Geçen haftaki "SGK'yı nasıl dolandırıyorlar" başlıklı yazıma okurlarımız çok
ilgi gösterdi. DÜNYA okurlarına müteşekkirim.
Ancak her kesimden okurumuz
görüşlerini paylaşırken maalesef SGK'dan bir yönetici "yahu bu nedir, nasıl
soyuluyoruz" diye aramadı. Bu da SGK'nın neden bu kadar harap bir durumda
olduğunun en iyi göstergesidir herhalde. Bunu da artık kendilerinin vicdanına
bırakıyoruz.
Beni özellikle SGK'da halen çalışmakta olan sağduyulu ve
duyarlı dostlarımın, eski kurum arkadaşlarımın yazdıkları etkiledi. Diyorlar ki,
biz bu konuda daha önce çok yazdık söyledik, yalvardık ama kurumun üst
yöneticilerine sesimizi duyuramadık.
Bir başka okurumuz ise "özel temizlik
ve özel güvenlik firmaları ile ilgili kısımda bahsetmiş olduğunuz sorunla ilgili
2010 yılında bireysel öneri sistemi üzerinden öneri göndermiştim. Fakat olumlu
olumsuz bir sonuç gelmemişti. Aynı konu hakkındaki makalenizden sonra umarım bu
konu ilgi çeker ve bir an evvel uygulamaya geçilir. İcra uzmanlığı konusunda da
sosyal güvenlik icra memurları olarak desteklerinizi beklemekteyiz" diyor.
Yine kurumdaki aksaklıklara ilişkin SGK'da görev yaptığını düşündüğüm gönül
dostlarının yazdıkları da adeta bu konunun tuzu biberi oldu. Sistemi ve
yanlışları kısa kısa özetleyerek önemli görüş ve önerilerde bulunmuşlar.
Virgülüne dokunmadan bu yazıyı sayın Çalışma Bakanımız Faruk Çelik ve SGK
yönetimine aktarmak boynumuzun borcu oldu. İşte SGK'daki personelin sitemleri;
"Son dönemde sosyal güvenlik reformu sonrasında önemli adımlar atılmış
bulunuyor. Tek çatı altına toplanan sosyal güvenlik sistemi sayesinde SGK'nın
sağlık hizmetleri artarak vatandaş memnuniyeti güçlendirildi. Anketler siyasi
iradenin oy artışına en fazla neden olan altyapı yatırımlarının %8 ile sağlık ve
sosyal güvenlik alanındaki memnuniyetten kaynaklandığını gösteriyor.
Şüphesiz bunda vizyonu ile ülkemizin önemli sorunlarına çözüm üreten sayın
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Faruk Çelik ve SGK'nın reformdan bu yana
görev yapan ufuk sahibi yöneticilerinin katkısı büyük.
Ancak SGK'nın
doğrudan halka hizmet eden bir kurum olarak daha çok kat etmesi gerekiyor. Genel
bütçenin %42'si büyüklüğünde bir bütçeye sahip devasa bir kurumun vatandaş
memnuniyetini arttırarak sürdürmesi için sürdürebilir bir kurumsal kültürü ve
personel yapısını oluşturması gerek.
Ancak bunu söylemek zor. Zira, SGK
personel yapısı alarm veriyor.
***
Memurlar iş yüküne boğulmuş
SGK gibi doğmamış hak sahibi bebekten ölmüş sigortalının dul ve yetimlerine
kadar neredeyse tüm vatandaşlara doğrudan hizmet götüren başka kamu kurumu yok.
SGK, 25 bin civarında personel ile çalışmaya devam ediyor. Personel sayısı
yetersiz ve eğitimsiz. Kurumda eğitime neredeyse hiç önem verilmiyor. Oysa
sürekli mevzuat değişiyor ve değişen mevzuatı maalesef takip edemiyoruz. Bu
nedenle de her gün vatandaşla sorunlar yaşıyoruz.
Özellikle eğitim düzeyi ve
mevzuat bilgisi yeterli olmayan memurlar hem kurumun yüzünü karartmakta ve iş
yükünü yanlış işlemlerden dolayı bir kaç kat artırmakta, hem de vatandaşın
mağdur olmasına sebebiyet vermektedir. Bu nedenle eğitimli personele önem
verilmeli ve eğitilmelidir. Çoğu memurlar kurum genelgesini bile okumak
istemiyor. Çünkü motivasyonları ve beklentileri yok.
Büyükşehirlerde Sosyal
Güvenlik Merkezleri'ndeki iş yükü, memuru olduğu kadar kuyruk çilesi çeken
vatandaşları da pes ettiriyor. Bunun çaresi belli SGK personelini arttırmak,
personelin kaliteli bir eğitim alabilmesini sağlamak, mevzuat bilgisini
güçlendirmek ve özlük haklarını düzeltmek gerekiyor. Kurumda yeni başlayan
denetmenlerin büyük bir bölümü başka kurumlara geçti. Yetenekli memurlar sınav
kazanıp başka kurumlara gidiyorlar.
***
Personel kariyer planı yapamıyor
Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına
Dair Genel Yönetmelik'te 27 Mart 2012'de yapılan değişiklikle Sosyal Güvenlik
Merkez Müdürlüğü kadroları görevde yükselme sınavına tabi olmayan istisna
kadrolar arasına alındı. Başka bir deyişle SGK'nın ocağından, mutfağından
yetişen personele kariyer yaparak, mevzuat bilgisini arttırarak sınavla müdür
olma yolu kapatıldı. SGK memurları bu durumu, normal olarak kariyer ve görevde
yükselme dönemi bitti mi diye değerlendiriyor. Şeflik sınav şartlarının hatalı
belirlenmesinden dolayı birçok genç memur şeflik sınavına giremiyor. Oysa sınava
belli yılı dolduran herkes katılabilmeli ve genç memurlara da bu yol açılmalı.
Ancak bir diğer açıdan bakıldığında ise aslında SGK'da şef olmanın hiçbir
cazibesi de kalmamış durumda. Personel üç kuruş denilebilecek 50 Lira fazla maaş
alarak tüm sorumluluğu almak istemiyor. Çünkü şef olmak yükselmek için yeterli
bir neden olarak görülmüyor. Liyakatin bir önemi olmadığı görülüyor. Çok çalışan
ve mevzuatını en ince ayrıntısına kadar bilen bir şef müdürlük veya müdür
yardımcılığı için hiç bir şansa sahip olamıyor.
SGK'da Maliye'deki gibi
"uzmanlık" sistemi ise bulunmamakta. Memurlar yüksek uzmanlık gerektiren işlerde
çalışıyor ancak on yıllık memur ile yeni memur arasında nerede ise hiçbir maaş
farkı yok. Oysa aynen Gelir İdaresi Başkanlığı'ndaki "Gelir Uzmanlığı" gibi;
"İcra Uzmanlığı", "Sigorta Primleri Uzmanlığı", "Hukuk Uzmanlığı" gibi unvanlar
tesis edilmiş olsa hem SGK personeli kariyer planı yapabilecek ve daha nitelikli
ve kaliteli hizmet verecek, hem de kurum yetişmiş ve yetenekli personelini
kaybetmeyecek.
***
SGK personel yapısı kan kaybediyor
Sosyal Güvenlik Kurumu Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği
Yönetmeliği'nin 13'üncü maddesi uyarınca ilan edilen atama yapılacak boş kadro
sayısının üç katını geçemiyor. Bu hüküm yüzünden On yıldır kurumda çalışan,
işveren memurluğu gibi SGK'nın belkemiği bir kadroda çalışmasına ve mevzuatı iyi
öğrenmiş olmasına karşın görevde yükselme eğitimine kabul edilmiyor ve yükselme
sınavına giremiyor.
Başka kurumlara memur olarak geçmek için fırsat
kolluyor. SGK'nın daha bir yıl önce aldığı sözleşmeli personelden nerede ise
kimse kalmamış bulunmaktadır.
Oysa sosyal güvenlik mevzuatı uzun sürede
öğrenilen karmaşık bir mevzuat. Tüm işlemleri bilen tam teçhizatlı bir işveren
memurunu, bir sigortalı tescil memurunu yetiştirmek SGK'nın 3-5 yılına mal
oluyor. Kurumun yetişmiş personelini kaybetmesi SGK gibi doğrudan 75 milyona
hizmet veren bir kurumun hizmet kalitesini de oldukça düşürüyor.
***
Denetim iş yüküne boğulmuş durumda
SGK'nın denetim birimleri de içler acısı halde ve personel yapısının
zaaflarının cezasını çekiyor. Yetişmiş personelin kurumu terk etmesi nedeniyle
kalan personel inisiyatif almayarak her türlü işi denetim birimlerine
gönderiyor, vatandaşın iş ve işlemleri gecikiyor. Memurlar kariyer planı
yapamadıkları için eğitime zaman ayırmayınca, bütün sorumluluğu denetmenlere
atmak için olur olmaz her şeyi denetmenlere göndermekte, bu da Denetmenlerin iş
yükünü ciddi şekilde artırmaktadır. Yapması gereken sahte işyerleri, sahte
sigortalılık denetimlerini yapmaya fırsat bulamıyorlar. Bitirilmesi imkansız
olan bu iş yükü yüzünden SGK'nın gerçekten yapması gereken denetimler aksıyor.
Olan ise yine vatandaşa oluyor.
Büyükşehirlerde bir tek binada görevli
olmayan denetmenler etkin bir şekilde çalışamıyor, meslek kültürü oluşturamıyor.
Gereksiz iş yüküne boğulmuş denetim ve teftiş birimleri mesleklerinde
yardımcılarını yetiştirmeye dahi fırsat kalmıyor. Oysa sahte işyerleri gibi
karadelikler yüzünden SGK bütçesi açığı her yıl daha da artıyor.
***
SGK nasıl kurtulur?
SGK'nın sağlıklı işlemesi ülkemiz için stratejik öneme haizdir. SGK kadar
vatandaşın birebir devletle yüz yüze geldiği ve doğrudan hizmet aldığı kurum
sayısı azdır. SGK'nın kurtulmasının üç yolu var:
1- Sağlıklı bir personel
yapısını oluşturmak ve personel sayısını vatandaş memnuniyetini sağlayacak
ölçüde arttırmak zorunludur.
2- Denetimin güçlendirilmesi, gereksiz iş
yükünden kurtarılması ve etkinleştirilmesi gereklidir.
3- Denetim elemanı
sayısının gecikmeksizin arttırılarak katlanması gerekmektedir.
4- SGK taşra
uzmanlığı sistemine acil bir şekilde geçmeli, personel yapısındaki kan kaybını
durdurmalıdır.
5- Mevzuat hazırlıkları yapılırken hem müdürlüklerden hem de
sahada uygulama yapan kişilerden eksiklik ve hatalar konusunda bilgi alınarak
hatalı ve yanlış uygulamalar bir an önce düzeltilmelidir.
Çalışma ve sosyal
güvenlik alanında yaptığı başarılı çalışmaları ve vizyonu ile kabinenin en
nitelikli üyelerinden olan Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'nın SGK gibi
ülkemizin stratejik bir kurumunun sağlıklı çalışması için gerekli tedbirleri
atması önem taşımaktadır" deniyor.
Bu kurum hepimizin. Herkes kapısının
önünü süpürse SGK'da hiç bir sorun kalmaz. Yeter ki bu işe gönlünü koymuş
insanlar olsun.
Bu makalenin içeriği www.resulkurt.com adresinden alınmaktadır.