Bilindiği
üzere çalışanlar için dinlenme hakkı Anayasal bir haktır. Anayasamızda
çalışanların dinlenme hakkına sahip olduklarını, ücretli hafta ve bayram
tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve şartlarının kanunla
düzenleneceği hüküm altına alınmıştır.
Bu
doğrultuda, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 53'üncü ve takip eden
maddelerinde ve Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği'nde ücretli yıllık izin
hakkı ve şartları düzenlenmektedir.
4857
sayılı İş Kanunu'nun "Yıllık ücretli izin hakkı ve izin süreleri"
başlıklı 53'üncü maddesinde, "İşyerinde işe başladığı günden itibaren,
deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan
işçilere yıllık ücretli izin verilir." hükmü yer almaktadır.
İşçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi, kıdem süresi;
* 1 yıldan 5 yıla kadar (5 yıl dahil) olanlara 14 günden,
* 5 yıldan fazla 15 yıldan az olanlara 20 günden,
* 15 yıl (dahil) ve daha fazla olanlara 26 günden,
az olamayacaktır.
Yer altı işlerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izin süreleri dörder gün arttırılarak uygulanmalıdır.
Ancak
18 ve daha küçük yaştaki işçilerle, 50 ve daha yukarı yaştaki işçilere
verilecek yıllık ücretli izin süresi 20 günden az olamayacaktır.
Yıllık
ücretli izin hükümleri, işçiler için ekonomik ve sosyal bir hak olarak
İş Kanunu'nda emredici nitelikte düzenlenmiştir. Ancak buradaki
emredicilik mutlak olmayıp, nispi bir emrediciliktir. Diğer bir ifadeyle
işçi lehine artırılması her zaman mümkün iken; işçi aleyhine düzenleme
yapılması mümkün değildir.
Görüldüğü
gibi işçilerin yıllık izin sürelerine ilişkin alt sınır Kanun ile
belirlenmiş olmasına karşın, üst sınır belirtilmemiştir. Diğer bir
anlatımla yıllık izin süreleri işçilerin lehine her zaman
genişletilebilir. Nihayetinde, yıllık izin süreleri iş sözleşmeleri ve
toplu iş sözleşmeleri ile artırılabilir.
İşveren
tarafından, yıllık ücretli iznini kullanan her işçiye, yıllık izin
dönemine ilişkin ücretini, işçinin izine başlamasından önce, peşin
olarak ödemek veya avans olarak vermek zorundadır. İşverenin bu
yükümlülüğüne ilişkin İş Kanunu'nun 57'nci maddesinde ve Yıllık Ücretli
İzin Yönetmeliği'nin 21'inci maddesinde hükümler yer almaktadır.
İşveren,
yıllık ücretli iznini kullanan her işçiye, yıllık izin dönemine ilişkin
ücretini ilgili işçinin izine başlamasından önce peşin olarak ödemek
veya avans olarak vermek zorundadır (4857/57).
İşveren
veya işveren vekili, yıllık ücretli iznini kullanan her işçiye izin
dönemine ilişkin ücreti ile ödenmesi bu döneme rastlayan diğer ücret ve
ücret niteliğindeki haklarını izine başlamadan önce peşin olarak vermek
veya avans olarak ödemek zorundadır (Yıllık Ücretli İzin
Yönetmeliği/21).
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 2025/2024 E., 2025/2487 K., 10.03.2025 tarihli kararı da ilgili hükümleri destekler niteliktedir:
"...4857
sayılı Kanun'un 57/1 hükmü uyarınca işverenin işçinin yıllık izin
dönemine ilişkin ücretinin izinden önce peşinen veya avans olarak ödeme
zorunluluğuna ilişkin yükümlülüğüne aykırı davranışının işçi bakımından
haklı nedenle fesih sebebi teşkil edeceğine..."
Bu
doğrultuda işveren tarafından, yıllık ücretli iznini kullanan her
işçiye, yıllık izin dönemine ilişkin ücretini, işçinin izine
başlamasından önce peşin olarak ödemek veya avans olarak verilmesi bir
zorunluluktur.
İşverenin
bu yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde işçinin haklı nedenle fesih
yetkisi gündeme gelecektir. İş sözleşmesini haklı nedenle fesheden
işçiye kıdem tazminatı ve bakiye yıllık izin ücretinin ödenmesi
gerekecektir.
Son
olarak haklı nedenle fesih, derhal fesih olduğundan, iş sözleşmesini
haklı nedenle fesheden işçinin ihbar sürelerine uyması gerekmemektedir.
İhbar sürelerine uyulmasına gerek olmadığından, ihbar tazminatı gündeme
gelmeyecektir.
Bu makalenin içeriği www.resulkurt.com adresinden alınmaktadır.