rota, bu yıl banka ve
şirketlerin özel sektör tahvil ve bono ihraçları toplamının 20 milyar TL‘yi
aşacağı tahmin etti. 2011 yılı içinde artan ve toplam olarak 14.2 milyar TL'ye
ulaşan ‘banka' ihraç tutarının 2012 yılı içerisinde de büyümeye devam edeceğini
ve 2011 sonunda 16-17 milyar TL seviyesine ulaşacağını öngören Rota, banka
olarak 2.140 milyar TL ihraç stoklarının olduğunu ve sektör büyümesine paralel
bir büyüme öngördüklerini kaydetti. Rota, bu kaynağı yeni kredi
kullandırımlarını fonlamakta kullanacaklarını belirterek, 2011 başından itibaren
banka tahvilleri dışında 250 milyon TL özel sektör tahviline aracılık eden
Akyatırım'ın da bu alandaki lider konumunu pekiştireceğini dile getirdi.
Rota, özel sektör tahvil ihracının yararlarına ilişkin olarak şunları
söyledi: "Özel sektör tahvil ihracı; bankaların pasif yaratma sürecinde
farklılaşma ve vade uzatmayı sağlaması nedeniyle tercih ediliyor. Tahvil ihracı
ayrıca şirketlerin sermaye piyasası yatırımcısına ulaşmasını da sağlıyor. Banka
ve özel sektör tahvil ihraçları Türkiye'de uzun vadeli tasarruflara öncülük eden
yatırım araçları. TCMB'nin bu konuda bankalara sağladığı zorunlu karşılık
avantajı, bankaların bu konuda daha aktif olmasını teşvik ediyor. Yatırımcılar
için şüphesiz devlet borçlanma senetlerine göre ilave bir getiri içermesi iyi
bir avantaj. Ayrıca mevduata göre %5 stopaj avantajı içerdiği için de
yatırımcılara değişken faizli 2-3 yıl vadeli Banka ve özel sektör tahvillerini
iyi bir yatırım seçeneği olarak öneriyoruz."
Son iki ayda bankalar 6.4 milyar liralık ihraç
yaptı
İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Erdal Aral, 2010 yılında başlayan banka
bono ve tahvil ihraçlarının 2011 yılında da artarak devam ettiğini ve bankalar
tarafından tercih edilen bir fon kaynağı haline geldiğini kaydetti. Bankacılık
sektörü dâhilinde 2012 yılı başından itibaren toplam 6,4 milyar TL tutarında
ihraç gerçekleştirildiğini ifade eden Aral, 2012 yılında da banka bono ve tahvil
halka arzlarının devam etmesini ve hâlihazırdaki itfaların karşılanmasının yanı
sıra yapılacak ekstra ihraçlarla pazarın daha da büyümesi bekliyor.
Aral, "Bankalar açısından bakıldığında, banka bonosu ve tahvil ihraçlarının
öncelikli hedefi faize hassas pasiflerin ortalama vadesini artırarak pasif
yapısını çeşitlendirmektedir. Pasifin ortalama vadesinin uzatılması suretiyle
bilançodaki aktif-pasif kalemlerin ortalama net vade açığının daraltılması
sağlanmaktadır.
Ayrıca ihraçlar sayesinde mevduata kıyasla daha uzun vadeli kaynak temin
edilmekte ve bu kaynak benzer vadeli kredilerin fonlanması için
kullanılmaktadır. Bu şekilde banka bilançolarında pasifteki faize olan
duyarlılık azaltılmakta, kredi müşterilerine daha uygun maliyetle fon sağlama
imkânı oluşmaktadır. Banka bonosu ve tahvilleri, yatırımcılara devlet iç
borçlanma senetlerine kıyasla daha yüksek getirili yatırım yapma imkânı
sağlamaktadır.
Öte yandan, yatırımcılar için vergi avantajı bulunmaktadır. Mevduatta faiz
geliri üstünden %15 oranında stopaj kesintisi uygulaması varken, banka bonoları
ve tahvillerinde gerçek kişiler için bu oran %10, sermaye şirketleri için %0
olarak uygulanmaktadır. Yatırımcıya sağlanan bu getiri ve vergi avantajından
dolayı, ihraçlara gelen talep sektör genelinde yüksek seviyelerde
gerçekleşmektedir."
Şirketler açısından avantajlı hale
geldi
Yapı Kredi Hazine Yönetiminden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mert Öncü,
toplam yaşayan banka tahvili ve bonosu tutarının 15.5 milyar TL nominal hacme
yaklaşmasını bekliyor. Bankaların pasiflerinin ağırlıklı olarak mevduattan
oluştuğu ve ülkemizdeki eğilimin bir -üç ay arasında mevduat yapmak yönünde
olduğu düşünüldüğünde, bankaların tahvil ve bono ihraçlarının pasiflerin
ortalama vadesini uzattığını ifade eden Öncü, "Aynı zamanda vadenin uzamasıyla
birlikte piyasa faizlerine karşı olan duyarlılık azalıyor.
Türkiye Hazinesi'nin borç çevirme oranlarının yüzde 90'ın altında kaldığı göz
önünde bulundurulduğunda, devlet tahvili itfalarından piyasada kalan ekstra
likiditeyi çekmek ve tahvil yatırımı yapmayı tercih eden bireysel - kurumsal
müşterileri kazanmak için bankaların tahvil ve bono ihraç ettiğini görüyoruz.
Tahvil ihraççısı şirketler için ise, tahvil ihraçları yatırımcılara doğrudan
ulaşım sağlıyor ve bu sayede borçlanma maliyetlerini düşürüyor. İhraçlar, banka
kredilerine alternatif bir finansman kaynağı sağlıyor ve şirketleri bu anlamda
daha küçük yatırımcılarla buluşturuyor" dedi.
Devlet tahvilinin, getirileri ve şirketin kredibilitesine göre yüksek
farklılıklar gösterdiğini ifade eden Öncü, tahvil ihraçlarının, devlet
tahvilleri üzerine belli bir ek getiri ile ihraç edildiğini ve piyasada oluşan
devlet tahvili faizlerine direkt olarak duyarlı olduğunu vurgulayarak tahvil
faizlerinin düştüğü şu anki likidite ortamında, kredi faizlerinin aynı ölçüde
hızlı düşmediği dikkate alındığında avantajlı hale geldiğini belirtti.
KOBİ kredilerini teminat gösterdi, gelen kaynağı
yine KOBİ'ye verdi
Şekerbank Kurumsal Bankacılık ve Proje Finansmanı Genel Müdürü Yardımcısı Cem
Muratoğlu, BDDK verilerine göre mevduat kaynağı ile kıyaslandığında, şirket ve
banka bono/tahvil piyasasının henüz emekleme döneminde olduğunu belirtti.
Muratoğlu, "Bankalar mevduat toplamanın yanı sıra yurt dışından sendikasyon
yoluyla fon toplamaktadır ve bankaların bono tahvil ile fon yaratma
alternatifleri artmıştır. Bankacılık sektörünün önümüzdeki dönemde bono, tahvil
ihraçlarını artıracaklarını öngörüyoruz. Finansal sektörün derinleşmesi ve
büyümesine, kaynak yapısının çeşitlenmesine önemli katkı sağlayan bir araç olan
tahvil bono piyasasının bu doğrultuda önümüzdeki dönemde de çıkışını sürdürmesi
beklenmektedir" dedi.
Tahvil ihracının, fonlama portföyünde sağlayacağı çeşitlilik, pasif
kompozisyonunun daha uzun vadeli ve çeşitli hale gelmesi, bilançoların derinlik
kazanması açısından önemli bir araç olduğunu kaydeden Muratoğlu, bu kapsamda
sektör tarafından gerçekleştirilen arzlar, finansal istikrarın derinleşmesi
sürecinde, ülkemizin üretim gücünün uzun vadeli ve sürdürülebilir finansmanı
açısından önemli bir kaynak özelliği taşıdığını dile getirdi. Muratoğlu, 2011
yılında iki aşamalı olarak yaptıkları 500 milyon TL'lik ihraca tutarın 2 katı
talep geldiğini 2012 yılında da 330 milyon TL tahvil veya bono ihraç etmek için
genel müdürlüğün yetkili kılındığını anlattı.
Muratoğlu, bankanın azami 24 ay vadeli bono ve/veya tahvil ihraç edilmesi
için geçtiğimiz günlerde SPK ve İMKB'ye de başvuruda bulunduğu bilgisini
paylaştı. Muratoğlu ayrıca 2011'de Türkiye'nin ilk VTMK(Varlık Teminatlı Menkul
Kıymet) ihracını, Şekerbank aktifleri içerisinde yer alan KOBİ kredilerinin
teminatı ile gerçekleştirdiklerine de dikkat çekti. Muratoğlu, "Bu işlem aynı
zamanda dünyada, KOBİ kredileri teminatlı gerçekleştirilen ilk Varlık Teminatlı
Menkul Kıymet ihracı olma özelliği taşıyor. VTMK programı ile uluslararası
finans kuruluşları ile Anadolu'nun KOBİ'leri arasında toplam 800 milyon TL'lik
bir finansman köprüsü kurmuş olduk. Sağlanan kaynağı, uzun vadeli ve
sürdürülebilir finansman desteği olarak yine esnaf, KOBİ ve küçük
işletmelerimize yönlendiriyoruz. Bu kapsamda, 2014'e kadar en az 15.000 yeni
KOBİ'ye ulaşmayı hedefliyoruz" dedi.
Çok farklı sektörlerden talepler
var
Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Erün, şu ana kadar SPK
tarafından bankaların yaklaşık 50 milyar TL'lik tahvil ihracının kurul kaydına
alındığını bunun yaklaşık 25 milyar TL'sinin de ihraç edildiğini belirtti. Erün,
"Yaklaşık 25 milyar TL'lik bir kısım kalmış durumda. Bu tutarın 2012 senesi
içinde kullanılmasını bekliyoruz. Banka bonosu ve tahvilleri piyasalarda bir
ürün olarak yerleşmekte olduğunu düşünüyoruz. Buradaki vade çeşitliliğinin ve
rakamların daha da artabileceği görüşündeyiz" dedi. Erün, nitekim çok farklı
sektörlerden ihraçlar için talep geldiğini de anlatarak "Görüşmelerimiz devam
ediyor. 2012 senesinde farklı vade ve tutarlarda ihraçlara aracılık etmeye devam
edeceğiz" dedi.
Erün, maliyetlerile ilgili şu bilgileri verdi: "Şirketlerin kredi maliyetleri
hem şirketin yapısı hem de çalıştığı bankalara bağlı olarak değişkenlik
gösterebiliyor. Fakat bono ihraçlarında faiz devlet tahvillerinin üzerine ek bir
spreadle belirlendiği için daha çok bankaların belirleyebildiği değil de piyasa
tarafından belirlenen bir faizi yansıtıyor. O nedenle maliyetler piyasa faizleri
paralelinde oluşuyor. Yatırımcılar açısından, özel sektör tahvillerinin, düşük
faiz ortamında belli bir risk karşılığında mevduat, hazine bonoları ve devlet
tahvillerine alternatif daha cazip bir getiri fırsatı sunması bu ürünlere ciddi
talep yaratmaktadır. Bunun yanı sıra yatırım portföylerinin çeşitlendirilmesini
sağlaması açısından da bu ürünlerin son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. Son
dönemde yaptığımız ihraçlarda hem bireysel hem de kurumsal yatırımcıların ilgisi
oldukça yüksek seviyede.
Kurumsal talebin önemli bir kısmını oluşturan portföy yönetim şirketleri ile
özellikle de B Tipi sabit getirili fonlarda ve emeklilik fonlarında kısıtlı olan
yatırım araçları için özel sektör tahvilleri önemli bir alternatif olmaya devam
etmekte. SPK ve İMKB'nin son dönemde yaptıkları düzenlemelerle yatırım fonları
ve emeklilik fonlarının özel sektör tahvil ihraçlarına olan ilgisinin arttığını
görüyoruz. İlginin daha da artmasını ve buna katkı sağlayacak yönde yeni
düzenlemelerin de gerçekleşmesini bekliyoruz. Vakıf, dernek ve sigorta
şirketleri gibi fonları fazla olan ve uzun vadeli yatırım yapan kurumların
ihraçlara olan ilgisinin artması sektörün önemli bir platforma oturmasını
sağlayacaktır." Erün, Garanti Bankası olarak da 2012 yılı içerisinde 5 milyar
TL'lik tutara kadar ihraç yapmak üzere ilgili kurumlara başvurularını
yaptıklarını da ifade etti.
2011 yılında ivme kazandı
ING Bank yetkilileri, toplam ihraç tutarlarının ilk kez 2010 yılında milyar
TL sınırını aşsa da esas ivmenin kurumsal yatırımcıların ve özellikle portföy
şirketlerinin artan talebi ile 2011 yılında yakalandığını belirterek, "Bireysel
yatırımcıdan gelen talep de özellikle 2011 yılın sonlarında ve 2012 yılında
artış göstermeye başladı ki bu da bono sermaye piyasaları gelişimi için son
derece önemli. Önderliğini bankaların yaptığı ihraçları, reel sektör
firmalarından gelen ihraçlar destekledi ve 2011 sonu itibariyle toplam stok
yaklaşık 14 milyar TL seviyelerine ulaştı. Bunların önemli bir kısmının 2012
içerisinde yenileneceği öngörüsüyle ve ilk iki ayda hızlı başlayan ihraçlar göz
önüne alındığında 2012 yılında 2011 seviyelerinin aşılması beklenebilir" dedi.
ING Bank olarak 2011 Şubat ayında 150 milyon TL ile ilk bono ihracı
gerçekleştirdiklerini ifade eden banka yetkilileri, "SPK kurul kaydına
aldırdığımız toplam ihraç tutarı 1 milyar TL. Bu kurul kaydı altında Bankamız
ihtiyaçlarını ve piyasa koşullarını dikkate alarak 2012 yılı içerisinde farklı
tutar ve vadelerde ihraçlar yapmayı planlıyoruz. Bono ihracından elde edilen
fonlar kaynak çeşitliliğini arttırırken vade açısından bilanço yönetimine de
katkı sağlamaktadır. ING'nin Türkiye'nin önde gelen tasarruf bankalarından biri
olmayı ve Türkiye ekonomisi için çok önemli olan ticari ve KOBI müşterileri
desteklemeyi hedefliyor. Bono ihraçları ile bir yandan müşterilerimize
alternatif bir yatırım aracı sunarken diğer taraftan elde edilen kaynakla
müşterilerimize sunduğumuz kredi imkanlarını iyileştirmeyi hedefliyoruz" dedi.
Kaynak: Dünya Gazetesi