Okunma Sayısı : 11534
   
Mehmet MAÇ - KÂRIN SERMAYEYE İLAVESİ (Yılına Bakılmaksızın) VERGİSİZDİR.
Yayımlanma Tarihi: 1.12.2002
 
Mehmet MAÇ
Yeminli Mali Müşavir
DENET YMM A.Ş.

KÂRIN  SERMAYEYE İLAVESİ (Yılına Bakılmaksızın) VERGİSİZDİR.

 
 
Bilindiği gibi, sermayeye eklenen kârlar karşılığında ortaklara verilen ve “bedelsiz” olarak adlandırılan hisseler, eskiden, ortaklar tarafından elde edilmiş menkul sermaye iradı (MSİ) yani beyanı gereken gelir sayılmakta ve gerçek kişi ortaklar tarafından yıllık beyanname ile beyan edilmesi gerekmekteydi. (Tüzel kişi ortaklar ise bu geliri “iştirak kazancı” olarak KV matrahından düşmekle birlikte, sermayelerine ilave ettiklerinde verdikleri “bedelsiz” hisseler, bunların gerçek kişi ortaklarınca, nakden kâr payı elde edilmiş gibi beyan edilmekteydi.)
 
Daha sonra, 1998 yılında 4369 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler kapsamında 01.01.1999 tarihinden geçerli olmak üzere GVK’nun 94/6-b-i bendine eklenen “kârın sermayeye ilavesi kâr dağıtımı sayılmaz” şeklindeki parantez içi hükmün, sermayeye ilave edilen kâr üzerinden stopaj alınmasını engellemek yanında, bu kârın ortaklarca elde edilmiş sayılmamasını da sağlamaya yönelik olduğu görüşü ileri sürülmüştü. Maliye Bakanlığı ise bu görüşe katılmayarak 231 no.lu GV Genel Tebliğinde, (RG. 6.02.2000 – 23956) sözkonusu parantez içi hükmün sadece sermayeye eklenen kârların stopaja tabi tutulmamasını öngördüğünü, bu kârlar karşılığında ortaklara verilen “bedelsiz” hisselerin herhangi bir kâr payı gibi elde edilmiş MSİ sayılarak GVK’nun 85 ve 86’ncı madde hükümleri çerçevesinde beyanını ve vergilenmesini önlemediğini belirterek, bu şekilde uygulama yapılması gerektiğini açıklamıştı.
 
231 no.lu GV Genel Tebliğinin sözkonusu bölümünün Kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle açılan dava neticesinde Danıştay 4. Dairesi davayı haklı bularak sözkonusu hükmü iptal etmiş ve Danıştay Vergi Daireleri Genel Kurulu da bu iptal kararını onayladığından Tebliğin, kârın sermayeye ilavesi nedeniyle verilen “bedelsiz” hisselerin ortaklar açısından MSİ sayılarak beyana ve vergiye tabi tutulması gerektiğini öngören bölümü ortadan kalkmıştı. (2001/120 no.lu Sirkülerimiz.)
 
Maliye Bakanlığı, Danıştay’ın bu kararı üzerine, yayımladığı 243 no.lu GV Genel Tebliğinde, (RG. 20.12.2001 – 24616) sermayeye ilave edilen kârlar nedeniyle edinilen “bedelsiz” hisselerin elde edilmiş ve beyanı gereken MSİ sayılmayacağı görüşünü kabul ederek uygulamanın bu yönde yapılması gerektiğini açıklamıştır. (2002/7 no.lu Sirkülerimizin 8 inci bölümü.)
 
Bu gelişmeler uyarınca, ister 1999 öncesi, ister 1999 ve sonrası yıllara ait olsun, olağanüstü yedekler hesaplarına alınmış olsun ya da olmasın, geçmiş yıllar kârlarının sermayeye ilavesi nedeniyle gerçek kişi ortaklar tarafından elde edilen “bedelsiz” hisseler, ortaklar tarafından elde edilmiş MSİ (gelir) sayılmaz ve beyan edilmez.
 
Başka bir anlatımla, “Kârın sermayeye ilavesi kâr dağıtımı sayılmaz” hükmünün, 01.01.1999 tarihinde yürürlüğe girdiği dikkate alınarak, 1999 öncesi kârların sermayeye ilavesinin, gerçek kişi ortaklarca elde edilmiş temettü geliri sayılması ihtimali ortadan kalkmıştır.
 
Nitekim, Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü tarafından verilen 16.07.2002 tarih ve B.07.0.GEL.0.49/4929-356 sayılı muktezada, şöyle denilmektedir.
  
“Yazıda, Şirketinizin 1994,1995,1996,1997,1998 yıllarına ait dağıtılmayan kârlarının sermayeye ilave edilmesi halinde, bunların üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı, ayrıca ortaklar yönünden menkul sermaye iradı sayılıp sayılmayacağı hususunda görüşümüzün bildirilmesi istenilmektedir.
 
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 4369 sayılı Kanunun 48’inci maddesiyle değişen 94’üncü maddesinin 6 numaralı bendinin kâr dağıtımına bağlı stopajı düzenleyen b/i alt bendinde, Kurumlar vergisinden istisna kazançlara isabet eden kısım düşüldükten sonra, 75 inci maddenin ikinci fıkrasının 1, 2 ve 3 numaralı bentlerinde yazılı kâr paylarından (kârın sermayeye ilavesi kâr dağıtımı sayılmaz) (kurumlar ile gelir ve kurumlar  vergisi mükellefi olmayanlara ve muaf olanlara ödenenler dahil), gelir vergisi tevkifatı yapılması öngörülmüş, tevkifat oranı bu maddedeki yetkiye dayanılarak yayınlanan 20.08.1999 tarihli ve 99/13230 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ek Karar’ın 2/b maddesi ile halka açık anonim şirketlerde %5 diğerlerinde %15 olarak belirlenmiştir.
 
Bu hükme göre tam mükellef kurumlar, kurumlar vergisinden müstesna kazançlara isabet eden kısım düşüldükten sonra,dağıttıkları kâr paylarından dağıtım sırasında yukarıda belirtilen oranlarda gelir vergisi tevkifatı yapacaklardır. Ancak kârın sermayeye ilavesi kâr dağıtımı sayılmayacağından sermayeye ilave edilen kârlar üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmaması gerekir.
 
Öte yandan, Gelir Vergisi Kanununun 94’üncü maddesinin 6 numaralı bendinin (b) alt bendinde 4369 sayılı Kanunla yapılan değişiklik, 01.01.1999 tarihinde yürürlüğe girdiğinden 1998 ve daha önceki yıl kazançlarının dağıtılması durumunda da bu kazançlar üzerinden herhangi bir vergi kesintisi yapılmaması gerekir.
 
20.12.2001 tarih ve 24616 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan 243 sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliğinin 5 numaralı bendinde açıklandığı üzere ‘Danıştay 4. Dairesi 06.12.2000 tarih ve Esas No: 2000/1307, Karar No:2000/5053 sayılı Kararı ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının 6/b-i numaralı bendinde kârın sermayeye ilavesinin kâr dağıtımı sayılmayacağından bahisle ortaklar açısından da elde edilmiş bir kâr payından söz edilemeyeceği belirtilerek bu gelirlerin beyanına ilişkin 231 seri No’lu Gelir Vergisi Tebliğinin iptaline karar vermiş olup, bu karar Vergi Dava  Daireleri Genel Kurulunun 08.06.2001 tarih ve Esas No:2001/180, Karar No:2001/224 sayılı kararı ile kesinleşmiştir.
 
Bu durumda geçmiş yıl kârlarının sermayeye ilavesi sonucu gerçek kişi ortaklarca elde edilen kâr paylarının beyan edilmemesi gerekir.”
 
Ancak, son zamanlarda basına da yansıyan haberler ve şifahen edindiğimiz izlenimlerden anlaşılmaktadır ki Maliye Bakanlığı, istemeyerek ve Danıştay’ın kararları nedeniyle  mecburen kabul ettiği bu uygulamayı yakın bir gelecekte “kanun değişikliği” teklifi yoluyla değiştirmek ve eski uygulamaya, yani sermayeye ilave edilmiş kârlar nedeniyle edinilen “bedelsiz” hisselerin, gerçek kişi ortaklarca elde edilmiş ve dolayısıyla beyanı gereken bir gelir (MSİ) sayılması gereken duruma dönmek niyetindedir.
 
Böyle bir kanun değişikliği teklifi TBMM’ye geldiğinde, kabul edilmesi ve yasalaşması ihtimali vardır.
 
Bu nedenle, dağıtılmayarak şirkette bırakılmış geçmiş yıl kârlarını sermayeye ilave etmek niyetinde olan firmaların, ilerde ortakları yönünden tezahür edebilecek muhtemel dezavantajlı durumu da dikkate alarak bu işlemi bir an önce yapmalarında yarar olabilir. (2001/3500 sayılı Kararname ile asgarî sermaye miktarlarının limited şirketlerde 5 milyar liraya, anonim şirketlerde 50 milyar liraya çıkarıldığını, bunların altındaki sermayelerin 2002 sonuna kadar bu seviyelere çıkarılmasının istendiğini, sermaye artışlarının nakden yapılmasının mecburî olmadığı, geçmiş yıl kârları ve sermayeye eklenebilir diğer iç kaynakların bu amaçla kullanılabileceğini, hatırlatmakta yarar görüyoruz.)
 
Bu arada, muhtemel kanun değişikliğinin, örneğin 01.01.2002’den itibaren yapılan sermaye artırımlarının tamamına (kârın ilgili olduğu yıla bakılmaksızın) uygulanmak üzere yürürlüğe sokulmak istenebileceği ve sağlanmak istenen avantajın böylece ortadan kaldırılacağı ileri sürülebilirse de, bunun kanunun geriye yürütülmesi ve geçmişteki olaylara da uygulanması anlamına geleceğini ve Anayasaya aykırı olacağını peşinen söylemek gerekir.
 
Diğer taraftan, dağıtılmayarak şirkette bırakılan kârların sermayeye ilavesinin, ortaklar açısından beyan edilmemesi gibi avantajlı bir durumun yanında, kârı şirkete hapsetmek anlamına da geldiği için bunun dezavantajlarına katlanmak istemeyen, yani geçmiş yıl kârlarını ilerde nakden dağıtmak niyeti de olan firmaların, kârı sermayeye ilave ve/veya nakden dağıtma yoluna gitmeden avantaj – dezavantaj karşılaştırmasını iyi yaparak karar vermeleri gerektiği açıktır. Sermayeye ilave olunan kârın ancak sermaye azaltımı yoluyla ortaklara nakden dağıtılabileceğini, sermaye azaltımı işleminin ise formalitesi çok, uygulanması güç ve nihayet sermayeye ilave aşamasında vergisiz kalan kârın dağıtıldığı gibi bir tenkide açık olduğu bilgilerinize sunulur.
 
 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı