Mehmet MAÇ
Yeminli Mali Müşavir
DENET YMM A.Ş.
GEÇİCİ VERGİDE EKSİK BEYAN ve SONUÇLARI
Bilindiği gibi, 4369 sayılı Kanunla yapılan düzenleme ile 01.01.1999 tarihinden itibaren, üçer aylık dönemler halinde beyan edilen ve 3,6,9,12 aylık periyotları kapsayan kazançları üzerinden gelir vergisi (GV) mükellefleri %15, kurumlar vergisi (KV) mükellefleri %25 oranında geçici vergi ödemişlerdir. 4444 sayılı Kanunla, 2000 yılından itibaren dönemler altı aya çıkartılmış ve KV mükellefleri için oran %20’ye düşürülmüştür. 1 Temmuz 2000 tarihinden itibaren üç aylık geçici vergi uygulamasına dönülecek fakat 2001 başından itibaren 6 şar aylık dönemler yine geçerli olacaktır. (2000/329 sayılı BKK).
Buna göre 2000 yılı için geçici vergi periyotları ve son beyan günleri şöyledir :
1.1.2000 – 30.06.2000
|
dönemi için
|
15 Ağustos 2000
|
1.1.2000 – 30.09.2000
|
dönemi için
|
15 Kasım 2000
|
1.1.2000 – 31.12.2000
|
dönemi için
|
15 Şubat 2001
|
( Geçici vergi konusunda ve kurumları ilgilendiren diğer vergisel konularda detaylı bilgi için Kurumlar Vergisi kitabımızın üçüncü baskısına bakınız. )
1. GEÇİCİ VERGİNİN EKSİK BEYAN EDİLMESİ ve %10 YANILMA PAYI :
GVK'nun mükerrer 120 nci maddesinin 3 ncü fıkrasında eksik tahakkuk ettirilen geçici vergilere ilişkin şu açıklamalara yer verilmiştir.
"Yapılan incelemeler sonucunda, geçmiş dönemlere ait geçici verginin %10'u aşan tutarda eksik beyan edildiğinin tespiti halinde, eksik beyan edilen bu kısım için re'sen veya ikmalen geçici vergi tarh edilir.
Mahsup süresi geçtikten sonra, kesinleşen geçici vergiler terkin edilir,ancak gecikme faizi ve ceza tahsil edilir."
Bu hüküm uyarınca,
· Geçici verginin herhangi bir dönemde %10 ve altında eksik beyan edilmesi durumunda cezalı veya cezasız hiçbir tarhiyat yapılmayacağı gibi gecikme faizi de sözkonusu olmayacaktır .Yani mükelleflere geçici vergi beyanında %10' luk müeyyidesiz bir yanılma payı tanınmıştır.
· Geçici verginin herhangi bir dönemde %10'u aşan tutarda eksik beyanı halinde ise, yine eksik beyan edilen matrahın %10’luk kısmı için cezalı veya cezasız hiçbir tarhiyat ve gecikme faizi uygulanmayacak, %10’u aşan kısmı için vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi uygulanacaktır. Bu eksik beyanın VUK'nun 359'ncu maddesinde yer alan hileli işlemlerden kaynaklandığının tespiti halinde ayrıca bu madde hükmüne göre ceza uygulanacaktır.
Bu %10’luk hata payının hesabı beyan edilen matrah değil, OLMASI GEREKEN MATRAH üzerinden yapılmalıdır.
[1] (Geçici verginin matrahı ise ticari kar değil, indirim ve istisnalardan sonraki kâr, yani MALİ KÂR dır).
ÖRNEKLER :
Örneğin, Mükellef A’nın 1999 yılının dördüncü geçici vergi döneminde 100 milyar liralık geçici vergi matrahı beyan edip, bunun üzerinden 25 milyar lira geçici vergi hesaplayarak ödediğini, ancak 30 Nisan 2000 tarihinde verdiği yıllık KV beyannamesinde 110 milyar matrah beyan ettiğini düşünelim. Eksik beyan edilen matrah (10 milyar), olması gereken matrahın %10’unun (110 x 0,10=11 milyarın) altında kaldığından, dördüncü geçici vergi döneminde eksik beyan edilen 10 milyar liralık geçici vergi cezalı veya cezasız olarak istenmeyecek ve gecikme faizi uygulanmayacaktır. Usulsüzlük cezası da kesilmeyecektir.
Mükellef A’nın 30 Nisan 2000 tarihinde verdiği yıllık KV beyannamesinde 120 milyar lira matrah beyan ettiğini varsayalım. Bu durumda Mükellef A'dan, hata veya yanılma nedeniyle geçici vergi beyannamesinde beyan etmediği 20 milyar liralık eksik matrahın %10’luk yanılma payı olan (120 x 0,10=) 12 milyarlık kısmı, herhangi bir şekilde talep edilmeyecek ve gecikme faizi istenmeyecek, kalan 8 milyar liralık farka ait geçici vergi için vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi uygulanacaktır.
Şayet mükellef 100 milyar lira geçici vergi matrahı beyan etmiş, bundan 40 milyar lira geçmiş yıl zararını indirerek kalan 60 milyar lira üzerinden geçici vergi ödemişse ve geçmiş yılın incelemesinde 40 milyar zararın mevcut olmadığı tespit edilmişse, eksik hesaplamaya konu geçici vergi matrahı 100 – (100 x 0,10) = 90 – 60 = 30 milyar liradır.
Ancak ödenecek verginin çıkmadığı durumlarda, kazanç %10’un üzerinde eksik beyan edilse dahi Hazineye intikali engellenmiş ya da geciktirilmiş bir ödeme bulunmadığından cezadan ve gecikme faizinden söz edilemez. Mesela, Mükellef A’nın dördüncü geçici vergi döneminde 100 milyar lira zarar beyan ettiğini ve geçici vergi ödemediğini, yıllık KV beyannamesinde ise 20 milyar lira zarar beyan ettiğini varsayalım. Bu örnekte eksik kazanç beyanı 80 milyar lira, olması gereken kazanç beyanının %400'ü olmasına rağmen, ortada geçici vergi matrahı ve ödenecek vergi olmadığından yani Hazineye intikal edecek bir ödeme bulunmadığından, eksik beyan için vergi cezası ya da gecikme faizi uygulanmayacaktır.
Mahsup süresi geçmiş geçici vergilerin aslı mükelleften talep edilmez .Yukarıdaki ilk örnekte, geçici verginin ilgili bulunduğu dönemin KV beyannamesi verildiğinden, geçici verginin mahsup süresi geçmiştir. Dolayısıyla, mükellef A’dan eksik matrah beyanı nedeniyle ödemediği geçici verginin aslı talep edilmez. Mahsup süresi geçmeden ikmalen veya re'sen tarh edilen geçici verginin (%10’luk yanılma payını aşan kısmının) ise aslıda istenir. Yukarıdaki ilk örnekte dördüncü döneme ait eksik beyan edilen geçici vergi, KV beyannamesi verilmeden tarh edilseydi geçici verginin aslı da talep edilirdi.
Eksik beyan edilen geçici vergi için ceza ve gecikme faizi (veya pişmanlık faizi) uygulanabilecek en son tarih, başka bir deyişle geçici verginin mahsup suresinin bittiği yani geçici verginin terkin edildiği tarih hususunda yaşanan belirsizlik, 16.05.2000 tarih ve
2000 / 6 seri nolu Uygulama İç Genelgesi ile çözülmüştür.
İç Genelgede şu açıklamalara yer verilmiştir.
“Terkin edilen geçici vergiye ilişkin olarak gelir vergisi için 1 Mart, kurumlar vergisi için
1 Nisan tarihi dikkate alınarak hesaplanan gecikme zammı tahakkuk fişi ile tahakkuk ettirilecektir.
Diğer taraftan, yılık beyanname verme süresi geçtikten sonra mükelleflere ikmalen veya re’sen tarhiyat yapılması halinde sadece vergi ziyaı cezası ile birlikte 1 Mart veya 1 Nisan tarihine kadar hesaplanan gecikme faizinin tahakkukları verilecektir.”
Dolayısıyla geçici verginin mahsup süresinin bittiği yani terkin edildiği tarih olarak, kurumlar vergisi beyannamesinin verilme ve ilk taksitinin ödenme süresinin başladığı 1 Nisan tarihi ( gelir vergisi için 1 Mart) esas alınacaktır.
2. EKSİK BEYAN NEDENİYLE CEZA VE GECİKME FAİZİ UYGULAMASI: :
Geçici verginin eksik beyanı nedeniyle yapılacak ikmalen veya re’sen tarhiyata vergi zıyaı cezası (bu eksiklik VUK'nun 359'ncu maddesinde belirtilen hileli fiillerden biriyle yaratılmışsa vergi ziyaı cezasının üç katı ile fiilin niteliğine göre hapis cezası ) ve gecikme faizi uygulanır.
Vergi ziyaı, VUK'nunda mükellefin veya vergi sorumlusunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesi veya eksik tahakkuk ettirilmesi olarak tanımlanmaktadır. (VUK Md. 341) Vergi ziyaına sebebiyet verilmesi durumunda, vergi ziyaı cezası uygulanır. Bu ceza, ziyaa uğratılan verginin bir katına, verginin normal vade tarihinden, cezaya ilişkin ihbarnamenin düzenlendiği tarihe kadar
[2] geçen süre için hesaplanan gecikme faizinin yarısının eklenmesiyle bulunur. (VUK Md. 344)
İkmalen veya re'sen tarh edilen vergi için gecikme faizi uygulanır (VUK Md.112). Gecikme faizi, verginin kanunlarında yazılı normal vade tarihinden,
- İtirazsız olarak kesinleşen vergilerde, tarhiyatın tahakkuk tarihine kadar, (Tarhiyatın tahakkuku, vergi ve cezaya ilişkin ihbarnamenin mükellefe tebliğinden itibaren 30 günlük dava açma süresi sonunda gerçekleşir. Ödemenin de bu kesinleşme tarihten itibaren bir ay içerisinde yapılması gerekir.)
- Uzlaşılan vergilerde, uzlaşma tutanağının imzalandığı tarihe kadar,
- Dava konusu yapılan vergilerde yargı organı kararlarının vergi dairesine tebliğ tarihine kadar,
gecikme zammı oranında uygulanır.
Vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi, eksik tahakkuk ettirilen geçici verginin daha sonraki bir geçici vergi döneminde ya da yıllık beyannamede telafi edilip, edilmemesine göre farklı uygulanır.
_______________________________________
(2) 280 nolu VUK Tebliğinde, ihbarnamenin düzenlenmesinin gecikmesi durumunda, kesilecek vergi ziyaı cezasının miktar olarak artacağı, bu durumun mükellef aleyhine sonuç yaratacağı belirtilmiştir. Bu olumsuzluğun ortadan kaldırılması için takdir komisyonu kararı veya vergi inceleme raporu üzerine kesilecek cezalarda, ihbarnamenin düzenlenmesinin gecikmesi halinde, idareden kaynaklanan bu gecikme nedeniyle mükellefin mağdur olmaması için vergi ziyaı cezasının hesaplanmasında, takdir komisyonu kararı veya vergi inceleme raporunun vergi dairesinin kayıtlarına girdiği tarihin esas alınması uygun görülmüştür.
2.1. Eksik Tahakkuk Ettirilen Verginin Daha Sonraki Bir Geçici Vergi Döneminde ya da Yıllık Beyanname Üzerinde Telafi Edilmiş Olması Halinde Uygulama :
Herhangi bir dönemde eksik beyan edilen geçici verginin daha sonraki geçici vergi dönemlerinde ya da yıllık beyanname üzerinde telafi edilmesi halinde, aslında Hazinenin nihai anlamda bir vergi kaybı yoktur. Yalnızca verginin Hazineye geç intikali söz konusu olmaktadır ki, bu da gecikme faizi ile (fazlasıyla) giderilmektedir. Ancak vergi ziyaının tanımındaki lâfzı ifade, yani “tahakkukun zamanında yapılmaması” nın da vergi ziyaı olarak değerlendirilmesi, eksik ödenen geçici vergi daha sonra kendiliğinden verilen beyannamelerle telafi edilmiş olsa dahi vergi ziyaı cezasına neden olabilmektedir.
Bize göre mükellefin daha sonra verdiği beyannamede (telafi edici geçici vergi beyannamesi ya da kurumlar vergisi beyannamesi) bu eksikliği telafi etmiş olmasının pişmanlık hükmünde sayılması ve ceza aranmaması hakkaniyet açısından daha uygun olur. Yine de mevcut yasal düzenleme esas alındığında, mükellef vergi ziyaı cezasını ancak, beyanındaki eksikliği tespit ettiğinde VUK’nun 371 nci maddesi çerçevesinde bir pişmanlık dilekçesi vererek önleyebilir.
Yine eksik tahakkuk ettirilen vergilerin gecikme faizinin de, eksikliğin telafi edildiği yani Hazinenin kaybının ortadan kalktığı döneme kadar uygulanması gerekir. Nitekim Bakanlığın anlayışı da bu yöndedir. Maliye Bakanlığı tarafından verilen bir muktezada şu açıklamalar yer almaktadır.
"Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 112. maddesinde ikmalen, re'sen ve idarece yapılan tarhiyatlarda verginin ait olduğu dönemin normal vade tarihinden verginin kesinleştiği tarihe kadar geçen süre için gecikme faizi uygulanması öngörülmüştür.
Ancak, sözü edilen madde hükmünün genel amacı, verginin ait olduğu dönemin normal vadesine göre, ödenmesinde gecikilmiş olan süre için hesaplanmasıdır. Dolayısıyla verginin önceden ödenmiş olması halinde gecikme faizinin verginin normal vade tarihinden, ödendiği tarihe kadar geçmiş olan süre için hesaplanması Bakanlığımızca benimsenmiş bir görüştür."
(30.09.1994 tarih ve B.07.0.GEL.0.04/424 – 124-2440 sayılı mukteza)
Eksik beyan edilen geçici verginin daha sonraki bir beyannamede telafi edilmiş olması halinde vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi uygulamasını bir örnek üzerinde açıklayalım :
ÖRNEK :
Mükellef A’nın 1999 yılının ikinci geçici vergi dönemindeki fiili durumu ve olması gereken durumu aşağıdaki gibidir. Matrah farkı kaçakçılık cezası (VUK Md. 359) gerektirmeyen bir hatadan meydana gelmiştir. Mükellefin üçüncü geçici vergi dönemine ilişkin beyannamesi bu hatayı giderecek şekilde verilmiş, dolayısıyla ikinci dönemdeki eksiklik üçüncü dönemde telafi edilmiştir. Daha sonra yapılan bir vergi incelemesinde durum fark edilmiş ve 1999 yılının ikinci geçici vergi dönemine ilişkin matrah farkı için ikmalen cezalı tarhiyata gidilerek ceza ihbarnamesi 25 Kasım 2000 tarihinde düzenlenmiştir. Bu durumda, eksik beyan edilen matrah için ceza ve gecikme faizi hesaplamasının nasıl olacağını irdeleyelim:
|
İkinci Geçici Vergi Dönemi
|
Fiilen Beyan Edilen
|
Olması Gereken
|
24
|
Geçici Vergi Matrahı
|
1000
|
1400
|
25
|
Hesaplanan Geçici Vergi (24x 0,25)
|
250
|
350
|
26
|
Önceki Dönemlerde Hesaplanan Geçici Vergi
|
100
|
100
|
27
|
Ödenmesi Gereken Geçici Vergi (25 - 26)
|
150
|
250
|
28
|
Mahsup Edilecek Tevkifat Tutarı
|
50
|
50
|
29
|
Mahsup Edilecek Geçici Vergi ve Tevkifat Toplamı (26+28)
|
150
|
150
|
30
|
Ödenecek Geçici Vergi (25 - 29)
|
100
|
200
|
31
|
Sonraki Döneme Devreden Tevkifat Tutarı
|
-
|
-
|
Eksik beyan edilen 400 milyar liralık matrahın, (1400 x 0,10=) 140 milyar liralık kısmı yani (140 x 0,25=) 35 milyar liralık vergi farkı için ceza ve gecikme faizi uygulanmayacaktır.
Kalan 260 milyar liralık matrah farkı nedeniyle eksik ödenen (260 x 0,25=) 65 milyar liralık geçici verginin normal vadesinin 15 Ağustos 1999 ve bu verginin telafi edildiği tarihin 15 Kasım 1999 olduğu dikkate alınarak, İdarece yapılacak olan gecikme faizi ve vergi ziyaı cezası hesabı şöyle olacaktır.
Gecikme faizi hesabı : 3 x 0,12 = 0,36 x 65 = 23,4 milyar lira.
Vergi ziyaı cezası hesabı : 65 + (23,4 : 2 ) = 76,7 milyar lira.
Bu hesaplamaların her ikisi de hatalıdır.
Gecikme faizi yönünden:
Bilindiği üzere gecikme faizi hesaplamasında ay kesirleri dikkate alınmamaktadır. Örneğimizde 15 Kasım mesai saati bitimine kadar ay dolmamış (üçüncü ay tamamlanmamış) olduğundan burada iki aylık gecikme faizi hesaplanmalıdır. Ancak vergi dairelerinde kullanılan bilgisayar programlarında böyle bir durumda 3 ncü ay tamamlanmış olarak kabul edilip 3 aylık gecikme faizi uygulanmaktadır.
(Örneğimizdeki telafi edici üçüncü dönem geçici vergi beyanı ve ödemesi 14 Kasım veya öncesinde olsaydı, bilgisayar iki aylık gecikme faizi hesaplayacaktı.) Halbuki telafi işleminin üçüncü ayın son gününde yapılması üçüncü ayın tamamlanmadığı yani ay kesri bulunduğu anlamına gelir ve yasaya göre üçüncü gecikme faizi hesaplanamaz. Yani olması gereken gecikme faizi: 2 x 0,12 = 0,24 x 65 = 15,6 milyar liradır.
Vergi ziyaı cezası hesabı yönünden :
Vergi ziyaı cezasının bir bacağı da gecikme faizine bağlandığından, gecikme faizindeki hatalı hesaplama vergi ziyaı cezasının da hatalı hesaplanmasına sebep olmaktadır. Buna göre olması gereken vergi ziyaı cezası 65 + (15,6 : 2 ) = 72,8 milyar liradır.
Yukarıdaki örneği, mahsup edilecek tevkifat tutarlarının 250 milyar olduğunu kabul ederek tekrar irdeleyelim. Bu defa her iki şekilde de ödenecek vergi çıkmamaktadır. Ödenecek vergi olmadığından, Hazineye intikali engellenmiş ya da geciktirilmiş bir ödeme bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu durumda ceza ya da gecikme faizinden bahsedilemez.
Aynı örneği mahsup edilecek tevkifat tutarını 200 milyar lira kabul ederek irdeleyelim. Bu defa fiilen beyan edilen durumda ödenecek vergi çıkmamakta, olması gereken durumda ise 50 milyar ödenecek vergi çıkmaktadır. Yukarıda yaptığımız hesaplamada ceza ve gecikme faizi hesaplanması gereken matrah 65 milyar lira olarak bulunmasına rağmen, Hazineye intikali geciktirilmiş ödeme 50 milyar lira olduğundan vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi Hazineye intikali geciktirilmiş olan bu 50 milyar liralık matrah üzerinden hesaplanmalıdır.
Yine aynı örneği, eksik tahakkuk eden vergiyi mükellefin tespit ederek pişmanlıkla düzeltmesi durumuna göre irdeleyelim. Mükellefin 400 milyar lira matrah farkı yaratan hatasını hemen tespit ettiğini ve 10 Ekim 1999 tarihinde VUK 371 nci maddesi uyarınca pişmanlık beyannamesi verdiğini ve aynı gün ödemeyi yaptığını varsayalım. Bu durumda mükellefin, eksik hesaplanan geçici verginin aslı olan 65 milyar lira ile 15 Ağustos – 10 Ekim tarihlerine tekabül eden 2 aylık pişmanlık faizi (gecikme zammı oranında) olan, 2 x 0,12 = 0,24 x 65 =15,6 milyar liralık ödeme yapması gerekir. (Bilindiği üzere, gecikme zammı ve pişmanlık faizi hesabı, gecikme faizi hesabından farklı olarak ay kesirleri de dikkate alınarak yapılmaktadır.)
Mükellefin 1999 ikinci geçici vergi döneminde eksik beyan ettiği ancak üçüncü geçici vergi döneminde telafi ettiği matrah farkını 2001 yılının Mayıs ayında bizzat tespit ettiğini varsayalım. Bu durumda mükellef pişmanlık dilekçesi ile vergi dairesine başvurursa yapacağı tek ödeme 15 Ağustos 1999 -15 Kasım 1999 tarihleri arasında geçen süre için (3x 0,12=0,36 x 65=) 23,4 milyar tutarındaki pişmanlık faizidir. Çünkü, pişmanlık dilekçesi vergi ziyaı cezasını önler, 1999 yılı KV beyannamesi verildiğinden geçici vergi aslı da aranmaz.
2.2. Eksik Tahakkuk Ettirilen Verginin Daha Sonraki Bir Geçici Vergi Döneminde ya da Yıllık Beyanname Üzerinde Telafi Edilmemiş Olması Halinde Uygulama :
Bu durumda yine eksik beyan edilen vergi için vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi uygulanacaktır. Ancak bu defa eksiklik giderilmemiş olduğundan vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi verginin normal ödeme vadesinden, eksikliğin idarece tespiti halinde ceza
ihbarnamesinin düzenlendiği tarihe (gecikme faizinde tahakkukun kesinleştiği tarihe ) kadar uygulanacaktır. Eksikliğin mükellef tarafından tespiti ve pişmanlıkla düzeltilmesi halinde ise ödemenin yapıldığı tarihe kadar pişmanlık zammı hesaplanacaktır.
2.2.1. Eksikliğin İdarece Tespit Edilmesi Halinde Uygulama:
Aynı mükellefin ikinci geçici vergi döneminde yapmış olduğu hatayı daha sonraki geçici vergi dönemlerinde ve yıllık beyannamede düzeltmemiş olduğunu varsayalım. Müteakip yılda yapılan bir vergi incelemesinde durum fark edilmiş ve sözkonusu matrah farkı için ikmalen tarhiyata gidilerek ceza ihbarnamesi 25 Kasım 2000 tarihinde mükellefe tebliğ edilmiştir. Bu durumda, eksik beyan edilen matrah için ceza ve gecikme faizi iki aşamalı olarak uygulanır.
I. Aşama :
Geçici vergilerin mahsup süresinin bittiği yani geçici verginin aslının ortadan kalktığı tarihe (yani kurumlar vergisine ilişkin tahakkukun kesinleştiği tarihe) kadar, eksik tahakkuk ettirilen geçici vergi için ceza ve gecikme faizi uygulanır.
Yukarıda da belirttiğimiz üzere eksik beyan edilen 400 milyar liralık matrahın, (1400 x 0,10=) 140 milyar liralık kısmı için ceza ve gecikme faizi uygulanmayacaktır.
Kalan 260 milyar liralık matrah farkı nedeniyle eksik ödenen (260 x 0,25=) 65 milyar geçici vergi için, verginin normal vade tarihi olan 15 Ağustos 1999 tarihinden geçici verginin mahsup süresinin bittiği 01 Nisan 2000 tarihine kadar yapılacak hesaplama şöyledir.
Gecikme faizi hesabı : (6 x 0,12* = 0,72 x 65) + ( 2 x 0,06* = 0,12 x 65) = 54,6 milyar lira.
* Gecikme faizi oranı 21.01.2000 tarihinden itibaren %6’ya indirilmiştir. Bilindiği üzere ay içerisinde gecikme zammı oranında değişiklik yapıldığında, o ayın başında hangi oran geçerli ise ayın tamamı için o oran dikkate alınır (381 nolu Tahsilat Genel Tebliği ). Gecikme faizi için böyle bir belirleme yapılmamış olmasına rağmen uygulamada aynı esasa göre işlem yapılmaktadır.
Vergi ziyaı cezası hesabı : 65 + (54,6 : 2) = 92,3 milyar lira
II . Aşama :
İkinci aşamada bu sefer KV beyannamesinde eksik beyan edilen matrah için vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi uygulanacaktır. KV beyannamesinde eksik beyan edilen 400 milyar liralık matrah farkı üzerinden hesaplanan (400 x 0,33=)132 milyar liralık KV + fon payı için (kurumun istisna kazancı olmadığını varsayalım.), taksitlerin ödeme vadeleri de dikkate alınarak tahakkuk tarihi olan 24 Aralık 2000 tarihine kadar gecikme faizi hesaplanması gerekir.
Gecikme faizi hesaplaması :
Bilindiği üzere KV, Nisan, Temmuz, Ekim aylarında olmak üzere üç taksitle ödenir. Dolayısıyla örneğimizde 132 milyar lira eğer zamanında tahakkuk ettirilseydi, 30 Nisan, 30 Temmuz ve 30 Ekim 2000 tarihlerinde 44 milyar liralık üç taksit halinde ödenecekti. Bu esastan gidilerek,
01 Mayıs 2000 – 24 Aralık 2000 arasında 44 milyar lira için, 7 x 0,06 = 0,42 x 44=18,48 milyar,
01 Ağustos 2000 – 24 Aralık 2000 arasında 44 milyar lira için, 4 x 0,06 = 0,24 x 44= 10,56 milyar,
01 Kasım 2000 – 24 Aralık 2000 arasında 44 milyar lira için, 1 x 0,06 = 0,06 x 44= 2,64 milyar,
olmak üzere toplam 31,68 milyar lira gecikme faizi hesaplanacaktır.
Vergi ziyaı cezası hesaplanması :
Vergi ziyaı cezasının hesabına esas alınacak gecikme faizi de taksitlerin ödeme vadeleri dikkate alınarak yapılacak, ancak faiz hesabına inceleme raporunun vergi dairesine intikal ettiği tarihe kadar olan süre dikkate alınacaktır. İnceleme raporunun ihbarnamenin tanzim edildiği 24 Kasım 2000 tarihinde vergi dairesine intikal ettiğini varsayarsak,
01 Mayıs 2000 – 24 Kasım 2000 için (44 milyar x 6 x 0,06 =) 15,84 milyar,
01 Ağustos 2000 – 24 Kasım 2000 için (44 milyar x 3 x 0,06 =) 7,92 milyar,
olmak üzere toplam 23,76 milyar lira gecikme faizininin yarısı ile vergi aslının toplamını teşkil eden (132 + 23,76/2=) 143,88 milyar lira vergi ziyaı cezası kesilir. (1 Kasım 2000 – 24 Kasım 2000 arası dönem 1 ayın altında olduğu için, bu süreye gecikme faizi hesaplanmamıştır.)
Örneği incelediğimizde aynı kaynağa bağlı matrah üzerinden mükellefe biri geçici vergi, diğeri yıllık beyan nedeniyle İKİ DEFA VERGİ ZİYAI CEZASI uygulanacağı görülmektedir. Bu, olayın aşamalarına ve vergi ziyaı cezasının lafzına bakıldığında uygun gibi gözükse de mantık ve hakkaniyet açısından son derece hatalıdır. (Bu CEZA MÜKERRERLİĞİ için hakkaniyete uygun bir çözüm bulunması gerekir.)
2.2.2. Eksikliğin Mükellefçe Tespiti ve Pişmanlıkla Beyan Edilmesi Halinde Uygulama:
Aynı örneği, eksik tahakkuk eden vergiyi mükellefin pişmanlıkla düzeltmesi durumuna göre irdeleyelim. Mükellefin, 400 milyar matrah farkı yaratan hatasını bizzat tespit ettiğini ve 10 Ocak 2000 tarihinde pişmanlık beyannamesi verdiğini ve aynı gün ödemeyi yaptığını varsayalım. Bu durumda mükellefin, eksik hesaplanan geçici verginin aslı olan 65 milyar ile 15 Ağustos 1999 – 10 Ocak 2000 tarihlerine tekabül eden 5 aylık pişmanlık faizi olan (5 x 0,12 = 0,60 x 65=) 39 milyarın toplamı kadar (65 + 39 = 104 milyar) bir ödeme yapması gerekir.
Mükellefin, 1999 ikinci geçici vergi döneminde eksik beyan ettiği ve daha sonraki geçici vergi dönemlerinde ve yıllık beyanname üzerinde telafi etmediği geçici vergiyi 2001 yılının Mayıs ayında tespit ettiğini varsayalım. Mükellefin pişmanlık dilekçesi ile vergi dairesine başvurması durumunda, pişmanlık dilekçesi vergi ziyaı cezasını önleyecektir. Pişmanlık faizi hesabı da yine yukarı da belirttiğimiz şekilde iki aşamalı olarak hesaplanacaktır. (Pişmanlık başvurusu ve ödemesinin 20 Mayıs 2001 tarihinde yapıldığını varsayılmıştır.)
I. Aşama :
Geçici vergilerin mahsup süresinin bittiği yani geçici verginin aslının ortadan kalktığı tarihe (01 Nisan 2000) kadar, eksik tahakkuk ettirilen geçici vergi için pişmanlık faizi uygulanır. 1999 yılı KV beyannamesi verildiğinden geçici vergi aslı da aranmaz.
Yukarıda da belirttiğimiz üzere eksik beyan edilen 400 milyar liralık matrahın, (1400 x 0,10=) 140 milyar liralık kısmı için pişmanlık faizi uygulanmaz.
Kalan 260 milyar liralık matrah farkı nedeniyle eksik ödenen (260 x 0,25=) 65 milyar geçici vergi için, verginin normal vade tarihi olan 15 Ağustos 1999 tarihinden geçici verginin mahsup süresinin bittiği 01 Nisan 2000 tarihine kadar yapılacak hesaplama şöyledir.
Pişmanlık faizi hesabı : (6 x 0,12 = 0,72 x 65) + (2 x 0,06 = 0,12 x 65) = 54,6 milyar lira.
II . Aşama :
Bu defa KV beyannamesinde eksik beyan edilen 400 milyar liralık matrah farkı üzerinden hesaplanan (400 x 0.33=)132 milyar liralık (kurumun istisna kazancı olmadığını varsayalım.) fon payı dahil KV için ödeme vadeleri dikkate alınarak 01 Mayıs 2000 tarihinden pişmanlık dilekçesinin verildiği ve ödemenin yapıldığı 20 Mayıs 2001 tarihine kadar pişmanlık zammı hesaplanacaktır.
Pişmanlık faizi hesaplaması : (Yukarıda belirttiğimiz esaslar uyarınca)
01 Mayıs 2000 – 20 Mayıs 2001 arasında 44 milyar lira için, 13 x 0,06 = 0,78 x 44=34,32milyar,
01 Ağustos 2000 – 20 Mayıs 2001arasında 44 milyar lira için, 10 x 0,06 = 0,60 x 44= 26,4 milyar,
01 Kasım 2000 – 20 Mayıs 2001arasında 44 milyar lira için, 7 x 0,06 = 0,42 x 44= 18,48 milyar,
olmak üzere toplam 79,2 milyar lira pişmanlık faizi hesaplanacaktır.
Şayet yukarıdaki mükellef pişmanlık beyannamesini 1999 yılı KV beyannamesinin son günü olan 1 Mayıs 2000 tarihinde KV beyanname ile birlikte verseydi ve geçici vergi aslını ödeseydi, geçici vergi için ödeyeceği pişmanlık zammı yine yukarıda hesaplanan 58,5 milyar lira olacaktı ve ödediği geçici vergi KV ne mahsup edilecekti. Mükellef pişmanlık beyannamesi vermekle birlikte 15 gün ödeme süresi olduğunu düşünerek 1 Mayısta geçici vergi aslını ödemeseydi, KV beyannamesi üzerinde ödemediği geçici vergi mahsup edecek miydi ? Bize göre, bu durumda KV beyannamesi üzerinde geçici vergi mahsup edilmez ve mahsup süresi de geçtiği için 15 gün içinde geçici vergi aslının da ödenmesine gerek kalmaz. Bu hususun pişmanlık şartlarını ihlal anlamına gelmeyeceği kanaatindeyiz. Aslı aranmayacak olmakla birlikte cezayı önlemek için pişmanlık beyannamesi verilebilmektedir. Zaten bu mükellef 1 Mayıstan sonraki bir tarihte pişmanlık beyanında bulunsaydı da, sadece pişmanlık zammını ödeyecekti.
NOT:
Bilindiği üzere 4369 sayılı Kanunla yapılan düzenleme ile, müteakip yılda yapılması öngörülen yatırım harcamalarının da KV beyannamesinde indirimi müessesesi getirilmiştir. Yine, 217 seri nolu GV Genel Tebliğinde, yıllık beyannamede bir sonraki takvim yılı için öngörülen yatırım harcamalarının kazanç yetersizliği nedeniyle bu beyannamede indirilemeyen kısmının, müteakip dönemin geçici vergi matrahlarının tespitinde indirim olarak dikkate alınabileceği belirtilmiştir
Bununla birlikte, müteakip yılda yapılması öngörülen yatırım harcamalarının %10'unu geçen bir oranda gerçekleşmemesi durumunda, gerçekleşmeyen yatırım harcaması nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler için tecil faizi uygulanacaktır. (GVK Ek:4. md.) Gerçekleşmeyen kısmın yüzde %10'un altında kalması halinde herhangi bir faiz ve ceza söz konusu olmayacaktır. Yani burada da mükellefe %10'luk faizsiz ve cezasız yanılma payı tanınmıştır.
Öngörülen yatırımların geçici vergi beyannamelerinde indirilen ve gerçekleşmeyen kısmı için faiz veya ceza uygulamasının nasıl yapılacağı ve hem öngörülen yatırımda hem geçici vergide tanınan %10' arlık yanılma paylarının nasıl kullanılacağı hususundaki belirsizlik halen devam etmektedir. Mali İdarenin konuya ilişkin bir tebliğ yayınlamasına ihtiyaç vardır.
________________________________________
[1] %10’luk hata payının hesabında beyan edilmesi gereken (olması gereken) matrahın esas alınmasının gerektiği yönünde Hesap Uzman Yrd. Sn. Ali Rıza AKBULUT tarafından yapılan detaylı bir inceleme Vergi Dünyası Dergisinin Haziran 2000 sayısında yer almaktadır.