Sermayenin ve üretimin hızlı bir şekilde globalleşmesiyle birlikte, üretim ve yatırım avantajı sağlayan ülkelerde istihdam ve rekabet gücü artmaktadır.
Günün şartlarına uyum sağlayamayan ülkelerse hem yatırımlardan mahrum kalmakta ve hem de rekabet gücünü kaybetmektedir.
Dolayısıyla ülkemizde de yatırım çekilmesi için bir takım teşvikler uygulanmaktadır.
Sosyal güvenlik finansmanının büyük çoğunluğunu ücretler üzerinden alınan sigorta primleri oluşturmaktadır. Ülkemiz sosyal güvenlik sistemine göre hem işçi hem işverenden sosyal sigorta primi kesilmektedir. Kural olarak, 4/(a) kapsamında sigortalı olanlara ait sigorta prim kesintisini yapmak ve bu primleri SGK’ya ödemek, işverenin yükümlülüğüdür.
Ücretten yapılan yasal kesintiler dört ana unsurdan oluşuyor, bunlar, sosyal sigortalar primi, işsizlik sigortası primi, gelir vergisi, damga vergisidir. Bu kesintiler aynı zamanda işverenin üzerindeki işçilik maliyetinin de ana unsurlarıdır.
Ücretler üzerindeki maliyetlerin artması, işverenlerin kayıt dışı istihdamı tercih etmesine neden olduğu gibi, işverenin yatırım ve buna bağlı olarak istihdam kararını da olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle ülkelerin en önemli istihdam politikalarından biri de istihdam maliyetlerinin azaltılarak kayıtlı istihdamın teşvik edilmesidir.
İstihdam maliyetlerinin azaltılması sigorta prim teşvikleri yoluyla sağlanır. SGK’ya ödenmesi zorunlu olan prim oranlarının tamamından veya bir kısmından vazgeçilmesi yoluyla teşvik sağlanır; bunun karşılığında ise işverenin SGK yükümlülüklerini zamanında yerine getirmesi beklenir.
Türkiye uygulanan sigorta prim teşviklerinin genel olarak amaçları şöyledir; belli sektörlere yatırım yapılmasını sağlamak, teknolojik gelişimi sağlamak, ARGE yatırımlarını artırmak, genç, kadın ve engelli bireylerin istihdam edilmesini sağlamak, işsizlik oranının düşürülmesi ve kayıt dışı istihdamın azaltılmasıdır.
Sosyal sigorta prim teşvikleri, işverenlerin işçilik maliyetinde indirim sağlayarak yeni istihdama olanak sağlamaktadır. Bu yönüyle sigorta prim teşvikleri, öncelikle işsizliğin azaltılmasında önemli bir rol oynamaktadır.
Sigorta prim teşvikleri işçilik maliyetlerinde indirimi amaçlamaktadır. Bu nedenle işçi ücretlerinde artış yaratmamaktadır. Sosyal sigortalar prim teşvikleri, işçiler için ek bir kazanç sağlamaz, işçilik maliyetinin azaltır. Sigorta prim teşvikleri, istihdamın artmasının yanı sıra yatırım imkanlarına olanak sağlar. Bölgesel gelişmişlik farkı olan yerlere yatırım yapan işverenlerin desteklenmesi, bölgeler arasında sosyal ve ekonomik adaletin sağlanmasına destek olmaktadır.
Sigorta prim teşviklerinin bazıları belirli bir cinsiyetin ya da toplumsal gruba ait bireylerin istihdam edilmesine yönelik verilir. Bu şekilde işgücü piyasasına girmekte olan zorluk çeken dezavantajlı grupların (gençler-kadınlar ve engelli bireylerin) işgücü piyasasına girmesine yardımcı olur.
Sigorta prim teşviklerinin yararlanma şartlarının genelinde SGK yükümlülüklerinin yerine getirilmesi vardır. Örneğin, işverenin kayıt dışı veya sahte sigortalı çalıştırmaması, prim ve primine ilişkin borcun bulunmaması ve tahakkuk eden prim borçlarının zamanında ödenmesi bunlardan bazılarıdır. SGK prim teşvikleri kayıtlı istihdamı sağladığı gibi sosyal güvenlik bilincinin oluşmasına katkı sağlamaktadır.
Piyasa koşullarına uyum sağlamak ve ekonomik iyileşmeyi sağlamak üzere teknolojik gelişmelerin takip edilmesi ve bu alandaki yatırımların desteklenmesi gerekir. Özellikle araştırma-geliştirme ve tasarım faaliyetlerine yönelik yapılan yatırımların öncelikli değerlendirilmesi şarttır. Bu tür özellikli yatırım alanlarına sağlanan sosyal prim teşvikleri, güçlü bir ekonomik yapıyı desteklemektedir.
Son yıllarda artan bir oranda sanayinin doğu Avrupa ülkelerine kaydığını görmüş olmaktan dolayı üzüldüğü belirtmeliyim. Türkiye’de yatırım yerine neden bu ülkelerin tercih edildiğinin ivedilikle araştırılması gerekiyor. Maalesef bürokratik oligarşi sanayiciyi ürkütmek ve kaçırmak için elinden geleni yapıyor.
Son olarak sanayinin her türlü teşviklerle ve diğer sektörlere oranla çok daha fazla oranda desteklenmesinin önemini belirtmeliyim. Bu kapsamda başta İstanbul ve Ankara Sanayi Odaları olmak üzere tüm sanayici örgütlerinin bu yöndeki talep ve beklentileri özenle değerlendirilmelidir. Unutulmamalıdır ki, bir sanayi işçisi 10 hizmet işçisini de istihdam ettirmektedir.
Bu makalenin içeriği www.resulkurt.com adresinden alınmaktadır.