2010 yılında elde edilen gelirlere ilişkin yıllık gelir vergisi beyannamesinin verilme süresi 25 Mart Cuma akşamı doluyor. Bu nedenle bizde bu yazımızda, yine beyanı gereken gelirlerle ilgili bir konuyu, tam mükellef gerçek kişilerin sermaye şirketlerinden, bir başka deyişle anonim ve limitet şirketlerden elde ettikleri kar paylarının vergilendirilmesini ve bu konudaki istisnayı, aktaralım istedik.
Sermaye şirketleri 2010 yılında, 2009 yılında elde ettikleri kârı dağıtmış olabilecekleri gibi, ilave olarak veya 2009 yılı sonuçları zararlı dahi olsa yedek akçelerinden kâr dağıtmış olabilirler. Bu nedenle vergilendirme ve istisna uygulamasında en önemli konu, şirketçe dağıtılan kârın hangi yıla ait kazançlardan olduğu noktasında düğümlenmektedir.
2003 SONRASINA AİT KÂR PAYLARI
Gelir Vergisi Kanununun 22/2. maddesine göre, tam mükellef kurumlardan elde edilen ve 75/2. maddesinin 1 - 3. bentlerinde yer alan kâr paylarının yarısı gelir vergisinden istisna edilmiştir. Bu düzenlemelere göre yarısı vergiden istisna olan kâr payları anonim şirketlerde, hisse senedi veya ilmuhaber sahiplerine, menkul kıymete bağlanmamış çıplak pay sahiplerine, kurucu senetlerine veya intifa senetlerine, yönetim kurulu başkan ve üyelerine ödenen kâr paylarıdır.
Limitet şirketlerde istisnadan yararlanacak kâr payları ise ortaklara ödenen kâr payları ile organ sıfatını haiz müdürlere ödenen kâr paylarıdır.
Söz konusu istisnaya tâbi kâr payları, -kural olarak - Gelir Vergisi Kanununun 94/1-6. Maddesine göre dağıtımda gelir vergisi stopajına tabidir. Bu nedenle istisnadan yararlanabilecek bu kâr payları, stopaja tabi tutulmuş şekilde elde edilecek kâr payları olacaktır.
Stopaja tabi tutularak elde edilen gelirlerin beyannameye aktarılmasında kural, bu gelirlerin brüt olarak nazara alınmasıdır. Net gelir üzerinden vergilendirme yapılmaz. Bu nedenle, kâr payı elde edenlerin, istisna olan yarı tutarı hesaplamadan önce elde ettikleri kâr paylarını brütleştirmeleri, sonra yarısını alarak istisna ve vergiye tabi tutarı hesaplamaları gerekmektedir.
Söz konusu kâr paylarının vergiye tabi olan yarısının, Gelir Vergisi Kanununun 86. maddesinde yazılı beyan sınırını aşması halinde, bu vergiye tabi olan kısmın tamamının yıllık beyanname ile beyan olunması gerekmektedir. Bu sınır 2010 yılında elde edilecek gelirler için 22.000 TL’dir. Beyan edilen kâr payları üzerinden hesaplanan yıllık vergiden ise, stopajın yarısı değil, tamamı mahsup edilecektir.
Kâr payının yıllık beyanname konusu olup olmayacağı, ancak bu hesaplama ile mümkündür. Zira beyan sınırının hesabında istisna kısım, nazara alınmaz.
2003 ÖNCESİNE AİT KÂR PAYLARI
Yukarıdaki açıklamalarımız, kurumların 2003 ve izleyen yıllara ait kârlarını dağıtmaları durumunda geçerlidir. Çünkü Gelir Vergisi Kanununun 22. maddesinde yer alan istisna düzenlemesi, dağıtılan kârın;
- 2002 veya önceki yıllarda elde edilen istisna kazançlardan olmaması
- Kanunun geçici 61. maddesinde kapsamında stopaja tabi yatırım indirimi istisnasından kaynaklanmaması şartlarıyla uygulanmaktadır.
Dağıtılan kârın, 2002 ve öncesi istisna kazançlardan olması veya Kanunun geçici 61. maddesinde kapsamında stopaja tabi yatırım indirimi istisnasından kaynaklanması durumunda aktardığımız istisna uygulanmamaktadır. Zira bu kaynaklardan sağlanan kazancın dağıtımı dolayısıyla elde edilen kâr paylarının beyan kuralları, Gelir Vergisi Kanununun geçici 62. maddesinde farklı olarak düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, söz konusu kaynaklardan dağıtılan ve elde edilen kâr paylarının net tutarının 1/9 fazlasının yarısı vergiden istisna edilecektir. Dolayısıyla elde edilen kâr payının 22.000 liralık beyan sınırını geçip geçmediği, bu şekilde belirlenebilecektir. Sınırın aşılması dolayısıyla Yıllık beyannamede bu kapsamda bir kâr payı gelirinin yer alması halinde, bu gelire tekabül eden yıllık vergiden, beyan olunan kar payı tutarının beşte biri indirilecek, kalan vergi ödenecektir.
Kurumların 1998 sonrasına, ancak 2003 öncesine ait istisna dışı kazançlarından yapacakları kar dağıtımlarında uygulama ise, 2003 sonrası dönemlerle ilgili açıklamalarımız doğrultusunda olacaktır.
1998 ve ÖNCESİNE AİT KÂR PAYLARI
Kurumların 1998 ve öncesine ait kârlarını dağıtmaları halinde ise, tam mükellef gerçek kişilerce elde edilen kâr payları yıllık beyannameye dahil edilmeyecektir. Bu kısma tekâbül eden kar payının tamamı, gelir vergisinin konusu dışındadır.
Bu belirlemelerin kâr payı elde edenlerce yapılması olanağı, özellikle halka açık anonim şirket ortakları için pek kolay değildir. Kâr dağıtımı yapan şirketlerin, her şeyden önce dağıttıkları kâr paylarının kaynaklarını belirlemeleri, kâr dağıtımı kararının alındığı genel kurul kararında belirtmeleri ve açıklamaları zorunludur.
BEYANNAMEDE İNDİRİLEBİLECEK HARCAMALAR
Yukarıda aktardığımız şekilde kâr paylarının beyanının gerekmesi halinde beyan edilecek gelirlerden Gelir Vergisi Kanununun 89. Maddesinde yazılı indirimlerin yapılması mümkündür. Maddede sayılan ve yıllık beyannamede indirim konusu yapılabilecek önemli harcama veya indirimleri ise şunlardır.
1. Özel Sigorta Primi İndirimi: Beyan edilen gelirin %10’unu (bireysel emeklilik sistemi dışındaki şahıs sigorta primleri için, beyan edilen gelirin %5’ini) ve asgari ücretin yıllık tutarını aşmamak şartıyla mükellefin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat, ölüm, kaza, hastalık sakatlık, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta primleri ile bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları, yıllık gelir vergisi beyannamesi ile bildirilen gelirlerden indirilebilir.
Bu indirimin yapılabilmesi için; sigortanın veya emeklilik sözleşmesinin Türkiye’de mevcut ve merkezi Türkiye’de bulunan bir sigorta veya emeklilik şirketi ile imzalanmış olması, prim ve katkı paylarının gelirin elde edilmiş olduğu yılda ödenmiş olması, ücret geliri elde edenlerin ücretlerinin safi tutarının hesaplanması sırasında, ayrıca indirilmemiş olması gerekmektedir.
Yukarıda belirttiğimiz şartların mevcudiyeti halinde, eşlerin veya çocukların ayrı beyanname vermeleri halinde, bunlara ait katkı payları ve primleri kendi gelirlerinden indirilir.
2. Eğitim Ve Sağlık Harcamaları : mükellefin kendisi, eşi ve küçük çocuklarına ilişkin olarak yapılan eğitim ve sağlık harcamaları yıllık beyannamede beyan edilen gelirlerden indirim konusu yapılabilir. Bu indirimin yapılabilmesi için, eğitim sağlık harcamalarının Türkiye’de yapılması ve harcamaların gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olanlardan alınacak belgelerle tevsik edilmesi gerekir. Ancak bu kapsamda yapılacak indirim tutarı, beyan edilen gelirin % 10’u ile sınırlandırılmıştır.
3. Bağış ve Yardımlar : Gelir Vergisi Kanununun 89. maddesinde indirimi kabul edilen bağış ve yardımlar özetle şunlardır.
a. Genel ve özel bütçeli kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler, köyler ile kamu yararına çalışan dernekler ve Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara yıllık toplamı beyan edilecek gelirin %5'ini (kalkınmada öncelikli yöreler için %10'unu) aşmamak üzere, makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımlar.
b. Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanan okul, sağlık tesisi ve yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezi inşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya bu tesislerin inşası için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdi ve ayni bağış ve yardımların tamamı.
c. Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara bağışlanan gıda maddelerinin maliyet bedelinin tamamı.
d. Genel ve özel bütçeli kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler, köyler, kamu yararına çalışan dernekler, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve bilimsel araştırma faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan bazı kültürel faaliyetlere ya da Kültür ve Turizm Bakanlığınca desteklenen veya desteklenmesi uygun görülen konulardaki faaliyetler için yapılan çeşitli bağışlar
e. sportif amaçlı sponsorluk harcamalarının; amatör spor dalları için tamamı, profesyonel spor dalları için %50'si.
f. Mükelleflerin, işletmeleri bünyesinde gerçekleştirdikleri araştırma ve geliştirme harcamaları tutarının %40'ı
Bu makalenin içeriği http://www.bumindogrusoz.com/m.aspx?id=528 adresinden alınmıştır.