Önceki gün bu köşede iş sağlığı ve güvenliğinde yaşanan sorunlara çözüm olabilecek önerilerde bulunmuştuk. Özellikle Başbakanımız sayın Ahmet Davutoğlu'nun İş Güvenliği Eylem Planına küçük de olsa bir katkıda bulunmak istiyoruz. Daha önce de zaman zaman yazdığımız bu öneriler eğer hayata geçirilmiş olsaydı, bugün iş kazalarını ve ölümleri konuşmuyor olurduk. İşte diğer önerilerimiz:
1- İş güvenliği uzmanlarının eğitiminde farklı metotlar geliştirilmeli, zorunlu olarak farklı sektörlerde asgari bir yıllık stajlar eklenmelidir. Mevcut 220 saatlik bir eğitimden geçerek iş güvenliği uzmanı olanların maalesef uygulamada yetersiz kaldıkları görülmektedir. Müfredatın yeniden gözden geçirilerek uygulamanın artması gerekmektedir.
2- Dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan A-B-C sınıfı iş güvenliği uzmanı ayrımı derhal kaldırılmalı ve sektörel iş güvenliği uzmanlığı getirilmelidir. Mevcut durumda sektörel tecrübeye bakılmadan SGK'ya ödenmiş prim günlerine bakılarak bir sınav yapıldı. Bir sınavla bu sertifikaların dağıtılması sağlandı. Bu piyasadaki A ve B sınıfı ihtiyacını karşıladı fakat ciddi bir tecrübe açığını ortaya çıkardı. Öyle ki, bazı A grubu uzmanlar C grubu uzmanların gözetiminde ve refakatinde işi öğrenmeye başladı. Bunun yerine eğitim aldıkları alanlarda hizmet verilebilmesi sağlanmalıdır. Böylece kişi eğitimini almadığı bir alanda olabilecek kazalardan mesul tutulmayacaktır. Örneğin maden işletmelerinde sadece maden mühendislerinin hizmet vermesi sağlanabilir. Ayrıca aynı iş güvenliği uzmanının hizmet vermesi yerine işverenlere farklı uzmanlardan hizmet alma imkanı sağlanmalıdır. Örneğin 50 saat iş güvenliği uzmanı çalıştıracak bir işveren, 20 saat makine mühendisi, 20 saat endüstri mühendisi ve 10 saat elektrik mühendisi belgesi olan uzmanlardan hizmet edebilmelidir.
3- İş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin uzaktan (e-learning) verilmesine olanak sağlanmalıdır. Türkiye çapında ve çok sayıda çalışanı olan bankalar, sigorta şirketleri, marketler gibi az tehlikeli işkolundaki firmalarda sınıf eğitimi olanaksız hale gelmektedir. İş güvenliği uzmanları için uzaktan eğitime müsaade edilirken, işçilere uzaktan eğitime izin verilmemesinin bilimsel bir dayanağı da bulunmamaktadır.
4- Maalesef müfettiş denetimlerinde bir standart yoktur. Denetimlerde farklı uygulamalar bulunmaktadır. Her müfettiş kendi inisiyatifine göre karar vermekte bu uygulamada zorluklar çıkarmaktadır. Öncelikle iş güvenliğini denetleyecek müfettişlerin de eğitilmesi gerekmektedir. Bazen çok tecrübeli iş güvenliği uzmanları ile tecrübesiz müfettişler arasında bu nedenle ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Özellikle toplu iş kazası ölümleri sonrasında müfettişler üzerindeki baskı ve stres işletmelerin kapatılması ve birçok insanın işsiz kalmasına sebebiyet vermeye başladı. İş Güvenliği profesyonellerinden 10 yılı doldurmuş olanların da İş Müfettişi olmasının sağlanması halinde hem piyasa deneyimi teftiş kuruluna girmiş olacak ve hem de farklı bakış açılarıyla sorunların çözümüne katkı sunulabilecektir.
5- İş güvenliği uzmanları ve iş yeri hekimleri için bakanlık tarafından rehber niteliğinde acil durum planları, risk analizleri, iş güvenliği eğitimleri gibi dokümanlar hazırlanmalıdır. AB ülkelerinde olduğu sektörlere özgü rehberler hazırlanmalı ve müfettişler de denetimlerde bunu baz almalıdırlar.
6- İş güvenliği uzmanı ve işyeri hekiminin çalışma süresi tamamen çalışan sayısına bağlı kalmamalıdır. Örneğin 50 kişinin çalıştığı bir şantiyede iş güvenliği uzmanının hizmet süresi ayda 10 saattir. Bu sürede inşaatta yeterli ve sağlıklı iş güvenliği hizmeti sunulamamaktadır. Örneğin bu tarz işletmelerde (şantiye büyüklüğüne göre, çalışan sayısı dikkate alınmadan) asgari bir süre (haftada bir gün) konulmalıdır. Örneğin inşaat-maden-madeni eşya ve metal sektörü gibi en çok iş kazası yaşanan yerlerde en azından kişi sayısından bağımsız ve normal kişi sayısına bağlı süreye ilave olarak haftada bir gün olmak üzere iş güvenliği uzmanı çalıştırılmalıdır.
7- Firmalar yasal olarak mobil sağlık araçlarından hizmet alamamaktadır. Bir düzenleme yaparak bu duruma çözüm getirilmelidir.
8- İSG hizmetleri yönetmeliğinin 12. maddesinin 8. bendinde yer alan OSGB malzeme listeleri azaltılmalıdır. Çünkü OSGB'ler firmalara giderek hizmet vermekte ve kurulum için gerekli olan teknik ekipmanlar kullanılmamaktadır. Ortalama 8.500 TL'ye mal olan tıbbi malzemeler asla kullanılmamakta ve ülkemiz tıbbi malzeme mezarlığına dönmüş bulunmaktadır.
9- İSG hizmetleri yönetmeliğinin 13. maddesinde "OSGB'ler, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin tamamını veya bir kısmını başka bir kişi veya kuruma devredemezler" hükmü vardır. Bu hüküm OSGB'ler arasında işbirliği ve sinerjinin önünü kapatmaktadır. Bu düzenleme ile farklı illerde kurulu OSGB'lerin bir firmanın farklı illerindeki işyerlerine hizmet vermesini engellemektedir. Bu hüküm kaldırılsa hem OSGB'ler arasındaki işbirliği ve hizmet kalitesi artar, buna karşılık kazalar azalır ve hem de OSGB maliyetleri düşer, ülkemiz de OSGB mezarlığına dönmez. Bu bent yüzünden yüzbinlerce lira vergi ödeyen, onlarca personel çalıştıran OSGB'ler haksız ve hukuksuz olarak kapatılmaktadır. Bakanlığın keyfi ve hukuki dayanaktan yoksun tutumu firmaları ve OSGB'leri mağdur etmektedir.
10- İSG KATİP sistemi OSGB'ler için kısıtlı olarak açılmıştır. Örneğin firmaların çalışan sayısı ya da tehlike sınıfları OSGB'lerin göreceği şekilde düzenlenebilir. Bu sayede yanlışlıkların önüne geçilebilecektir. Uygulamada çok sayıda sorun bulunmakta, bu yüzden OSGB'ler ceza yemektedir. Yazılımın yeniden düzenlenmesi ve SGK ile entegrasyonu acilen sağlanmalıdır.
11- İSG KATİP sisteminde süre güncellemesi olmalıdır. Mevcut durumda firmanın çalışan sayısında değişiklik olduğunda sözleşmeler iptal edilerek yeniden giriş yapılması gerekmektedir. Bunun yerine güncelleme yapılarak sadece hizmet süreleri değiştirilebilmelidir. Örneğin, başta 50 kişi çalışan bir işyerinin 3 ay sonra 200 kişi olması halinde hekim ve uzman çalışma sürelerinde İSG Katip üzerinde güncelleme yapılabilmelidir.
12- OSGB'leri kontrol etmenin tek yolu, yazılım sistemi üzerinden kimin hangi gün ve saatte nerede hizmet vereceğini Bakanlık ekranından görmektir.
13- İş müfettişleri işverene ceza yazmak yerine rehberlik yapmalıdır. Eksiklik üzerine değil güvenlik kültürü ve davranış odaklı denetime geçilmelidir. Bütün dünyada denetimler, güvenlik kültürü ve davranış odaklı olarak yapılmaktadır
14- Mesleki eğitimlerle ilgili sorunun çözümü için MEB ile acil eylem planı yapılmalı ve binlerce işverenin ceza yemesinin önüne geçilmelidir.
Buradan son olarak Bakanlığa sesleniyorum; iş kazaları bu ülkede yaşayan herkesin sorunudur. Lütfen yukarıda yer alan görüşleri ve önerileri dikkate alınız. Bu ülkeyi kısır bürokrasiye mahkum etmeyiniz. Çalışan, işveren, İSG profesyonelleri ve OSGB'lerin paydaşlarınız olduğunu unutmayınız...
Bu makalenin içeriği www.resulkurt.com adresinden alınmaktadır.