Vergi hukuku açısından ücret kavramı, hem Borçlar Kanunu'ndaki ücret kavramından, hem de İş Kanunu'ndaki ücret kavramından farklı olmaktadır. Bu nedenle, GVK diğer kanunlara atıf yapmadan, vergi sistemimize özgü bir biçimde ücretin tarifine ilişkin 61. maddesinde;"Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir" şeklinde tarif etmiştir. Ücretin gerçek ve safi değeri, işveren tarafından verilen para ve ayınlarla sağlanan menfaatler toplamından, GVK'nın 63. maddesinde yer alan indirimler düşüldükten sonra kalan miktardır.
Ücretlilerin ücret gelirleri üzerinden vergi kesme ve kestiği vergiyi süresinde bağlı olduğu vergi dairesine yatırma konusunda işverenler (istihdam edenler) vergi sorumlusu olarak belirlenmiştir. Bu sorumluluk yasal bir sorumluluktur ve vazgeçilmesi ya da gönüllülük ilkesi söz konusu değildir. Vergi sorumlusu, mükellefin borcunu ödeme durumunda olan kanuni temsilci durumundadır.
Bir işverenden ücret alanlar
Normal şartlarda bir işyerinde çalışanların almakta oldukları ücretlerinden gelir vergisi kesilmek suretiyle ücretin vergilendirilmesi yapılmaktadır. Türk vergi mevzuatı, ücretlilerin vergilendirilmesinde kaynaktan kesinti (tevkifat, stopaj) usulünü nihai vergileme şekli olarak benimsemiştir. Tam mükellef gerçek kişilerin tevkif yoluyla vergilendirilmiş ücretlerinin;
- Sadece bir işverenden elde edilmesi halinde
- Birden fazla işverenden ücret geliri elde edilmesi durumunda ise birden sonraki işverenden alınan ücretlerin toplamının 2013 yılı gelirleri için 26.000 TL'yi aşmaması halinde yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmeyecektir.
Birden fazla işverenden ücret alanlar
Bir hizmet erbabı, birden fazla işverene bağlı olarak da çalışabilir. Bu çalışmaları sonunda, birden fazla işverenden ücret adı altında birden fazla gelir elde edebilir. Ücretlerin vergilendirilmesinde, birden fazla işverenin yanında hizmet sunumu söz konusu olmadıkça, ücretlinin vergi mükellefiyeti tesis ettirmesi ve beyanname vermesi söz konusu değildir.
Tevkifata tabi tutulmamış ücret gelirleri (GVK'nın 64. maddesinde yer alan diğer ücretler ile vergiden istisna olanlar hariç) için ise tutarı ne olursa olsun yıllık beyanname verilecektir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, yıl içerisinde ücret alınan işveren sayısıdır.
Anonim Şirket Yönetim Kurulu üyelerine ödenen huzur hakları GVK'ya göre ücret sayıldığından, bu ücretlerin alındığı şirketlerin ayrı birer işveren olarak görülmesi gerekmektedir.
Birden fazla işverenden ücret almış olmak ibaresi, aynı zaman sürecinde birden fazla işverenden ücret almayı kapsadığı gibi, yıl içerisinde iş değişikliği dolayısıyla birden fazla işverenden ücret almayı da kapsamaktadır. Örneğin mayıs ayı sonunda bir işyerinden ayrılan, haziran ayında yeni bir iş bularak çalışmaya başlayan ücretli de yıl içerisinde birden fazla işverenden ücret aldığından, yukarıdaki kurallara tabi olacaktır.
Fakat yıl içerisinde iş değişikliği nedeniyle birden fazla işte çalışanlarla aynı anda birden fazla şirketten ücret alanların beyanname vermesi gerekebilecektir. Birden fazla işverenden ücret geliri elde edilen hallerde, birinci işverenden sonraki işverenlerden alınan ücretlerin toplamının 2013 yılı gelirleri için 26.000 TL'yi aşması durumunda ise birinci işverenden alınan da dahil olmak üzere ücret gelirlerinin tamamı beyan edilecektir. Birden fazla işverenden ücret alınması halinde, birinci işverenden alınan ücretin hangisi olacağının belirlenmesi, mükellefin serbest takdirine bırakılmıştır.
Bu kapsamda beyanname vermesi gereken çalışanların 2013 yılında elde etmiş oldukları gelir vergisine tabi gelirleri için 25 Mart 2014 tarihine kadar yıllık gelir vergisi beyannamesi vermeleri gerekmektedir. Ödenmesi gereken verginin yarısı mart sonuna, diğer yarısı ise temmuz ayı sonuna kadar ödenmesi gerekmektedir.
Bu makalenin içeriği www.resulkurt.com adresinden alınmaktadır.