KATMA DEĞER VERGİSİNDE TAKAS VE TRAMPA İŞLEMİ
I. GİRİŞ
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun birinci maddesinin birinci fıkrasına göre, verginin konusunu teşkil eden işlemler; Türkiye'de, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerdir. Anılan Kanunun ikinci maddesine göre teslim, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesidir. Trampa, iki ayrı teslim hükmündedir. Bir hizmetin karşılığının bir mal teslimi veya diğer bir hizmet olması halinde bunların her biri ayrı işlem olup, hizmet veya teslim hükümlerine göre ayrı ayrı vergilendirilirler.
Ticari hayatın normal işleyişi ve para ekonomisinin gelişme düzeyi göz önünde bulundurulduğunda, madde metninde anılan teslim ve hizmetlerin bedelleri çoğunlukla para ya da para gibi tediyeye yarayan araçlarla ödenmektedir. Para icat edilmeden önce mal ve hizmetlerin pazarlarda birbiriyle değiş-tokuş edildiği mübadele ekonomisi geçerliydi. Modern ekonomi biliminin gelişimi paranın gelişimi ile yakından ilgilidir. Mal para, temsili para, kağıt para ve banka parası ekonomileri şimdiye dek uygulanmış bulunan para standartlarıdır.[1] Günümüzde paranın yaygın olarak kullanılması nedeniyle trampa ya da mübadele ekonomisi geçerliğini yitirmiştir.
Katma Değer Vergisi Kanunu da birinci maddesinde verginin konusunu ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler olarak belirlemiştir. Kanun koyucu, verginin konusunu bu şekilde tanımlarken bu teslim ve hizmetlere ilişkin bedelin nasıl ödeneceği, peşin ya da vadeli satışlar, mal ya da para ile ödeme, bedelin ödenmemesi vb. durumlara ilişkin bir belirleme yapmamıştır. Yalnızca ikinci maddesinde trampanın iki ayrı teslim hükmünde olduğuna hükmederek bu konudaki muhtemel karışıklıklara baştan engel olmuştur. Kanun metninde bu hüküm bulunmasaydı dahi trampada iki ayrı teslim olduğu açıktır.
Bu makalenin konusu ve amacı, trampa ile ilgili olarak açık bir hüküm bulunduğu halde takas ya da takas sözleşmeleri için benzer bir hüküm bulunmamasının bu işlemlerin kaynağı olan teslim ve hizmet ifalarında katma değer vergisinin doğmayacağına ilişkin kanaatin bertaraf edilmesidir.
II. TAKAS VE TRAMPA NEDİR?
TDK Sözlüğüne göre takas, “mal alıp karşılığında mal vererek ödeşme, sayışmak, değiştirmek” anlamına gelir. Trampa ise “para aracılığı olmaksızın, bir nesnenin dolaysız olarak bir başka nesne ile değiştirilmesi, değiş tokuş, takas” anlamına gelir.
Türk Hukuk Lügatine göre takas, aynı kimseler arasındaki karşılıklı para veya aynı cinsten misli şeylere ait muaccel alacakların yekdiğerini ifna etmesi halidir. Fransız hukukundan farklı olarak bizde ve İsviçre hukukunda takas ancak borçlunun takas yapmak kastını alacaklıya bildirmesiyle mümkün olur. Bu taktirde iki borç, takas edilebilecekleri andan itibaren en az borcun miktarı nispetinde sona erer. Görüldüğü gibi takas, daha önce doğmuş bulunan karşılıklı alacak ve borçların birbirini sona erdirmesidir. Türkiye uygulamasında takas borçlulardan birinin isteğiyle olur. Türk Ticaret Kanununda düzenlenen cari hesap mukavelesinde ise mahsuplaşma otomatik olarak yapılabilir. Cari hesaptan farklı olarak Borçlar Kanununun 118 inci maddesinde tek taraflı takas düzenlenmiştir. Tarafların anlaşarak, bir sözleşme ile karşılıklı borçlarının takasını düzenlemeleri ve takas için yasada öngörülenden farklı kuralları benimsemeleri, örneğin şartların gerçekleşmesi halinde takasın kendiliğinden yapılmış olacağını kabul etmeleri mümkündür.[2]
Trampa ise Türk Hukuk Lügatinde şu şekilde tanımlanmıştır: Bir hak veya bir malın başka bir hak veya mal ile değiştirilmesini hedefleyen bir sözleşmedir. Bu aktin satıştan farkı, satışta mukabil ivaz para olduğu halde trampada mal veya haktır.
Bu tanımlar çerçevesinde takas ile trampa arasındaki temel fark şu şekilde ortaya çıkmaktadır. Trampa bir akit türüdür. Borçlar Kanununa göre trampa hakkında satışa ilişkin hükümler uygulanır. Trampada bir hak veya mal birbiri ile değiştirilmektedir. Bu mal veya hakkın aynı neviden olma zorunluluğu bulunmamaktadır. Bir menkul ile gayrimenkul, bir hak ile bir mal ya da hizmet mübadele edilebilir. Takas ise bir akit şekli değildir. Aşağıda değinileceği üzere takas, borcun sona erme (borcun sükutu) yollarından biridir. Tek taraflı bir irade şeklinde ortaya çıkabileceği gibi cari hesap şeklinde bir sözleşme ile de vücut bulabilir. Takas, trampadan farklı olarak birbirinden bağımsız bir alacak-borç ilişkisi neticesinde karşılıklı alacak ve borçların az olanı tutarında sona ermesidir. Trampa ise birbirinden bağımsız bir alacak-borç ilişkisi olmayıp bizatihi trampaya konu mal yada hakkın birbirinin bedeli olarak ödenmesidir.
a. BORÇLAR KANUNUNA GÖRE TAKAS
818 sayılı Borçlar Kanununa göre borçlar çeşitli şekillerde son bulabilir. Borcun doğal sona erme yolu borcun ifasıdır. Borçların diğer sona erme çeşitleri ise Kanunun Borçların Sükutu başlıklı üçüncü babında düzenlenmiştir. Bunlar; ibra, tecdit (yenileme), alacaklı ve borçlu sıfatının birleşmesi, ifanın mümkün olmaması (kusursuz imkansızlık), müruruzaman (zamanaşımı) ve takastır. Görüldüğü gibi takas bir akit türü olmayıp borçların sona erme yöntemlerinden biridir.
Borçlar Kanununun 118 inci maddesine göre, iki şahıs karşılıklı bir miktar meblâğı veya yekdiğerine mümasil başka malları birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise iki taraftan her biri borcunu alacağı ile takas edebilir. Alacaklardan biri, münazaalı olsa bile takas dermeyan olunabilir. Zamanaşımına uğramış bir alacak, takas dermeyan edebileceği zamanda müruru zaman ile sâkıt olmuş değil ise onun da takası dermeyan olunabilir. Takasın hükümleri ise Borçlar Kanununun 122 nci maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre takas, ancak borçlunun takası dermeyan etmek kastını alacaklıya bildirmesiyle vaki olur. Bu takdirde iki borç takas edilebilecekleri andan itibaren en az olan borcun miktarı nispetinde sakıt olmuş addolunur. Hesabı cari meselesinde ticarete ilişkin hususi teamüller bakidir.
Takasın şartları, karşılıklı borçluluk, borçlarda özdeşlik ve borçların ifasının istenebilir olmasıdır. Takas beyanının karşı tarafa ulaşmasıyla karşılıklı borçlar takas edilebilecekleri andan itibaren daha az olan borcun tutarı oranında sona ermiş sayılır. Takas edilecek karşılıklı borçlar normal olarak farklı borç ilişkisinden doğacaktır. Takasın yapılabilmesi karşılıklı borçların özdeş olmasına bağlıdır. Uygulamada genellikle karşılıklı para borçlarında takas söz konusu olur. Bununla beraber aynı nitelikteki cins borçlarının da takası mümkündür. Fakat borçlanılan edimlerin nitelikleri farklıysa, örneğin; bir taraf kuru üzüm, diğer taraf ise taze üzüm teslim etme borcu altındaysa takas söz konusu olmaz.[3]
b. TÜRK TİCARET KANUNUNA GÖRE TAKAS
Türk Ticaret Kanununun 87 nci maddesine göre “İki kimsenin para, mal, hizmet ve diğer hususlardan dolayı birbirlerindeki alacaklarını ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem zimmet ve matlup şekline çevirerek hesabın kesilmesinden çıkacak bakiyeyi isteyebileceklerine dair bulunan mukaveleye cari hesap mukavelesi denir. Bu mukavele yazılı olmadıkça muteber olmaz.” Görüldüğü gibi cari hesap mukavelesi tacirler arasında imzalanan bir takas sözleşmesidir. Belli bir dönem sonuna kadar karşılıklı alacak ve borçlar otomatik olarak birbirini ifna eder.
c. BORÇLAR KANUNUNA GÖRE TRAMPA
Borçlar Kanunun 232 nci maddesine göre, satış hükümleri trampada da uygulanır. Trampa edenlerden her biri, itasını taahhüt ettiği şeye göre satıcı ve kendisine verilmesi taahhüt olunan şeye göre müşteri hükmünde tutulur. Borçlar Kanununa göre trampa özel bir sözleşme türüdür.
III. TRAMPA VE TAKASIN KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNUNDAKİ YERİ
Katma Değer Vergisi Kanununun birinci maddesinin birinci fıkrasına göre, Türkiye'de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler katma değer vergisine tabidir.
KDV Kanununun ikinci maddesine göre teslim, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesidir. Maddenin beşinci fıkrasına göre trampa, iki ayrı teslim hükmündedir.
KDV Kanununun 4 üncü maddesine göre hizmet, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemlerdir. Bu işlemler; bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi, şekillerde gerçekleşebilir. Bir hizmetin karşılığının bir mal teslimi veya diğer bir hizmet olması halinde bunların her biri ayrı işlem olup, hizmet veya teslim hükümlerine göre ayrı ayrı vergilendirilirler.
Ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmet ifasının bedeli başka bir mal teslimi ya da hizmet ifası ile de ödenebilir. Normalde böyle bir teslim ve hizmet ifasının bedeli para ya da para yerine geçen bir ödeme aracı ile ödenir. Trampa; iki mal ya da hizmet ifasının karşılıklı değiş tokuşu şeklinde ortaya çıkabileceği gibi daha önce doğmuş olan bir borcun başka türlü ödenememesinden de kaynaklanabilir. Birinci durumda bizatihi iki mal ya da hizmetin değiş tokuşu söz konusudur. İki ayrı firmanın iktisadi işletmelerine dahil gayrimenkullerini başka bir bedel ödemeksizin değişmeleri bu duruma örnektir. Bu örnekte her iki firma trampa işlemi için birbirine fatura kesecek ve KDV hesaplayacaktır. Taraflar yaptıkları bu işleme takas sözleşmesi deseler, tapuda yapılan intikalde ve tapu kütüğünde “takas edilmiştir” ifadesi kullanılsa da KDV açısından bu işlem bir trampadır. İki ayrı teslim söz konusudur. KDV Kanununda trampanın iki ayrı teslim hükmünde olduğu belirtilmeseydi dahi bu sonuca ulaşmak mümkündü; çünkü birbirinin mukabilinde vuku bulsa da iki ayrı teslim söz konusudur.
İkinci durumda ise zor durum ya da nakit sıkıntısı nedeniyle mal teslimi yada hizmet ifasından doğan bir borç başka bir mal teslimi yada hizmet ifası ile ödenmektedir. Örneğin A şirketi B şirketine kereste satmış olsun. A şirketi KDV dahil faturasını B şirketine kesmesine rağmen bedelini tahsil edememiştir. Daha sonra aralarında yaptıkları anlaşma ile B şirketi üretmiş olduğu büro mobilyalarından borcu tutarında A şirketine teslim ederek borcunu ödemiştir. Bu örnekte izah edilen olay yukarıda anlatılan birebir trampadan farklı bir görünümdedir. İlk örnekte iki gayrimenkul başabaş trampaya tabi tutulmuştur. Bu işlem tam olarak bir trampa işlemidir. İkinci örnekte ise birebir trampadan ziyade bir mahsuplaşma söz konusudur. B şirketi A şirketine olan borcunu üretmiş olduğu mamüllerle ödemektedir. Burada ayrı bir teslim işlemi söz konusudur. Bu işleme Borçlar Kanununun trampa değil satış akdine ilişkin hükümleri uygulanacaktır. Bu işlem trampa olmadığı gibi takas da değildir. Çünkü takas işleminde borçların özdeş olması gerekir.
IV. SONUÇ
Türkiye'de, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler katma değer vergisine tabidir. Teslim, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesidir.
Trampa, iki ayrı teslim hükmündedir. Trampa, para aracılığı olmaksızın, bir nesnenin dolaysız olarak bir başka nesne ile değiştirilmesi, değiş tokuş edilmesidir. Bu değiş tokuşta iki ayrı teslim söz konusudur.
Takas, bir akit şekli değil borcun sona erme yollarından biridir. Trampadan farklı olarak birbirinden bağımsız bir alacak-borç ilişkisi neticesinde karşılıklı alacak ve borçlar az olanı tutarında sona ermektedir. Trampa ise birbirinden bağımsız bir alacak-borç ilişkisi olarak doğmaz, bizatihi trampaya konu mal yada hakkın birbirinin bedeli olarak ödenmesidir.
Ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde birbirinin mukabili olarak yapılan teslim ve hizmet ifaları da ayrı birer teslim hükmünde olup katma değer vergisine tabidir. Bu işleme farklı isimler verilmesi durumu değiştirmeyecektir. Çünkü vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Yapılan işleme takas sözleşmesi ismi verilse de ortada katma değer vergisinin konusuna giren bir teslim varsa yapılan işlem trampa olarak değerlendirilecek ve KDV ye tabi olacaktır.
Şaban KÜÇÜK
Maliye Müfettişi
Adresi:
Maliye Teftiş Kurulu
Atatürk Bulvarı No:73
Kızılay ANKARA
Telefon: 0312 434 1990
[1] Parasız, İlker, Para, Banka ve Finansal Piyasalar, Ezgi Kitabevi Yayınları, Bursa, 1994, s.30
[2] Yarg.4.HD.1.4.1986, K.86/2886, Yarg.Kar.Dergisi, 1986, s.1460
[3] Reisoğlu, Safa, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Beta Yayınları, İstanbul, 1997, s.331