Uzun bir süredir gündemde olan emeklilerin intibakı konusunu geçen hafta ayrıntılı olarak paylaşmıştık. Özellikle emekliler intibak yasasını heyecanla bekliyorlar.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, konuyu ciddiyetle takip ediyor ve önceki gün de emeklilerle son kez bir araya gelip konuyu ve beklentilerle ilgili görüşlerini paylaştı. Düzenlemeler, bu kapsamdaki yaklaşık 2.5 milyon emekliden sadece 1.7 milyonunu ilgilendiriyor. Tabi 1.7 milyon emeklinin hepsinin aynı oranda etkilenmesi de söz konusu değil. Bakan Çelik, aynı süre ve eşit seviyede maaşla çalışanlara eşit emekli aylığının verilmesi veya uzun süre çalışan yüksek prim ödeyene daha yüksek maaş ödenmesi şeklinde özetlenebilecek bir çalışma olduğunu belirtti.
Geçen haftaki yazıdan sonra okurlarımızdan çok sayıda e-posta aldık. Halen çalışan bir okurumuzun (Ercüment Eresen) mesajı vardı ki, benimde sürekli gündeme getirdiğim 2000 yılı sonrası mağdurların sıkıtısını yansıtıyor. Bu nedenle bunu da okurlarımızla paylaşmak istedim. Okurumuz diyor ki, “2000 yılı öncesi emeklilerde taban ve tavan arasında 1.5 kat fark vardı. Hemen hemen herkes tavandan prim ödemiş oluyordu. 2000 ve sonrası taban ve tavan arası fark 6.5 kat oldu ve şu anda tavandan ödeyen sayısı önemli ölçüde azaldı. Onun için 2000 yılı öncesi aylıklar düşük oluyor. Konuya bu yönden de bakmak lazım. 2000 yılından sonra çalışanlar çok yüksek prim ödemeye başladı. Şu anda herkes tavandan emekli olamıyor. Tavandan emekli olana da 2000 TL’nin üzerinde aylık bağlanıyor. Esas mağduriyet 2000’den sonra emekli olanlarda. Bu konuya değinirseniz sevinirim. Farklar çok büyüyor. önlem alınırsa iyi olur” diyor.
Gerçekten de özellikle aylık bağlama oranındaki düşüşten dolayı 2000 sonrası emekliler ve bundan sonra emekli olacaklar olumsuz etkileniyor.
Bu durum özellikle benim köşe yazımda da yer alıyor. Geçen haftaki yazımda, “2000 öncesi emeklilerden yüksek ücretliler mağdur iken, 2000 sonrasında ise asgari ücret veya biraz üzerinden prim ödeyenler mağdur olmuş. 2008 sonrasında çalışma süresi arttıkça emekli maaşları daha fazla düşecek. Hele 5-10 yıl sonra emekli olacaklar için bu mağduriyet daha fazla olacak” demiştim. Bir kaç yıl sonra 2000 sonrası emeklilerinin intibak beklentisi ile kamuoyu oluşturacağını düşünüyorum. Bizden söylemesi.
Doğum borçlanması emekli yaşını değiştirir mi?
Okurumuz Feride Murat “SGK’da doğum borçlanması var mı? Var ise ödeme yapıldığında emeklilik yaşında değişiklik olur mu?” diyor.
Sosyal güvenlik reformunda, 4/a (SSK) sigortalısı kadınlara getirilen önemli haklardan birisi de, doğum borçlanmasıdır. Buna göre; 4/a (SSK) sigortalısı kadınların doğum nedeniyle çalışamadıkları, en fazla iki doğum için geçerli olmak üzere, ikişer yıllık sürelerinin borçlandırılmasında sigortalının doğumdan önce 4/a bendi (SSK) kapsamında tescil edilmiş olması ve adına kısa ya da uzun vadeli sigorta kolları yönünden prim ödenmiş olması yeterli sayılmaktadır.
Doğum borçlanmasında aranan şartlardan birisi, doğum tarihinden önce 4/a (SSK) sigortalısı olarak tescil edilmiş olması ve adına kısa ya da uzun vadeli sigorta kolları yönünden prim ödenmiş olmasıdır. SGK uygulamasında, sigortalı olunan tarihten önceki doğumlar için borçlanma hakkı verilmemektedir.
Doğum borçlanması ile gün sayıları artmaktadır. Ancak, 3308 sayılı Kanun kapsamındaki çıraklar ve işletmelerde, mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumlarında örgün eğitim gören öğrencilerin çıraklık veya staj döneminde emeklilikle ilgili malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primleri ödenmediği için, (çıraklık ve staj sigortası ile doğum tarihi arasında sigorta başlangıcı olmayanların) doğum borçlanması yapmaları halinde sigorta başlangıç tarihleri geriye gidecektir. Yani, sigortalılık sonrası doğum yapıp, doğum borçlanması yapanların emeklilik yaşları değişmiyor.
Bu makalenin içeriği www.resulkurt.com adresinden alınmaktadır.