ANKARA - Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Bakanlar Kurulu'nun
canlı hayvan ve et ithalatında vergi artışına yönelik kararına ilişkin, artışın
karkas maliyetindeki etkisinin 2 liranın altında olduğunu belirterek, "Ama öbür
tarafta yerli üretim var, milyonlarca üretici var, yatırım yapılmış. Biz eğer
yerli üretim maliyetiyle ithal maliyeti arasındaki farkı çok açarsak o zaman
Türkiye'deki yerli üreticinin aleyhine olur" dedi.
ASO Ekim ayı Meclis Toplantısı'nda konuşan Bakan Eker, Türkiye'de tarım
sektörünün gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYİH) içerisindeki payının yüzde 8,
istihdamdaki payının ise yüzde 25,5 olduğunu, sektörde önemli gelişmeler
yaşandığını söyledi.
Tabiat şartlarına bağlı olmasına rağmen Türkiye tarım sektörünün son 8 yıl
içerisindeki 7 yılda olumlu büyüme yaşandığını anlatan Eker, ülkenin buğday
üretiminde de önemli ilerleme kaydettiğini belirtti.
Eker, sertifikalı tohum kullanımı ve üretimini destekleme kapsamına
aldıklarını, bu sayede sertifikalı tohum kullanımının arttığını ifade ederek,
"Hem kalitede hem verimlilikte ciddi artışlar oldu" diye konuştu.
Kültür balıkçılığına ilişkin de Eker, bu sektörün ülkede en hızlı büyüyen
alanlardan biri olduğuna işaret ederek, geçen sene çinakop ile ilgili kararın,
bu sene lüfer lehine önemli sonuçlar meydana getirdiğini bildirdi.
Bakan Eker, Türkiye'nin yağışı az, neredeyse yarı çöl bir ülke olduğunu
vurgulayarak, "Doğu Karadeniz'i çıkarın, 300 milimetre yağış alıyor. 400
milimetrenin altı tüm dünya literatüründe yarı çöl olarak adlandırılır" şeklinde
konuştu.
"Tohum Gen Bankasında muhafaza ediyoruz"
Cumhuriyet tarihinde ilk defa damla ve yağmurlama sulama sistemlerinin
hükümetleri döneminde desteklendiğini kaydeden Eker, bu konuda çiftçiye yüzde 50
hibe destek sağladıklarını anlattı. Harran'daki 50 bin hektar çoraklaşmış
araziyi bu şekilde kurtarmaya çalıştıklarını da vurgulayan Eker, sulamanın uygun
tekniklerle yapılmasının bereket getireceğini ifade etti.
Türkiye'nin agrostratejik önemi olduğunu belirten Eker, ülkenin dünyanın
önemli 3 bitki gen kesişim noktasında yer aldığını anımsattı.
Ankara'da 250 bin örnek çeşit kapasiteli tohum gen bankası kurduklarını
bildiren Eker, "Annelerimizin babalarımızın ektiği tohumlar yok deniliyor.
Bunların hepsi bizim elimizde, isteyene de bunları veririz. Ne Ayaş domatesinin
tohumu, ne de başka bir sebzenin tohumu kayboldu. Bunları biz muhafaza ediyoruz"
dedi.
Mevzuata yönelik birçok düzenleme yaptıklarını da anlatan Eker, "Toprak
bize her zaman lazım. Onu muhafaza etmemiz lazım" şeklinde konuştu.
Tarımsal destekleme politikasını değiştirdiklerini kaydeden Eker, birçok
kalemde destek verilen çiftçiye 9 milyar liranın üzerinde nakit karşılıksız
ödeme de yapıldığını bildirdi.
"Tarım arazilerinin bölünmesine engel olmalıyız"
Türkiye'nin tarım havzaların haritalarının çıkarıldığını anlatan Eker, 528
milyon data kullanılarak 30 tarım havzasında verimli bitki türünün
belirlendiğini bildirdi.
Eker, "Her bir havzanın üretim miktarı ne, potansiyeli ne, oraya falanca
ürün ekildiğinde bizim kazancımız ne? Onları belirledik. Ürün desteklemelerimizi
bununla ilişkilendirdik. 2010 yılında 17 ürünle havza bazlı destek uygulaması
başlatıldı" dedi.
Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde tarım arazilerinin babadan oğula
bölünerek geçmesine izin verilmediğini vurgulayan Eker, Türkiye'de 22 milyon
parsel arazide 3 milyon 100 bin çiftlik bulunduğunu söyledi. Eker, öncelikli
olarak arazilerin bölünmesine neden olan mevzuatın düzenlenmesi gerektiğini, bu
konuda taslak hazırladıklarını ve kısa süre içerisinde Bakanlar Kurulu'na
getireceklerini bildirdi.
"Ekmeğe ilişkin mevzuatı bulunan nadir ülkelerdeniz"
Türkiye'de ilk defa bu yıl itibarıyla kasaplık hayvan varlığında ciddi bir
artış sağlandığına işaret eden Eker, hayvancılık sektörüne yönelik tedbirler
aldıklarını belirtti. Eker, sözlerini şöyle sürdürdü:
"170 bin civarında yeni işletme açıldı, 6 milyar lira faizsiz kredi
kullandırıldı. Ne için? Türkiye'de hayvancılığa yeni yatırım yapılsın,
geliştirilsin diye. Bizim aldığımız tedbir şu; yüzde 30 olan kasaplık
hayvanlardaki gümrük vergi oranını yüzde 40'a çıkardık. Karkas ette yüzde 75
olan gümrük vergisi oranı yüzde 100'e çıkarıldı. Bizim beklentimiz, dünya piyasa
fiyatlarını da izliyoruz, bunun orada bir şekilde etkisini hissettireceği
yönünde. Bu 2 lira bile değil. Karkas maliyetindeki etkisi 2 liranın altında.
Ama öbür tarafta yerli üretim var, milyonlarca üretici var, yatırım yapılmış.
Biz eğer yerli üretim maliyetiyle ithal maliyeti arasındaki farkı çok açarsak o
zaman Türkiye'deki yerli üreticinin bu aleyhine olur. Bunu da bizim bir şekilde
sürdürmemiz lazım."
ASO üyelerinin ilettiği bazı sorunlara ilişkin de bilgi veren Eker, AB'ye
üyelik sürecinde açılan fasıllardan birinin gıda olduğunu, sektöre yönelik bütün
kararları uluslararası çerçeveyi gözeterek aldıklarını söyledi.
Baharatların hububat veya peynir gibi dökme satılamadığını, paketlendiğini
belirten Eker, bununla denetimi kolaylaştırmayı amaçladıklarını kaydetti.
Türkiye'nin yıllık 18 milyon ton buğday tükettiğini anlatan Eker, bu yıl 20
milyon 100 bin ton buğday üretildiğini bildirdi. Ekmeğe ilişkin mevzuatı bulunan
nadir ülkelerden birinin Türkiye olduğunu vurgulayan Eker, ekmekte kullanılan
tuz oranının azaltıldığını, kepek oranının ise artırıldığını hatırlattı. Ekmek
satılan yerlere tam buğday ekmeği bulundurma zorunluluğu da getirdiklerini
anlatan Eker, böylece tam buğday ekmek tüketimini teşvik ettiklerini dile
getirdi.
Eker, Türkiye'nin sayılı botanik bahçelerinden birini Ankara'da Bakanlık
kampüsünde kurduklarını da bildirdi.
AOÇ arazisi içerisine yapılan karayoluna ilişkin de Eker, "Yol yaptırdık,
yaptırmak durumundayız. Çünkü hemzemin geçitte binlerce araç duruyor, bekliyor.
Orada bir üst geçit yapılması lazımdı. Ankara'nın yol ihtiyacı vardı" diye
konuştu.
EXPO organizasyonlarının 160 yıl önce gerçekleştirilmeye başlandığını da
hatırlatan Eker, Türkiye'de ilk evrensel EXPO'nun "çiçek ve çocuk" temasıyla
2016 yılında yapılacağını anlattı.
Kaynak: Dünya Gazetesi