Okunma Sayısı : 5512
   
Mehmet MAÇ - MAL VEYA HİZMET BEDELLERİNİN DÖVİZ OLARAK TAHSİLİ YASAK OLAMAZ
Yayımlanma Tarihi: 1.05.2003
 
Mehmet MAÇ
Yeminli Mali Müşavir
MAL VEYA HİZMET BEDELLERİNİN DÖVİZ OLARAK TAHSİLİ YASAK OLAMAZ 
1.    KAMBİYO MEVZUATI AÇISINDAN :
 
İç piyasamızda işlem gören mal ve hizmetlerin önemli bir kısmının fiyatı döviz olarak belirlenmektedir. Bunun ana nedeni Türk Lirasının istikrarsızlığıdır.
 
Hemen belirtelim ki bir malın veya hizmetin fiyatının döviz olarak belirtilmesi konusunda yasak yoktur. Keza fiyatı döviz olarak belirlenmiş malın teslimi veya hizmetin ifası sonucunda, Türkiye’deki yerleşik kişilerden, o dövizin karşılığı olan Türk Lirasının tahsil edilmesi veya müşteri yurtdışında yerleşik ise bedelin döviz olarak tahsili yasak değildir.
 
Esasen Türkiye’de yerleşik kişilerin, döviz kabul etmelerinin ve dövizle ödemede bulunmalarının bize göre hiçbir yasak tarafı olmamakla beraber, Türkiye’de yerleşik kişilerden mal veya hizmet karşılığında döviz kabul edilemeyeceği şeklindeki  söylemler zaman zaman gündeme gelmektedir.
 
Örnek vermek gerekirse, Hazine Başkontrolörü Sayın Dr. Orhan TUR, “Döviz İle Alışveriş Yapılması” başlıklı yazısında Türkiye’de yerleşik kişilerin, yine Türkiye’de yerleşik kişilerden döviz almalarının mümkün olmadığı, fiyatın döviz olarak belirlenmesine engel bulunmamakla beraber, alıcı Türkiye’de mukim ise tahsilatın Türk Lirası ile yapılması gerektiğini ileri sürmüştür. (Mükellefin Dergisi Sayı : 105 – Eylül 2001)
 
Son olarak Sayın Şükrü KIZILOT, “Dövizle satışın suç olduğunu biliyormusunuz?” başlıklı yazısında (2 Nisan 2003 tarihli Hürriyet gazetesi) Türkiye’de yerleşik kişilere verilen mal ve hizmet bedellerinin döviz olarak tahsil edilmesinin kambiyo suçu olduğunu, bu suçu işlemenin 350 milyon lira para cezasına konu olduğunu belirtmiştir.
 
Sayın TUR ve Sayın KIZILOT bir bakıma haklıdırlar. Çünkü Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı muhtelif vesilelerle açıkladığı görüşlerinde böyle bir yasaktan söz etmektedir.
 
Merkez Bankası, Hazine Müsteşarlığı’ndan aldığı 25.09.2001 tarih ve 74646 sayılı yazıya dayanarak bir bankaya verdiği cevapta şu ifadeyi kullanmıştır:
 
“...Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar’ın 4/c maddesine göre, Türkiye’de yerleşik kişilerin dışarıda yerleşik kişilerden, Türkiye’de yapacakları işlemler nedeniyle döviz kabul etmelerinin serbest bulunduğu; bir başka deyişle Türkiye’de yerleşik kişilerin, Türkiye’de yerleşik kişilerden Türkiye’de yapacakları işlemler nedeniyle döviz kabul etmelerinin mümkün bulunmadığı; bu nedenle, Türkiye’de yerleşik kişiler tarafından bankalar nezdinde açılmış döviz tevdiat hesaplarından Türkiye’de yerleşik diğer kişilerin döviz tevdiat hesaplarına döviz devri Kambiyo Mevzuatına aykırılık teşkil edeceğinden, bu kişiler arasında döviz devrine yol açacak işlemlerin tesisinin mümkün görülmediği....
 
Bu yazı üzerine Türkiye’de mukim kişilerin birbirine döviz havale etmesinin yasak olduğu şeklinde bir hava esmiş, yoğun tepki üzerine “uygulamada karşılaşılması muhtemel güçlükler” nedeniyle, Türkiye’de açılmış döviz tevdiat hesapları arasındaki havale işlemlerindeki engelleme, bir talimatla kaldırılmıştır. (Hazine Müsteşarlığının 16.11.2001 tarih ve 88071 sayılı bu talimatı kendi içinde çelişkilidir. Çünkü döviz havale yapmak kanunen yasak ise talimatla nasıl serbest kılındığının, serbest ise daha önce niçin engellendiğinin izahı yoktur.)
 
Hatta Yargıtay’ın da aynı yorum yanlışlığına düşerek, yurt dışında yerleşik olmayan kişilerden mal veya hizmet karşılığı döviz kabulünün mümkün olmadığı (Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 6.7.1995 tarih ve E:1995/5599-K:1995/6330 sayılı Kararı), banka yetkili müessese (döviz bürosu) ve özel finans kurumu dışındaki, Türkiye’de yerleşik kişilerin döviz bozma işlemi yapamayacağı (Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin 6.7.1995 tarih ve E:1995/5607-K:1995/6335 sayılı Kararı) şeklinde kararlar vermiş olması, bu konularda sorun olduğu izlenimini vermektedir.
 
Bizim, Türkiye’de yerleşik kişilerden mal veya hizmet karşılığında döviz kabul edilmesi konusundaki görüşlerimiz aşağıda özetlenmiştir :
 
1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanunun verdiği yetkiye istinaden çıkarılan 32 Sayılı Karara  göre Türkiye’de yerleşik kişilerin ;
 
-            Türkiye’ye döviz getirmeleri serbesttir.
-            Beraberlerinde döviz bulundurmaları serbesttir.
-            Bankalardan, döviz bürolarından ve diğer yetkili kuruluşlardan döviz satın almaları serbesttir.
-            Dövizli hesap açmaları serbesttir.
-            Efektif kullanmaları serbesttir.
-            Dövizlerini bankalar ve özel finans kurumları vasıtasıyla yurtiçinde ve yurtdışında tasarruf etmeleri serbesttir.
-            Yurtdışına dövizli havale yapmaları serbesttir.
-            Dışarıda yerleşik kişilerden Türkiye’de yapacakları işlemler nedeniyle, döviz kabul etmeleri serbesttir.
-            İhracat bedellerinin bir kısmına veya tamamına sahip olmaları ve serbestçe tasarruf etmeleri serbesttir.
 
Türkiye’de yerleşik kişilerin dövize sahip olma ve dolayısıyla bu dövizleri havale etme,mal ve hizmet bedellerini ödemede kullanma, bağışlama, borç ödeme gibi her türlü şekilde, serbestçe tasarruf etme imkanları bulunduğu, dövize sahip olmanın ise, hiçbir yasak veya engel ile sınırlanmadığı bir yasal ortam söz konusudur. Nitekim kamu kuruluşları bile dövizli alım veya satım yapmaktadır.
 
Türkiye’de mukim bir kişi veya firmanın sahip olduğu mal veya yapacağı hizmet için döviz olarak bedel talep etmesi de herhangi bir yasağa konu olamaz. Her ne kadar Türkiye’de yerleşik kişilere döviz karşılığı mal veya hizmet verilebileceği şeklinde açık bir hüküm mevcut değil ise de, Türkiye’de mukim herkes sınırsız olarak döviz sahibi olabileceğine ve bu dövizleri diledikleri gibi tasarruf edebileceklerine yani Türkiye’de mukim kişiler döviz olarak bedel ödeyebileceklerine göre, yine Türkiye’de mukim kimselerin bu dövizleri kabul etmelerine herhangi bir engel bulunmadığı aşikardır.
 
Zaten uygulamada çok yaygın şekilde mal ve hizmet fiyatları döviz olarak belirlenmekte ve bu bedeller yine döviz olarak veya bu dövizin karşılığını teşkil eden TL veya başka bir döviz ile tahsil edilmektedir. Böyle bir nedenle kambiyo kovuşturması yapılması ise, ender rastlanan bir durumdur. Yargı mercilerinin döviz üzerinden belirlenmiş kira sözleşmelerine itibar ediyor olmaları da dövizli işlem yapmaya yasal engel bulunmadığını göstermektedir.
 
Tanrıya şükürler olsun ki, eski kambiyo mevzuatının insanlarımızı dövize yasakladığı o karanlık günler gerilerde kalmıştır. Hiç kimse ülkemizi yeniden dövize yasaklı hale getirmeyi düşünmemelidir.
 
Bu günlerde yaşamakta olduğumuz ekonomik sıkıntıların sebebi dövizdeki serbestlikler değildir. Bu sıkıntıların çok başka sebepleri vardır. Dövize yasak koymak, sıkıntı çözmek şöyle dursun ülkemize çok daha büyük sıkıntılar getirir. Dövize yasak koyarak dövize yöneliş önlenemez. Dövize yasak koyarak Türkiye’den döviz çıkışı engellenemez. Böyle bir yasak, panik yaratıp olan dövizin de Türkiye’den kaçmasına ve bir daha gelmemesine sebebiyet verir. Döviz yasağı bir ülkeyi çağdaş dünya ülkesi olmaktan çıkarır, bir ortaçağ ülkesi olmaya doğru götürür.
 
Sonuç olarak mevzuatımız, Türkiye’de yerleşik kişilerin sınırsız olarak dövize sahip olmalarına, bu dövizleri diledikleri gibi tasarruf etmelerine ve bu tasarrufu yaparken de herhangi bir sınırlama olmamasına yani döviz sahiplerinin gerek Türkiye’de mukim kişilere gerekse yurt dışındakilere, sahip oldukları dövizi, borç ödeme, mal veya hizmet bedeli ödeme ve sair her türlü şekilde kullanmalarına müsait olup, bir Türk başka bir Türk’e serbestçe döviz verebildiğine göre, Türkiye’de mukim her kişinin de serbestçe döviz kabul edebilmesi doğal sonuçtur ve yasa gereğidir.
 
Merkez Bankasının 16 Mart 2001 tarih ve 2001/YB-N sayılı Genelgesinde de tekrarladığı yukarıdaki görüşü, Hazine Müsteşarlığınca 32 sayılı Kararın hatalı yorumlanmasından kaynaklanmıştır. Hazine Müsteşarlığı 32 sayılı Kararın Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışında yerleşik kişilerden Türkiye’de yapacakları işlemler nedeniyle, döviz kabul etmelerinin serbest olduğu şeklindeki hükmü, yurt içinden yerleşik kişilerden döviz kabul edilemeyeceği şeklinde hatalı yorumlamış, adeta bir serbestliği tersine çevirip yasak üretmiştir.
 
Bu görüş tamamen hatalı ve yasaya aykırı olmakla beraber, resmi bir makamdan çıktığı için tedirginlik yaratmaktadır. Bu tedirginlik ülkeden gereksiz yere döviz kaçmasına veya dövizlerin bankalar sisteminden çekilerek yastık altına gitmesine, bununla da sınırlı kalmayarak genel anlamda ekonomimizi olumsuz etkilemeye neden olabilecektir.
 
Türkiye’de mukim kişilerden döviz kabul etmenin yasak olduğunu söylemek, mevzuata aykırı olduğu kadar mantığa da aykırıdır. Böyle bir yasağın uygulanması sattığı mal ve hizmetin bedelini tahsil edecek kişiye, alıcının Türkiye’de mukim olup olmadığını araştırma külfeti yükler.
 
Düşünebiliyor musunuz ?
 
Otel işletmektesiniz.
 
Müşteriniz oda ücreti olarak size 50 EURO uzattı.
 
Müşterinize, “Türkiye’de ikamet etmediğini ispat et. Yoksa bu parayı alamam.” diyorsunuz.
 
Adam şaşkın şaşkın yüzünüze bakıyor.
 
Zaman sabahın körü, döviz büroları, bankalar kapalı veya civarda büro veya banka yok.
 
Adamın serbestçe cebinde gezdirdiği, Dünya çapında geçerli para orada geçmiyor.
 
Olacak şey midir bu ?
 
Yaşamakta olduğumuz ekonomik sıkıntıların temel nedeni güvensizlik ve diğer olumsuz psikolojilerdir. Böyle bir ortamda anlamsız bir yasak üretmek yangına benzin dökmek gibidir. Fevkalade hatalı ve zararlı olan bu görüşün bir an önce ve net bir açıklama veya yasal düzenleme ile ortadan kaldırılmasına ihtiyaç vardır.
 
2.    BORÇLAR KANUNU AÇISINDAN :
 
       818 Sayılı Borçlar Kanunumuzun 83 üncü maddesinde akitlerin Türk lirası dışındaki bir para birimi üzerinden yapılabileceği, ödemenin de bu para ile yapılmasının şart koşulabileceği, bu takdirde ödemenin yabancı para ile yapılmasının zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır.
 
       Sayın Prof. Dr. Hakan PEKCANITEZ’in “YABANCI PARA ALACAKLARININ TAHSİLİ” isimli kitabının üçüncü baskısında (Yetkin Yayınları – 1998) yer alan aşağıdaki bölümler (Sahife : 31,32,33) de, yabancı para ile ödenen şartı koşmanın ve tahsilatın yabancı para ile yapılmasının Borçlar Kanunumuza göre mümkün olduğunu ortaya koymaktadır :
 
       “..... Kira sözleşmesinde, kira parasının Batı Alman markı üzerinden ifa edinilmesi ile yetinilmemiş, ayrıca ödemenin de efektif dövizle yapılması “Aynen ödenecektir” anlamına gelen sözlerle kararlaştırılmıştır. O kadar ki, sözleşmeden ve onun uygulanmasından, taraf iadelerinin borcun yabancı para ile ödenmesi gerektiği yönünde oluştuğu kuşkuya yer vermeyecek biçimde anlaşılmaktadır. (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 11.3.1996 tarih ve 716/3055 sayılı Kararı)
 
       “Taraflar arasındaki 21.3.1998 tarihli sözleşmenin 4. maddesinde ödemelerin ABD Doları üzerinden yapılacağı kararlaştırılmıştır. Bu durumda BK.nun 83/2 maddesi gereğince, yabancı paranın aynen ödenmesi şart edilmiş sayılır. Nitekim ödemeler ABD Doları üzerinden yapılmıştır. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 20.3.1995 tarih ve 397/1576 sayılı Kararı)
 
       “Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanununa göre, yabancı para ile ödemelerin yasak olduğu dönemde, sözleşmedeki “aynen” ödeme kaydı, Borçlar Kanununu m.20’ye göre geçersiz sayılmakta ve yabancı paranın vade günündeki resmi rayici üzerinden Türk parası ile ödenmesi kabul edilmekte idi. Bugün için bu sınırlamalar kaldırılmış ve yabancı para ile alacaklı ve borçlu olmak serbest bırakılmış olduğundan, taraflar bu tür sözleşme yapabilirler. (Eren, s.155-156; Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, s.776; Reisoğlu, Safa, Borçlar Hukuku, s.240)
 
       Görüldüğü gibi, Yargıtay yukarıdaki bölümde belirtilen kararlarının aksine, döviz olarak bedel tahsilatını Borçlar Kanununun bir gereği olarak kabul etmekte ve bu şekilde döviz kabulüne başkaca bir yasal engel göstermemektedir.
 
       Keza Borçlar hukuku üzerine çalışan yazarlar da, kambiyo tahditlerinin kalktığını, döviz ile bedel tahsilatında bulunulabileceğini ve Borçlar Kanununun 83 üncü maddesine göre bedelin döviz olarak ödenmesinin şart koşulabileceğini kabul etmektedirler.
 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı