Önceki gün Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Faruk Çelik’i konuk ettiği toplantıdaydık. Bakanlık birimlerini ve
faaliyetlerini paylaşan Bakan Çelik, ardından gazeteci arkadaşlarımızın
sorularını cevapladı. Gündem yoğun ve birçoğu da bakan Çelik’in alanıyla ilgili
olunca hayli verimli geçti toplantı. Grev ve sendikal mücadeleden kıdem
tazminatına, sezaryenden istihdam stratejisine ve gazetecilerin yıpranma payına
kadar her şey soruldu Çalışma Bakanına.
Herkese çalıştığı
kadar ödeme
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın
gündemindeki en önemli konunun kıdem tazminatı olduğunu söyleyebiliriz. Bakan
Çelik’in de, en çok karşılaştığı sorunun bu olduğunu söylesek herhalde abartmış
olmayız. Neredeyse her toplantıda, her görüşmede kendisine bu konu soruluyor.
Bakanlık bürokratları bir taslak hazırlamış durumda. Tabi sosyal taraflarla
paylaşıldıktan sonra önümüzdeki günlerde ayrıntılı olarak tartışacağız. Bakan
Çelik, çalışan herkesin çalıştığı süre kadar tazminattan pay almasını istiyor.
Yani kıdem tazminatı için 1 yıl çalışma şartı kaldırılacak. Aylık, hatta günlük
çalışan dahi kıdem tazminatından pay alacak. Kıdem tazminatında yeni gelecek
sistemde işçilerin bireysel hesabına kendi adına yatan hesapta bu
nemalandırılacak ve işçinin kıdem tazminatı belli koşulların gerçekleşmesi
halinde kendisine ödenecek.
Sendikal örgütlenme ve THY
Özellikle sendikal örgütlenme, THY grevi üzerine önemli
mesajlar veren sayın Faruk Çelik, sendikal örgütlenmenin içerisinde bulunduğu
sorunları açıklıkla dile getirdi. Mevcut yapıda bir sendikanın işkolu barajı
olan yüzde 10 oranını aşması gerektiğinden bir çok sendikanın baraj sorunu
olduğunu belirtti. Gerçekten de yeni Toplu İş İlişkileri Yasası ile her ne kadar
baraj yüzde 1’e veya daha altına düşürülecek olsa da mevcut sendikaların bir
çoğu barajı aşamayacak gibi görünüyor.
Çalışma Bakanlığı kayıtlarına
göre, 3 milyon 200 bin sendikalı işçi görünüyor. Oysa SGK verileri esas
alındığında 880 bin sendikalı işçi olduğu görülüyor. Ve bunlardan da 570 bin
kişi toplu sözleşme yapmış. Dolayısıyla yaklaşık 11 milyon işçinin büyük bir
kısmı sendikal örgütlenme ve toplu iş sözleşmesi kapsamı dışında. Umarız yeni
Toplu İş İlişkileri Yasası sorunları çözer.
Türkiye sezaryende
üçüncü
Sezaryen konusu da bu aralar gündemde. Türkiye
sezaryenle doğumda Brezilya ve Çin’den sonra üçüncü durumda imiş. Yapılan
araştırmalarda OECD ülkelerinde her 100 canlı doğumdan ortalama 25,8’i
sezaryenle doğarken, Türkiye için bu rakamın 47,7 olması pratikte bir sorun
olduğunu gösteriyor. Keyfi ve gereksiz sezaryen uygulamaları artık sona
erdirilecek gibi görünüyor.
Avuç içi damar sistemi geliyor
Sağlıkta meydana gelen suiistimalleri önlemek için avuç içi
damar izi projesi getirildi. Yakında Tüm SGK’lılar için bu sistem devreye
alınacak. Bu uygulamayla birlikte SGK’nın sağlıkta yaşadığı sorunların büyük
bir kısmı çözülmüş olacak. Bugüne kadar özel düş tedavisinden yararlanamayan
SGK’lılar, 2013’te ağız-diş sağlığıyla ilgili olarak da özel tedavi
kurumlarından yararlanabilecek. Sistemle ilgili hazırlıkların tamamlanmasından
sonra 2013’te yararlanılmaya başlanacak.
İşsizlik parası
artacak mı?
Bakan Çelik, işsizlik sigortasından 6-8-10 aylık
yararlanma süresinin ve işsizlik ödeneği tutarlarının artırılması halinde
sorunlar yaşanacağından çekiniliyor dedi. Uygulamada bazı tereddütler olsa da
ben işsizlik ödeneğinden yararlanma koşullarının esnetilmesinden yanayım.
Özellikle son 120 gün sürekli çalışmış olma şartı kaldırılmalıdır. Yine, az prim
ödeyene de, çok prim ödeyene de aynı tutarı ödeyen mevcut sistemin adaletsiz
olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle işsizlik ödeneğinin üst sınıra ilişkin tutarı
artırılmalıdır.
Bu makalenin içeriği www.resulkurt.com adresinden alınmaktadır.