Okurumuz İhsan Özlen diyor ki, “Resul bey yazıl,arınızı star gazetesinden
okuyoruz size çok teşekkür ediyorum bu yazılarla bizi bilgilendirdiğiniz için.
Doğum tarihim:25.11.1967, SSK’ya giriş : 11.1987 ve çıkış: 04.1989 olup, 1992
Nisan ayından bu yana aralıksız Bağ-Kur primi ödüyorum. Ben bağ-kurdan çıkış
yapsam bir yerde SSK’lı olarak 3,5 yıl çalışsam ilerde hem erken emeklilik için
hem de maaşımın daha çok olması için faydası olur mu? İşyerimi devretmem gerekir
mi?”
Geçtiğimiz yıl torba kanunla yapılan değişiklikle Bağ-Kur’luların büyük
bir sorunu çözüldü. Buna göre, eskiden Bağ-Kur’luların vergi kaydı devam ederken
SSK’lı çalışmaları mümkün değildi. Artık bu uygulama 1.3.2011 itibariyle torba
kanunla değiştirilerek SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı kapsamında sigortalılık
hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde
çalışılması halinde, öncelikle 4/c kapsamında sigortalı sayılması, SSK ve
Bağ-Kur arasında kalınması halinde de SSK’lı sayılması uygulaması getirildi.
Yani diğer bir deyişle eskiden vergi mükellefi veya şirket ortağı olduğu için
Bağ-Kur sigortalısı olan bir kişi, aynı zamanda SSK’lı olarak çalışmaya başlasa
Bağ-Kur sigortalılığı sona erecek ve SSK sigortalılığı başlayacaktır. Bu durumda
işyerini veya şirket hisselerini devretmesine de gerek yoktur.
Eğer okurumuz bu şekilde bir yerde SSK’lı olarak çalışmaya başlar ve en az
emekliliğine 3,5 yıl kalınca SSK’lı çalışmaya başlarsa SSK koşullarına göre
emekli olur. Elbette ki genellikle SSK’dan daha erken emekli olunduğu gibi
ödenecek emekli maaşı da daha fazla olmaktadır.
SGK gurbetçiye emekliliği kolaylaştırdı
Yurtdışında ekmek parasını arayan ve sayılarının 5-6 milyon olduğunu
düşündüğüm gurbetçi işçilerin, Türkiye’de de emekli olmaları sağlanmıştı.
Ancak gurbetçilere tanına bu haktan, yurtdışına çıkmadan yararlananlar olması
bazı önlemler alınmasını zorunlu kılıyor. Özellikle Lübnan, Libya gibi bazı
ülkelerde çalışıldığını iddia edenlerin hiç yurtdışına dahi çıkmadıkları, tabiri
caizse sahte belgelerle emekli oldukları anlaşılınca SGK’da çareyi işi sıkı
tutmakta bulmuştu. SGK, haksız yararlanmaların önüne geçmek için yurtdışı hizmet
borçlanma talep dilekçesi ekinde pasaportlarının ibrazını istemekte ve ibraz
edilen pasaportlarda giriş-çıkış tarihlerine bakılmaktaydı.
Sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerde geçen sürelerin 3201 sayılı
Kanuna göre borçlandırılması için, borçlanma talebinde bulunanların;
1) Bulunulan ülkelerdeki Türk konsoloslukları, çalışma ve sosyal güvenlik
müşavirlikleri veya ataşelikler gibi temsilciliklerden alınacak ve yurtdışı
borçlanma için kullanılacağı belirtilen hizmet belgelerinden,
2) Yurtdışında çalıştıkları iş yerlerinden alacakları hizmet sürelerini
gösterir bonservisleri ile birlikte pasaportlarında bulunan çalışma izinlerinin
tercümelerinden, durumlarına uygun olan yalnızca birisini Kuruma ibraz
etmelerini istemekteydi.
Emniyet müdürlüklerinde yurda giriş-çıkış tarihleri 1/11/1991 tarihinden
itibaren bilgisayar ortamında tutulduğundan, bu tarihten önce yurda dönen ve
pasaportunu kaybeden veya yeni pasaport alırken eski pasaportu emniyet
müdürlüklerince alınan sigortalıların, yurda giriş ve çıkış tarihlerini
belgeleyememesi nedeniyle borçlanma taleplerinin kabul edilmemesi mağduriyetlere
neden olunca SGK uygulama değişikliğine gitti.
Sigortalıların mağduriyetinin giderilmesi amacıyla 1/11/1991 tarihinden
önceki yurda giriş-çıkış tarihlerini pasaportuyla veya yurda giriş-çıkış
tarihlerini gösterir belge ile ibraz edemeyenlerin talepleri reddedilmemesi,
ilgililerden borçlanma talebinde bulunduklarında beyan ve taahhüt belgesinin
eksiksiz doldurularak ibrazı istenerek borçlanma ve aylık talepleri
sonuçlandırılmaktadır.
Bu makalenin içeriği www.resulkurt.com adresinden alınmaktadır.