Bilindiği üzere amortisman ayrılması, vergisel avantaj sağladığı için genelde faydalanılan bir haktır.
Ancak bazı firmaların,
- Bilançonun zararla veya yetersiz karla kapanmasını önlemek,
- Sermayeyi kaybetmiş duruma düşmemek,
- Kredi veren kuruluşlara daha tatminkar bilanço sunmak,
- Dağıtılabilir karı artırmak gibi nedenlerle,
amortismana tabi iktisadi kıymetler (ATİK) için amortisman ayırmadıkları veya eksik amortisman ayırdıkları görülmektedir.
Amortisman ayırmak, mecburiyet değil hak olduğu için amortismanın
ayrılmaması veya eksik amortisman ayrılması vergi talebi veya ceza
gerektiren yasak bir eylem değildir.
Böyle bir eylem ancak mükellefin vergisel avantajını kaybetmesi veya geç kullanması sonucu doğurabilir.
Özet olarak;
- Amortisman ayrılması mecburi değildir.
- Amortisman ayrılmaması, amortisman süresini uzatmaz.
- Maliye İdaresi, amortisman ayrılmadığı takdirde ilgili yıla ait
amortisman hakkının kaybolacağı ve düzeltme yoluyla da bu hakkın
kullanılamayacağı görüşündedir.
- İlgili yıllarında ayrılmamış amortismanlar kullanım ömrünün son yılında topluca ayrılıp gider yazılamaz.
- ATİK satıldığı taktirde, net değer maliyet olarak dikkate
alınabilmekte, ayrılmamış amortismanlar satış karının daha az olmasını
sağlayabilmektedir.
ANAHTAR KELİMELER:
Amortisman, amortisman ayırma hakkı, amortisman süresi, amortisman
ayırmamak, eksik amortisman ayırmak, amortismana tabi iktisadi kıymet
(ATİK), sabit kıymet satış karının hesabında eksik amortismanların
durumu, amortismana başlama zamanı, net değer, düzeltme hakkı, hak
kaybı.
1- HİÇ AMORTİSMAN AYRILMAMASININ VEYA MEVZUATA GÖRE EKSİK MİKTARDA AMORTİSMAN AYRILMASININ ORTAYA ÇIKARACAĞI VERGİSEL SONUÇLAR :
Hazine ve Maliye Bakanlığı Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 318 inci
maddesindeki yetkisine istinaden VUK Tebliğleri çıkarmak suretiyle
ATİK’lerin ömürlerini dolayısıyla hangi ATİK için ne oranda amortisman
ayrılacağını belirlemektedir.
Bu Tebliğlerle belirlenmiş amortisman oranlarının listesi, www.gib.gov.tr adresli sitenin yararlı bilgiler bölümünde yer almaktadır.
Belli bir yıl için hiç amortisman ayrılmaması veya bahsi geçen orana
göre daha düşük oranda amortisman ayrılması durumunda ortaya çıkacak
vergisel sonuçlar şunlardır.
1.1. Amortisman Ayrılması Mecburi Değildir :
Amortisman ayırmak mükelleflere tanınmış olan bir haktır. Mükellefler
isterlerse bu haklarını kullanmayabilirler veya eksik kullanabilirler.
Bu husus bir özelgede [1] şöyle ifade edilmiştir:
“……………. Mükellefler bakımından amortisman müessesesi,
ihtiyari/zorunluluk arz etmeyen bir uygulama ( seçimlik bir hak )
mahiyetinde olup yasal olarak tanınan bu imkanın mükellefler tarafından
istenilirse kullanılması veya kullanılmaması (ya da eksik kullanılması)
mümkündür.”
1.2. Amortismanın Ayrılmaması veya Eksik Ayrılması Amortisman Süresini Uzatmaz :
Vergi Usul Kanunu’nun 320 nci maddesinin son fıkrası şöyledir :
“Amortismanın herhangi bir yıl yapılmamasından veya ilk uygulanan
nispetten düşük bir hadle yapılmasından dolayı amortisman süresi
uzatılamaz.”
Görüldüğü gibi, amortisman ayırmama veya eksik amortisman ayırma
suretiyle ilgili amortismana tabi iktisadi kıymetin (ATİK) amortisman
süresini uzatmak mümkün değildir.
ÖRNEK :
2018 yılında satın alınan ve amortisman ömrü 5 yıl olan bir
demirbaşın amortismana tabi tutulacağı yıllar, 2018, 2019, 2020, 2021 ve
2022 yıllarıdır. Söz konusu 5 yıl içinde ayrılmayan veya eksik ayrılan
amortismanın 2023 ve izleyen yıllarda ayrılması mümkün değildir.
1.3. Maliye İdaresi Hiç Ayrılmamış veya Eksik Ayrılmış
Amortismana Kesin Hak Kaybı Muamelesi Yapmakta ve Düzeltme Talebini
Kabul Etmemektedir :
Mükellefler amortisman ayırmamak veya eksik amortisman ayırmak
suretiyle oluşturdukları yıllık gelir veya kurumlar vergisi
beyannamesini verdikten sonra, bu haklarını düzeltme yoluyla
kullanmaları Maliye İdaresi’nce kabul edilmemektedir.
Yukarıdaki dipnotta belirtiğimiz özelgede şu ifade mevcuttur :
“………..herhangi bir yıl amortisman ayrılmaması ya da eksik
amortisman ayrılması halinde………….. söz konusu yıllar için sonradan
geriye dönük olarak DÜZELTME YAPMAK SURETİYLE AMORTİSMAN AYRILMASI DA
MÜMKÜN DEĞİLDİR.”
Görüldüğü gibi Maliye İdaresi ayrılmayan veya eksik ayrılan
amortismanlara kesin hak kaybı muamelesi yapmakta, bu hakların sonradan
kullanılması suretiyle yapılacak düzeltme başvurularını kabul
etmemektedir.
Bizim anlayışımıza göre, böyle bir düzeltme talebinin kabul edilmemesi Kanuna uygun değildir.
Çünkü VUK’un 116-126 ncı maddelerine göre, 5 yıllık düzeltme
zamanaşımı süresi boyunca mükellefler kendi aleyhlerine yaptıkları
hatalar ile ilgili düzeltme talebinde bulunabilirler. Vergisel hakların
ilgili beyannamede sehven kullanılmaması şeklindeki bir hatanın düzeltme
kapsamında bulunmadığına dair bir hüküm mevcut değildir.
1.4. İlgili Yıllarında Ayrılmamış ve Eksik Ayrılmış Amortismanların, Kullanım Ömrünün Son Yılında Defaten Ayrılması Mümkün Değildir :
Mükellefler kazançlarını yıllık esasla belirlemek zorundadırlar. Bu
nedenle belli bir yıla ait gider izleyen yıllardan herhangi birinde
dikkate alınamaz.
Amortisman hakları da yıllık olarak kullanılabilmekte olup belli bir
yıla ait olan amortisman hakkının daha sonraki bir yılda kullanılması
mümkün değildir.
Nitekim yukarıdaki dipnotta belirttiğimiz özelgede ;
“………herhangi bir yıl amortisman ayrılmaması ya da eksik ayrılması
sebebiyle …….. itfa edilmemiş bakiye değerin ……….. o yıl defaten gider
olarak dikkate alınmasına imkan bulunmamasının yanı sıra………”
ifadesine yer verilmiştir.
1.5. Amortismanın Hiç Ayrılmadığı veya Eksik Ayrıldığı Durumda İlgili ATİK’in Satılması Halinde Satış Karının Nasıl Hesaplanacağı :
Amortismanın hiç ayrılmaması veya eksik ayrılması, ilgili ATİK’in net
defter değerinin, amortismanın tam ayrılmasına göre yüksek kalmasını
sağlamaktadır. Başka bir anlatımla ayrılmayan amortismanlar net değerin
içinde yer almaktadır.
ATİK’in satışı halinde bu net değerin maliyet olarak dikkate
alınması, ayrılmamış amortismanların satış karını etkilemesi sonucunu
doğurmaktadır. Bunun mümkün olup olmadığı konusundaki görüşler söyle
sıralanabilir:
1.5.1. Maliye İdaresinin Görüşü:
Maliye İdaresi, ATİK satışlarına ilişkin karın hesabında, ayrılmamış
amortisman nedeniyle net değerde kalan tutarı maliyet olarak kabul
etmektedir.
Nitekim bir özelgede [2] şöyle denilmiştir:
“Şu kadar ki, mezkûr Kanunun 328 inci maddesi gereğince,
amortismana tabi bir iktisadi kıymetin satılması halinde, bedel ile
iktisadi kıymetin (amortismana konu edilmiş olması halinde, ayrılan
amortisman tutarı düşüldükten sonra kalan net) değeri arasındaki farkın
kar veya zarar hesabına geçirileceği tabiidir.”
ÖRNEK :
Bir mükellef 100.000 TL bedelle 2018 yılında satın aldığı amortisman
ömrü 5 yıl olan bir demirbaş için hiç amortisman ayırmamıştır. Bu
demirbaşı 2022 yılında 180.000 TL bedelle satmıştır. Bu satışta oluşan
kazanç (180.000 – 100.000=) 80.000 TL’dir.
1.5.2 Danıştay’ın Görüşü :
Danıştay’ın da yukarıdaki Maliye İdaresi görüşüne paralel görüşte olduğu anlaşılmaktadır.
Nitekim bir Danıştay Kararında [3]
“……satışı yapılan minibüs için amortisman ayrılmadığı sabit
bulunduğundan alış ve satış bedelleri arasındaki farka ayrılması gereken
amortisman miktarının eklenmesinde kanuni uyarlık bulunmadığı,…..”
ifadesi yer almıştır.
1.5.3 Bizim Görüşümüz :
Yukarıdaki birbirine paralel idari görüşe ve yargı görüşüne biz de katılıyoruz.
Zira amortisman ayrılmaması, net değerin azalmamasını sağlamakla
beraber, satış bedelinden indirilen şey maliyetin amortisman ile
azalmamış halidir. Satış ortamında net değer, ayrılmamış amortisman
niteliğinde değil, maliyet veya maliyetin cüzü niteliğindedir.
Dolayısıyla ATİK satış hasılatından (veya sigorta tazminatından)
ATİK’in net değeri indirilmek suretiyle satış karı hesaplanması
gerekmektedir.
Zaten VUK’un 328 inci maddesindeki ;
“Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satılması halinde alınan
bedel ile bunların envanter defterinde kayıtlı değerleri arasındaki fark
kar ve zarar hesabına geçirilir.”
hükmü uyarınca ATİK satışlarında net değerin (envanter defterinde
kayıtlı değerin) maliyet olarak dikkate alınması kanun gereğidir.
2- AMORTİSMAN AYIRMAYA HANGİ DÖNEMDE BAŞLANACAĞI :
Yukarıda belirttiğimiz gibi amortisman hakları yıllık olarak doğmakta ve bu hakkın ilgili yılında kullanılması istenmektedir.
Bu nedenle amortisman ayrılmaya hangi yıl başlanacağı sorusu önem arz etmektedir.
Konu ile ilgili olarak başka bir yazımızı [4]burada işaret etmekle yetiniyoruz.
3- SONUÇ :
- Amortisman ayırma hakkının ilgili yılında kullanılmamasına veya eksik kullanılmasına yasal engel bulunmadığı,
- Bu tercihin amortisman ömrünü uzatmayacağı,
- Belli bir yıla ait amortisman hakkının o yıldan önce veya sonra kullanılamayacağı,
- ATİK satışlarında net değerin maliyet olarak dikkate alınması gerektiği,
yönündeki idari görüşlere katılıyoruz.
Fakat ayrılması unutulan veya eksik kalan amortismanların sonradan
kayda alınıp mali tablolar buna göre değiştirilmek suretiyle düzeltme
beyannamesi verilemeyeceği yönündeki idari görüşün, VUK’daki düzeltme
hükümlerine (madde 116-126) uygun olmadığı kanaatindeyiz.
NOT: Yazarımızın bu makalesi Yaklaşım Dergisinin
Şubat 2009 sayısında yayımlanmış olup, yazarımız tarafından Sitemiz için
03.08.2022 tarihi itibariyle güncellenmiştir.
[1] Rize Defterdarlık Gelir Müdürlüğü’nün 09.09.2020 tarih ve 85550353-105(2020)-E.7749 sayılı özelgesi.
[2]
Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından 2008 yılında verilmiş olan
B.07.1.GİB.0.03.29/2973-315-442 sayılı özelge (yukarıdaki 9.9.2020
tarihli özelgede de aynı ifade mevcuttur.)
[3] Danıştay 3. Dairesi’nin 07.02.1984 tarih ve E.1984/1879 ; K.1984/3360 sayılı Kararında
[4] Lebib Yalkın Dergisi’nin Temmuz 2017 sayısında yayımlanan “AMORTİSMAN AYRILMAYA HANGİ DÖNEMDE BAŞLANACAĞI” başlıklı yazımız. (www.denet.com.tr/makalelerimiz/mehmetmac/2017)