Okurumuz Sabriya Yalçın, “Eşimin 3600 gün SSK primi mevcuttu. 58 yaşını
beklemekteyken vefat etti. Henüz 3 yaşına girecek çocuğuma eşimin emekli maaşı
bağlanabilir mi? Ben TC Emekli Sandığı emeklisiyim. Öz babam ve öz annemi de
birkaç sene önce kaybettim, Acaba onların emekli maaşı bana bağlanacak mı?”
diyor.
Vefat eden işten dul aylığı bağlanması için 5 yıl sigortalılık
süresi ve borçlanmalar hariç en az 900 gün prim ödemesi şartları aranmaktadır.
Okurumuzun eşinin 3600 gün prim ödemesi bulunduğundan dolayı dul aylığı
bağlanabilecektir. Ölüm (dul) aylığı bağlanabilmesi için ölüm tarihinde vefat
eden sigortalı ile resmi nikah bulunması gereklidir. Resmi nikahlı olmayan, halk
arasında adıyla imam nikahlı eşlere dul aylığı bağlanmamaktadır.
Dul
eş, kendi çalışmalarından dolayı emekli aylığı bağlanmış veya çalışıyor olsa
dahi evlenmediği sürece eşinden dolayı dul aylığı alabilecektir.
Ayrıca, vefat eden sigortalının çocuklarına da ölüm (yetim) aylığı
bağlanmaktadır. Kız ve erkek çocuklar için koşullar farklı olup, öğrenim
görmeyen erkek çocuklar 18 yaşını, lise öğrenimi gören erkek çocuklar 20 yaşını
ve üniversite öğrenimi gören erkek çocuklar ise 25 yaşını dolduruncaya kadar
yetim aylığı alabilirler. Kız çocuklar ise öğrenim görüp görmediklerine
bakılmaksızın çalışmadıkları, emekli olmadıkları ve evlenmedikleri sürece yetim
aylığı alabilmektedir.
T.C. Emekli Sandığı emeklisi okurumuzun SSK
emeklisi iken vefat eden anne-babasından dolayı yetim aylığı alması mümkün
değildir. Çünkü yetim aylığı bağlanabilmesi için kendi çalışmalarından dolayı
aylık/gelir almıyor olması gerekmektedir.
SGK hata yapmış
Okurumuz Hümeyra Konya “Bir mükellefimize SGK’dan ihbarname geldi. Bir
yabancı çalışana alınan çalışma izin belgesinin alındığı tarih itibariyle ve ya
çalışma izin belgesini tebliğ aldığı tarih itibariyle sigorta başlangıcı
yapılması gerektiği bildirilerek ek APHB verilmesi söylendi ve teşviklerimiz
kapatıldı. Biz çalışma izin belgesini aldıktan sonra ikametgah başvurusu yapıp
bir ay içinde de işe girişi yapmıştık bize 2012/22 sayılı e-posta gerekçe
gösterilerek haksız olduğumuz söyleniyor ne yapmamız gerekir?” diyor.
Öncelikle SGK’nın zaman zaman mevzuatın ayrıntılı incelenmemesinden dolayı
hatalı kararları olabildiği gibi, bazen de memurların yeterli eğitim verilmemiş
olmasından dolayı da hatalı uygulamalar olabilmektedir. Çalışma izni alınması
yeterli olmayıp aynı zamanda söz konusu çalışma izni alınan kişinin de fiilen
çalışmaya başlaması gerekmektedir. Çalışma izni alınan kişi bir ay içinde işe
başladığında işe girişi yapılmış ise süresinde işe giriş yapılmış sayılacaktır.
Çalışma izni alınan kişinin yurtdışında olmasından dolayı fiilen işe
başlayamadığı durumlarda, çalışma izin belgesinin şirkete ulaşıncaya kadar geçen
sürede kişi fiilen çalışmadığında sigortalı yapılması mümkün değildir. Kaldı ki,
Türkiye’de çalışma izninin postaya verildikten sonra ancak 10-15 gün içinde
ilgili şirketlere ulaşabilmektedir. SGK sanki postaya verilmesinden sonra arada
geçen süreyi bilmemesi, dahası işe giriş işlemleri en geç bir ay içinde olmak
üzere çalışmaya başlamadan bir gün önce yapıldığında da süresinde yapılmış
sayılacaktır.
Sanıyorum SGK tarafında bir yanlış anlama var. Bu konuda
SGK’da çok yanlışlıklar yapılıyor. Buradan da kurumun hatalı işlemleri önlemek
için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü’den yabancı
çalışma izinlerine ilişkin uygulamaları ayrıntılı olarak tespit edip, kurum
mevzuatını da buna göre yeniden düzenlemesinde yarar var. Yazılı olarak itiraz
edip, SGK başkanlığından görüş alınmasını talep ediniz. Yani siz değil, SGK
haksızdır.
Bu makalenin içeriği www.resulkurt.com adresinden alınmaktadır.