Mehmet MAÇ
Yeminli Mali Müşavir
DENET YMM A.Ş.
LİMİTED ŞİRKET HİSSESİ SATIŞ KAZANÇLARINDA VERGİLEME
Vergi Kanunlarında ard arda yapılan değişiklikler, vergiyi ilgilendirebilecek birçok konuda uygulamacıların tereddüt içinde kalmasına sebep olmaktadır.
Bu yazımızda;
- Tam mükellef gerçek kişilerce,
- Dar mükellef gerçek kişilerce,
- Tam mükellef kurumlarca ve
- Dar mükellef kurumlarca
yapılan LİMİTED ŞİRKET İŞTİRAK HİSSESİ SATIŞLARINDAN SAĞLANAN KAZANÇLARIN GELİR ve KURUMLAR VERGİSİ KARŞISINDAKİ DURUMU açıklanmaya çalışılmıştır: (Söz konusu satışlar gelir veya kurumlar vergisi dışında herhangi bir vergi doğurmaz. Şahsi satışlar KDV kapsamına girmez. KDV mükelleflerince yapılan satışlar ise KDV’den müstesnadır.)
1. TAM MÜKELLEF GERÇEK KİŞİLERCE ELDE EDİLEN LİMİTED ŞİRKET İŞTİRAK
HİSSESİ SATIŞ KAZANÇLARINDA GELİR VERGİSİ:
Bir tam mükellef (GVK 3,4,5) gerçek kişi, şahsî servetine dahil olan ve daha önce ivazsız olarak (miras veya hibe suretiyle) ele geçirdiği iştirak hissesini satarsa, kazanç ne kadar büyük olursa olsun hiç gelir vergisi doğmamalıdır. (İvazsız olarak ele geçen tüm mal ve hakların satışında durum böyle olmak gerekir.) Aynı kişi limited şirket hissesini satın almak suretiyle iktisap etmiş olsa bile, bu hisseyi herhangi bir kişi veya kuruma bağışladığında da gelir vergisi doğmaz. (Muvazaa halleri hariç) Fakat bağışı kabul edenin veraset ve intikal vergisi ödemesi gerekebilir. (Veraset ve bağışlar hakkında geniş bilgi için VERASET, HİBE ve ÖLÜM isimli kitabımıza bakınız.)
Bir tam mükellef kişi, kurucu ortak sıfatıyla, sermaye arttırımına iştirak ederek veya satınalmak suretiyle elde ettiği şahsî servetine dahil limited şirket hissesini satarsa, elde tutma süresi ne olursa olsun prensip olarak gelir vergisine tabidir. (GVK’nun Geçici 56ncı maddesinin D/4 nolu bendi) Limited şirketlerde, ortakların şirkete koydukları sermaye için menkul kıymet ve hatta kıymetli evrak niteliğinde senet çıkarılmaz. Buna rağmen çıkarılacak olursa bunlar, hisse senedi yani menkul kıymet değil,sadece ortaklık sıfatının isbatını kolaylaştıran alelade birer belge sayılırlar. Dolayısiyle de gerek vergi kanunlarımızda, gerekse diğer mevzuatta, hisse senetlerine (hisse senedi ile temsil edilebilen paylara) tanınan avantajlardan yararlanamazlar.
Hisse senedine bağlanabilen anonim ve eshamlı komandit şirket iştirak hisselerine, “hisse senedi” veya “menkul kıymet” denilmesine rağmen, limited şirket sermaye hisseleri dahil, diğer bütün şirketlerin hisselerine “iştirak hissesi” denilmesinin nedeni budur.
Dolayısiyle hisse senedi ile temsil edilebilen iştirak paylarındaki üç aylık elde tutma süresinden sonra satış halinde satış kazancının vergi dışı kalabilmesi imkanı, limited şirket hisseleri açısından geçerli değildir. (Uygulamada Anonim Şirket kuruluşlarına daha sık rastlanmasının nedenlerinden biri de budur.)
Ancak, kazancın vergisi hesaplanırken şu iki husus gözönünde tutulmalıdır:
· 3,5 Milyar liralık istisna:
Ortaklık hakları veya hisselerinin (3 aylık süre içinde elden çıkarılan hisse senetleri hariç) elden çıkarılmasından yıl boyunca elde edilen kazançlar toplamının 3.500.000.000 liralık kısmı vergiden müstesnadır. (Sözkonusu kazançlar toplamı bu haddi geçmiyorsa beyan edilmez, geçiyorsa aşan kısım vergi matrahına girer.)
· Maliyetin aylık TEFE ile revizesi:
GVK’nun Geçici 56’ncı maddesindeki “Safi değer artışı” başlıklı (F) bendinde;
“Mal ve hakların elden çıkarılmasında iktisap bedeli, elden çıkarılan mal ve hakların, elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Devlet İstatistik Enstitüsünce belirlenen Toptan Eşya Fiyat Endeksindeki artış oranında arttırılarak tesbit edilir.”
hükmü yer almaktadır. (Limited şirket hisseleri açısından, bu şekilde maliyeti revize etmek yerine, yıllık kazanca indirim uygulamak alternatifi yoktur. Çünkü bu alternatif menkul kıymet alım satım kazançlarıyla ilgilidir.)
Bu hükme göre limited şirket hissesi alım satım kazancının vergi matrahına girecek kısmı bulunurken, önce maliyet bedeli, satış ayı hariç olmak üzere revize edilecek, revizeli maliyetin satış bedelinden düşülmesi suretiyle bulunacak vergiye tabi kazanç yukarıdaki 3,5 milyar liralık istisna da dikkate alınarak vergi hesabına girecektir.
Ekim 1998’de 100.000.000.000 TL’na alınan limited şirket hissesi Ocak 2000’de 200.000.000.000 TL’na satılmıştır.Elde edilen 100 milyarlık gelirin beyan durumu ne olacaktır? (Başkaca beyana tabi gelir yoktur.)
|
D.İ.E. Toptan Eşya Fiyat Endeksi (1994=100)
|
|
|
|
|
|
|
Dönem
|
|
Endeks
|
|
|
Eylül 1998
|
|
1101,2
|
|
|
Ekim 1998
|
|
1146,8
|
|
|
Kasım 1998
|
|
1185,7
|
|
|
Aralık 1998
|
|
1215,1
|
|
|
Ocak 1999
|
|
1258,6
|
|
|
Şubat 1999
|
|
1301,0
|
|
|
Mart 1999
|
|
1352,9
|
|
|
Nisan 1999
|
|
1424,4
|
|
|
Mayıs 1999
|
|
1469,9
|
|
|
Haziran 1999
|
|
1496,5
|
|
|
Temmuz 1999
|
|
1556,0
|
|
|
Ağustos 1999
|
|
1606,8
|
|
|
Eylül 1999
|
|
1700,8
|
|
|
Ekim 1999
|
|
1780,1
|
|
|
Kasım 1999
|
|
1852,7
|
|
|
Aralık 1999
|
|
1979,5
|
|
|
Ocak 2000
|
|
2094,0
|
|
Çözüm:
Alış ayı ve satıştan bir önceki ay endeksleri dikkate alınarak hisse senedinin revize edilmiş maliyeti bulunur ve bu maliyet ile satış tutarı arasındaki fark 3.500.000.000 TL’nı aşıyorsa,aşan kısım beyan edilir.
· (Alış bedeli : Alış ayından bir önceki ayın endeksi) ´ Satıştan bir önceki ayın endeksi
=(100.000.000.000:1101,2) ´ 1979,5
=179.758.445.332 (revize edilmiş maliyet)
· (Satış bedeli-Revize edilmiş maliyet)
=(200.000.000.000-179.758.444.488)
=20.241.554.668
· Vergiye tabi kısım (istisna sonrası)
=(20.241.555.512-3.500.000.000)
=16.741.554.668
Örneğimizdeki limited şirket hissesi satışı, 2000 yılında yapıldığı için, buradan doğan kazanç 2000 yılına aittir ve 2001 yılının Mart ayında beyan olunur.
ÖNEMLİ NOT : Satışı yapılan hisse, bir şahsî işletmenin aktifine dahil ise kazanç, ticari mahiyet arzeder, aylık TEFE ile revize uygulanmaz. 3,5 milyarlık istisna geçerli olmaz. Ancak aşağıdaki 3. bölümde açıklanan maliyet revizesi uygulanabilir.
2. DAR MÜKELLEF GERÇEK KİŞİLERCE ELDE EDİLEN LİMİTED ŞİRKET İŞTİRAK HİSSESİ SATIŞ KAZANÇLARINDA GELİR VERGİSİ :
Dar mükellefiyete tâbi gerçek kişilerin TÜRKİYE’de yaptıkları limited şirket hissesi satışlarından doğan kazançlar prensip olarak gelir vergisine tâbidir.
Dar mükellefler sadece Türkiye’de elde ettikleri kazançlar üzerinden Türkiye’de vergilendirildikleri için kazancın elde edildiği yerin Türkiye olması önem arz etmektedir. Kazancın hangi hallerde Türkiye’de elde edilmiş sayılacağı GVK’nun 7’nci maddesinde belirtilmiştir.Bir gerçek kişinin dar mükellef sayılması için Türkiye dışında yerleşmiş olması gerekmekte olup, Türkiye’de yerleşme ve yerleşme sayılmayan haller aynı Kanunun 4. ve 5. maddelerinde belirtilmektedir. Dolayısıyla, dar mükellef gerçek kişilerin Türkiye dışında yaptıkları hisse satışlarından doğan kazançlar Türkiye’de gelir vergisine tâbi değildir.
Yukarıda da açıklandığı gibi, satışın yapıldığı yer Türkiye olsa dahî satışa konu hisse ivazsız olarak ele geçirilmiş ise, bu satıştan doğan kazanç hesaplanmamalı ve gelir vergisi aranmamalıdır. Aynı şekilde dar mükellef hisseyi Türkiye’de satmayıp, Türkiye’de bağışlarsa yine gelir vergisi aranmaması gerekir.
GVK’nun Geçici 56/F maddesinde dar mükelleflerin yabancı sermaye mevzuatına göre ilgili mercilerden izin almak suretiyle, Türkiye’ye bizzat getirdikleri sermaye karşılığında iktisap ettikleri iştirak hisselerini elden çıkarmalarından doğan kazançların hesabında, kur farkından doğan kazançların dikkate alınmayacağı belirtilmiştir. Kur farkının kazanca dahil edilmediği böyle bir durumda, maliyet revizesi yapma imkânı olmadığı (bunun mükerrerlik anlamına geldiği) kuşkusuzdur. Ayrıca, ilgili mercilerden izin alınmaksızın iktisap edilmiş veya izin kapsamı dışında elde edilmiş olan iştirak hisselerinin Türkiye’de satışı halinde ne olacağı, yoruma açıktır. (Yabancı Sermaye Çerçeve Kararı Hakkındaki 2 no.lu Tebliğ)
Yukarıda belirttiğimiz 3,5 Milyarlık istisna dar mükellefler için de geçerlidir.
ÖNEMLİ NOT : Bir dar mükellef gerçek kişi Türkiye’de vergiye tabi kazanç elde ederse ve bu kazancın vergisini ödemezse ve daimî temsilcisi de yoksa, söz konusu vergi kazancı sağlayan (hisseyi satın alan) adına tarh edilir. (GVK Md.107) Bu nedenle yabancılardan hisse alımı yapılırken dikkatli olunmalıdır.
3. TAM MÜKELLEF KURUMLARCA LİMİTED ŞİRKET İŞTİRAK HİSSESİ SATIŞI YAPILMASI HALİNDE DURUM :
Tam mükellef kurumlarca limited şirket hissesi satıldığında buradan doğan kazanca ait vergi yükünün azaltılması için iki imkân mevcuttur :
§ KVK Geçici Md.28 : İktisap tarihinden itibaren 2 tam yıl (730 gün) veya daha fazla süre geçmiş olan iştirak hisseleri KVK’nun geçici 28 inci maddesi uyarınca satılır ve bu maddedeki diğer istisna şartları da yerine getirilirse, bu satıştan doğan kazanç için %33 nisbetinde kurumlar vergisi ve fon payı ödenmez, fakat söz konusu istisna kullanımı nedeniyle fon payı dahil %16,5 oranında stopaj doğar.
§ Maliyet Revizesi : Yine iktisabından itibaren 2 tam yıl veya daha fazla süre geçmiş olan iştirak hisselerinin satışında Geçici 28 inci maddeyi uygulamak yerine hissenin maliyeti alış ve satış yılları hariç olmak üzere arada geçen yılların yeniden değerleme oranları ile revize edilebilmekte, revize farkı (maliyet artış fonu) tamamen vergi dışı kalabilmektedir. (Her iki hükmün aynı satış için bir arada uygulanması mümkün değildir.)
(Bahsi geçen uygulamalar hakkında detaylı bilgi, “KURUMLAR VERGİSİ” isimli kitabımızın 202 – 224 ve 1041 – 1086 ncı sahifelerinde mevcuttur.)
Bu iki imkândan biri veya diğeri kullanılmadığı veya kullanılamadığı takdirde, limited şirket hissesi satış kârı doğrudan kurumun vergiye tabi kazancına dahil olur ve genel hükümler uyarınca vergilenir.
4. DAR MÜKELLEF KURUMLARCA LİMİTED ŞİRKET İŞTİRAK HİSSESİ SATIŞI YAPILMASI HALİNDE DURUM :
4.1. Satışı Yapan, Dar Mükellef Kurumun Türkiye’deki Şubesi İse :
Dar mükellef kurumların Türkiye’de şube kurarak mükellefiyet tesis ettirmeleri halinde, bu şubenin kazançlarının tesbit ve vergilendirilme şekli prensip olarak Türk kurumlarda olduğu gibidir.
Ancak yukarıdaki 3 no.lu bölümdeki açıklamalardan farklı olarak, söz konusu şubelerin KVK’nun Geçici 28 inci maddesini uygulamaları mümkün değildir. Çünkü bu madde sadece tam mükellefiyete tabi kurumlarca uygulanabilmektedir. (Geçici 28 inci maddenin dar mükelleflere kapalı şekilde düzenlenmiş olması, vergi anlaşmalarında yer alan, ayırım yapılması hükmüne aykırı düşebilmektedir. Dolayısıyle ilgili vergi anlaşması öngörüyorsa dar mükellefler de geçici 28 inci maddeden yararlanabilmelidir.) Bahsi geçen şubeler limited şirket hissesi satış kazançlarında maliyet revizesi yapabilirler, bu mümkün değilse veya revize yapılmamışsa satış kazancı doğrudan hasılata dahil edilir.
Şubelerin GVK’nun geçici 56 ncı maddesindeki (F) bendi uyarınca yabancı sermaye mevzuatı uyarınca ilgili mercilerden izin almak suretiyle Türkiye’ye getirdikleri sermaye ile iktisap ettikleri iştirak hisselerinin satışından sağladıkları kazancın, kur farkından kaynaklanan kısmını vergi matrahı dışında tutma tercihinde bulunması mümkün görünmemektedir. Çünkü bunun için şubenin ve merkezin Türkiye kaynaklı kazancının, sadece menkul kıymet veya iştirak hissesinden elde edilen gelirlerden ve/veya bunların satışından sağlanan kazançlardan ibaret olması ve menkul kıymet alım satımı ile devamlı olarak uğraşılmaması gerekir. Şubelerin bu şartları sağlamaları çok ender rastlanabilecek veya bir görüşe göre şube niteliği dolayısıyle mümkün olamayacak bir durumdur.
Bu açıklamalar çerçevesinde oluşan vergiye tabi kazanç şubenin diğer gelirleri dahil edilerek genel hükümler çerçevesinde vergilenir.
4.2. Satışın Türkiye’deki Şube İle İlgisi Yoksa :
Hisse satışını Türkiye’de şubesi olmayan bir dar mükellef kurum yapmışsa veya Türkiye’de şube olmakla birlikte, satışın bu şube ile ilgisi yoksa, satış kazancının Türkiye’de vergilenmesi için, öncelikle satışın Türkiye’de yapılmış olması gerekir. Hisse satışı Türkiye dışında yapılmışsa satış kazancı Türkiye’de vergilendirilemez. (Bu konuda yukarıdaki 2 no.lu bölüme bakınız.)
Satışın Türkiye’de yapılması halinde satış kazancının özel beyanname ile 15 gün içinde beyan edilmesi (KVK Md.22) ve verginin bu sürede ödenmesi gerekir. (KVK Md.41) Bu satışlardan doğan kazancın kur farklarından kaynaklanan kısmı, aşağıdaki şartlarla (GVK Geçici 56/F) vergi matrahının dışında tutulabilir :
- Satışı yapılan hisse, yabancı sermaye mevzuatı uyarınca ilgili mercilerden izin alınarak getirilen sermaye ile iktisap edilmiş olmalıdır, (İzin konusu, Yabancı Sermaye Çerçeve Kararı Hakkındaki 2 no.lu Tebliğde düzenlenmiştir. İzin almaksızın elde edilen hisseler veya izne tabi olmayan hisse alımlarında hisse satış kazancının nasıl vergileneceği tartışmaya açıktır.)
- Türkiye’de elde edilen kazançlar menkul kıymet iratlarından ve/veya bunların alım satımından doğan kazançlardan ibaret olmalıdır,
- Menkul kıymet alım satımı ile devamlı olarak uğraşılmamış olmalıdır.
Yukarıdaki şartlara göre oluşan matrah 15 gün içinde özel beyanname ile beyan olunur ve % 33 nispetindeki fon payı dahil kurumlar vergisi aynı süre içinde ödenir. (KVK Md.22, 25, 41) Vergiye tabi kazançtan bu vergilerin indirilmesi ile bulunan rakamın % 16,5 u oranındaki stopaj ise hisse satışını izleyen ayın ilk 20 günü içinde muhtasar beyanname ile 063 kod kullanılarak beyan edilir ve ödenir. (GVK Md.94/6-b-iii)
Dar mükellefiyete tabi kurumların Türkiye’de elde ettikleri kazançlar hakkında detaylı bilgi için “KURUMLAR VERGİSİ” isimli kitabımızın 170 – 195, 781-839 uncu sahifelerine ve ilgili diğer bölümlerine bakınız.
ÖNEMLİ NOT : Bir dar mükellef kurum Türkiye’de vergiye tabi kazanç elde ederse ve bu kazancın vergisini ödemezse ve daimî temsilcisi de yoksa, söz konusu vergi kazancı sağlayan (hisseyi satın alan) adına tarh edilir. (KVK Md.27) Bu nedenle yabancılardan hisse alımı yapılırken dikkatli olunmalıdır.