MİLLETLERARASI TAHKİMDE TAHKİM GİDERLERİ, HAKEM ÜCRETLERİ, ÜCRETLERİN TESPİTİ VE VERGİLENDİRİLMESİ
I. GİRİŞ
Türk Hukuk Lügatine göre tahkim, herhangi bir ihtilafın hallini hakeme havale etmektir. Tahkimde taraflar husumet ve davalarının halli için diğer bir kimseyi hakim takdir etmektedirler.[1] Yabancılık unsuru taşıyan ve tahkim yerinin Türkiye olarak belirlendiği hallerde milletlerarası tahkime başvurulur.[2]
Milletlerarası tahkime ilişkin usul ve esasları düzenleyen Milletlerarası Tahkim Kanunu[3] 05.07.2001 tarihinde yürürlüğe girmiştir.[4] Bu yazıda milletlerarası tahkime ilişkin genel esas ve kaideleri izah etmekle beraber hakem ve hakem kurulunun seçimi, görev ve yetkileri ile tahkim giderleri, hakem ücretleri ve bu ücretlerin tespit yöntemi ile bu ücretlerin vergilendirilmesi üzerinde duracağız.
II. YABANCILIK UNSURU
Anılan Kanunun ikinci maddesinde yabancılık unsurunun tanımı yapılmıştır. Buna göre şu hallerden herhangi birinin varlığı, uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıdığını gösterir ve bu durumda tahkim, milletlerarası nitelik kazanır.
1. Tahkim anlaşmasının taraflarının yerleşim yeri veya olağan oturma yerinin ya da işyerlerinin ayrı devletlerde bulunması,
2. Tarafların yerleşim yeri veya olağan oturma yerinin ya da işyerlerinin;
a) Tahkim anlaşmasında belirtilen veya bu anlaşmaya dayanarak tespit edilen hallerde tahkim yerinden,
b) Asıl sözleşmeden doğan yükümlülüklerin önemli bir bölümünün ifa edileceği yerden veya uyuşmazlık konusunun en çok bağlantılı olduğu yerden,
başka bir devlette bulunması,
3. Tahkim anlaşmasının dayanağını oluşturan asıl sözleşmeye taraf olan şirket ortaklarından en az birinin yabancı sermayeyi teşvik mevzuatına göre yabancı sermaye getirmiş olması veya bu sözleşmenin uygulanabilmesi için yurtdışından sermaye sağlanması amacıyla kredi ve/veya güvence sözleşmeleri yapılmasının gerekli olması,
4. Tahkim anlaşmasının dayanağını oluşturan asıl sözleşme veya hukukî ilişkinin, bir ülkeden diğerine sermaye veya mal geçişini gerçekleştirmesi,[5]
III. TAHKİM ANLAŞMASI VE TAHKİM YARGILAMASI
Tahkim anlaşması, tarafların, sözleşmeden kaynaklansın veya kaynaklanmasın aralarında mevcut bir hukukî ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tümünün veya bazılarının tahkim yoluyla çözülmesi konusunda yaptıkları anlaşmadır. Tahkim anlaşması, asıl sözleşmeye konan tahkim şartı veya ayrı bir sözleşme ile yapılabilir. Tahkim anlaşması yazılı şekilde yapılır. Yazılı şekil şartının yerine getirilmiş sayılması için, tahkim anlaşmasının taraflarca imzalanmış yazılı bir belgeye veya taraflar arasında teati edilen mektup, telgraf, teleks, faks gibi bir iletişim aracına veya elektronik ortama geçirilmiş olması ya da dava dilekçesinde yazılı bir tahkim anlaşmasının varlığının iddia edilmesine davalının verdiği cevap dilekçesinde itiraz edilmemiş olması gerekir. Asıl sözleşmenin bir parçası haline getirilmek amacıyla tahkim şartı içeren bir belgeye yollama yapılması halinde de geçerli bir tahkim anlaşması yapılmış sayılır. Tahkim anlaşmasının konusunu oluşturan bir uyuşmazlıkta dava mahkemede açılmışsa; karşı taraf, tahkim itirazında bulunabilir. Tahkim itirazının ileri sürülmesi ve tahkim anlaşmasının geçerliliğine ilişkin uyuşmazlıkların çözülmesi, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ilk itirazlara ilişkin hükümlerine tabidir. Tahkim itirazının kabulü halinde, mahkeme davayı usulden reddeder. Yargılama sırasında tarafların tahkim yoluna başvurma konusunda anlaşmaları halinde, dava dosyası mahkemece ilgili hakem veya hakem kuruluna gönderilir.
Tahkim yeri, taraflarca veya onların seçtiği bir tahkim kurumunca serbestçe kararlaştırılır. Bu konuda bir anlaşma yoksa tahkim yeri, hakem veya hakem kurulunca olayın özelliklerine göre belirlenir. Hakem veya hakem kurulu; tahkim yargılamasının gerektirdiği durumlarda önceden taraflara bildirmek kaydıyla bir başka yerde de toplanabilir.
Taraflar, hakem veya hakem kurulunun uygulayacağı yargılama kurallarını, Milletlerarası Tahkim Kanununun emredici hükümleri saklı kalmak kaydıyla, serbestçe kararlaştırabilir ya da bir kanuna, milletlerarası veya kurumsal tahkim kurallarına yollama yaparak belirleyebilirler. Taraflar arasında böyle bir anlaşma yoksa hakem veya hakem kurulu tahkim yargılamasını Milletlerarası Tahkim Kanunu hükümlerine göre yürütür. Taraflar, tahkim yargılamasında eşit hak ve yetkiye sahiptirler. Taraflara iddia ve savunmalarını ileri sürme olanağı tanınır.
Taraflar aksini kararlaştırmadıkça, tek hakemli davalarda hakemin seçildiği, birden çok hakemli davalarda ise hakem kurulunun ilk toplantı tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde hakem veya hakem kurulunca esas hakkında karar verilir. Tahkim süresi, tarafların anlaşmasıyla; anlaşamamaları halinde taraflardan birinin başvurusu üzerine Asliye Hukuk Mahkemesince uzatılabilir. Başvurunun reddi halinde tahkim süresi sonunda yargılama sona erer. Mahkemenin kararı kesindir.
Tahkim yargılaması, Türkçe veya Türkiye Cumhuriyeti tarafından tanınan devletlerden birinin resmî dilinde yapılabilir. Yargılamada kullanılacak dil veya diller, taraflar arasında kararlaştırılmamışsa, hakem veya hakem kurulu tarafından belirlenir. Tarafların anlaşmasında veya hakemlerin konu ile ilgili ara kararında aksi öngörülmemiş ise, bu dil veya diller, tarafların bütün yazılı beyanlarında, duruşmalarda, hakem veya hakem kurulunun ara kararlarında, nihaî kararında ve yazılı bildirimlerinde kullanılır.
Hakem veya hakem kurulu, delillerin sunulması, sözlü beyanlarda bulunulması ve bilirkişiden açıklama istenmesi gibi sebeplerle duruşma yapılmasına karar verebileceği gibi; yargılamanın dosya üzerinde yürütülmesine de karar verebilir. Taraflar duruşma yapılmaması konusunda anlaşmadıkça, hakem veya hakem kurulu, taraflardan birinin istemi üzerine yargılamanın uygun aşamasında duruşma yapar.
Hakem veya hakem kurulu,
1. Belirlediği konular hakkında rapor vermek üzere bir veya birden çok bilirkişi atanmasına,
2. Tarafların bilirkişiye gerekli açıklamaları yapmalarına, ilgili belge ve bilgileri vermelerine,
3. Dava ile ilgili keşif yapılmasına karar verebilir.
Taraflarca aksi kararlaştırılmamışsa hakem kurulu oy çokluğu ile karar verir. Taraflar veya hakem kurulunun diğer üyeleri yetki vermişlerse, hakem kurulu başkanı, yargılama usulü ile ilgili belirli konularda tek başına karar verebilir.
Aksi kararlaştırılmadıkça, hakem veya hakem kurulu kısmî kararlar verebilir. Hakem kararı, hakem veya hakem kurulu başkanı tarafından taraflara bildirilir. Taraflar, giderini ödemek koşuluyla hakem kararının asliye hukuk mahkemesine gönderilmesini isteyebilir. Bu durumda karar ve dava dosyası, hakem veya hakem kurulu başkanı tarafından asliye hukuk mahkemesine sunulur ve mahkemece kalemde saklanır.
IV. KAMU HİZMETLERİ İLE İLGİLİ İMTİYAZ ŞARTLAŞMA VE SÖZLEŞMELERİNDEN DOĞAN UYUŞMAZLIKLARDA TAHKİM YOLU
Anayasamızın 125 inci maddesine göre idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. Kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinde bunlardan doğan uyuşmazlıkların millî veya milletlerarası tahkim yoluyla çözülmesi öngörülebilir. Milletlerarası tahkime ancak yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar için gidilebilir.
Kamu Hizmetleri İle İlgili İmtiyaz Şartlaşma ve Sözleşmelerinden Doğan Uyuşmazlıklarda Tahkim Yoluna Başvurulması Halinde Uyulması Gereken İlkelere Dair Kanun[6] üçüncü maddesine göre yabancılık unsuru taşıyan sözleşmelerde bunlardan doğan uyuşmazlıkların;
a) Türkiye'de toplanarak Türk hukukuna ya da yabancı hukuka göre karar verecek hakem veya hakem kurulunda,
b) Yabancı bir ülkede toplanarak Türk hukukuna ya da yabancı hukuka göre karar verecek hakem veya hakem kurulunda,
c) Kendi tahkim usulü bulunan milletlerarası tahkim kuruluşunda çözülmesi kabul edilebilir.
4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununun birinci maddesine göre, 4501 sayılı Kamu Hizmetleri ile İlgili İmtiyaz Şartlaşma ve Sözleşmelerinden Doğan Uyuşmazlıklarda Tahkim Yoluna Başvurulması Halinde Uyulması Gereken İlkelere Dair Kanun uyarınca yabancılık unsurunun bulunduğu kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıkların milletlerarası tahkim yoluyla çözülmesi de bu Kanuna tabidir.
V. HAKEM VEYA HAKEM KURULUNUN SEÇİMİ GÖREV VE YETKİLERİ GÖREVİN SONA ERMESİ
Taraflar, hakemlerin sayısını tek sayı olmak şartıyla belirlemekte serbesttirler.
Hakemlerin sayısı taraflarca kararlaştırılmamışsa üç hakem seçilmesi esastır.
Taraflar aksini kararlaştırmadığı sürece,
1. Ancak gerçek kişiler hakem seçilebilir.
2. Tek hakem seçilecek ise ve taraflar hakem seçiminde anlaşamazlarsa hakem, taraflardan birinin istemi üzerine asliye hukuk mahkemesi tarafından seçilir.
3. Üç hakem seçilecek ise, taraflardan her biri bir hakem seçer; bu şekilde seçilen iki hakem üçüncü hakemi belirler. Taraflardan biri, diğer tarafın bu yoldaki isteminin kendisine ulaşmasından itibaren otuz gün içinde hakemini seçmezse veya tarafların seçtiği iki hakem seçilmelerinden sonraki otuz gün içinde üçüncü hakemi belirlemezlerse, taraflardan birinin istemi üzerine asliye hukuk mahkemesi tarafından hakem seçimi yapılır. Üçüncü hakem, başkan olarak görev yapar.
4. Üçten fazla hakem seçilecek ise, son hakemi seçecek olan hakemler yukarıdaki bentte belirtilen usule göre taraflarca eşit sayıda belirlenir.
Hakemlerin seçimi usulünü kararlaştırmış olmalarına rağmen;
1. Taraflardan biri anlaşmaya uymazsa,
2. Kararlaştırılmış olan usule göre tarafların veya taraflarca seçilen hakemlerin hakem seçimi konusunda birlikte karar vermeleri gerektiği halde, taraflar ya da hakemler bu konuda anlaşamazlarsa,
3. Hakem seçimi ile yetkilendirilen üçüncü kişi, kurum veya kuruluş, hakemi ya da hakem kurulunu seçmezse, hakem veya hakem kurulunun seçimi, taraflardan birinin istemi üzerine asliye hukuk mahkemesi tarafından yapılır.
Kendisine hakemlik önerilen kimse, bu görevi kabul etmeden önce tarafsızlık ve bağımsızlığından şüphe etmeyi haklı gösteren hal ve şartları açıklamak zorundadır. Taraflar önceden bilgilendirilmemiş oldukları takdirde hakem, daha sonra ortaya çıkan durumları da gecikmeksizin taraflara bildirir. Hakem, taraflarca kararlaştırılan niteliklere sahip olmadığı, taraflarca kararlaştırılan tahkim usulünde öngörülen bir ret sebebi mevcut bulunduğu, tarafsızlığından şüphe etmeyi haklı gösteren hal ve şartlar gerçekleştiği takdirde reddedilebilir.
Hakemlerden birinin görevi herhangi bir sebeple sona ererse, onun yerine seçimindeki usul uygulanarak yeni bir hakem seçilir. Tahkim süresinin işlemesi, bir veya birden çok hakemin değiştirilmesi nedeniyle durmaz.
VI. HAKEM ÜCRETİ, YARGILAMA GİDERLERİ VE GİDERLERİN ÖDENMESİ
4686 sayılı Kanunun 16 ncı maddesine göre, taraflarca aksi kararlaştırılmamışsa, hakemlerin ücreti, dava konusu alacağın miktarı, uyuşmazlığın niteliği ve tahkim yargılamasının süresi dikkate alınarak, hakem veya hakem kurulu ile taraflar arasında kararlaştırılır. Taraflar, hakem veya hakem kurulunun ücretini milletlerarası yerleşmiş kurallara veya kurumsal tahkim kurallarına yollama yaparak da belirleyebilirler.
Taraflarla hakem veya hakem kurulu arasında ücretin belirlenmesi konusunda anlaşmaya varılamaz veya tahkim anlaşmasında ücretin belirlenmesine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmazsa ya da taraflarca bu konuda yerleşmiş milletlerarası kurallara veya kurumsal tahkim kurallarına yollama yapılmamışsa, hakem veya hakem kurulunun ücreti, her yıl Adalet Bakanlığınca ilgili kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının görüşleri alınarak hazırlanan ücret tarifesine göre belirlenir.
Hakem veya hakem kurulu kararında tahkim yargılamasının giderleri gösterilir. Bunlar;
1. Hakemlerin ücretini,
2. Hakemlerin seyahat giderlerini ve yaptıkları diğer masrafları,
3. Hakem veya hakem kurulu tarafından atanan bilirkişilere ve yardımına başvurulan diğer kişilere ödenen ücretleri ve keşif giderlerini,
4. Hakem veya hakem kurulunun onayladığı ölçüde tanıkların seyahat giderlerini ve yaptıkları diğer masrafları,
5. Hakem veya hakem kurulunun, davayı kazanan tarafın varsa vekili için avukatlık asgarî ücret tarifesine göre takdir ettiği vekalet ücretini,
6. Bu Kanuna göre mahkemelere yapılacak başvurularda alınan yargı harçlarını,
7. Tahkim yargılamasına ilişkin bildirim giderlerini kapsar.
Hakem veya hakem kurulu, davacı taraftan yargılama giderleri için avans yatırmasını da isteyebilir. Avans, hakem veya hakem kurulu kararında öngörülen süre içinde ödenmemişse hakem veya hakem kurulu yargılamayı durdurabilir. Yargılamanın durdurulduğunun taraflara bildirilmesinden itibaren otuz gün içinde avans ödenirse yargılamaya devam olunur, aksi halde tahkim yargılaması sona erer.
Hakem veya hakem kurulu kararını verdikten sonra, taraflara, yatırılmış olan avansların harcama yerlerini ve miktarlarını gösterir bir belge verir ve varsa kalan avansı ödeyene iade eder.
Taraflar aksini kararlaştırmadıkça yargılama giderleri haksız çıkan tarafa yüklenir. Davada her iki taraf da kısmen haklı çıkarsa, yargılama giderleri haklılık durumuna göre taraflar arasında paylaştırılır. Hakem veya hakem kurulunun yargılamayı sona erdiren veya taraflar arasındaki sulhu tespit eden kararında da yargılama giderleri gösterilir.
VII. MİLLETLERARASI TAHKİM ÜCRET TARİFESİ
Milletlerarası Tahkim Ücret Tarifesi Yönetmeliği 4686 sayılı Kanunun 16 ve geçici 1 inci maddesine dayanarak Adalet Bakanlığınca hazırlanmış ve 28.12.2001 tarih ve 24624 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmeliğin üçüncü maddesine göre taraflar aksini kararlaştırmadıkça, tek hakemli davalarda hakemin seçildiği, birden çok hakemli davalarda ise hakem kurulunun ilk toplantı tutanağının düzenlendiği tarihten başlayarak, tahkim yargılamasının sona ermesi ile hakemlik ücretine hak kazanılır.
Anılan Kanunun geçici birinci maddesine göre taraflarla hakem veya hakem kurulu arasında ücretin belirlenmesi konusunda anlaşmaya varılamazsa veya tahkim anlaşmasında ücretin belirlenmesine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmazsa ya da taraflarca hakem veya bu konuda yerleşmiş milletlerarası kurallara veya kurumsal tahkim kurallarına yollama yapılmamışsa, hakem veya hakem kurulunun ücreti, Adalet Bakanlığınca bir ücret tarifesi hazırlanıncaya kadar, uyuşmazlığın niteliği ve tahkim yargılamasının süresi dikkate alınarak asliye hukuk mahkemesince takdir edilir.
Hakem veya hakem kurulunun ücreti, Adalet Bakanlığınca ilgili kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının görüşleri alınarak, konusu para ile değerlendirilebilen davalarda nispi, konusu para ile değerlendirilemeyen davalarda ise maktu olmak üzere ücret tarifesiyle belirlenir. Ücret tarifesinde gerekli görülecek değişiklikler, ilgili kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının görüşleri alınarak, her yıl Mart ayında Adalet Bakanlığınca tespit olunur. Yeni tarife yürürlüğe girinceye kadar eski tarife uygulanır.
Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan Milletlerarası Tahkim Ücret Tarifesi 11.03.2005 tarih ve 25752 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Milletlerarası Tahkim Kanunu uyarınca, taraflarla hakem veya hakem kurulu arasında ücretin belirlenmesi konusunda anlaşmaya varılamaz veya tahkim anlaşmasında ücretin belirlenmesine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmazsa ya da taraflarca bu konuda yerleşmiş milletlerarası kurallara veya kurumsal tahkim kurallarına yollama yapılmamışsa, hakem veya hakem kurulunun alacağı ücret hususunda bu tarife hükümleri uygulanır.
ÜCRET TARİFE TABLOSU
|
ANLAŞMAZLIK KONUSU DEĞER
|
ÜCRET
|
ALT SINIR
|
ÜST SINIR
|
TEK HAKEM
|
3 VEYA DAHA FAZLA SAYIDA HAKEM
|
0-
|
500.000-YTL
|
% 5
|
% 8
|
500.000,01-YTL-
|
1.000.000-YTL
|
% 4
|
% 5
|
1.000.000,01-YTL-
|
2.000.000-YTL
|
% 3
|
% 4
|
2.000.000,01-YTL-
|
5.000.000-YTL
|
% 2
|
% 3
|
5.000.000,01-YTL-
|
|
% 1
|
% 2
|
- Bu tarife 15 Mart 2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
· Hakem kararının düzeltilmesi, yorumlanması veya tamamlanması hallerinde ek hakem ücreti ödenmez.
- Hakemlerden birinin, bu tarifede düzenlenmeyen herhangi bir nedenle görevinin sona ermesi ile hukuki veya fiili sebeplerle görevini zamanında yerine getirememesi nedeniyle çekilmesi veya tarafların bu yönde anlaşmaları ile hakemlik yetkisinin sona ermesi durumunda ve konusu para ile değerlendirilemeyen işlerde bu tarife hükümleri uygulanmaz.
- Tarifede yazılı hakem ücreti, tahkim davasının açıldığı tarihten itibaren nihai hakem kararı verilinceye kadar yapılan dava ile ilgili iş ve işlemlerin karşılığıdır.
- Hakemlik ücreti tahkim yargılamasının sona ermesi ile hak edilir.
- Hakem veya hakem kurulunca kısmi karar verilmesi halinde ücret, kısmi karar konusu uyuşmazlığın değerine göre belirlenir. Kısmi kararın, nihai karar olarak verilmesi halinde ücret tarifesinde yazılı ücretin tamamına hükmedilir.
- Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça başkanın ücreti, hakemlerden her birine ödenecek hakem ücretinin yüzde on fazlası olarak hesaplanır. Ücret tarifesine ilişkin tabloya göre belirlenecek ücret, bu husus da gözetilmek suretiyle hakemler arasında paylaştırılır.
- Ücret, davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan tarifeye göre verilir.
VIII. ÜCRETİN KISMEN ÖDENMESİ VE ÜCRET ÖDENMEYEN HALLER
1. Hakemlerden birinin veya hakem kurulunun Milletlerarası Tahkim Kanununun 7/H maddesi uyarınca görevinin sona ermesi halinde, ücret tarifesinde yazılı ücretin dörtte birine hükmedilir. Anılan fıkraya göre Hakem veya hakem kurulu, tahkim anlaşmasının mevcut veya geçerli olup olmadığına ilişkin itirazlar da dahil olmak üzere, kendi yetkisi hakkında karar verebilir. Hakem veya hakem kurulunun yetkisizliğine ilişkin itiraz; en geç ilk cevap dilekçesinde yapılır. Tarafların hakemleri bizzat seçmiş veya hakem seçimine katılmış olmaları, hakem veya hakem kurulunun yetkisine itiraz etme haklarını ortadan kaldırmaz. Hakem veya hakem kurulunun yetkisini aştığına ilişkin itiraz derhal ileri sürülmezse geçerli olmaz.
2. Hakem, taraflarca kararlaştırılan niteliklere sahip olmadığı, taraflarca kararlaştırılan tahkim usulünde öngörülen bir ret sebebi mevcut bulunduğu, tarafsızlığından şüphe etmeyi haklı gösteren hal ve şartlar gerçekleştiği takdirde reddedilebilir. Bu şekilde görevin sona ermesi halinde hakeme ücret ödenmez.
3. Taraflarca aksi kararlaştırılmamışsa, tahkim yargılamasında görevi kabul eden hakem, haklı bir neden olmaksızın görevini yerine getirmekten kaçındığı takdirde, tarafların bu nedenle uğradığı zararı ödemekle yükümlüdür. Bu nedenle hakemlik görevi sona ererse hakeme hakemlik ücreti ödenmez.
4. Bir hakem hukuki veya fiili sebeplerle görevini hiç ya da zamanında yerine getiremediği takdirde hakemlik yetkisi, hakemin çekilmesi veya tarafların bu yönde anlaşmaları ile sona erer. Bu durumda hakeme ücret ödenmez. Taraflardan her biri, aralarında hakemin çekilmesini gerektiren sebeplerin varlığı konusunda uyuşmazlık olursa, asliye hukuk mahkemesinden hakemin yetkisinin sona erdirilmesi konusunda karar verilmesini isteyebilir. Asliye hukuk mahkemesinin vereceği karar kesindir.
5. Milletlerarası Tahkim Kanununun 11/C fıkrasının 1 ve 2 nci bentleri gereğince tahkim yargılamasının sona ermesi halinde ücret tarifesinde yazılı olan hakem ücretinin dörtte birine hükmedilir. Bu haller, davacının geçerli bir neden göstermeksizin dava dilekçesini süresinde vermemesi hali ile dava dilekçesinin, 10 uncu maddenin (D) fıkrasının birinci paragrafına[7] uygun olmaması ve eksikliğin hakem veya hakem kurulunca belirlenecek süre içinde giderilmemesidir.
6. Milletlerarası Tahkim Kanununun 13 üncü maddesinin (B) fıkrasının 1, 2, 3, 4, 6 ve 7 nci bentlerinde yazılı hallerden birinin, hakem veya hakem kurulunca taraflara delillerin sunulması hususunda Milletlerarası Tahkim Kanununun 12 nci maddesinin (B) fıkrası uyarınca süre verilmesinden önce gerçekleşmesi halinde tarifede belirlenen ücretin yarısına, süre verilmesinden sonra gerçekleşmesi hâlinde ise tamamına hükmolunur.
Anılan Kanunun 13/B maddesine göre tahkim yargılaması, nihai hakem kararının verilmesi veya aşağıdaki hallerden birinin gerçekleşmesi ile sona erer.
1. Davalının itirazı üzerine hakem veya hakem kurulunun uyuşmazlığın kesin olarak çözümünde davalının hukuki yararı bulunduğunu kabul etmesi hali hariç, davacı davasını geri alırsa,
2. Taraflar, yargılamanın sona erdirilmesi konusunda anlaşırlarsa,
3. Hakem veya hakem kurulu, başka bir sebeple yargılamanın sürdürülmesini gereksiz veya imkansız bulursa,
4. 10 uncu maddenin (B) fıkrasının ikinci paragrafı uyarınca tahkim süresinin uzatılmasına ilişkin talep mahkemece reddedilirse,
5. Taraflarca kararın oybirliğiyle verilmesinin öngörülmesine rağmen, hakem kurulu oybirliğiyle karar veremezse,
6. 11 inci maddenin (B) fıkrasının ikinci paragrafı uyarınca, tahkim yargılamasına devam edilemezse,
7. 16 ncı maddenin (C) fıkrasının ikinci paragrafı uyarınca yargılama giderleri için avans yatırılmazsa,
7. Anlaşmazlığın, davanın konusuz kalması, feragat veya sulh nedeniyle, hakem veya hakem kurulunca taraflara delillerin sunulması hususunda Milletlerarası Tahkim Kanununun 12 nci maddesinin (B) fıkrası[8] uyarınca süre verilmesinden önce sona ermesi hâlinde tarifede belirlenen ücretin yarısına, süre verilmesinden sonra sona ermesi halinde ise tarifede belirlenen ücretin tamamına hükmolunur.
8. İptal davasının kabulü halinde, kabul kararı temyiz edilmezse veya Milletlerarası Tahkim Kanununun 15 inci maddesinin 1 inci bendinin (b), (d), (e), (f), (g) alt bentleri ile 2 nci bendinin (b) alt bendindeki hallerin varlığı sebebiyle kabulü halinde, eski hakemlerden birinin yeniden tayin edilmesi durumunda, ücret tarifesinde yazılı ücretin dörtte birine hükmedilir.
4686 sayılı Kanunun 15 inci maddesine göre Hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabilir. İptal davası yetkili asliye hukuk mahkemesinde açılır, öncelikle ve ivedilikle görülür. Hakem kararları aşağıdaki hallerde iptal edilebilir:
1. Başvuruyu yapan taraf;
a) Tahkim anlaşmasının taraflarından birinin ehliyetsiz ya da tahkim anlaşmasının, tarafların anlaşmayı tabi kıldıkları hukuka veya böyle bir hukuk seçimi yoksa Türk hukukuna göre geçersiz olduğunu,
b) Hakem veya hakem kurulunun seçiminde, tarafların anlaşmasında belirlenen veya bu Kanunda öngörülen usule uyulmadığını,
c) Kararın, tahkim süresi içinde verilmediğini,
d) Hakem veya hakem kurulunun, hukuka aykırı olarak yetkili veya yetkisiz olduğuna karar verdiğini,
e) Hakem veya hakem kurulunun, tahkim anlaşması dışında kalan bir konuda karar verdiğini veya istemin tamamı hakkında karar vermediğini ya da yetkisini aştığını,
f) Tahkim yargılamasının, usul açısından tarafların anlaşmalarına veya bu yönde bir anlaşma bulunmaması halinde,
bu Kanun hükümlerine uygun olarak yürütülmediğini ve bu durumun kararın esasına etkili olduğunu,
g) Tarafların eşitliği ilkesinin gözetilmediğini, ispat ederse veya,
2. Mahkemece;
a) Hakem veya hakem kurulu kararına konu uyuşmazlığın Türk hukukuna göre tahkime elverişli olmadığı,
b) Kararın kamu düzenine aykırı olduğu, tespit edilirse.
b)
Hakem veya hakem kurulunun, tahkim anlaşması dışında kalan bir konuda karar verdiği iddiasıyla açılan iptal davasında, tahkim anlaşması kapsamında olan konuların, tahkim anlaşması kapsamında olmayan konulardan ayrılması mümkün olduğu takdirde, hakem kararının sadece tahkim anlaşması kapsamında olmayan konuları içeren bölümü iptal edilebilir.
IX. TAHKİM ÜCRETLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ
- 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65 inci maddesine göre her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır. Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin iş verene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.
- Tahkim işleri dolayısıyla hakemlerin aldıkları ücretler ile kollektif, adi komandit ve adi şirketler tarafından yapılan serbest meslek faaliyeti neticesinde doğan kazançlar da, serbest meslek kazancıdır.
- Serbest meslek kazancı bir hesap dönemi içinde serbest meslek faaliyeti karşılığı olarak tahsil edilen para ve ayınlar ve diğer suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerden bu faaliyet dolayısıyla yapılan giderler indirildikten sonra kalan farktır.
- Müşteri veya müvekkilinden, serbest meslek faaliyeti ile ilgili olmak üzere para ve ayın şeklinde alınan gider karşılıkları kazanca ilave edilir. Bu şekilde belli bir yere harcanmak üzere alınan paralar da serbest meslek kazancına dahildir.
- Vergi, resim, harç, keşif, şahitlik, bilirkişilik ve ekspertiz gibi hususlara harcanmak üzere müşteri veya müvekkilden alınan ve tamamen bu hususlara sarf edilen para ve ayınlar kazanç sayılmaz. Hakemlerin, bilirkişi, ekspertiz, keşif gibi yollara başvurmaları mümkündür. Bu nedenle taraflardan alacakları ve bu amaçla harcanacak paralar serbest meslek kazancına dahil edilmeyecektir.
- Serbest meslek erbabı, mesleki kazançlarını Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tuttukları "Serbest meslek kazanç defteri" ne istinaden tespit ederler. Serbest meslek kazanç defteri tasdike tabi olan defterlerden bir tanesidir.
- Vergi Usul Kanununun 210 uncu maddesine göre serbest meslek erbabı serbest meslek kazanç defteri tutmak zorundadır. Bu defterin bir tarafına giderler, diğer tarafına da hasılat kaydolunur. Defterin gider tarafına, yapılan giderlerin nevi ile yapıldığı tarih ve hasılat tarafına ise ücretin alındığı tarih ve miktarı ile kimden alındığı yazılır.
- Yabancı parasıyla yapılan ödemeler, ödeme gününün borsa rayici ile borsada, rayici yoksa Maliye Bakanlığınca tespit edilecek kur üzerinden Türk parasına çevrilir.
- Yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemelerden (noterlere serbest meslek faaliyetlerinden dolayı yapılan ödemeler hariç) % 22 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılır. Tevkifatı yapmakla mükellef olanlar Gelir Vergisi Kanununun 94/1 inci maddesinde sayılmaktadır. Buna göre kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zırai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler bu maddede sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.
- Avans olarak yapılan ücret ödemeleri üzerinden de % 22 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekir.
- Katma Değer Vergisi Kanununun birinci maddesine göre Türkiye’de, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler katma değer vergisine tabidir. Tahkim işleri nedeniyle hakemlerin aldıkları ücretler serbest meslek kazancı sayıldığı için bu işlemler % 18 oranında katma değer vergisine tabidir.
- Serbest meslek erbabı sayılan hakemler mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilatı için iki nüsha serbest meslek makbuzu tanzim etmek ve bir nüshasını müşteriye vermek, müşteri de bu makbuzu istemek ve almak mecburiyetindedir.
- Serbest meslek makbuzlarına :
1. Makbuzu verenin soyadı, adı veya unvanı, adresi vergi dairesi ve hesap numarası;
2. Müşterinin soyadı, adı veya unvanı ve adresi;
3. Alınan paranın miktarı;
4. Paranın alındığı tarih yazılır ve bu makbuzlar serbest meslek erbabı tarafından imzalanır. Serbest meslek makbuzları seri ve sıra numarası dahilinde teselsül ettirilir.
- Serbest meslek erbabı için,
1. Ittıla hasıl etmeleri kaydıyla, namlarına, kamu müessesesine, icra dairesine, bankaya, notere veya postaya para yatırılması;
2. Serbest meslek kazancı olarak doğan alacağın başka bir şahsa temliki (Temlikin ivazlı olup olmadığına bakılmaz. İvazlı temliklerde ivazın tahsil şartı aranmaz.) veya müşterisine olan borcu ile takası; tahsil hükmündedir.
X. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
Hukukumuzda tahkim, belli bir meselenin hallinin taraflarca seçilecek hakeme havale edilmesidir. Yabancılık unsuru bulunan durumlarda tahkim milletlerarası nitelik kazanır. Milletlerarası tahkime ilişkin usul ve esasları düzenleyen Milletlerarası Tahkim Kanunu 05.07.2001 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Biz bu yazıda milletlerarası tahkime ilişkin genel esasları açıklamakla birlikte hakem ve hakem kurulunun seçimi, hakemlerin görev ve yetkilerini, tahkim giderleri, hakem ücretleri ve bu ücretlerin tespit şeklini izah ettik. Bunun yanında yazımızın son bölümünde Gelir Vergisi Kanununa göre serbest meslek kazancı sayılan hakem ücretlerinin vergilendirilmesi konusuna değindik.
Şaban KÜÇÜK
Maliye Müfettişi
[1] 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 516 ncı maddesine göre iki taraf aralarındaki nizaı hal için hakem tayin edebilirler. Tahkim hususi bir mukavele ile yapılabileceği gibi herhangi bir mukaveleye bundan tahaddüs etmesi muhtemel nizaın hakemler vasıtasıyla halline dair bir şart da konulabilir. Tahkimin yazılı olması lazımdır. Bu mukavele ve şart yazılı olarak tespit edilmedikçe yok hükmündedir.
[2] Milletlerarası Tahkim Kanunu hükümlerinin taraflar ya da hakem veya hakem kurulunca seçildiği uyuşmazlıklarda da Milletlerarası Tahkim Kanunu hükümleri tatbik edilir.
[3] 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu 21.06.2001 tarihinde kabul edilmiş ve 05.07.2001 gün ve 24453 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
[4] Bu Kanun, Türkiye'de bulunan taşınmaz mallar üzerindeki aynî haklara ilişkin uyuşmazlıklar ile iki tarafın iradelerine tabi olmayan uyuşmazlıklarda uygulanmaz. Türkiye Cumhuriyetinin taraf olduğu milletlerarası antlaşma hükümlerinin saklı olduğu açıktır.
[5] Kamu Hizmetleri İle İlgili İmtiyaz Şartlaşma Ve Sözleşmelerinden Doğan Uyuşmazlıklarda Tahkim Yoluna Başvurulması Halinde Uyulması Gereken İlkelere Dair 4501 sayılı Kanun hükümleri saklıdır.
[6] 4501 sayılı Kanun 22.01.2000 tarih ve 23941 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
[7] Anılan Kanunun 10/D-1 maddesine göre taraflarca kararlaştırılan ya da hakem veya hakem kurulunca belirlenen süre içinde davacı, tarafların ad, unvan ve adreslerini, temsilcisini, tahkim şartını veya sözleşmesini, uyuşmazlığın doğduğu veya ilgili olduğu sözleşme veya hukukî ilişkiyi, iddianın dayandığı olayları, uyuşmazlığın konusunu, miktarını ve istemini içeren dava dilekçesini; davalı ise, cevaplarını içeren dilekçesini hakem veya hakem kuruluna verir. Taraflar dilekçelerine yazılı delillerini ekleyebilir ve ileride sunacakları delillere yollama yapabilirler.
[8] Anılan fıkraya göre taraflar, delillerini hakem veya hakem kurulunca belirlenen süre içinde verirler. Hakem veya hakem kurulu, delillerin toplanmasında asliye hukuk mahkemesinden yardım isteyebilir. Bu takdirde mahkeme, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerini uygular.