Okunma Sayısı : 6044
   
Sizden Gelenler - AYLIK PRİM VE HİZMET BELGESİNİN DAMGA VERGİSİ KARŞISINDAKİ DURUMU
Yayımlanma Tarihi: 19.04.2007
 
AYLIK PRİM VE HİZMET BELGESİNİN DAMGA VERGİSİ KARŞISINDAKİ DURUMU
                                                                                 
Mahmut ÇOLAK
SGK Müfettişi

I-GENEL AÇIKLAMA
 
5035 sayılı Kanunun[1] 29 uncu maddesiyle yapılan düzenlemeyle, 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu[2]’na ekli (1) sayılı tablonun “IV makbuzlar ve diğer kağıtlar” başlıklı bölümünün 2 numaralı fıkrasının sonuna eklenen (d) bendi hükmü ile 01.01.2004 tarihinden itibaren Sosyal Sigortalar Kurumuna[3] verilen sigorta prim bildirgelerinden[4] 8.000.000.-TL[5] damga vergisi alınacağı hüküm altına alınmıştır. Ayrıca, anılan belgenin Internet ortamında gönderilmesi halinde de damga vergisi aranılacaktır. Sosyal sigortalar mevzuatında, prim tahakkuku açısından işlev gören aylık prim ve hizmet belgesinden damga vergisi aranılması ile ilgili olarak herhangi bir yasal düzenleme olmamakla birlikte, 488 sayılı Kanun eki (1) sayılı tabloya eklenen hüküm ile damga vergisine yasal zemin kazandırılmaya çalışılmıştır. 
 
Bu çalışmamızda, işverenlerin Sosyal Sigortalar Kurumuna (Sosyal Güvenlik Kurumu) vermek zorunda olduğu asıl veya ek aylık prim ve hizmet belgeleri ile e-bildirge sözleşmelerinden damga vergisi kesintisi yapılıp yapılmayacağı değerlendirilecektir.
 
II- KURUM TARAFINDAN YAPILAN İŞLEMLER KAVRAMI
 
Kurumun en büyük işlevi, iş kazalarıyla meslek hastalıkları, hastalık, analık, malullük, yaşlılık ve ölüm hallerinde sosyal sigorta yardımları sağlamak olup, sosyal sigorta yardımları ile her çeşit yönetim giderlerini karşılamak üzere, Kurumca işverenler ve sigortalılardan prim alınmaktadır. Prim tahakkuku genel anlamda aylık prim ve hizmet belgesi yolu ile yerine getirilmektedir. Kurumun yaptığı en büyük işlemin aylık prim ve hizmet belgesinin işverenler tarafından beyan esasına dayalı olarak verilip herhangi bir şüphe, ihbar veya şikayet olmaması durumunda Kurumca işleme alınmasıdır.
 
Bir kuruluş veya kurumun işlemleri denilince, o kurum veya kuruluşun Kanun ile belli edilmiş olan görevlerini yapabilmesi için gerekli olan faaliyetleri akla gelir. Bu anlamda işlem veya işlemler kavramı ile görev ve hizmet kavramı arasındaki ilişki kendiliğinden ortaya çıkmış olur. Zira, işleme başvurulmadan bir görev veya hizmetin yapılabilmesi olanağı da düşünülemez. Bu bakımdan 506 sayılı Kanunun 126 ncı madde metninde yer alan “Kurum tarafından yapılan bütün işlemlerle” ibaresinden görevi iş hayatında türlü hallere karşı ilgili sigorta kanununun hükümlerini uygulamak olan Kurumun bu görev ve hizmetleriyle ilgili işlemler anlaşılmak gerekir.[6]
 
Yukarıda bahsedilen ve Kurumun temel olarak yaptığı işleme ilave olarak; karşılıklı olarak verilen ve alınan belge veya işlemleri aşağıdaki şekilde belirtmek mümkündür.
 
a) 506[7]/8-İşverene, Kurumca, işyeri bildirgesinin alındığını bildirir bir belge verilir veya taahhütlü olarak gönderilir.
 
b) 506/12,32,43,52,59,65-Sosyal sigorta olaylarında sigorta yardımları sağlanır.
 
c) 506/29-Haber verme kâğıdında (vizite) bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için, gerekirse Kurumca soruşturma yapılabilir.
 
d) 506/30- Meslek hastalığı ile ilgili bildirmeler üzerine gerekli incelemeler doğrudan doğruya Kurumca yapılır.
 
e) 506/31-Kurum, sigortalıya veya hak sahibi kimselerine bağlanacak gelirleri, yapılan inceleme ve soruşturmalar sonunda ve gerekli belgelerin tamamlandığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde tespit ederek ilgililere yazı ile bildirir.
 
f) 506/72- İş kazalarıyla meslek hastalıkları, hastalık, analık, mâlûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının gerektirdiği her türlü yardım ve ödemelerle her çeşit yönetim giderlerini karşılamak üzere, Kurumca bu kanun hükümlerine göre prim alınır.
 
g) 506/75-Yapılan işin 74 üncü maddede belirtilen tarifeye göre hangi tehlike sınıf ve derecesine girdiği ve ödenecek iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortası primi oranı Kurumca belli edilerek işverene yazı ile bildirilir. Kurum, tespit edilmiş bulunan tehlike sınıf ve derecesini, yaptıracağı incelemelere dayanarak kendiliğinden veya işverenin isteği üzerine değiştirebilir.

h) 506/78- Aynı zamanda, birden fazla işverenin işinde çalışan sigortalıların ücretlerinden kesilen primler, bu madde uyarınca tespit edilen üst sınır üzerinden hesaplanarak miktarı aşarsa, fark, sigortalının müracaatı üzerine hissesi oranında kendisine geri verilir.
 
I) 506/79- Fiilen veya iş yeri kayıtlarından tespit edilecek her türlü bilgiden ya da kamu kuruluşları tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden çalıştığı tespit edilen sigortalılara ait olup, bu Kanun uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgeler Kurumca re'sen düzenlenir ve muhteviyatı sigorta primleri Kurumca tespit edilerek işverene tebliğ edilir.
 
i) 506/84- Yanlış ve yersiz olarak alınmış olduğu anlaşılan primler, alındıkları tarihlerden on yıl geçmemiş ise, hisseleri oranında işverenlere ve sigortalılara geri verilir.
 
j) 506/90- Vizite kağıdı/sağlık belgelerinde yazılı belgelerdeki bilginin eksik veya yanlış olması sebebiyle, sözü edilen fıkralarda belirtilen kimseler için Kurumca yersiz olarak yapılan her türlü masraflar işverene ödetilir.
 
k) 506/115- Kurum, bu kanunda belirtilen sigorta olayları dolayısıyla yapılan soruşturmaların sonucu hakkında Cumhuriyet Savcılıklarından bilgi isteyebilir.
 
III-UYGULAMALAR
 
a) Kurum Uygulaması
 
29.01.2004 tarih ve 16-307 Ek sayılı Genelge ile Kurum; 5035 sayılı Kanunla 488 sayılı Kanunda yapılan düzenleme ile, 01.01.2004 tarihinden itibaren verilecek olan asıl ve ek prim belgeleri dolayısıyla, bu belgelerin ait olduğu aylar üzerinde durulmaksızın 8.000.000.-TL tutarında damga vergisi tahakkuk ettirilmesi, 488 sayılı Kanuna göre resmi daire sayılan kurum ve kuruluşlardan ve ilgili kanunlarda vergiden muaf oldukları öngörülen işverenlerden, bu hususu belgelemeleri kaydıyla, bu işyerlerinden verilen prim belgelerinden dolayı damga vergisi tahakkuku yapılmaması gerekmektedir.
 
b) Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığının Uygulaması
 
Konu hakkındaki görüşü temel olarak 16 No.lu Damga Vergisi Sirküleri ile açıklanmıştır. Bu kapsamda, 488 sayılı Kanunun 8 nci maddesinde tanımlanan resmi daireler ya da damga vergisinden muaf tutulmuş diğer kişi ve kuruluşlar tarafından 5502 sayılı Kanuna göre damga vergisi muafiyeti bulunan Sosyal Güvenlik Kurumuna 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu hükümleri gereğince verilecek sigorta prim bildirgesi niteliğindeki aylık prim ve hizmet belgesi ile bu Kurumla düzenlenecek e-bildirge sözleşmesinin damga vergisine tabi tutulmaması gerekmektedir. Ancak, 488 sayılı Kanuna göre resmi daire sayılmayan ya da damga vergisi muafiyeti bulunmayan kişi ve kuruluşlarca, 5502 sayılı Kanuna göre damga vergisi muafiyeti tanınan Sosyal Güvenlik Kurumuna verilecek aylık prim ve hizmet belgesinin 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun IV-2/e fıkrasına göre maktu damga vergisine, bu Kurumla düzenlenecek e-bildirge sözleşmesinin de belli parayı ihtiva etmesi durumunda I-A/1'inci fıkrasına göre nispi damga vergisine tabi tutulması; söz konusu damga vergisinin kişi konumunda bulunan ya da damga vergisi muafiyeti bulunmayan kişi ve kuruluşlarca ödenmesi; bu kağıtlara ait verginin ödenmemesi veya noksan ödenmesi halinde ise vergi ve cezanın tamamından kişi konumunda bulunan ya da damga vergisi muafiyeti bulunmayan kişi ve kuruluşlarla birlikte Sosyal Güvenlik Kurumunun da müteselsilen sorumlu tutulması gerekmektedir.
 
IV-DEĞERLENDİRME, SONUÇ VE ÖNERİ
 
506 sayılı Kanunun resim, harç ve damga vergisi muaflığı başlığını taşıyan 126 ncı[8] maddesine göre; “Kurum tarafından yapılan bütün işlemlerle bu işlemler için ilgililere verilmesi veya bunlardan alınması gereken her türlü evrak ve belgeler ve bunların suretlerinden hiçbir resim, harç ve damga vergisi alınmaz.”
 
5502 sayılı Kanunun vergi ve fon muafiyeti başlığını taşıyan 36 ncı maddesine göre; “İlgili kanunlarda yer verilmemiş olsa dahi, Kuruma ait taşınır ve taşınmazlar, bunların alım ve satım işlemleri ile Kuruma yapılacak bağış ve yardımlar, Kurumun taraf olduğu davalar, icra kovuşturmaları ile ilâmlar, Kurum tarafından satın alınan taşınmazlar ile ilgili tüm tapu işlemleri, Kurum tarafından yapılan bütün işlemler ve bu işlemler için ilgililere verilmesi veya bunlardan alınması gereken yazı ve belgeler ve bunların suretleri; damga vergisi ve harçlar ile belediyelerde yürütülecek her türlü hizmet karşılığı alınan ücret ve katılma payından müstesnadır.”
 
Gerek 506 sayılı Kanunun 126 ncı gerekse de 5502 sayılı Kanunun 36 ncı maddeleri hükümleri ile özel bir düzenleme yapılmıştır. Bu yasal düzenlemelerden anlaşılan, aylık prim ve hizmet belgesi ile e-bildirge sözleşmesi Kurum tarafından yapılan bir işlem olup, özel bir düzenleme ile damga vergisinden müstesna tutulmuştur. Dolayısıyla, Kurumca yapılan işlemlerden özellikle prim belgelerinin alınması ile e-bildirge sözleşmelerinin yapılması işlemlerinin,  damga vergisine tabi tutulmaması gerekir. Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı da resmi daireler ya da damga vergisinden muaf tutulmuş diğer kişi ve kuruluşlar tarafından 5502 sayılı Kanuna göre damga vergisi muafiyeti bulunan Sosyal Güvenlik Kurumuna verilecek sigorta prim bildirgesi niteliğindeki aylık prim ve hizmet belgesi ile e-bildirge sözleşmesinin damga vergisine tabi tutulmaması görüşünü dillendirdikten sonra, resmi daire sayılmayan ya da damga vergisi muafiyeti bulunmayan kişi ve kuruluşlarca verilen bildirgelerin 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun IV-2/e fıkrasına göre maktu damga vergisine, Kurumla düzenlenecek e-bildirge sözleşmesinin de belli parayı ihtiva etmesi durumunda I-A/1. fıkrasına göre nispi damga vergisine tabi tutulması yönünde uygulamaya yön vermiştir.
 
Kurumun temel işlevlerinin dayanağını oluşturan  prim belgeleri ile e-bildirge sözleşmelerinden damga vergisi kesintisi yapılmayacağı istisna kapsamı içinde iken, 488 sayılı Kanunla anılan özel istisnanın göz ardı edilerek  vergi kapsamına dahil edilmesi çelişkiler oluşturan ve hukuki bütünlüğü zedeleyen bir düzenlemedir.
 
Özel bir mevzuat olan sosyal güvenlik sistematiği içerisinde müstesna tutulan bir işlem için genel hükümleri içeren mevzuat hükümlerine göre işlem yapılması doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Sosyal güvenlik mevzuatı kendine özgü düzenlemeleri olan bir alan olup, sosyal güvenlik mevzuatında açıkça veya hiçbir şekilde  düzenlenmeyen hususlarda genel hükümlere göre işlem yapılması temel bir ilke olarak karşımıza çıkacaktır.
 
Bütün bu getirilen açıklamalar ışığı altında, 01.11.1964 tarihinden beri yürürlükte olan 506 sayılı Kanunun 126 ncı maddesi ile 5502 sayılı Kanunun 36 ncı maddesi hükümleri dikkate alındığında, damga vergisi aranılmayacağı yönünde baskın bir şekilde özel ve belirleyici bir düzenleme varken bunun başka bir kanunla yeni düzenleme yapılıp, özellikle istisna kapsamında olup o işlemi istisna kapsamından çıkartarak mükellefiyet tesis edilmesi, yasalar arası hiyerarşiyi, yasalaşma sürecini ve hukuki güvenliği zedelediği düşünülmekte ve değerlendirilmektedir.
 
Yapılması gereken, 488 sayılı Kanunda değişiklik yapılarak 5502 sayılı Kanuna paralellik sağlanması olmalıdır. İkinci en iyi çözüm metodu olarak, prim bildirgelerinden damga vergisi aranılması gerekiyorsa 5502 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinde açık ve net düzenleme yapılarak, Kuruma temel işlemlerinin tekemmülü için ilgililerden alınması gereken belgeler içerisinde prim bildirgelerinin veya sözleşmelerinin tanımlanmadığı yönünde değişiklikler acilen yapılmalıdır. Son bir alternatif olarak, 5502 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinin yeniden gözden geçirilerek, “Kurum tarafından yapılan bütün işlemler ve bu işlemler için ilgililere verilmesi veya bunlardan alınması gereken yazı ve belgeler ve bunların suretleri; damga vergisi ve harçlar ile belediyelerde yürütülecek her türlü hizmet karşılığı alınan ücret ve katılma payından müstesnadır.” ifadesinin açıklığa kavuşturularak prim bildirgeleri ile sözleşmelerin bu kapsamda değerlendirilip değerlendirilmeyeceği yönünde iradenin net olarak ortaya konulması etüt edilmeli ve değerlendirilmelidir.[9]


[1] 02.01.2004 tarihli 25334 Mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[2] 01.07.1964 tarihinde kabul edilerek, 11.07.1964 tarih ve 11751 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[3] 20.05.2006 tarih ve 26173 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yayımı tarihi itibariyle yürürlüğe giren 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu ile, SOSYAL GÜVENLİK KURUMU (SGK) olarak anılacaktır.
[4] Prim bildirgelerinden kasıt, 01.05.2004 tarihine kadar sosyal sigorta prim matrahını teşkil eden, aylık sigorta primleri bildirgesi ile aylık sosyal güvenlik destek primi bordrosu anlaşılmalıdır. 01.05.2004 tarihinden itibaren ise, prim belgeleri (aylık sigorta primleri bildirgesi, aylık sosyal güvenlik destek primi bordrosu, dört aylık sigorta primleri bordrosu) tek bir belgede birleştirilerek “aylık prim ve hizmet belgesi” adı altında toplanmış olup, bu belgede prim matrahı da düzenlenmiştir.
[5] 2005’te 9,00 YTL, 2006’da 9,80 YTL, 2007’de 10,50 YTL olarak belirlenmiştir.
[6] Y.İBK., 03.03.1975 T., 1975/2 E., 1975/3 K.
[7] 17.07.1964 tarihinde kabul edilerek 29.07.1964 tarih ve 11766 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[8] Yürürlük tarihi: 01.11.1964, 506 sayılı Kanunu oluşturan tasarı, gerekçe ve Yasama meclisleri belgelerine göre; “sosyal sigorta işlemleri dolayısıyla her çeşit evrak ve belgelerin resim ve harçtan muaf olması bu sigortaların mahiyet ve icaplarında bulunduğu” gerekçesiyle Hükümet tasarısında “Kurum tarafından yapılan bütün işlemlerle, bu işlemler için ilgililere verilmesi veya bunlardan alınması gereken rapor, ihbarname, makbuz, ilmühaber, dilekçe, beyanname vesair gibi bütün evrak ve belgeler ile bunların suretleri resim ve harçtan bağışıktır” şeklinde düzenlenmiş olan 126 ncı madde hükmü, Cumhuriyet Senatosu Sosyal İşler Komisyonunda yapılmış olan değişiklikle yürürlükteki haline getirilerek kanunlaşmış ve değişiklik nedeni olarak komisyon raporunda “ maddede geçen  rapor, ihbarname, makbuz, ilmühaber, dilekçe, beyanname” kelimeleri yerine bunları kapsayacak olan “ her türlü evrak ve belgeler” ibaresi konulmak suretiyle maddenin yeniden redakte edildiğine işaret edilmiştir (ERTÜRK Erkan, Sosyal Sigortalar Kanunu Uygulaması, Turhan Kitabevi, Ankara 1999).
[9] ÇOLAK Mahmut, Sosyal Güvenlik Kurumuna Verilen Aylık Prim ve Hizmet Belgesinden Vergi Kesintisi Yapılabilir mi?, Yaklaşım Dergisi, Mart 2007, Sayı:171
 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı