Gündemden düşmeyen konulardan birisi oldu, kıdem tazminatı. İşçinin, işverenin,
sendikaların göz kulağı kıdem tazminatındaki gelişmelerde. Mevcut sistemdeki
sorunlar işçilerin büyük çoğunluğu tarafından kabul ediliyor ve sistemde değişim
talep ediliyor. Toplam işçilerin yüzde beşini temsil eden sendikalara
bakıldığında ise kıdem tazminatında bir değişikliğe sıcak bakmadıklarını
görüyoruz.
Türkiye’de kıdem tazminatı uygulamasının kapsam ve yararlanma koşulları
açısından en önemli çalışma Doç. Dr. Oğuz Karadeniz tarafından yapılmış. Buna
göre, mevcut durumda işçilerin ne kadarına kıdem tazminatı verildiği sorusuna,
nerdeyse her 10 kişiden ancak biri yanıtı veriliyor. Öncelikle kıdem tazminatı
ödenmemesi, aranan koşullardan ve işverenlerin kıdem tazminatı ödememek için
farklı uygulamalara başvurmasından kaynaklanıyor.
İşverenler üzerinde kıdem tazminatı yükü ağırlaştıkça, söz konusu tazminattan
yararlanabilen işçi sayısı azalıyor. Bunun temel nedeni ise işverenin kıdem
tazminatı yükünden kurtulmak için kısa sürelerle işçi çalıştırmasıdır. Yani,
işçi henüz bir yılı doldurmadan işten çıkartılmakta ve yerine yeni bir işçi
alınmaktadır. İşçinin iş kanunu kapsamında olması, en az bir yılı doldurmuş
olması, 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesinde belirtilen şartlarda ancak
kıdem tazminatı ödenebiliyor.
Hal böyle olunca hava taşıma işlerinde çalışanlar, tarım işlerinde
çalışanlar, evlerde yapılan el sanatları işlerinde çalışanlar, ev hizmetlerinde
çalışanlar, sporcular, esnaf işyerlerinde çalışanlar iş kanununa tabi
olmadıkları için kıdem tazminatı alamıyorlar. Yine, belirli süreli sözleşme ile
çalışan işçiler süre bitiminde kıdem tazminatı alamıyorlar. Oğuz hoca tarafından
yapılan çalışmada işçilerin kıdem tazminatı alamamasının nedenlerine
bakıldığında;
-Sözleşmenin kıdem tazminatı alınamayacak şekilde sona erdirilmesi, işçilerin
işverenin farklı şirketlerine yılda 1 defa giriş-çıkış yapılması, İşverenin
iflas etmesi, İstifa, Belirli süreli sözleşme ile çalışılması gerekçeleri
bulunmuş. Kıdem tazminatını alamayan işçilerin büyük bir bölümü ise haklarını
arayamıyor. Tüm bu sorunların çözümü için kıdem tazminatı fonu getirilmeye
çalışıyor.
Önceki gün Başbakan yardımcısı Ali Babacan’ın açıklamaları oldu. Yine Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik konunun çözümü için çaba harcıyor. Kıdem
tazminatında öngörülen sistemde, her çalışan için kıdem tazminatı bireysel hesap
şeklinde takip edilecek ve her ay SGK aylık prim ve hizmet belgesi verilirken
kıdem tazminatı da hesaplanarak işçinin hesabına aktarılacak.
İşçi hesabında biriken tutarı ve faizlendirilmesini görebilecek. Her ay bu
işlem yapılacağı için bir ay, hatta bir gün bile çalışan işçinin kıdem tazminatı
fona ödenecek. Böylece tazminat ödememek için yapılan girdi-çıktı oyunları sona
erecek. İşçi istifa da etse, işten atılsa da hak kaybına uğramayacak. Daha önce
işsizlik sigortası fonundaki yüzde 2 işveren payının kıdem tazminatı fonuna
aktarılmasının doğru olacağını belirtmiştim. Uygulamanın bu yönde ilerlemesi
sevindirici olmuş.
Yine, işçilerin 10 yıl bekleme süresinin fazlalığından dolayı bu sürenin 5
yıla indirilmesi, işsizlik, evlenme veya taşıt-gayrimenkul alımında biriken
tutarın belli bir oranını çekebilme hakkı kıdem tazminatındaki değişiklikleri
uygulanabilir hale getirecektir.
Başakşehir’de eğitim fuarı?
Eğitimde köklü değişimler olması bekleniyor. Başakşehir 4. Etap’ta
meslekleri, okulları ve eğitim sistemlerini tanıtan, sınava gireceklerin doğru
tercih yapmalarına olanak sağlayacak fuara 40’dan fazla üniversite, 20’ye yakın
dershane ve çok sayıda özel okulun katıldığını görünce açıkçası çok şaşırdım.
Gençlerin geleceklerine bilgi sahibi olarak karar vermelerini sağlayacak bu
önemli çalışmayı yürüten Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal’ı tebrik etmek
istedim.
Bu makalenin içeriği www.resulkurt.com adresinden alınmaktadır.