Mehmet MAÇ Eylem YAVUZ
Yeminli Mali Müşavir Denetçi
DAHİLDE İŞLEME REJİMİNDE ÖNCEDEN İHRACAT
1. GENEL AÇIKLAMA :
Dahilde İşleme Rejimi; yurtiçinde üretilerek ihraç edilen ürünlerin üretimi için ithal edilen girdilere gümrük muafiyeti sağlayan ihracatı teşvik politikası aracıdır. Bu rejim kapsamında firmalar, ihraç etmeyi düşündükleri malların üretiminde kullanacakları hammadde, yardımcı madde ve ambalaj malzemelerinin ithalatını Devlete ihracat taahhüdünde bulunmak koşuluyla, vergisel yüklerden muaf olarak gerçekleştirebilmektedirler.
Dahilde işleme rejimi ile ilgili genel açıklamalarımız, VERGİ DÜNYASI dergisinin Haziran 2003 sayısında yer almıştır.
Bu yazımız ise, ihracatımızın desteklenmesi adına önemli bir mekanizma olan “dahilde işleme rejimi” kapsamındaki “ÖNCEDEN İHRACAT” uygulaması ile ilgili bilgileri ve görüşlerimizi konu almaktadır.
Dahilde işleme rejimi ile ilgili yasal düzenlemeler gümrük mevzuatı ve dış ticaret rejimi kararları içinde yer almaktadır. Dahilde İşleme Rejimi ile ilgili son düzenlemeler, Dış Ticaret Müsteşarlığı’ nın yayımlamış olduğu “2002/6 (İhracat) sayılı Dahilde İşleme Rejimi Tebliği” (27.09.2002 tarih ve 24889 sayılı Resmi Gazete) ile Gümrük Müsteşarlığı’ nın, 4458 sayılı Gümrük Kanununa dayanarak yayımlamış olduğu “Gümrük Yönetmeliği” nde (31.05.2002 tarih ve 24771 sayılı Mükerrer Resmi Gazete) yer almaktadır. Söz konusu Yönetmelikte Dahilde İşleme Rejimine, 347 inci madde ile 398 inci maddeler arasında yer verilmiştir.
2002/6 sayılı Tebliğin 4. maddesinde belirtildiği üzere, Dahilde İşleme Tedbirleri A) Şartlı Muafiyet Sistemi, B) Geri Ödeme Sistemi’ nden oluşmaktadır. Önceden İhracat, “Şartlı Muafiyet” sistemi içerisindedir.
Şartlı muafiyet sisteminde ihracatçılar, geçici olarak ithal ettikleri üretim girdilerine karşılık gelen gümrük vergilerini ödemeyip, ithalatın yapıldığı gümrük idaresi saymanlıklarına, hesaplanan vergi tutarı kadar bir teminat yatırmak suretiyle askıya aldırtmakta, söz konusu girdilerin işlem görmüş ürün şeklinde ihracına istinaden ise yatırdıkları teminatları geri almaktadırlar. (KDV Kanunu’ nun 49 uncu maddesine göre, gümrük vergisinin teminata bağlanabildiği hallerde, KDV de teminata bağlanabilir.)
İşlem görmüş ürünlerin üretimi için ithal eşyası yerine teknik özellikleri itibariyle aynı nitelikleri taşıyan hammadde, yardımcı madde, v.b. maddeler yurtiçinden de temin edilebilmektedir. Yine bu sistem çerçevesinde, Dahilde İşleme İzin Belgesi kapsamında önceden ihracat yapılmasına, daha sonra ise girdilerin ithalatının dahilde işleme rejimi kapsamında gerçekleştirilmesine izin verilmektedir. Konuya ilişkin açıklamalar 2002/6 sayılı Tebliğin 6 ve 7 nci maddelerinde ayrıntılı olarak yapılmıştır.
2. ÖNCEDEN İHRACAT UYGULAMASINDA SORUN VARDIR :
Dahilde İşleme Rejimi’nin ana esprisi, ihraca gidecek olan malların imalinde kullanılacak ithal hammaddelerin, ithalat esnasında ithal vergilerine konu edilmemesi, böylelikle ihraç mallarımıza dünya pazarlarında rekabet imkanı sağlanmasıdır.
Henüz ihracat gerçekleşmemişken ithal malının vergisiz olarak ihracatçıya teslimi vergi emniyeti açısından uygun olmadığı için bu vergiler teminata bağlanmakta, ihracın gerçekleştiğinin tevsikine bağlı olarak teminat çözülmektedir. (Belli nitelikleri haiz imalatçı - ihracatçılardan bu teminatın hiç aranmaması, taahhütle yetinilmesi gerektiği kanaatindeyiz.)
Şayet “önceden ihracat” yapılmışsa, böyle bir teminatlamaya ve teminat çözmeye gerek olmaksızın, gerçekleşmiş ihracata dayanılarak, bu ihraç ile mütenasip cins ve miktardaki ithal malının vergi aranmaksızın yurda girişine izin verilmesi mantık gereğidir.
Ne var ki, gümrük idaresi, 2001/24 sayılı Genelgesinde, firmaların eşdeğer eşya kapsamında önceden ihracat ve daha sonra, bu ihraç malı ile uyumlu girdi ithalatı yapmak istemeleri halinde bu işlemlerin 99/13818 sayılı Karar ve 2000/4 sayılı Tebliğ’de yer alan hükümler çerçevesinde değerlendirileceğini belirtmiş olmasına rağmen, daha sonra “Dahilde İşleme Rejimi” ve “Önceden İthalat” düzenlemelerinin, mana ve mahiyetini hiçe sayarak, önceden ithalata konu olduğu belirtilen ithal mallarında, teminatlamayı bile kabul etmeyip ithalattaki KDV’yi nakden isteme yoluna gitmiştir. (Gümrük Müsteşarlığı’nın 30.09.2002 tarih ve B.02.1.GÜM.0.08.00.1075/178-190-7327 sayılı genel yazısı.)
Maliye İdaresi dahî benzer tutumu göstererek, önceden ihracatı yapılmış ithal girdilerde KDV’nin tahsil edileceği şeklinde görüş beyan etmiştir. (Bu konudaki Gelirler Genel Müdürlüğü’nün 31.01.2002 tarih ve B.07.0.GEL.0.55/5516-274 sayılı yazısı.)
Dış Ticaret Müsteşarlığı, bir ihracatçının sorusuna cevaben verdiği yazıda, önceden ihracata konu girdilerin ithalinde de KDV’nin ve diğer gümrük vergilerinin nakden aranmayarak teminata bağlanması gerektiğini belirtmiştir. (İhracat Genel Müdürlüğü’nün 20.06.2003 tarih ve B.02.1.DTM.0.02.06.04 sayılı yazısı.)
3. SONUÇ VE GÖRÜŞÜMÜZ :
Temel gündemimiz bol miktarda, kaliteli, maliyeti düşük mal ve hizmet üretimi olmalıdır. Mal ve hizmet üretimimiz ne derece bol, ucuz ve kaliteli olursa, refahımız o derece yüksek olur. Ancak bu üretimi sürdürebilmemiz için gerekli olan ve teknolojimiz yeterli olmadığı için üretemediğimiz veya ülkemizde üretilmesi ekonomik olmayan mal ve hizmetleri yurt dışından almamız gerekmektedir. Dış alım yapabilmemiz için dövize ihtiyaç vardır. Döviz ise ihracat, turizm ve diğer döviz kazandırıcı veya döviz tasarruf ettirici faaliyetlerden sağlanmaktadır. Görüldüğü gibi ihracat, döviz sağlanması ve ekonomi çarkımızın dönmesi bakımından, yani kalkınmamız, genel refahımız açısından, hayatî önem arz etmektedir.
İhracat denince, Dünya pazarlarında, diğer ülkelerin ihracatçılarıyla rekabet edilmesi akla gelmektedir. Diğer Dünya ülkeleri genellikle ihraç mallar üzerindeki vergi yükünü arındırırlar. Şayet biz ihraç malları üzerindeki vergi yükünü arındırma konusunu aksatırsak ihracatımızı aksatmış oluruz. Bu ise ekonomimize zarar verir.
Önceden ihracata konu üretim girdilerinin ithalinde vergi aramaya kalkışmak böyle bir aksamanın tipik örneğini teşkil etmektedir.
Belli girdilerin ithalinde KDV ve diğer gümrük vergileri teminata bağlandığına, bu ithal ile mütenasip cins ve miktardaki ihracat gerçekleştiğinde bu teminat çözülerek vergi arındırma işlemi tamamlandığına göre, ihracat peşinen yapılmış ise teminat dahi aramaksızın vergisiz olarak girdi ithaline izin verilmesi gerekir.
“T.C.
BAŞBAKANLIK
GÜMRÜK MÜSTEŞARLIĞI
Gümrükler Kontrol Genel Müdürlüğü
30 EYLÜL 2002
SAYI : B.02.1.GÜM.0.08.00.1075/178-190-7327
KONU :
GÜMRÜKLER BAŞMÜDÜRLÜĞÜNE
İLGİ : 20.10.2001 günlü 6787 sayılı yazımız.
İlgide kayıtlı yazımızla alakalı olarak, Müsteşarlığımız Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın 12.02.2001/1370 ve 16.07.2002/4966 günlü ve sayılı yazıları ekinde alınan, Gümrük Başmüfettişi Abdurrahman DEMİR tarafından düzenlenen 08.02.2001 günlü 2/13 sayılı Basit Rapor ve eki 2. Derkenarda; Dahilde İşleme Rejimi kapsamında işlem görmüş ihraç edilen ürünler de kullanılan serbest dolaşımdaki eşdeğer eşya karşılığı ithalatta KDV’nin ithal tarihi itibariyle (Gümrük Giriş Beyannamesinin tescil tarihindeki oran üzerinden) 6183 Sayılı A.A.T.U.H. Kanunda belirtilen 5 yıllık tahsil zaman aşımı dikkate alınarak geriye dönük olarak gecikme faizi de uygulanmak suretiyle A.A.T.U.H Kanun çerçevesinde tahsil edilmesi gerektiği belirtilmektedir.
Söz konusu raporda belirtilen müfettişlik görüşüne Genel Müdürlüğümüzce de iştirak edildiğinden 6183 sayılı A.A.T.U.H. Kanunda belirtilen 5 yıllık tahsil zaman aşımı da dikkate alınarak Dahilde İşleme Rejimi Kapsamında işlem görmüş ihraç edilen ürünlerde kullanılan serbest dolaşımdaki eşdeğer eşya karşılığı ithal edilen eşyalara ait bağlantılarınızda işlem gören giriş beyannamelerinin ve dahil edildikleri bordroların sayı ve tarihlerinin bildirilmesini rica ederim.”
“T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
Gelirler Genel Müdürlüğü
SAYI : B.07.0.GEL.0.55/5516-274
KONU :
31.01.2002 - 005071
DEVLET BAKANLIĞINA
(Gümrük Müsteşarlığı: Teftiş Kurulu Başkanlığı)
İLGİ : a) 13.02.2001 gün ve B.02.1.GÜM.0.60.00.00/055-1370 sayılı,
b) 05.07.2001 gün ve B.02.1.GÜM.0.60.00.00/055-6826 sayılı,
c) 14.11.2001 gün ve B.02.1.GÜM.0.60.00.00/055-10154 yazılarınız.
İlgide kayıtlı yazılarınızda, Dahilde İşleme Rejimi Karar ve Tebliğleri kapsamında işlem görmüş ihraç edilen ürünlerin üretiminde kullanılan serbest dolaşımdaki eşdeğer eşya karşılığı ithalatta katma değer vergisi tahsil edileceğine dair bir hüküm bulunmadığı belirtilerek, bu konuda bir düzenleme yapılması halinde, ithal tarihi itibariyle, 6183 sayılı Kanundaki 5 yıllık tahakkuk zamanaşımı dikkate alınarak geriye dönük gecikme faizi de uygulanmak suretiyle tahsil edilmemiş katma değer vergilerinin tahsilinin mümkün olup olamayacağı hususunda Bakanlığımız görüşü sorulmaktadır.
Bilindiği gibi, Katma Değer Vergisi Kanununun 1. maddesinin 2. fıkrası ile her türlü mal ve hizmet ithali katma değer vergisine tabi tutulmuş, aynı maddenin son fıkrasında ise “ithalatın kamu sektörü, özel sektör veya herhangi bir şekil ve surette gerçekleştirilmesi, özellik taşıması vergilendirmeye tesir etmez.” denilmiştir.
Sözü edilen Kanunun 16. maddesi uyarınca bazı ithalatlar katma değer vergisinden istisna olup, aynı Kanunun 48. maddesine göre, vergisi ödenmeden veya eksik ödenerek yurda sokulan eşyaların hiç alınmamış veya eksik alınmış katma değer vergileri hakkında Gümrük Kanunundaki esaslara göre işlem yapılması, 49. madde gereğince ise Gümrük Kanunu ve diğer Kanunlar uyarınca Gümrük Vergisi teminata bağlanarak işlem gören her türlü madde ve kıymetlere ait katma değer vergisinin de aynı usule tabi tutulması gerekmektedir.
Diğer taraftan 99/13819 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki Dahilde İşleme Rejimi Kararı’nın 5. Dahilde İşleme Rejimi (İhracat :2000/4) Tebliği’nin 5. ve 6. maddelerine göre Dahilde İşleme Tedbirlerinden “Şartlı Muafiyet Sistemi” ihraç edilecek ürünlerin imalinde kullanılacak ham ve yarı mamul malların ithalinde alınması gereken vergilerin teminata bağlanması yanında, serbest dolaşımdaki ham ve yarı mamul malların kullanılmasına ve bu suretle yapılacak üretim sonucu gerçekleşecek ihracat karşılığı, daha sonra ithalat yapılmasına imkan tanımaktadır.
Ancak eşdeğer eşya kullanımı olarak adlandırılan bu uygulama sonucu, gerçekleşen ihracat karşılığı yapılacak ithalata konu malların iç piyasaya sunulması mümkün olmakta ve bu mallar yeniden ihraç edilmemektedir. Dolayısıyla eşdeğer eşya kullanımı sonucu yapılacak ithalata ait katma değer vergisi teminata bağlansa dahi, teminatın çözümü mümkün olamayacağından, tahsil edilmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, ilgi yazılarınız ekinde yer alan Basit Raporların sonuç bölümünde de belirtildiği şekilde, Dahilde İşleme Rejimi Kararı ve Tebliğlerine, “İşlem görmüş ihraç edilen ürünlerde kullanılan serbest dolaşımdaki eşdeğer eşya karşılığı/mukabili ithalata katma değer vergisi tahsil edilmek kaydıyla ithaline müsaade edileceği” yönünde bir hüküm eklenmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.
Böyle bir değişiklik sonucunda, 6183 sayılı Kanunda tahakkuk zamanaşımına ilişkin bir hüküm bulunmamakla beraber, yazılarınız ekinde yer alan Basit Raporların sonuç bölümündeki, “Dahilde İşleme Rejimi kapsamında işlem görmüş ihraç edilen ürünlerde kullanılan serbest dolaşımdaki eşdeğer eşya karşılığı ithalatta katma değer vergisinin ithal tarihi itibariyle (Gümrük Giriş Beyannamesinin tescil tarihindeki oran üzerinden) 6183 sayılı A.A.T.U.H. Kanundaki 5 yıllık tahsil zamanaşımı dikkate alınarak geriye dönük olarak gecikme faizi de uygulanmak suretiyle A.A.T.U.H. Kanun çerçevesinde tahsil edilmesi gerekir.” ifadesinde sözü edilen zamanaşımı, anılan Kanunun 102. maddesine göre değerlendirilebilecektir.
Bilindiği üzere, 6183 sayılı Kanunun 102. maddesinde “Amme alacağı, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar.” hükmü yer almaktadır.
Ancak Dahilde İşleme Rejimi kapsamında işlem görmüş ihraç edilen ürünlerde kullanılan serbest dolaşımdaki eşdeğer eşya karşılığı ithalatta katma değer vergisi alınıp alınmayacağı, alınması gerekiyor ise bu verginin ne şekilde tahakkuk ettirileceği hususları belirlenmeden, 6183 sayılı Kanunun tahsil zamanaşımına ilişkin hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığı açıktır.
Söz konusu olayda, raporda önerildiği şekilde ithalde alınan katma değer vergisinin tahakkuk tarihi ile ödenmesi gereken tarih Gümrük Giriş Beyannamesinin tescil tarihi ise, kamu alacağının vade tarihi de bu tarih olacağından, 6183 sayılı Kanunun tahsil zamanaşımı ve gecikme zammı hükümleri bu tarihe göre uygulanacaktır.
Öte yandan, Dahilde İşleme Rejimi Kararına göre, Gümrük Giriş Beyannamesinin tescil tarihi itibariyle tahsili gerektiği halde bu güne kadar tahsil edilmemiş olan katma değer vergisinin, Gümrük Vergisinin tabi olduğu hükümlere göre yeniden tahakkuk ettirilmesi gerekiyor ise olayın, verginin tahakkuk zamanaşımı ve Gümrük Kanununda 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 112. maddesine paralel düzenlenen gecikme faizi hükümlerine göre değerlendirilmesi ve kamu alacağının vade tarihi belirlendikten sonra tahsil zamanaşımı hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini arz ederim.”
“T.C.
BAŞBAKANLIK
DIŞ TİCARET MÜSTEŞARLIĞI
İhracat Genel Müdürlüğü
SAYI : B.02.1.DTM.0.02.06.04 20 HAZİRAN 2003-0120003848
KONU : Dahilde İşleme Rejimi
............................................................................LTD. ŞTİ.
İLGİ : a) 30/1/2003 tarihli yazınız.
b) 22/4/2003 tarih ve 21427 sayılı yazımız.
c) 23/4/2003 tarihli yazınız. (DTM Giriş 29/4/2003 – 33021)
İlgi (c)’de kayıtlı yazınızda özetle; ilgi (a)’da kayıtlı yazımıza cevaben gönderilen İlgi (b)’de kayıtlı yazımızda sadece mevzuat hükümlerinin sıralandığı ancak, Dahilde İşleme İzin Belgesi kapsamında önceden ihracat sonradan ithalat yapılması durumunda KDV’nin tahsilinin gerekip gerekmeyeceğine ilişkin görüşümüzün belirtilmediği ifade edilmektedir.
Bilindiği üzere, Dahilde İşleme İzin Belgesi kapsamında, önceden ihracat sonradan ithalat yapılması diğer bir ifadeyle; ithal eşyası yerine eşdeğer eşya kullanılması mümkün bulunmaktadır.
Diğer taraftan, eşdeğer eşya kullanımına ilişkin usul ve esasların belirlendiği, 99/13819 sayılı Kararname eki Dahilde İşleme Rejimi Kararı’nın “Şartlı Muafiyet Sistemi” başlıklı 5 inci maddesinde; Dahilde İşleme İzin Belgesi kapsamında yapılacak ithalatın, bu ithalattan doğan vergi kadar teminat alınmak suretiyle gerçekleştirileceğine ilişkin düzenleme yapılmış olup, aynı maddede eşdeğer eşya kullanımı durumunda KDV’nin tahsil edileceğine ilişkin herhangi bir istisnai hüküm yer almamaktadır.
Öte yandan, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 49 uncu maddesi; “Gümrük Kanunu ile diğer kanunlar gereğince gümrük vergisi teminata bağlanarak işlem gören her türlü madde ve kıymetlere ait Katma Değer Vergisi de aynı usule tabi tutulur” hükmünü havi bulunmaktadır.
Bu itibarla; eşdeğer eşya karşılığı yapılan ithalata ilişkin gümrük vergisi teminata bağlandığından, Dahilde İşleme İzin Belgesi kapsamında eşdeğer eşya kullanılarak elde edilen işlem görmüş ürünlerin ihracından sonra buna tekabül eden oranda eşyanın ithalatı esnasında, bu ithalattan doğan KDV’de dahil olmak üzere tüm gümrük vergilerinin teminata bağlanması gerektiği mütalaa olunmaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.”