İSTANBUL - Ekonomik krizin başta Avrupa olmak üzere ülkeler ve bölgeler
arasındaki rekabetçilik uçurumu büyürken, Türkiye büyük bir sıçrama yaparak
Dünya Ekonomik Forumu 2012-2013 Küresel Rekabet Raporu'nda 43'üncü sıraya
yükseldi. Türkiye, makroekonomik istikrarın artması ve finans piyasalarındaki
gelişmeye paralel olarak bu yılki listede tam 16 basamak yükselerek, en
rekabetçi ekonomisi listesinde en hızlı yükselen ikinci ülke oldu.
Dünya Ekonomik Forumu, 2011-2012 Küresel Rekabet Gücü Raporu sonuçlarını
açıkladı. Rapora göre, rekabet gücü sıralamasında bu yıl dikkate alınan 144 ülke
arasında İsviçre ilk sıradaki yerini korudu. Listenin ikinci sırasında geçen yıl
olduğu gibi Singapur bulunurken, üçüncü sıradaki Finlandiya yer aldı. ABD son 4
yıldır devam eden düşüş eğilimini sürdürerek bu yıl iki sıra daha gerileyerek
dünyanın en rekabetçi yedinci ekonomisi oldu. Gelişmekte olan ülkeler, gelişmiş
OECD ülkeleriyle arasında var olan farkı kapatma yönünde ilerlerken, Kuzey ve
Batı Avrupa ülkeleri 144 ülke arasında ağırlığını korurken, bu yıl Hong Kong
dokuzuncu sıraya yükseldi. Sıralamada İsveç dördüncü, Hollanda beşinci, Almanya
altıncı, İngiltere sekizinci, Japonya ise onuncu basamağa yerleşti.
Japonya, bu yıl bir basamak gerilerken, aynı şekilde Almanya da Hollanda'nın
gerisine düştü. Fransa da 3 sıra gerileyerek 21. sırada yer aldı. Raporda,
İsviçre ve Kuzey Avrupa ülkelerinin 2008 yılındaki finans krizinden bu yana
güçlü konumlarını pekiştirdikleri tespiti yapılırken, borç krizinin sarstığı
Güney Avrupa ülkelerinin makroekonomik dengesizlikler, finansmana erişim
sıkıntısı, istihdam pazarlarındaki bozulma ve inovasyon açığı gibi nedenlerle
rekabet güçlerini giderek kaybettikleri belirtildi. Borç krizinde ekonomisi ağır
darbe alan Yunanistan ise altı basamak gerileyerek 96. sıraya indi. Portekiz 49.
duruma gerilerken, İspanya 36. basamakta kalmayı başardı. İtalya 43'ten 42'ye
çıktı. Geçtiğimiz yıl en rekabetçi 26. ekonomi olan Çin bu yılki listede kan
kaybederek 29. oldu.
Çin, büyük ölçekli gelişmekte olan ülkeler arasında lider pozisyona sahip
oldu. Ancak Tayvan, Katar, Suudi Arabistan, Güney Kore, BAE, Malezya, İsrail ve
Brunei Çin'in önünde yer almayı başardı. Gelişmekte olan ülkeler arasında lider
olan BRICS ülkelerinin performansı farklılıklar gösterdi. Güney Afrika bu yıl 2
sıra aşağı inerek 52., Brezilya 5 sıra çıkarak 48., Hindistan 3 basamak inerek
59., Rusya da bir basamak düşerek 67. sırada yer aldı.
En zayıf nokta istihdam piyasası
Türkiye bu yıl listede sıçrama gösterdi ve tam 16 basamak yükselerek 144 ülke
arasında 43. sıraya çıktı. Böylelikle Türkiye, Çin dışındaki BRICS ülkelerinden
daha rekabetçi bir ekonomi olarak konumlandı. Türkiye bir önceki yıl 142 ülke
arasında 59., 2010-2011 döneminde ise 139 ülke arasında 61. olmuştu.
Raporda, Türkiye'nin 778.1 milyar dolarlık GSYH büyüklüğüne, kişi başına 10
bin 522 dolarlık gelire sahip olduğu, GSYH'nin dünya toplamına oranının ise
yüzde 1.36 olduğu hatırlatıldı. Seçilmiş bazı göstergelerde Türkiye'nin yeri
şöyle: Rekabetçilik Endeksi Bileşenlerini gösteren Temel Gereksinimler bölümü
altında Türkiye'nin kurumsal alandaki sırası 64, altyapıda 51, makroekonomik
çevrede 55, sağlık ve ilköğretimde 63. Ekonomik etkinliği artıran bileşenlerden
yüksek öğretimde Türkiye'nin sıralaması 74, emtia-mal piyasalarının etkinliğinde
38, istihdam piyasasında 124, mali piyasaların gelişmişliğinde 44, tekonoloji
kullanımda 53, pazar byüklüğündü 15. İnovasyon bölümünde ise Türkiye iş
dünyasınde entellektüel derinliğinde 47 ve inovasyonda 55. Raporda Türkiye'nin
ekonomisinin değerlendirildiği bölümde şu ifadeler kullanıldı: "Türkiye'nin
ekonomisi endeksin hazırlanmasında gözönünde bulundurulan birçok faktördeki
gelişmeden destek aldı. Makroekonomik istikrar arttı, finans sektörünün
güvenilirliliği yükseldi, iş dünyasının finansmana erişimi kolaylaştı. Kurumsal
çerçevede iyileşme ve iç piyasada daha güçlü bir rekabet kaydedildi. Hareketli
iş dünyası, büyüklük açısından 15. sırada yer iç piyasadaki rekabetten önemli
kazanımlar elde etti.Türkiye, önemli ölçüde gelişme gösteren altyapısından
özellikle de yılların ve hava taşımacılığındaki gelişmelerden fayda sağladı.
Limanların ve elektrik arzının ise iyileştirilmesi gerekiyor. Rekabet gücünü
daha da artırmak için Türkiye, ilk öğretim ve sağlık sistemini iyeleştirmek
yoluyla insan kaynakları yapısını güçlendirmeli, istihdam piyasasının
etkinliğini ve kamu kurumlarında etkinlik ile şeffaflığı artırmalı."
Kaynak: Dünya Gazetesi