GERÇEK KİŞİLERCE 2007 YILINDA ELDE EDİLEN HİSSE SENEDİ ALIM-SATIM KAZANÇLARININ VERGİLENDİRİLMESİ
Cem TEKİN
Gelirler Kontrolörü
I. GİRİŞ:
Gerçek kişiler sahip oldukları hisse senetlerinin elde tutulmasından kar payı elde edebilecekleri gibi söz konusu hisse senetlerinin elden çıkarılmasından dolayı alım-satım kazancı elde etmeleri de mümkündür. Bilindiği üzere gerçek kişilerce hisse senetlerinden elde edilecek kar payları G.V.K.’nın 75. maddesi uyarınca menkul sermaye iradı olarak, bunların elden çıkarılmasından sağlanacak alım-satım kazançları ise mezkur Kanunun mükerrer 80. maddesi uyarınca değer artış kazancı (diğer kazanç ve irat) olarak gelir vergisine tabi bulunmaktadır.
Gerçek kişilerce 2006-2015 yılları arasında hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanacak değer artış kazançları genel olarak G.V.K.’nın Geçici 67. maddesi uyarınca tevkifata tabi olmakla birlikte bu genel kuralın istisnaları da bulunmaktadır. G.V.K.’nın anılan maddesinin (7) numaralı fıkrası uyarınca tevkifata tabi tutulmuş bulunan hisse senedi alım-satım kazançları için yıllık veya münferit beyanname verilmeyeceği gibi diğer gelirler nedeniyle verilecek beyannamelere söz konusu bu gelirler ithal edilmeyecektir. Başka bir deyişle gerçek kişilerce elde edilen hisse senedi alım-satım kazançları üzerinden tevkif suretiyle ödenmiş bulunan vergiler nihai vergi mahiyetinde olacaktır. Ancak gerçek kişilerce ticari faaliyet kapsamında elde edilen hisse senedi alım-satım kazançlarının ticari kazanç olarak değerlendirilmek suretiyle beyan edilmesi gerekmektedir.
Öte yandan G.V.K.’nın Geçici 67. maddesinde yer alan özel düzenlemeler uyarınca bir kısım hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan alım-satım kazançları ile bankalar, aracı kurumlar ve Takasbank dışındaki saklamacı kuruluşlar vasıtası olmaksızın elden çıkarılan hisse senetlerinden sağlanan alım-satım kazançları üzerinden anılan madde uyarınca tevkifat yapılmayacaktır. Bu kapsamda olmak üzere tevkifata tabi tutulmamış bulunan hisse senedi alım-satım kazançlarının, söz konusu kazancı elde edenin mükellefiyet türüne bağlı olarak yıllık veya münferit beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.
Yazımızın izleyen bölümlerinde gerçek kişilerce 2007 yılında elde edilen hisse senedi alım-satım kazançlarının vergilendirilmesine ilişkin usul ve esaslar ayrıntılı olarak açıklanacaktır.
II. HİSSE SENEDİ ALIM-SATIM KAZANÇLARININ TEVKİF SURETİYLE VERGİLENDİRİLMESİ
Menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçlarının 2006-2015 yılları arasında gerek elde tutulması gerekse elden çıkarılmasından sağlanan kazanç ve iratlar G.V.K.’nın Geçici 67. maddesi uyarınca tevkifata tabi bulunmaktadır. G.V.K.’nın anılan maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca bankalar, aracı kurumlar ya da Takasbank dışındaki saklamacı kuruluşlar;
- Alım-satımına aracılık ettikleri menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçlarının alış ve satış bedelleri arasındaki fark,
- Alımına aracılık ettikleri menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçlarının alış ve itfa bedelleri arasındaki fark,
- Menkul kıymetlerin ve diğer sermaye piyasası araçlarının tahsiline aracılık ettikleri dönemsel getirileri (herhangi bir menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracına bağlı olmayan),
- Aracılık ettikleri menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası araçlarının ödünç işlemlerinde, ödünç veren tarafın lehine kalan tutar,
üzerinden takvim yılının üçer aylık dönemleri itibariyle vergi tevkifatı yapmak zorundadırlar.
Tevkifat uygulamasının kapsamına dahil bulunan “menkul kıymetler” ve “diğer sermaye piyasası araçları” anılan maddenin (13) numaralı fıkrasında tanımlanmak suretiyle uygulamada ortaya çıkması muhtemel sorunlar bertaraf edilmiştir. Buna göre; özel bir belirleme yapılmadığı sürece; Türkiye’de ihraç edilmiş ve Sermaye Piyasası Kurulu’nca kayda alınmış ve/veya Türkiye’de kurulu menkul kıymet ve vadeli işlem ve opsiyon borsalarında işlem gören menkul kıymetler veya diğer sermaye piyasası araçları ile kayda alınmamış olsa veya menkul kıymet ve vadeli işlem ve opsiyon borsalarında işlem görmese dahi Hazinece veya diğer kamu tüzel kişilerince ihraç edilecek her türlü menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası aracı tevkifat uygulamasının kapsamına dahil bulunmaktadır. Bu kapsamda olmak üzere;
- Yurt dışında iktisap edilen hisse senetleri,
- Türkiye’de Sermaye Piyasası Kurulu’nca kayda alınmamış, ya da
- Türkiye’de kurulu menkul kıymet ve vadeli işlem ve opsiyon borsalarında işlem görmeyen hisse senetlerinin,
elden çıkarılmasından sağlanan değer artış kazançları üzerinden G.V.K.’nın Geçici 67. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca tevkifat yapılması söz konusu değildir. Öte yandan ivazsız olarak iktisap edilen hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar G.V.K.’nın mükerrer 80. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca gelir vergisine tabi olmamakla birlikte 258 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliğinde söz konusu bu hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar üzerinden tevkifat yapılması gerektiği belirtilmiştir.[1]
Diğer taraftan G.V.K.’nın Geçici 67. maddesinin (1), (10) ve (16) numaralı fıkralarında yer alan özel düzenlemeler uyarınca bir kısım hisse senetleri tevkifat uygulamasının kapsamına dahil bulunmamaktadır. Buna göre (10) numaralı fıkra uyarınca 01.01.2006 tarihinden önce iktisap edilen hisse senetlerinin elde tutulması ve elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar üzerinden tevkifat yapılmayacağı gibi söz konusu bu gelirlerin vergilendirilmesinde 31.12.2005 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri geçerli olacaktır. Aynı şekilde bahse konu maddenin (16) numaralı fıkrasında, bu madde kapsamına girmeyen ve 01.01.2006 tarihinden önce iktisap edilmiş olan menkul kıymetlerin elden çıkarılmasından sağlanan kazançların vergilendirilmesinde de 31.12.2005 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Diğer taraftan anılan maddenin (1) numaralı fıkrasının altıncı paragrafı uyarınca; [2]
- Tam mükellef kurumlara ait olup, İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında işlem gören ve bir yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan gelirler,
- Sürekli olarak portföyünün en az %51'i İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında işlem gören hisse senetlerinden oluşan yatırım fonlarının bir yıldan fazla süreyle elde tutulan katılma belgelerinin elden çıkarılmasından sağlanan gelirler,
- Sürekli olarak portföyünün en az %51'i İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında işlem gören hisse senetlerinden oluşan yatırım fonlarının bir yıldan fazla süreyle elde tutulan katılma belgelerinin elden çıkarılmasından sağlanan gelirler,
tevkifat uygulamasının kapsamına dahil bulunmamaktadır. Bununla birlikte tam mükellef kurumlara ait olup, İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında işlem gören hisse senetlerinin bir yıldan daha az bir süreyle elde tutulduktan sonra elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar üzerinden G.V.K.’nın Geçici 67. maddesi uyarınca tevkifat yapılması gerekmektedir.[3]
Genel olarak yukarıda belirttiğimiz nitelikleri sahip bulunan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan alım-satım kazançları üzerinden G.V.K.’nın Geçici 67. maddesi uyarınca tevkifat yapılacak olmakla birlikte söz konusu hisse senetlerinin bankalar, aracı kurumlar ya da Takasbank dışındaki saklamacı kuruluşlar vasıtası olmaksızın elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar üzerinden tevkifat yapılması söz konusu değildir.
Tevkifat uygulaması açısından gelir sahibinin gerçek veya tüzel kişi ya da dar veya tam mükellef olmasının, vergi mükellefiyeti bulunup bulunmamasının, vergiden muaf olup olmamasının ve elde edilen kazancın vergiden istisna olup olmamasının herhangi bir önemi bulunmamaktadır. Ancak 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’na göre kurulan borsa yatırım fonları ve emeklilik yatırım fonlarının elde ettikleri hisse senedi alım-satım kazançları üzerinden tevkifat yapılmayacaktır.
Hisse senetlerinin alış bedeli ile satış bedeli arasındaki fark aynı zamanda tevkifat matrahını oluşturmakla birlikte alış ve satış işlemleri sırasında ödenen komisyonlar ile banka ve sigorta muameleleri vergisi tevkifat matrahının tespitinde indirim olarak dikkate alınabilecektir. Bununla birlikte alış ve satış işlemleri sırasında ödenen komisyon bedellerinin daha sonra geri alınması durumunda geri alınan bu tutarlar komisyonun doğduğu işleme bağlı olmaksızın, iadenin gerçekleştiği döneme ilişkin tevkifat matrahına dahil edilecektir.[4]
Gerçek kişilerce elde edilen ve G.V.K.’nın Geçici 67. maddesi uyarınca tevkifata tabi tutulmuş bulunan hisse senedi alım-satım kazançlarının beyan edilmesine ilişkin olarak anılan maddenin (7) numaralı fıkrasında özel düzenleme yapılmıştır. Buna göre; tevkifata tabi tutulan hisse senedi alım-satım kazançları için gerçek kişilerce yıllık veya münferit beyanname verilmeyeceği gibi diğer gelirler dolayısıyla verilecek yıllık beyannameye söz konusu bu gelirler dahil edilmeyecektir. Ancak ticari faaliyet kapsamında elde edilen hisse senedi alım-satım kazançları ticari kazanç hükümleri çerçevesinde kazancın tespitinde dikkate alınacak ve tevkif suretiyle ödenmiş olan vergiler, mezkur Kanunun 94. maddesi kapsamında tevkif edilen vergilerin tabi olduğu hükümler çerçevesinde tevkifata tabi kazançların beyan edildiği beyannamelerde hesaplanan vergiden mahsup edilecektir.
Ancak dileyen mükellefler G.V.K.’nın Geçici 67. maddesinin (11) numaralı fıkrası uyarınca tevkifata tabi tutulmuş bu kazançları için takvim yılı itibariyle ihtiyari olarak yıllık beyanname verebilirler. Bu şekilde ihtiyari olarak beyan edilen gelir üzerinden %15 oranında vergi hesaplanacağı hüküm altına alınmışken, 2006/10731 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca 23.07.2006 tarihinden itibaren %10 oranında vergi hesaplanacaktır. Buna göre 2006 yılına ilişkin olarak verilecek beyannamede beyan edilen gelir kıst dönemler itibariyle hesaplanarak, 23.07.2006 tarihi öncesi kıst döneme ilişkin olarak %15, bu tarihten sonraki kıst döneme ise %10 oranı uygulanmak suretiyle vergi hesaplanacaktır. Bununla birlikte hesaplanan vergiden yıl içinde tevkif suretiyle ödenen vergiler mahsup edilebilecek olmakla birlikte mahsup edilemeyen tutar genel hükümler çerçevesinde mükelleflere red ve iade edilecektir.
III. TEVKİFATA TABİ TUTULMAMIŞ HİSSE SENEDİ ALIM-SATIM KAZANÇLARININ VERGİLENDİRİLMESİ
Yazımızın önceki bölümünde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere gerçek kişilerce sahip olunan hisse senetlerinin 2006-2015 yılları arasında elden çıkarılmasından sağlanan alım-satım kazançları üzerinden G.V.K.’nın Geçici 67. maddesi uyarınca tevkifat yapılması gerekmektedir. Ancak hisse senedi alım-satım kazançlarının tevkifata tabi tutulabilmesi için söz konusu hisse senetlerinin Türkiye’de iktisap edilmesi gerektiği gibi Sermaye Piyasası Kurulu’nca kayda alınmış ya da Türkiye’de kurulu menkul kıymet ve vadeli işlem ve opsiyon borsalarında işlem görmesi gerekmektedir. Aksi takdirde bu özellikleri taşımayan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan alım-satım kazançları üzerinden G.V.K.’nın Geçici 67. maddesi uyarınca tevkifat yapılması mümkün değildir. Ayrıca hisse senedi alım-satım kazançlarının tevkifata tabi tutulabilmesi için söz konusu hisse senetlerinin; bankalar, aracı kurumlar ya da Takasbank dışındaki saklamacı kuruluşlar vasıtasıyla elden çıkarılması da gerekmektedir. Doğal olarak bu özellikleri taşımayan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan alım-satım kazançları ile; bankalar, aracı kurumlar ya da Takasbank dışındaki saklamacı kuruluşlar vasıtası olmaksızın elden çıkarılan hisse senetlerinden sağlanan alım-satım kazançlarının yazımızın bir önceki bölümde yer alan usul ve esaslar çerçevesinde vergilendirilmesi mümkün değildir. Gerçek kişilerce 2007 yılında elde edilen ve G.V.K.’nın Geçici 67. maddesi uyarınca tevkifata tabi tutulmamış bulunan hisse senedi alım-satım kazançlarının vergilendirilmesinde geçerli olacak usul ve esaslar yazımızın bu bölümünde ayrıntılı olarak açıklanacaktır.
Gerçek kişilerce sahip bulunan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan alım-satım kazançları G.V.K.’nın mükerrer 80. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca değer artış kazancı olarak gelir vergisine tabi bulunmaktadır. Anılan bentte yer alan düzenleme uyarınca; ivazsız olarak iktisap edilenler ile tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan alım-satım kazançları gelir vergisine tabi bulunmamaktadır. Öte yandan anılan Kanunun Geçici 67. maddesinin (1) numaralı fıkrasının altıncı paragrafında tam mükellef kurumlara ait olup, İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında işlem gören ve bir yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan gelirler için, G.V.K.’nın Mükerrer 80. maddesi hükümlerinin uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır.
G.V.K.’nın mükerrer 80. maddesinin ikinci fıkrasında “elden çıkarma” deyiminin; mal ve hakların satılması, bir ivaz karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi, takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi veya ticaret şirketlerine sermaye olarak konulmasını ifade ettiği hüküm altına alınmıştır.
Değer artış kazancına konu olacak mal ve hakların elden çıkarılmasında iktisap bedeli, elden çıkarılan mal ve hakların, elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Devlet İstatistik Enstitüsünce (Türkiye İstatistik Kurumu) belirlenen toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında artırılarak tespit edilecektir. Ancak söz konusu endekslemenin yapılabilmesi için üretici fiyat endeksindeki artış oranının %10 veya üzerinde olması şarttır. (Endeksleme uygulaması için gerekli bulunan %10 artış oranı şartı 01.01.2006 tarihinden itibaren geçerlidir.)
G.V.K.’nın mükerrer 80. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerçek kişilerce 2005 takvim yılında elde edilen değer artış kazançlarının 13.000 YTL tutarındaki kısmı gelir vergisinden istisna bulunmaktaydı. Ancak 5281 sayılı Kanunla anılan fıkrada 01.01.2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yapılan değişiklik ile menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlananlar kazançlar anılan istisna uygulamasının kapsamı dışına çıkarılmıştır.
Öte yandan dar mükelleflerin (kurumlar dahil), yabancı sermaye mevzuatına göre ilgili mercilerden izin almak suretiyle, Türkiye’ye bizzat getirdikleri nakdi veya ayni sermaye karşılığında iktisap ettikleri menkul kıymetler ile iştirak hisselerini elden çıkarmalarından doğan değer artışı kazançlarının hesabında, kur farkından doğan kazançlar dikkate alınmayacaktır. Ancak bu mükelleflerin Türkiye'de elde ettikleri kazançların, münhasıran bu menkul kıymet veya iştirak hisseleri dolayısıyla elde edilen menkul sermaye iratlarından ve bu kıymet veya hisselerin elden çıkarılmasından doğan değer artışı kazançlarından ibaret olması şarttır. Ayrıca bu mükelleflerin, Türkiye’de menkul kıymet alım satımıyla devamlı olarak uğraşmaları halinde, kur farkından doğan kazançlar da ticari kazancın hesabında dikkate alınacaktır.[5]
Yazımızın önceki bölümünde de belirtildiği üzere G.V.K.’nın Geçici 67. maddesinin (10) numaralı fıkrasında 01.01.2006 tarihinden önce iktisap edilen hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar üzerinden tevkifat yapılmayacağı ve bu gelirlerin vergilendirilmesinde 31.12.2005 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle gerçek kişilerce 2007 yılında elde edilecek hisse senedi alım-satım kazançlarının vergilendirilmesine ilişkin usul ve esaslar, alım-satıma konu hisse senetlerinin iktisap tarihine bağlı olarak faklılık arz edecektir.
a. 2005 ve Daha Önceki Yıllarda İktisap Edilen Hisse Senetlerinin Alım-Satım Kazançları;
G.V.K.’nın Geçici 67. maddesinin (10) numaralı fıkrasında yer alan özel düzenleme uyarınca gerçek kişilerce 01.01.2006 tarihinden önce iktisap edilen hisse senetlerinin bu tarihten sonra elden çıkarılmasından sağlanacak alım-satım kazançları, 31.12.2005 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri çerçevesinde vergilendirilecektir. Gerçek kişilerce sahip olunan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazançların vergilendirilmesine ilişkin usul ve esasların hüküm altına alındığı G.V.K.’nın mükerrer 80. maddesinin (1) numaralı bendinin 31.12.2005 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan hali uyarınca; ivazsız olarak iktisap edilenler, Türkiye'de kurulu menkul kıymet borsalarında işlem gören ve üç aydan fazla süreyle elde tutulan hisse senetleri ile tam mükellef kurumlara ait olan ve bir yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar gelir vergisine tabi olmayacaktır. Bununla birlikte anılan şartları haiz olmayan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan alım-satım kazançlarının 13.000,00 YTL tutarındaki kısmı gelir vergisinden istisna olacaktır.
Diğer taraftan G.V.K.’nın mükerrer 81. maddesinin 31.12.2005 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan hali uyarınca hisse senetlerinin iktisap bedeli, elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Devlet İstatistik Enstitüsünce belirlenen toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında artırılarak tespit edilecektir. (Yazımızın önceki bölümünde de belirtildiği üzere G.V.K.’nın mükerrer 81. maddesinde 01.01.2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 5281 sayılı Kanunla yapılan değişiklik ile endeksleme uygulamasından yararlanılabilmesi için toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranının en az %10 olması gerektiği hüküm altına alınmıştır.)
G.V.K.’nın “Toplama Yapılmayan Haller” başlıklı 86. maddesinin (1/a) bendinde; kazanç ve iratların istisna hadleri içinde kalan kısımları için beyanname verilmeyeceği ve bu gelirlerin başka gelirler nedeniyle verilecek beyannamelere ithal edilmeyeceği hüküm altına alınmıştır. Bu kapsamda olmak üzere gerçek kişilerce 01.01.2006 tarihinden önce ihraç edilen hisse senetlerinin 2007 yılında elden çıkarılmasından sağlanan alım-satım kazançlarının 13.000 YTL’nı aşmaması durumunda (başkaca değer artış kazancının bulunmadığı varsayımı altında) yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmeyecek ve söz konusu bu gelirler, başka gelirler nedeniyle verilecek beyannamelere ithal edilmeyecektir. Bununla birlikte elde edilen hisse senedi alım-satım kazançlarının 13.000 YTL’nı aşan kısmının yıllık beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.
Dar mükellefiyeti haiz gerçek kişiler tarafından anılan mahiyetteki hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan değer artış kazançlarının da 13.000 YTL tutarındaki kısmı gelir vergisinden istisna olacaktır. Ancak G.V.K.’nın 86. maddesinin (2) numaralı bendi uyarınca dar mükellef gerçek kişiler tarafından elde edilen değer artış kazançlarının yıllık beyanname ile beyan edilmesi mümkün olmayıp, mezkur Kanunun 101. maddesi uyarınca söz konusu bu kazançların elde edildikleri tarihten itibaren onbeş gün içinde münferit beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.
b. 2006 ve 2007 Yıllarında İktisap Edilen Hisse Senetlerinin Alım-Satım Kazançları;
Yazımızın önceki bölümlerinde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere gerçek kişilerce 01.01.2006 tarihinden sonra iktisap edilen ve G.V.K.’nın Geçici 67. maddesi kapsamına dahil bulunan hisse senetlerinin 2007 yılı içinde bankalar, aracı kurumlar ya da Takasbank dışındaki saklamacı kuruluşlar vasıtasıyla elden çıkarılması durumunda sağlanan alım-satım kazançları üzerinden anılan madde uyarınca tevkifat yapılacaktır. Bununla birlikte gerçek kişilerce 01.01.2006 tarihinden sonra iktisap edilen ancak G.V.K.’nın Geçici 67. maddesi uyarınca tevkifat uygulamasının kapsamına dahil bulunmayan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanacak alım-satım kazançlarının vergilendirilmesinde söz konusu kazancın elde edildiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri geçerli olacaktır.
Gerçek kişilerce 2007 yılında elde edilecek hisse senedi alım-satım kazançlarının vergilendirilmesinde G.V.K.’nın 5281 sayılı Kanunla değişik Mükerrer 80 ve Mükerrer 81. maddelerinde yer alan usul ve esaslar geçerli olacaktır. Bu kapsamda olmak üzere 01.01.2006 tarihinden itibaren iktisap edilen hisse senetlerinin 2007 yılında elden çıkarılmasından sağlanan değer artış kazancı tutarının tespitinde hisse senedinin iktisap bedelinin endeksleme işlemine tabi tutulabilmesi için Türkiye İstatistik Kurumu tarafından belirlenecek üretici fiyat endeksindeki artış oranının %10 veya üzerinde olması gerekmektedir. Öte yandan gerçek kişilerce elde edilen değer artış kazançlarına ilişkin olarak G.V.K.’nın mükerrer 80. maddesinde yer alan maktu istisna uygulaması da 01.01.2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere değiştirilmiş ve menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlanan alım-satım kazançlarına ilişkin istisna uygulaması yürürlükten kaldırılmıştır.
Bu kapsamda olmak üzere tam mükellef gerçek kişilerce 01.01.2006 tarihinden sonra iktisap edilen ve tevkifat uygulamasının kapsamı dışında bulunan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan değer artış kazancı tutarının tespitinde üretici fiyat endeksindeki artış oranının %10 veya daha fazla olması durumunda hisse senedinin iktisap bedeli endeksleme işlemine tabi tutulacak ve endekslenmiş iktisap bedeli ile satış fiyatı arasındaki fark, herhangi bir tutarla sınırlı olmaksızın değer artış kazancı olarak gelir vergisine tabi olacaktır. Diğer taraftan dar mükellef gerçek kişilerce anılan mahiyetteki hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan değer artış kazançları için G.V.K.’nın 101. maddesi uyarınca kazancın elde edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde münferit beyanname verilmesi gerekecektir.
IV. SONUÇ:
Gerçek kişilerce 2006-2015 yılları arasında hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanacak değer artış kazançları genel olarak G.V.K.’nın Geçici 67. maddesi uyarınca tevkifata tabi olmakla birlikte anılan madde metninde yer alan özel düzenlemeler uyarınca bir kısım hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan alım-satım kazançları ile bankalar, aracı kurumlar ve Takasbank dışındaki saklamacı kuruluşlar vasıtası olmaksızın elden çıkarılan hisse senetlerinden sağlanan alım-satım kazançları üzerinden tevkifat yapılmayacaktır. G.V.K.’nın anılan maddesinin (7) numaralı fıkrası uyarınca tevkifata tabi tutulmuş bulunan hisse senedi alım-satım kazançları için yıllık veya münferit beyanname verilmeyeceği gibi diğer gelirler nedeniyle verilecek beyannamelere söz konusu bu gelirler ithal edilmeyecektir. Bununla birlikte tevkifata tabi tutulmamış bulunan hisse senedi alım-satım kazançlarının, söz konusu kazancı elde edenin mükellefiyet türüne bağlı olarak yıllık veya münferit beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.
Cem TEKİN
Gelirler Kontrolörü
[1] 258 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliğinde mirasçılara veraset yoluyla intikal eden hisse senedi ve tahvillerin ölüm tarihinde, diğer suretle vuku bulan bedelsiz intikallerde ise bu kıymetlerin hukuken iktisap edildiği tarihte elde edilmiş kabul edileceği ve söz konusu kıymetlerin alış bedeli olarak da miras bırakanın ölümü veya hukuki iktisabın gerçekleştiği tarihteki borsa rayici, borsaya kayıtlı olmayanlar için ise bu tarihteki emsal bedelinin esas alınacağı, varislerce satılması halinde, satış bedeli ile alış bedeli arasındaki fark üzerinden, Geçici 67. madde kapsamında tevkifat yapılması gerektiği belirtilmiştir. Ancak bizce ivazsız olarak iktisap edilen hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan alım-satım kazançları gelir vergisine tabi olmadığından söz konusu bu kazançlar üzerinden G.V.K.’nın Geçici 67. maddesi uyarınca tevkifat yapılmasının da mümkün olmaması gerekmektedir. (Ayrıntılı bilgi için bkz; TEKİN Cem, “İvazsız Olarak İktisap Edilen Hisse Senetlerinin Elden Çıkarılmasından Sağlanan Kazançlar Üzerinden Tevkifat Yapılamaz”, Lebib Yalkın Mevzuat Dergisi, Şubat 2007, Sayı:37)
[2] TEKİN Cem, “Gerçek Kişilerce 2006 Yılında Elde Edilen Tevkifata Tabi Tutulmamış Hisse Senedi Alım-Satım Kazançlarının Vergilendirilmesi“, Vergi Sorunları Dergisi, Mart/2007, Sayı: 222
[3] Kar veya sermaye yedeklerinin sermayeye ilavesi dolayısıyla bedelsiz olarak iktisap edilen hisse senetlerinin alış tarihi olarak daha önceden sahip olunan hisse senetlerinin alış tarihi esas alınacaktır. Aynı şekilde bedelli sermaye artırımı sebebiyle rüçhan hakkı kullanılmak suretiyle itibari değerleri ödenerek sahip olunan hisse senetleri yönünden de alış tarihi olarak, sahip olunan eski hisse senetlerinin alış tarihi esas alınacaktır.
[4] Aynı menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracından değişik tarihlerde alımlar yapıldıktan sonra bunların bir kısmının elden çıkarılması durumunda tevkifat matrahının belirlenmesinde dikkate alınacak alış bedelinin tespitine ilişkin olarak 257 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliğinde bir kısım açıklamalar yapılmıştır. Buna göre aynı menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracından değişik tarihlerde alımlar yapıldıktan sonra bunların bir kısmının elden çıkarılması durumunda ilk giren ilk çıkar yöntemi kullanılmak suretiyle, tevkifat matrahının tespitinde dikkate alınacak alış bedeli belirlenecektir. Bununla birlikte aynı gün içinde yapılan alım-satım işlemlerinde ağırlıklı ortalama fiyat bilgisi dikkate alınabilecek, ancak tevkifat matrahı ilk giren ilk çıkar yöntemine göre belirlenecektir.
[5] Kur farkından doğan kazançların hesabında, menkul kıymet veya iştirak hisselerinin iktisabına tahsis edilen yabancı sermayenin bu kıymet veya hisselerin iktisap tarihindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuruna göre hesaplanan Türk Lirası karşılığı ile bu kıymet veya hisselerin elden çıkarılması tarihindeki aynı miktar yabancı sermayenin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuruna göre hesaplanan Türk Lirası karşılığı arasındaki fark esas alınır.