ANKARA - Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, gümrük işlemlerinin kolaylaştırılması
amacıyla "Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü" uygulamasına geçti. Gerekli
kriterleri sağlayan şirketlerin, gümrük işlemlerini kendilerinin yapması
anlamına gelen sistemle, firmalara kolaylık sağlamak kadar gümrüklerin iş
yükünün azaltılması da hedefleniyor. Uygulama 10 Ocak 2013 tarihli Resmi
Gazete'de yayımlanan yönetmelikle başladı. Bu statüyü kazanan "yetkilendirilmiş
yükümlülerin" eşyası, gümrüklerde daha az kontrol edilecek, ek kontrol gerektiği
durumlarda öncelikle incelenecek. Bildirimler azalacak. Şirketler "Yerinde
Gümrükleme" yetkisi de alacaklar. Yetkilendirilmiş yükümlü statüsü uluslararası
ticarette de geçerli olacağı için şirketlere ek prestij, dolayısıyla ek rekabet
avantajı sağlayacak.
Yönetmeliğe göre uygulama kapsamında "yetkilendirilmiş
yükümlü" statüsü kazanmak ciddi bir süreç sonunda olacak.Yapılacak denetimlerle
kriterleri sağladığı ortaya çıkan şirketlere 46 ülke tarafından kabul edilen ve
Türkiye ile anlaşma yapmaları halinde bu ülkelerde de geçerli sertifika
verilecek. Sertifikalar süresiz düzenlenecek. Uygulamanın işlem maliyetlerini
azaltması bekleniyor. Halen ihracat işleminde ortalama 954 TL olan masraf 93
TL'ye düşecek. Tüm sevkiyat maliyetleri yüzde 17.5 oranında azalacak. Bu
doğrultuda, taşıyıcı firmaları ya da taşıma işlemini kapsayan "İzinli Gönderici
Statüsü" de hayata geçti. Bu statüyü kazanan taşıyıcı, kendi tesislerinde
toplayacakları ihracat eşyasını gümrükleyebilecek. İhracatçı, yetkilendirilmiş
olsun olmasın, ürününü yetkili taşımacıya teslim edebilecek ve böylece işlem
kolaylığı sağlanacak.
Gümrük müşavirliği maliyet unsuru değil
Ankara Gümrük
Müşavirleri Derneği Başkanı
Yeni düzenleme ciddi kolaylıklar getiriyor. İki türlü yetkilendirilmiş
yükümlü statüsü var. Basitleştirilmiş usullere ve güvenliğe ilişkin
kolaylıklar.Basitleştirilmiş işlemle yetkilendirilmiş firmalara "yerinde
gümrükleme" ve "izinli gönderici" yetkisi veriliyor. Sistem ihracatçının zaman
ve maliyet unsurlarını ciddi anlamda azaltıyor ve uluslararası piyasalarda
rekabet gücü kazandırıyor. İkinci kolaylık taşıma işlemlerinde güvenliğe
ilişkin. Özellikle onaylanmış kişi statü belgesi kullanan büyük ölçekli dış
ticaret firmalarının kısa vadede zorlansalar da uzun vadede sisteme adapte
olacağını tahmin ediyorum. Beni kaygılandıran husus, bu sistem öncekinden çok
önemli farklar içeriyor, bu bakımdan hataya açık. Çünkü eşya gümrüğe sunulmuyor,
beyanname işlemler bittikten sonra 1 aylık dönemler halinde veriliyor, kayıt
yoluyla beyan söz konusu ve kayıt tarihinden itibaren Gümrük Kanunu ve dış
ticaret mevzuatının öngördüğü vergi veya izin yükümlülükleri başlıyor. Bu
yükümlülüklerin yerine getirilmesinde zafiyet yaşanır ve tespit edilirse ciddi
yaptırımlar var. Bu bakımdan yetkinin kullanım aşamalarında mutlaka gümrük
müşavirleri iç kontrol süreçlerine dahil edilmeli.
Sistem güven esasına
dayanıyor. Önüne gelene yetki verilmesi ya da herkes ihraç malını kendi
tesisinde veya deposunda gümrükleyecek diye bir uygulama yok. Bu kriterleri
sağlayan firma sayısı çok olabilir. Ancak, büyük firmaların işlemleri grup
ihracatçısı veya ithalatçısı firma kanalıyla yaptıklarını dikkate alarak sayı
telâffuz etmek gerekirse nakliyeci firmalar dahil, 300 ilâ 400 firmanın bu
belgeyi alabileceğini tahmin ediyorum. Uygulama Türkiye'de serbest dolaşım
statüsünde bulunan eşyaların ihracı bakımında fazla sorun yaratmaz Ancak, ihracı
kayda bağlı, denetim ve izne tabi, kanun veya uluslararası sözleşmelerle yasaklı
veya kısıtlanmış ürünlerin ihracında gerekli izinler alınmalı. Dahilde İşleme
Rejimi (DİR) kapsamındaki ürün ihraçlarında ise çok dikkat gerekiyor. Çünkü,
izin belgesinde öngörülen miktar ve değerdeki işlenmiş ürünün ihraç edilmemesi
veya eksik ihraç edilmesi halinde, ciddi mali ve cezai yükümlülükler bulunuyor,
hatta Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'na göre kovuşturma yapılıyor.
İthalat
işlemlerinde de yetkilendirilmiş yükümlü kolaylığı sağlanması halinde, ithalat
süreçlerinde vergilendirme ve izin prosedürlerinin fazlalığı ve karmaşıklığı
dikkate alınmazsa çok olumsuz sonuçlarla karşılaşma riski bulunuyor. Prosedürü
yerine getirmeyen bir firma yetkilendirilmiş yükümlü belgem var diye eşyayı
doğrudan kullanıma tabi tutarsa Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'na göre Cumhuriyet
Savcılığına suç duyurusunda bulunulması gerekiyor.
Getirilen uygulamanın
gümrük müşavirlerini olumlu ya da olumsuz etkilemesi birçok faktöre bağlı.
Şayet, sadece nakliye ve ihracat gümrük işlemlerinde uygulanır, gümrük
müşavirleri sürece dahil edilmezse kısmen etkiler. Düzenlemeler diğer gümrük
rejimleri, özellikle ithalat rejimi için uygulanır, gümrük müşavirleri sisteme
entegre edilmezse, müşavirlerin kaybından daha önemli bir risk hem devlet için
hem yetkiyi kullananlar açısından doğar. Gümrük müşavirliğini maliyet unsuru
görme hatası, geriye dönüşsüz maliyetler yaratabilir.
Gümrük müşavir
dernekleri olarak bu ve yolsuzlukla mücadele konusunda ciddi kafa yormaktayız.
Meslek kanunumuzun çıkarılması Anayasanın emredici hükmü, Gümrük Kanunu'nun
öngörüsü. Gümrük müşavirleri olarak açıkça bu alanda kayıt dışılığa karşı
mücadele yürütüyoruz. Türkiye, 2014 yılında BM tarafından denetime tabi
tutulacak. Denetim sadece devlet kuruluşlarını değil özel sektörü ve STK'leri de
içeriyor. Bu nedenle 2014 yılında yolsuzluk konusunda önemli bir sınav
verilecek. Etik değerlerin uygulanması, takibi ve uygunsuz durumların
cezalandırılması için Gümrük Müşavirleri Oda Yasası zorunluluk haline geldi.
Vergi ve güvenlik zafiyeti oluşacak
İzmir Gümrük Müşavirleri
Derneği Başkanı
Bazı firmalara verilen ayrıcalıklar vardı: 'Mavi hat'
dediğimiz, sonradan kontrole tabi ithalatçı onaylanmış kişi statüsü belgesi
gibi. Yerinde gümrükleme, aşağı yukarı mavi hat kriterlerinin iyileştirilmiş
hâli. Mevcut sistem, yetkilendirilmiş yükümlü belgesiyle ile biraz daha
genişletildi.
Yerinde gümrükleme, 2014 yılı için öngörülüyordu, AB'ye giriş
sürecinde ötelendi. Daha Avrupa'da bile uygulanmayan bir sistem. Türkiye'de
uygulaması başlamadı. Çünkü firmanın ISO 9001 ve 27001 sertifikalı olması lâzım
. 27001 bilgi güvenliği sertifikası, firmaların çoğunda yok. Yerinde gümrükleme
belki ileriye dönük düşünülmeli. Burada Türkiye'nin konumunu, bulunduğu coğrafi
yapıyı çok iyi değerlendirmek gerekir; çünkü gel-geç ülkesi olur, denetimi ve
güvenliği sağlayamazsınız. Kaçakçılık ve diğer mevzuat öyle ağır hükümler
içeriyor ki, siz böyle bir mevzuatın içinde bir taraftan insanlara devlet
olarak güvenmiyor, potansiyel kaçakçı olarak bakıyorsunuz; diğer taraftan
güvenli ve kolay ticaret diyorsunuz. Denetimi nasıl
sağlayacaksınız?
Yetkilendirilmiş yükümlülükte gümrük müşaviri olarak
güvenlik açısından risk görüyoruz. Pratikte ne kadar güveneceksiniz? Bu
sistemden çıkar sağlamak isteyenler çıkacaktır; terör örgütü olabilir, kaçakçı
olabilir, bunları denetlemek çok zor. Türkiye şu an buna hazır değil! Yıllar
önce bu konu mevzuata girdiği zaman bakanlık tarafından AB'ye giriş sürecinde
uygulanacağı söylenmişti. AB'ye giriş olmadığına göre, bunlar işin şov kısmı.
Gümrüklerde son dönemde sürekli ceza salınıyor; bu kadar cezanın olduğu yerde
insanlara ne kadar güveneceksiniz?
Denetim ve güvenlik burada çok önemli,
ciddi problemler olacağını düşünüyoruz. Vergi gelirlerinde azalma olur, terör
bunu mutlaka kullanır, terör bu sistemlere sahip firmaları kurabilir veya o
firmalarla ilişkiye geçebilir. Bir şekilde buradan nemalanır; "Biz size
güveniyoruz" demekle ile bu iş olmaz!
Türkiye'nin bunu yapması vergi
gelirleri ve güvenlik açısından zafiyet doğurur. Devletin bizlere, firmalara
güvenmesi güzel, esas olan budur. Devlet bize, firmalara güvensin, beyanlarımıza
itibar etsin. Bunları her zaman destekliyoruz ama şu an insanlarımız hazır
değil, komşularımız itibarıyla da hazır değiliz. Sistem çok iyi kurulmalı,
denetim mekanizması çok iyi işlerse o zaman başarı sağlanır
.
Yetkilendirilmiş yükümlü işlemlerinde gümrük müşavirlerine eğer görev
verilmezse sistem çöker. Çünkü dış ticaretin yüzde 91'i bizim elimizden geçiyor.
Yetkilendirilmiş yükümlü statüsünde beyanların mutlaka gümrük müşaviri eliyle
yapılması sağlanmalı; Çünkü, gümrük müşaviri burada sigorta.
İhracatçılar için devrim niteliğinde
İstanbul Gümrük
Müşavirliği Derneği Başkanı
Gümrük işlemlerinde ne ölçüde rahatlama sağlayacağı uygulamada görülecek.
Öncelikle firmalarca yapılması gereken çok ciddi altyapı hazırlıkları var.
Örneğin ISO 9001 ve ISO 27001 belgelerini almak gibi. Sonra, Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı firmaları kayıtların güvenilirliği ve izlenebilirliği, mali yeterlilik
ve emniyet, güvenlik koşulları yönünden denetleyecek.Yetkilendirme bu
aşamalardan geçildikten sonra mümkün olacak. Yönetmelik uzun süredir uygulanan
"Onaylanmış Kişi Statüsü" ile büyük benzerlikler taşıyor. En önemli yenilik
ihracatta yerinde gümrükleme ve izinli gönderici. Bunların özellikle
ihracatçıları rahatlatacağını ve ihracat kesimi için "devrim" niteliğinde
olduğunu düşünüyoruz.
Ancak, yanlış bir algı oluştu. Zannediliyor ki, artık
gümrük kontrolleri tamamen ortadan kalkacak. Halbuki yönetmelik firmalara daha
büyük yükümlülük ve sorumluluklar getiriyor. Gümrük idaresi fiziki olarak
görünmüyor olacak ama firmanın bütün süreçleri kontrol ve kayıt altında olduğu
için aslında gümrük denetimi çok daha etkin, sondaj usulü risk analizine dayalı
ve sonradan kontrol yöntemleriyle her aşamada yapılacak. Firmaların da kendi
altyapılarını yeni dönem kontrol anlayışıyla uyumlaştırmaları
gerekiyor.
Yönetmelikte yer alan, ifadeler dolaylı olarak gümrük
müşavirlerini işaret ediyor olsa da uygulamada keyfiliğe yol açacak. Bu
bakımından en önemli eleştirimiz bütün süreçleri uygulayacak nitelikli kalifiye
insan unsurunun net tarifinin yapılmayışı. Gümrük müşavirlerinin bu süreçteki
rolü, görev ve sorumlulukları açıkça yazılı kurallara bağlanmalı. Asıl
endişemiz, firmaların karmaşık kontrol sistemine ilişkin altyapılarını
oluşturmalarını hangi sürede tamamlayabileceği. Kaç firmanın belirtilen kapsama
gireceğini doğrusu biz de merak ediyoruz. Bir referans olarak uygulanmakta olan
Onaylanmış Kişi Statü Belgesi sahibi yaklaşık 1.100 firma var. Bu firmalar
ithalatın yüzde 50 sini, ihracatın yüzde 40 ını gerçekleşiyor.
Özellikle
Yetki Belgesi için şart koşulan ISO27001 sertifikasını konusunda çok sayıda
firmanın hazır olmadığı bilgisini alıyoruz. Ayrıca, firmaların stok ve muhasebe
sistemlerini gümrük idaresiyle entegrasyonu hangi zaman diliminde karşılanacak,
bilemiyoruz. Dahilde İşleme Rejimi (DİR) bakımından ikili kontrol mekanizması
kurulduğunu görüyoruz. Basitleştirilmiş işlemler bizim de etkinliğimizi iddia
edildiği gibi azaltmayacak. Çünkü bu iş bir gümrük tekniği ve mevzuat bilgisi
gerektiriyor. Bilgisizlikten de kaynaklansa hatalı işlem yapanların
uğrayacakları cezalar dikkate alındığında bu işlemlerin bir bilen tarafından
yapılmasında zorunluluk var. Ayrıca firmaların bu işlemleri kendi bünyelerinde
yapmaları, bizden hizmet almalarından daha ekonomik değil. 'Onaylanmış Kişi
Sistemi' bunun en güzel ispatı. Bu nedenle gümrük müşavirleri olarak biz de
basitleştirilmiş uygulamaları destekliyoruz. İthalat ve ihracat olduğu müddetçe
adı gümrük müşaviri veya başka bir isim olsun, işin uzmanlarına her zaman
ihtiyaç duyulacak. Talebimiz sistemin ana dayanak noktalarından birinin gümrük
müşavirleri olması.
Kaynak : Dünya Gazetesi