Bankaların Sosyal Güvenlik Kurumuna Bildirim Yükümlülüğü
İlkay SUVAKÇI*
1. Giriş
1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile sosyal güvenlik hizmetlerinde köklü değişikliklere gidilmiştir. Zira 28 Eylül 2008 tarih ve 27011 sayılı Resmi Gazete ile yayımlanan 5510 Sayılı Kanunun 8 inci Maddesinin Yedinci Fıkrasının Uygulanması Hakkında Tebliğ ve 5510 Sayılı Kanunun 100 üncü Maddesinin Uygulanması Hakkında Tebliğ ile bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, gerçek ve tüzel kişiler, kamu kurumları, kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlardan bilgi ve belge isteme yetkisine ilişkin açıklamalar yapılmıştır.
Makalemizde 5510 sayılı Kanun ile getirilen bankaların SGK’ya bilgi ve belge bildirim yükümlülüğü ile özel hayatın gizliliği konusundaki Anayasa’ya ve Bankacılık Kanunu’na aykırılık konusuna değinilmiştir.
2. 5510 Sayılı Kanun ile SGK’ya Bildirilecek İşlemler
Bankalar aşağıda belirtilen bilgileri (sigortalılık kaydına bakılmaksızın) sigortalılık kontrolü için SGK tarafından belirlenecek dönem ve elektronik ortamda verilecek şifreler aracılığıyla SGK’ya göndereceklerdir.
SGK’ya bildirilecek işlemler
-
İlk defa mevduat hesabı açtırılması,
-
Tüm kredi taleplerinin sonuçlandırılması,
-
Kredi kartı verilmesi,
-
Çek karnesi verilmesi,
-
Mevduat hesabı bulunan kişilerin bilgilerinde değişiklik olması,
-
Havale işlemleri,
-
Telefon, su ve elektrik faturası tahsili gibi diğer işlemler,
-
SGK’ca talep edilmesi halinde, 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesi gereğince (Sigortalı sayılan kişiler) SGK’ca aile içindeki geliri, kişi başına düşen aylık tutarı asgari ücretin üçte birinden az vatandaşların bu miktarların üzerinde banka hesaplarında paralarının bulunup bulunmadığı bilgisinin kimlik bilgileri ile birlikte elektronik ortamda SGK’ya verilmesi sağlanır,
-
Bankaların veri tabanı kullanılarak, SGK’ya borçlarını vadesinde ödemeyen borçluların, işyeri ve ikamet adresleri ile hesap bilgileri ve hareketlerinin SGK’ca yetkilendirilen personele internet ortamında görüntülenmesi sağlanır,
-
SGK’ca, gerekli alt yapının sağlanması ile SGK’ya borçlu olanların, bankalardaki hesaplarına elektronik ortamda haciz konularak, hacze tabi meblağların SGK hesaplarına aktarılması sağlanır,
-
SGK’ca talep edilmesi ve işveren ile çalışanı arasında sigortalılık ilişkisinin tespiti amacıyla, ücret ödemesinin vadesiz mevduat üzerinden yapılması durumunda, mevduat sahibi ve para yatırılan kişinin ya da havale ile yapılması durumunda da havale gönderen ile havaleyi alanlara ait kimlik bilgileri SGK’ya bildirilir,
-
Tüketici kredisi talebinde bulunan ve bir işyerinde hizmet akdiyle çalışanlardan istenen maaş ücret bordrosunun SGK’nın internet sitesinden ödenen prim miktarları karşılaştırılarak eksik bildirimde bulunanların SGK’ya bildirilmesi sağlanır.
-
SGK’ya borcu bulunanların ticari kredi talepleri SGK’ya bildirilir.
Bu işlemler gerek bankaya bizzat gidilerek gerekse de internet ve telefon bankacılığı aracılığıyla olmasına bakılmaksızın bildirilecektir.
Bankalar bu işlemleri yaparken başvuru sahibinden meslek bilgilerini ve çalışılan yerin unvanı ve açık adresini alacaklardır.
3. Bildirim Dönemi
Bankalardan yukarıda bahsedilen bilgi ve belgeler 01.10.2008 tarihinden sonra yapılacak işlemler için alınmaya başlanır. Takvim ayı içerisinde alınan bilgiler takip eden ayın 5 inci iş gününün mesai saati (cuma günü, saat: 17:30) sonuna kadar SGK’ya bildirilir.
4. Gelir ve Aylık Ödemesi Yapan Bankalarca SGK’ya Yapılacak Bildirimler
Gelir ve aylık ödemesi yapan bankalarca;
a. Her ay hesaplar kontrol edilerek, geriye yönelik 6 aylık periyotlarda hareket görmeyen kayıtlar elektronik ortamda SGK’ya bildirilir,
b. Bir defaya mahsus ödenmek üzere gönderilen toptan ödemeler ve vereselerin, her ay geriye yönelik 6 aylık periyotlarda kontrol edilmesi sonucunda ödemesi yapılmayanların tespiti yapılarak elektronik ortamda SGK’ya iadesi sağlanır,
c. Gelir ve aylık sahiplerinin maaş hesapları, görüntüleme amaçlı olarak SGK’ya açılır,
d. Gelir ve aylık sahiplerine ATM kartı verilirken, bankalarla yapılacak sözleşmelerde, “kartla yersiz çekilen tutarların ilgilinin birinci derece akrabalarından tahsil edileceği”ne ilişkin hükmün yer alması sağlanır,
e. Gelir ve aylık ödemesinin kanuni temsilcilere yapılması durumunda, gerek kanuni temsilci değişiklikleri gerekse temsil sürelerinin sona ermesine ilişkin bilgiler elektronik ortamda SGK’ya bildirilir,
f. Hak edilen gelir ve aylıkların SGK tarafından sehven farklı bir bankaya gönderilmesi ve ödeme yapıldıktan sonra adres değişikliği olması durumunda, bu tür ödemelerin Ziraat Bankası şubelerince yapılması sağlanır,
g. SGK’dan gelir ve aylık alanlardan yapılan icra ve diğer kesinti iadelerinin, “icra dairesi”, “kurum adı”, “icra dosya numarası” ve “kesinti dönemi” bilgilerini de ihtiva edecek şekilde ve elektronik ortamda SGK’ya bildirilmesi sağlanır.
5. Özel Hayatın Gizliliği Sorunu
5.1. Bildirimlerin, Anayasa’nın 20 nci Maddesi’nde Düzenlenen Özel Hayatın Gizliliği
Karşısındaki Durumu
İki tebliğde de kişilerin tüm bilgi ve belgelerinin SGK’ya gönderilebileceği belirtilmektedir.
Anayasa’nın 20 nci maddesinde Özel Hayatın Gizliliği açıklanmıştır. Anayasa’nın 20. maddesinde;
“Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.
Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak, usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar.”
denilmektedir.
Her iki tebliğinde Anayasa’nın 20 nci maddesine aykırı olduğu aşikar durumdadır.
5.2. Bildirimlerin, Bankacılık Kanunu’nda Tanımlanan Sırların Saklanmasına İlişkin Maddesi Karşısındaki Durumu
Banka aracılığıyla işlem yapılmasındaki en önemli etken bankalara duyulan güvendir.
Bu güven bankacılık sistemi aracılığıyla yapılan işlemlerin gizli olarak tutulmasıyla sağlanmaktadır. Bu güvenin sağlanabilmesi amacıyla 5471 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 73 üncü maddesinde Sırların Saklanması açıklanmıştır. 5471 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 73 üncü maddesinde,
“Kurul başkan ve üyeleri ile Kurum personeli, Fon Kurulu başkan ve üyeleri ile Fon personeli görevleri sırasında öğrendikleri bankalara ve bunların bağlı ortaklık, iştirak, birlikte kontrol edilen ortaklıkları ve müşterilerine ait sırları bu Kanuna ve özel kanunlarına göre yetkili olanlardan başkasına açıklayamaz ve kendilerinin veya başkalarının yararlarına kullanamazlar. Kurumun dışarıdan destek hizmeti aldığı kişi ve kuruluşlar ile bunların çalışanları da bu hükme tâbidir. Bu yükümlülük görevden ayrıldıktan sonra da devam eder.
Bu Kanun hükümleri uyarınca Kurumun, yurt dışındaki muadili denetim mercileri ile düzenleyeceği mutabakat zabıtları çerçevesinde vereceği bilgi ve belgeler birinci fıkradaki sır kapsamında değildir. Kurul düzenleyeceği mutabakat zabıtları veya zabıtlar dışında elde edeceği sırların korunmasını sağlamakla görevlidir. Kurumun elde edeceği sır niteliğindeki bilgi ve belgeler, kuruluş ve faaliyet izni verilmesinde, faaliyetlerin denetiminde, düzenlemelere uyulup uyulmadığının izlenmesinde ve Kurul kararlarına karşı açılacak idarî davaların görülmesinde kullanılabilir. Kurumun bu fıkra kapsamında elde edeceği sır niteliğindeki bilgi ve belgeler hiçbir kişi, kurum ve kuruluşa verilemez. Mahkeme kararına bağlanmış sır kapsamına giren bilgilerin verilmesinden Kurum sorumlu tutulamaz.
Bankaların ortakları, yönetim kurulu üyeleri, mensupları, bunlar adına hareket eden kişiler ile görevlileri, sıfat ve görevleri dolayısıyla öğrendikleri bankalara veya müşterilerine ait sırları, bu konuda kanunen açıkça yetkili kılınan mercilerden başkasına açıklayamazlar. Bankaların destek hizmeti aldığı kuruluş ve çalışanları hakkında da bu hüküm uygulanır. Bu yükümlülük görevden ayrıldıktan sonra da devam eder.
Kredi kuruluşları ve finansal kuruluşların destek hizmeti kuruluşları ile aralarında akdedecekleri yazılı sözleşmeler çerçevesinde bu kuruluşların müşterilerinin risk durumlarının izlenmesi, değerlendirilmesi, kontrolü ve müşteri hizmetlerinin yerine getirilmesi nedeniyle yapılacak bilgi ve belge alışverişi ile hizmet temini ve ayrıca kredi kuruluşları ve finansal kuruluşların kendi aralarında doğrudan doğruya veya en az beş banka tarafından kurulacak şirketler vasıtasıyla yapacakları her türlü bilgi ve belge alışverişi bu hükmün dışındadır.”
denilmektedir.
Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere bankaların ortakları, yönetim kurulu üyeleri, mensupları, bunlar adına hareket eden kişiler ile görevlileri, sıfat ve görevleri dolayısıyla öğrendikleri bankalara veya müşterilerine ait sırları, bu konuda kanunen açıkça yetkili kılınan mercilerden başkasına açıklayamazlar.
6. Sonuç
Yukarıda uygulamasını belirtmeye çalıştığımız tebliğler ile Sosyal Güvenlik Kurumu, sigortalı olsun olmasın banka aracılığıyla yapılan tüm işlemlere istemesi halinde erişebilecektir. Makalemizde sadece bankaların bilgi ve belge bildirim yükümlülüğünden bahsederek konuyu biraz olsun daraltmaya çalıştık. Ancak çıkan iki tebliğde de bilgi ve belge bildirim yükümlülüğü sadece bankalara değil kamu kurum ve kuruluşlarına da getirilmiştir.
Çıkarılan bu tebliğ ile kayıtdışı gelirler kayıt altına sokulmaya çalışılmışsa da; bizce istihdam üzerindeki sosyal güvenlik yükü azalmadıkça bu konuda başarı sağlanamaz. Tam aksine kayıt dışı ücret ödenmesine neden olacağı görüşündeyiz. Tebliğler birçok soru işaretini de beraberinde getirmekte olup; bilgilerin nasıl saklanacağı, kimlerin erişebileceği, güvenli bilgi akışının nasıl sağlanacağı v.b. konular aydınlatılmalıdır.
SGK Genel Sağlık Sigortası (GSS) primini tüm kesimlerden alabilmek amacıyla bu tebliğleri çıkarmıştır. Ancak bu durumdan sadece işverenler ve çalışanlar değil, işsiz olup geçimini çeşitli yollardan sağlayanlar, SGK’da hiç kaydı olmayanlar v.b. gibi birçok kişi olumsuz etkilenecektir.
Bilgi ve belgeleri alınacak olan kişilerin özel hayatının gizliliğine ilişkin anayasal hakları Anayasa’nın 20 nci maddesinde, hâkim kararı olmadıkça veya kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz, şeklinde açıklanmıştır. Ayrıca Bankacılık Kanunu’nun Sırların Saklanması ile ilgili maddesinde belirtildiği üzere bankaların ortakları, yönetim kurulu üyeleri, mensupları, bunlar adına hareket eden kişiler ile görevlileri, sıfat ve görevleri dolayısıyla öğrendikleri bankalara veya müşterilerine ait sırları, bu konuda kanunen açıkça yetkili kılınan mercilerden başkasına açıklayamazlar. 5510 Sayılı Kanun’un çeşitli maddelerinde ve son olarak tebliğler ile getirilen düzenlemeler kişilerin özel hayatlarının ne kadar gizli olabileceği konusunda şüphe uyandırmaktadır.
Özellikle ekonomik krize karşı tedbirlerin aranıldığı ve bunun için “yurt dışındaki paraların inceleme ve araştırma yapılmayacağı güvencesi verilerek Türkiye’ye getirilmesi"ne dönük yapılan kanun taslaklarına rağmen yurtiçindeki paranın bu şekilde sıkı bir denetime tabi tutulması yurtiçindeki paranın yönünü olumsuz etkileyecektir. Bu uygulama kazançların yastık altına girmesine ve ekonomiden uzaklaşmasına neden olacaktır. Ayrıca makalemizde açıklanan nedenlerle de bu uygulama Anayasa’ya ve Bankacılık Kanunu’na aykırılığı nedeniyle uygulanabilirliği imkansız hale gelmektedir.
* SMMM – Esenlik YMM Denetim Müdürü