Kredi, mevduatı geçecek
 
Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ali Fuat Erbil, Türkiye bankacılık sektöründe kredi mevduat oranının hızla yükseldiğini ve önümüzdeki dönemde yüzde 100'ü aşmasını beklediklerini söyledi. Erbil, "Eskiden insanlar eşten dosttan borç alırdı, artık devreye finansal sistem girdi" dedi.

 

Ece CEYHUN

İSTANBUL - Tüketici yatırım tarafında eski getirileri arar, kredi tarafında ise şimdiye kadar görülen neredeyse en dip seviyelerden borçlanırken son 9 ayda kredi ile mevduat arasındaki hacim farkı giderek azaldı. Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ali Fuat Erbil, önümüzdeki yıl bankacılık sektöründe kredi mevduat oranının yüzde 100'ü aşmasını beklediklerini söyledi. Ali Fuat Erbil, BDDK verilerine göre Aralık 2010'da yüzde 85.7 düzeyinde olan kredi/ mevduat oranının yüzde 95'leri aştığına dikkat çekti.

Türkiye bankacılık sektöründe her zaman mevduat daha yüksek, kredi hacmi ise daha düşük oldu. Uzun yıllar kredi/mevduat oranının düşük olması nedeniyle eleştirilen sektörde artık bu durum tersine dönecek gibi duruyor.

Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ali Fuat Erbil ile bireysel bankacılık alanında hem sektördeki hem de bankadaki gelişmeleri konuştuk. Türk insanının artık daha fazla tükettiğini, bunun da yaşanan kalite artışından ileri geldiğini anlatan Erbil, "Eskiden insanlar eşten dosttan borç alırdı, şimdi devreye finansal sistem girdi. Sonuçta insanlar teknolojiyi çok yakından takip ediyor, araba ve ev almak istiyor. Tatil anlayışımız bile bundan 10 sene 15 sene öncesinden farklı" diye konuştu.

Yıl sonuna kadar kredi talebi canlı olur

Ali Fuat Erbil, 2011 yazında 2010 yazına göre temmuz ayı hariç kredi talebinin daha canlı olduğunu kaydederek "Bu yazın en durgun ayı temmuz ayıydı. Herkes izinlerini temmuzda kullandı. Ağustosta çalışmaya devam ettik. Ardından, bayram geldi ve okullar açıldı. Bayramın getirdiği bir hareketlilik her zaman vardır. Temmuz ayı dışındaki 3 aya baktığımız zaman daha canlı bir bireysel kredi talebi gördüğümüzü söyleyebiliriz" dedi.

Kullandırma adedi açısından bakıldığında ihtiyaç kredisinin önde olduğunu kaydeden Erbil, yılsonuna kadar ihtiyaç kredilerinde talebin aynı şekilde hızlı olmasını bekliyor.

Bireysel, ihtiyaç kredisinde faize değil takside bakıyor

İhtiyaç kredilerinin fiyat hassasiyetinin en düşük kredi türü olduğunu da kaydeden Erbil, "Konutta ise tam tersine yüksektir. Bugün piyasada, bayram kredisi kampanyalarını saymazsanız, ihtiyaç kredilerinin maliyetleri yüzde 1.30-1.40 civarındadır. Üstüne vergi ve masrafları da eklediğinizde yüzde 1.50-1.60 arasına gelir. Bundan 4 ay evvel ise bu oran yüzde 1.20-1.30'du ve 40 baz puan arttı. Ama talebe baktığınızda çok fazla bir şey değişmedi" diye konuştu.

Türk insanının ortalama 7 bin TL krediyi yine ortalamada 38-40 ay vadede kullandığını kaydeden Erbil, "Tüketici, faiz yüzde 1.30 düzeyindeyken 40 aylık bir ihtiyaç kredisi aldığında aylık 225 TL taksit ödüyordu. Şimdi, yüzde 1.60 faizden aynı vadede bir kredi kullandığında taksit ödemesi 238 TL'ye çıkıyor. Aylık ödemede 13 TL  ama toplamda 500 TL fazla ödüyor. Hassasiyet var ama konut kredisindeki kadar değil" bilgisini verdi.

Konutta trend artık değişti orta gelirlinin talebi artıyor

Sadece ihtiyaç kredilerinde değil, konut ve oto kredilerinde de canlı bir talep olduğunu belirten Erbil, bu sene konut tarafında da trendin geçen senelere göre değiştiği tespitinde bulundu. Erbil, artık orta gelir grubunun konut kredisi kullandığına işaret ederek, şöyle devam etti: "Eskiden de orta gelirlinin konut kredisi talebi vardı ama lüks konut ya da daha pahalı konut kredileri tüketimi daha fazlaydı. Şimdi piyasada ciddi anlamda lüks konut dediğimiz, 500 bin TL ve üzerindeki konutta hareket azaldı.

Orta gelirli olarak tanımlayabileceğimiz kirada oturan ve aylık 600-700 TL kira ödeyen ama kendi evim olsun diyen vatandaşın konut talebi çok canlı şekilde devam ediyor. Dolayısıyla önümüzdeki aylarda ya da gelecek sene Türkiye'de işsizliğin ciddi bir şekilde artmayacağını varsayarsak, bu trendin devam edeceğini düşünüyorum. Konut fiyatlarında da ciddi bir artış yok. Ancak ekonomi çok yavaşlar, bu işsizliği etkiler ve işsizlik oranları yükselirse talep düşer."

Yılsonuna kadar mevcut durum devam eder

Erbil, konut kredisinde fiyat hassasiyetinin çok yüksek olduğunun altını çizerken, bundan sonra faizlerde aşağı ya da yukarı bir hareket beklenip beklenmeyeceğinin sorulması üzerine şu cevabı verdi: "Konut kredi faizleri, piyasa faizlerine endeksli. Bir de otorite ekstra tedbir alıyor mu? almıyor mu? Konutta zaten ortalaması yüzde 75 sınırı vardı. Bazı tedbirler aldılar o da çok iyi oldu. Piyasada genel faizler düştüğü takdirde konut faizleri de düşüyor. Merkez Bankası, TL'nin değer kaybından rahatsız. Dolayısıyla faizin düşmesi kuru artıracağından böyle bir karar alırlar mı? Emin değilim.

Diğer taraftan baktığınızda dünya ekonomileri yavaşladı, 2012'de negatif büyümeler görünüyor. Muhtemelen Türkiye de yüzde 8-9 büyümeyecek. Böyle olunca da faizleri çok fazla yükseltemeyeceğiz. Dolayısıyla çok volatil hareketlerin olmasını beklemiyorum. Yılsonuna kadar mevcut trendler devam eder. Faiz tarafında bir şey olmaz. Ekonomi yönetimi çok fazla tedbir aldı, dünya konjonktürüne bakıldığında piyasayı biraz daha rahatlatacaklar gibi geliyor. Faizde çok ciddi bir hareketin olmayacağını düşünerek bu talebin 3 üründe de devam edeceğini düşünüyorum."

Peki; Merkez Bankası TL zorunlu karşılıklarda geri adım atarsa bu faizlere yansır mı denildiğinde ise Erbil, "Bu kredi talebini biraz daha canlandırır ama çok fazla etkilemez. Biraz daha rahat kredi veririz.  Ama otorite ilk kararları aldığında piyasaya nasıl hızlı yansıtılmadıysa, düşüş de o kadar hızlı yansımaz" diye konuştu.

Mevduat büyümesi, kredinin altında kaldı

Tüketim tarafında kredi talebi canlı. Yatırım tarafında ise işler biraz farklı. Çünkü dünya piyasalarının geldiği nokta açısından farklı ortamlar mevcut. Yatırımcı eski getirileri arıyor. Mevduat da büyüyor ama kredi hacmi kadar değil.

Erbil, "Türkiye her zaman kredisi az, mevduatı daha fazla olan bir ülkeydi. Bu artık yavaş yavaş kapanıyor. Muhtemelen 2012 yılında toplam mevduat, kredinin altında kalmaya başlayacak. Kritik bir eşikteyiz. Mevduat büyümesine rağmen böyle olacak. Krediler daha hızlı büyüyor. Mevduat piyasası da canlı.

Çünkü bankalar için bu yıl likidite çok önemli hale geldi. Munzam karşılıkların artırılması gibi önlemler likidite ihtiyacını arttırdı. Faizlerin düşmesi gerektiği ortamda bile dolar-euro faizleri yüzde 4 - 5 arasında seyrediyor. TL mevduata baktığımızda, yüzde 9-10 arasında dalgalanıyor. Aslında daha düşük olması lazım. Ama likidite ihtiyacı oranları yükseltiyor ve önümüzdeki sene daha da artacak" değerlendirmesinde bulundu.

BDDK verilerine göre 5 Ekim haftasında bankaların mevduat ve fon toplamı 716.8 milyar TL düzeyinde. Kredi hacmi ise 666 milyar TL'de. En basit matematikle yılbaşından beri mevduat artışı 72.2 milyar TL olurken kredi artışı 133.6 milyar TL oldu.

Ana para korumalı ürünlere talep artmaya devam edecek

Erbil, faizlerin düşmüş olmasının, hatta iyice dip seviyelere oturmasının hem banka ve aracıları hem de yatırımcıları değişik enstrümanlara yöneltiğini ve bu eğilimin giderek arttığını kaydetti. Bundan 5-6 sene evveline göre ürün çeşitliliği anlamında sektörde de Garanti'de de çok daha fazla ürün olduğuna dikkat çeken Erbil, "Mevduat cazip buarada anapara korumalı ürünlere yönelen bir trend var. Biz de teşvik ediyoruz. Bir değişim başladı ama özellikle bu sene çalkantılar çok yüksek. Yatırımcı mevduat getirilerinden çok memnun değil ama mevduat tabanı hala çok güçlü.

Bunun yanında anapara korumalı görece yüksek getirili ürünlere yöneliyor. Yüksek faiz, riski de beraberinde getiriyor. Risk seviyelerinin sıkıntı olmadığı piyasalarda herkes memnun. 5 puan daha fazla kazanıyorum diyor ama çalkantılar başladığında bu ürünlerdeki getiriler negatife dönüyor. O zaman tüketici rahatsız olmaya başlıyor. Dolayısıyla hemen hemen her banka anapara korumalı fon, ana para korumalı mevduat gibi ana para koruması olan ürünlere yöneldi.

Anapara korumalı ürünlere talep gün geçtikçe artıyor ve artacak. DTH da ise yatırımcı nezdinde itibarı azalıyor ya da en azından popülaritesi artmıyor. Bir de işin içine altın girdi bu sene. Son 5 aya baktığımızda, altına ciddi talep var" değerlendirmesinde bulundu.

Haftada 1.000 araba, 1.000 konut finanse ediyor

Garanti Bankası genel Müdür Yardımcısı Ali Fuat Erbil, banka olarak bugüne kadar 135-140 bin kişiyi ev sahibi yaptıklarını belirtti. Erbil, sektörde her hafta banka üzerinden krediyle alınan araç sayısının 6 -7 bin arasında olduğunu, burada pazar paylarının yüzde 15 olduğunu ifade etti. Yani Garanti her hafta 1.000'den fazla arabaya finansman sağlıyor. Konut tarafında ise sektörde her hafta 7-8 bin adet ev finansmanı yapılıyor. Garanti'nin buradaki pazar payı ise yüzde 12.6. Garanti'nin haftalık konut finansman sayısı da yine 1.000 civarına geliyor. Bunun içinde yılın ilk 9 ayında Garanti'nin enjekte ettiği likidite, bireysel tarafta  6.5-7 milyar TL düzeyinde.

Konut kredisi faizinde yüzde 1 psikolojik sınır

Konut kredi faizlerinde yüzde 1 seviyelerinin psikolojik bir sınır oluşturduğuna da dikkat çeken Ali Fuat Erbil, "Konut kredileri, faizler yüzde 0.70'lere düştüğü zaman arttı. Ama 1'e çıkması hızı o kadar yavaşlatmadı. Ne zaman ki konut kredi faizi yüzde 1'in üzerine çıkıyor, işte o zaman talep bıçak gibi kesiliyor. Şimdi faizler tam o sınırda, yüzde 0.95-1.05 bandında ve ortalamasına baktığında yüzde 1 gibi. Konut fiyatlarında çok ciddi bir artış yok. Düşüş beklentisi de yok. Piyasada pahalı alıyoruz psikolojisi de yok. Bu denge devam ettiği sürece orta gelir grubu için konut talebinin aynı şekilde devam edeceğini düşünüyorum" dedi. 

Erbil'in verdiği bilgiye göre ağırlıklı olarak konutta borçlanma vadesi 80-90 ay arasında değişiyor. Bu ortalama 82 aydan şimdi 88-89 aya doğru uzandı. Ama 120 ayın üzerinde kullanım neredeyse 'sıfır'. Ortalama bir konut kredisi 85 bin TL. Yani ortalamada Türk vatandaşı 120 bin TL'lik ev alıyor. Büyükşehirlerin banliyölerinde ya da küçük şehirlerde alıyor.
 
Kaynak: Dünya Gazetesi

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı