Gazetelerde bir haber dikkatimi çekti. TBMM Dilekçe Komisyonu’na yapılan
talep veya şikayet başvurularında ilk sırayı Sosyal Güvenlik Kurumu alıyormuş.
Komisyona verilen dilekçelerden yüzde 11’inin Sosyal Güvenlik
Kurumu’nu şikayet içerikli olmasına nedense hiç şaşırmadım. Buradan gerçekten
iyiniyetli ve özverili bir çabayla gece yarılarına kadar vatandaşa hizmet etmek
için çalıştığını çok iyi bildiğim SGK personelini tenzih ediyorum.
Sosyal güvenliğin yeniden yapılandırılarak vatandaşlara daha kaliteli hizmet
verilmesi için hepimizin büyük umutlar bağladığı SGK, maalesef yaptığı akıl
almaz uygulamalarla vatandaşı üzen bir kurum haline gelmiş.
Öyle ki,
SGK’nın hataları ve yanlışları yaza yaza bitmiyor. Ancak SGK da hatalarından bir
türlü ders alıp vatandaş odaklı ve kaliteli hizmeti verilmesini bir türlü
uygulamaya koyamıyor. Hep vatandaşı üzüyor, hep yoruyor. Arada bir sevindirse de
bu uzun sürmüyor bir kaç güne kadar sevinçlerini kursaklarında bırakacak yeni
bir olaya imza atıyor. Dolandırıcılar çalışıyormuş gibi gösterdikleri sahte
işyerlerindeki, temizlik, güvenlik gibi gerçek işyerlerindeki prim borçlarını
yıllarca ödemeyerek SGK’yı sömürürken, SGK yönetimi sağır sultanın bile duyduğu
bu yolsuzluklara kulaklarını tıkamış durumda. Mevzuattaki yanlış uygulamalara,
hatalara yapılan öneri ve eleştirilere de burun kıvırmakta.
Aynı hedef
kitleye hizmet veren Maliye Bakanlığı ve Türkiye İş Kurumu hizmetlerinden
vatandaşların bir şikayet ve yakınmasının olmaması ise sevindirici.
Geçen yıl Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Sayın Faruk Çelik’in Türkiye
İş Kurumu ve Bölge Çalışma Müdürlükleri’ni birleştirmesi sonrasında Çalışma ve
İş Kurumu İl Müdürlükleri olarak hizmet verilmesini müteakip vatandaş
memnuniyetinde ve hizmet kalitesinde de çok önemli bir farklılık yaşanmaya
başlandı.
Özellikle Türkiye İş Kurumu (İş-Kur) ve taşra birimleri
vatandaş odaklı hizmet ve uygulamalarla doğru yönetimin nasıl olması gerektiğini
gösteriyor. Elbette İş-Kur teşekkürü de hak ediyor.
Herhalde TBMM’den
de tescillenen bu durumun neticesinde artık SGK’nın şapkasını önüne koyup ‘Biz
nerde hata yaptık’ demesi gerekiyor. Ama bu memnuniyetsizlikte olan vatandaşa
oluyor.
Sigortasız çalışma erken emekli eder mi?
Okurumuz Nurdan Turgut Şimşek “Üniversitedeyken 1998 yılının yaz
ayında okul stajı adı altında bir mali müşavirin yanında staj yaptım. Bu staj
süresince SSK yapılmadı ve ücret ödenmedi. 2001 yılında okulu bitirdim ve SSK
başlangıcım 2001 oldu. Acaba stajımı yaptığım kişiyi mahkemeye versem SSK
başlangıç tarihim sizce değişir mi? 2001 yılına göre 7000 iş günü+58 yaşla
emekli oluyorum, erken olursa daha erken emekli olacağım?” diyor.
Stajın nasıl yapılmış olduğu önemli. O yıllarda öğrenim gördüğü okuldan staj
belgesi bulunanlar sigortalı yapılmıyordu. Yani, 1998 yılında okul tarafından
staj yaptırıldı iseniz sigortalı olmamanızda ve ücret ödenmemesinde bir
yanlışlık yok.
Eğer stajı okul değil de kendiniz iş öğrenmek için
yaptıysanız, o zaman da sizi sigortalı yapmaları gerekiyordu. Okulla bağlantılı
olmadan kendi çabalarınızla yapılan stajların normal çalışmadan bir farkı yoktu.
Ancak sigortalı yapılmadı iseniz beş yıllık zaman aşımı söz konusu olduğundan
dava açılması da mümkün görünmüyor. Beş yıllık zaman aşımı dolmamış olsaydı
yargı kararıyla sigortasız geçen günleri Dolayısıyla zamanaşımından dolayı
hizmet tespit davası da açılamayacağından, okurumuz daha erken emekli
olamayacak.