Artan fiyatlar ve krediye erişimde yaşanan zorluklara yatırım amaçlı
alımların azalması da eklenince, otomobil showroom’larında ziyaretçi
trafiği kesildi. Sektör temsilcileri, geleneksel olarak satışların
arttığı son çeyrekte büyük kayıp yaşamamak için ÖTV matrahlarında
güncelleme yapılmasını istiyor.
Otomotivde tedarik krizi gevşedi ama bu kez de talepte büyük kayıp
yaşanıyor. Kur artışı ve enflasyonist baskı nedeniyle otomobil
fiyatlarının hızla yükselmesi ile krediye erişimde yaşanan zorluklar
satışlarda düşüşe neden olmuştu. DÜNYA’ya konuşan otomotiv
bayi temsilcileri, yatırım amaçlı otomobil alanların sayısındaki
azalmanın pazardaki daralmayı hızlandırdığını söyledi. Diğer yandan,
velilerin okul telaşına düşmesinin de showroom trafiğine olumsuz
yansıyan bir diğer neden olduğu belirtiliyor. Eylül ayı ile birlikte
showroom trafiğinde gözle görülür bir azalma olduğuna dikkat çeken
sektör temsilcileri, yıl sonunda büyük daralmanın önüne geçmek için
matrah güncellemesinin aciliyet kazandığına vurgu yapıyor.
Kur ve enflasyonda yakın dönemde bir düşüş beklenmediği için sektörün
tek umudu matrah güncellemesinde. Çünkü artan fiyatlar nedeniyle yüzde
80 ÖTV dilimi altında neredeyse hiç model kalmadı. Yüzde 70 ÖTV dilimine
giren bir iki modelin manuel vitesli ve düşük donanımlı başlangıç
versiyonu dışında, Türkiye’de en ucuz otomobilin fiyatı 400 bin TL’yi
aşıyor. Orta segment SUV araçlarda ise fiyatlar 700 bin TL’nin üzerine
çıkıyor. Son olarak Ağustos 2021’de ÖTV matrahlarında güncelleme
yapılmış, bu yılın ocak ayında 60 ve 70 ara baremler eklenmişti. Sektör
yetkilileri geçtiğimiz ağustos ayında da benzer bir düzenleme
bekliyordu. Ancak bu yönde bir gelişme olmadı. Sektör bu konudaki
umudunu koruyor. DÜNYA’ya konuşan bazı sektör temsilcilerine göre, ÖTV
matrahlarına yönelik bir düzenleme her an çıkabilir. Bu umutla birçok
otomotivcinin her gece Resmi Gazeteye baktığı belirtiliyor. Otomotiv
sektörü temsilcileri, matrahta bir güncelleme yapılmadığı takdirde
normal şartlarda tüm yılın satışlarının yüzde 40’ın yapıldığı son
çeyrekte büyük kayıp yaşanmasından endişe duyuyor. Otomotivde geçen
yılın satış rakamlarını yakalama umudu kalmasa da en azından çok büyük
bir daralmanın önüne geçilmesi umut ediliyor.
“Eylülde satışlar 50 bini geçmez” Eylülde satışlara olumlu etki etmesi beklenen tek gelişme ise enerji
zamlarının fiyatlara yansıyacağı öngörüsü bazı tüketicilerin alımları
öne çekmesi olacak. Diğer yandan, velilerin okul telaşının bitmesiyle
önümüzdeki günlerde showroom trafiğine kısmi bir hareket gelebileceği
belirtiliyor. Ağustos ayında otomobil ve hafif ticari araç satışları
yıllık bazda yüzde 17.3 daralarak 48 bin 336 adet düşmüştü. Ancak
eylülde satışlarda geçen ayın çok altında kalınmasa da yıllık bazda
daralma yaşanmasının kaçınılmaz olduğu ifade ediliyor. Eylül 2021’de
satışlar yıllık bazda yüzde 36,9 azalarak 57 bin 141 adet olmuştu. Bu
yılın eylül ayında otomobil ve ticari araç satışlarının 50 binin altında
kalacağına kesin gözüyle bakılıyor.
Tedarik krizi öncelikli gündem olmaktan çıktı
Kısa bir süre öncesine kadar otomotivciler için en büyük sıkıntı
pandemi ile birlikte başlayan ve savaşla derinleşen tedarik kriziydi.
Markalar talebi karşılamakta büyük zorluk yaşıyordu. Konuştuğumuz marka
temsilcileri, tedarik krizinin kısmen gevşediğini, ancak asıl tehlikenin
talepteki daralma olduğuna işaret etti. Birçok markada teslim süreleri
özellikle yerli araçlarda bir aya kadar inmiş. İthalde ise bu süre 2 aya
kadar düşmüş durumda. Sektör temsilcileri, daha önce 6 ayı bulan
bekleme sürelerinin azalmasının tek nedeninin tedarik sorunlarının
azalması değil, talepteki yavaşlama olduğunu belirtiyor.
■ Hyundai Assan Genel Müdürü Murat Berkel: “Bazı
modellerde tedarik problem kısmi olarak devam ediyor. Müşteri
taleplerini mümkün olan en kısa sürede karşılamaya çalışıyoruz. Fakat
satışlar beklenenin altında seyrediyor. Bu daralmanın iki önemli sebebi
var. Birincisi, araç fiyatlarının yüksek olması, diğeri de krediye
ulaşmada yaşanan zorluklar. Ayrıca, ÖTV matrahlarında uzun süredir
güncelleme yapılmaması da bir çok modelin üst baremde kalmasına neden
oluyor. Bu da doğal olarak pazarı olumsuz etkilemeye devam ediyor. Tüm
bu gibi olumsuz durumlar neticesinde hem sıfır kilometre hem de ikinci
el satış ve operasyonlarında azalma yaşıyoruz. Genel olarak showroom
trafi klerinde de gözle görülür bir azalma yaşıyoruz”.
■ Renault MAİS Genel Müdürü Berk Çağdaş: “Yerli
modellerde bir ay, ithal modellerde 2,5-3 ay bekleme süresi var. Yeni
yılın ilk çeyreği itibariyle tedarik sorunlarının hafi fl eyeceğini
düşünüyoruz. Ancak özellikle ağustos ayı ortası itibarıyla gerek krediye
erişimde yaşanan zorluklar, gerekse de fiyat artışları sebebiyle
showroom trafiğimiz düştü.”
■ Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş. CEO'su Ali Haydar Bozkurt:
“Modelden modele tedarik zamanlamalarında çok fazla değişkenlik
yaşanıyor ve tedarikte anlık değişimlerle karşılaşabiliyoruz. Bazı
modellerde teslimat süreleri daha kısayken, bazılarında beklenmedik
şekilde esnemeler oluyor. Örneğin; şu anda Türkiye özelinde Corolla
Hybrid almak isterseniz, yaklaşık yıl sonuna kadar bekleme süreleri
varken, benzinli Corolla için durum biraz daha iyi ancak bu modelde de 1
aylık bekleme süreleri olduğunu söyleyebiliriz. Bu durumun tedarik
sorununun çözülmesinden kaynaklı olduğunu söyleyemeyiz. Şu anda araç
almak isteyen perakende müşterisinde bir yavaşlama olduğunu
gözlemliyoruz. Bunun en temel sebebi mevcut şartlarda müşterilerin
krediye ulaşamamaları. Benzer şekilde fi lo müşterilerinin de krediye
ulaşmakta zorlandıklarını görüyoruz.”
Kaynak: Dünya Gazetesi