Okurumuz Serkan Yıldırım "merhaba Resul bey, size bir konu hakkında danışmak istiyorum. Benim özel bir iş yerinden 01.06.1995 sigorta başlangıcım var. Bu iş yerinde yaklaşık 6 aylık çalışma süremden sonra askerlik nedeniyle ayrıldım. Fakat SGK bilgisayar sisteminde bu çalıştığım süre zarfındaki primlerim gözükmüyor. 1998 yılında başladığım başka bir işyerinden itibaren primler gözükmekte. 2 ay önce sigortada bir evrak için bulunduğumda sorun olacağını söylediler ve ilk sigorta başlangıcımın yapıldığı Fatih Sigorta Müdürlüğü'ne başvurmamı söylediler. Ben de Fatih Sigorta Müdürlüğü'ne bir dilekçe yazarak başvurdum. Ama 2 aydır henüz bir cevap gelmedi. Başvuru dilekçeme ilk sigortalı işe giriş bildirgesi ve sigorta kartımın fotokopisini iliştirip verdim. İş yeri tarafından prim ödenmemiş olmasını da öngörmüyorum. Çünkü o işyerinde çalıştığım süre içerisinde bir rahatsızlığımdan dolayı Samatya SSK Hastanesi'nde 4 gün yatarak tedavi gördüm ve 15 gün istirahat alarak taburcu oldum. Tabi hastanede tedavi olurken işyerinden vizite kağıdı da götürmüştük. Ayrıca bu istirahat bitiminde işbaşı yaptım ve 1.5 ay kadar sonrada Fatih Sigorta Müdürlüğü'den istirahatlı olduğum sürenin ücretini bile almıştım. Prim ödenmemiş olsaydı herhalde bu sırada sorun çıkardı. Dilekçeyle başvurumdan 20 gün sonra sigortayı arayıp sorduğumda henüz bir sonuç çıkmadı dediler ve şu an 2 ay oldu. Ne yapmam gerekiyor?" diyor.
Özellikle 15-20 yıl öncesinde bilgisayar sistemlerinin yeterince kullanılmaması ve işlemlerin manuel kağıt ortamında yeterince kontrol olmadan yapılmış olmasından dolayı ciddi hatalar ve yanlışlar yapılmıştır. Öyle ki, Alinin primi Veli'ye, Veli'nin ki Hasan'a yatabildiği gibi, bazen de işverenler aylık bildirge verip, dört aylık dönem bordrosu vermemekte ya da verdikleri dönem bordrolarında yer alan bilgiler çakıştığı için işleme alınmamış olabilecektir.
Bazen de, dönem bordrolarında SSK sigorta sicil numarası yanlış veya hatalı yazıldığı için yine prim günleri bir başka kişinin üzerinde görünebiliyor.
İşte bu bilgiler ışığında Fatih SGK Müdürlüğü'nün arşivlerinde dört aylık dönem bordrolarını bularak konuyu açıklığa kavuşturması gerekiyor.
Vergi indirim belgesi alanlar yaş beklemeden emekli olur.
Gelir Vergisi Kanunu'nun 31'inci maddesine göre, çalışma gücünün asgarî %80'ini kaybetmiş bulunan hizmet erbabı (4/a ve 4/c sigortalısı) birinci derece sakat, asgarî %60'ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ikinci derece sakat, asgarî %40'ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ise üçüncü derece sakat sayılmakta ve Gelir Vergisi Genel Tebliği'nde belirlenen aylık tutarlar, hizmet erbabının vergi matrahından indirilmektedir. 2012 yılı için tespit edilen sakatlık indirimi tutarı, birinci derece sakatlar için 770 TL, ikinci derece sakatlar için 380 TL, üçüncü derece sakatlar için 180 TL olarak belirlenmiştir.
Engellilere tanınan pozitif ayrımcılık, ödeyecekleri verginin çalışma gücü tam olanlara nispeten daha az olmasıyla sınırlı değildir. Engelliler çalışma yaşamında, emekli olma şartları açısından da özellikle korunmuştur. Vergi indirim belgesi alanlar yaş beklemeden diğer koşulları yerine getirdiğinde emekli olabilmektedir. 5510 Sayılı Kanunu'nun geçici 10'uncu maddesi (2) fıkrası hükmüne göre, bu kanunun yürürlük tarihinden önce sigortalı olup bu kanunun yürürlük tarihinden önce veya sonra sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanmaya hak kazanmış durumda olan sigortalılar hakkında, 506 sayılı Kanun'un mülga 60'ıncı maddesinin (c) bendinin (b) alt bendi ve geçici 87'nci maddesine göre işlem yapılacağı hüküm altına alınmış olup, engellilerin 506 sayılı Kanun'da öngörülen aylığa hak kazanma koşulları aynen korunmuştur. 5510 sayılı Kanun, 506 sayılı Kanun'un geçici 87'nci maddesine atıfta bulunduğundan, 2008 yılı Ekim ayı başından önce sigortalı olan engellilere, vergi indirim belgesini hangi tarihte aldığının üzerinde durulmaksızın aşağıda belirtilen şartlara göre aylık bağlanacaktır.
Bu makalenin içeriği www.resulkurt.com adresinden alınmaktadır.