Bu çalışmamızda, günümüz koşullarında satış artırma çabası olarak, gündemi sıkça meşgul eden, promosyon uygulamalarının amacı, promosyon şekline bağlı olarak nasıl bir yol izlenmesi gerektiği, giderleştirilmesi, belge düzeni ve muhasebe kayıtları, maliyet-kârlılık analizinin her yönüyle yapılması gerektiği hususlarını açıklamaya çalıştık.
Promosyon Nedir?
Fransızca kökenli bir kelime olan, "Promotion" kelimesinin TDK Türkçe Güncel Sözlüğü'nde karşılığı “Bir malı geniş kitlelere tanıtmak ve o malın sürümünü sağlamak amacıyla yapılan çalışmalar” şeklinde tanımlanmaktadır. Promosyon ürünlerine yönelik ilk uygulamalar, 1960’lı yıllarda bankaların hatırlı müşterilerine kumbara, duvar takvimi, kalem vermesi şeklinde başlamıştır. Söz konusu uygulama 1990’lı yıllarda önemli bir ivme göstererek günümüz promosyon sektörünün oluşumuna önemli etki yapmıştır.
İşletmelerin, günümüz enflasyonist ve rekabetçi şartlarından olumsuz yönde etkilenmek istememeleri ve satışlarını artırma amacı gütmeleri reklam (TV, Yazılı Basın ve Bilbord) sektöründen sonra promosyon sektörüne de yönlenmelerine neden olmuştur. Bu durum işletmeleri promosyon çalışmaları için de ciddi anlamda bütçe ayırmaya itmiştir.
Promosyon Uygulamasında Amaç Nedir?
Bilindiği üzere promosyon çalışmaları günümüz enflasyonist ve rekabetçi şartlarından dolayı ticari hayatın vazgeçilmez satış tekniklerinden birisidir. İşletmelerin söz konusu uygulamayı benimsemelerindeki temel amaçlar;
- Satış hasılatını yükseltmek ve sürekli kılmak
- Markayı veya ürünü piyasaya kabul ettirmek(Markalaşmak)
- Kalıcı olmayı sağlamak, tercih edilen konumuna kavuşmak
- Emsal işletmelerle rekabet gücünü artırmak
- İktisadi faaliyetini genişletmek
şeklinde özetlenebilir.
Promosyon Uygulamasında Nasıl Bir Yol İzlenmelidir?
Çeşitli sektörlerde ve şekillerde karşımıza çıkan promosyon çalışmalarını üç ana gruba ayırabiliriz;
Şans Unsuruna Bağlı Olan kampanyalar: Millî Piyango İdaresi'nin denetiminde olup, 04 Ekim 2006 tarih ve 26309 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan "Nakit Karşılığı Olmayan Piyangolar ve Çekilişler Hakkında Yönetmelik" hükümlerine tabidir.
Destek Ürün Verilmesi Şeklinde Olan Kampanyalar:Bir merciden izin alınmasını gerektirmeyen, belirli sayıda veya tutarda satışı gerçekleşen ürünün yanında, tüketicileri veya aracı kurumları(toptancı, perakendeci) ödüllendirerek başkaca bir ürünün verilmesi durumudur.
Kampanyalı satış: Kampanyalı Satış,Sanayi Bakanlığı'ndan veya Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüklerinden izin alınarak, gazete, radyo, televizyon ilânı ve benzeri yollarla tüketiciye duyurularak düzenlenen kampanyalara iştirakçi kabul edilmesi ve malın veya hizmetin daha sonra teslim veya ifa edilmesi suretiyle yapılan satımdır.
Aşağıda yer alan malların Kampanyalı Satışa konu olması durumunda, “Kampanyalı Satış İzin Belgesi” alınması zorunludur:
- Konut ve tatil amaçlı taşınmaz,
- Motorsiklet,
- Otomobil,
- Minibüs
Yukarıda belirtilen mal gruplarına ait ülke genelini kapsayan kampanyalı satış düzenleyenler Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü’ne, yerel düzeyde kampanya düzenleyenler ise merkezlerinin bulunduğu Sanayi Bakanlığı ve Ticaret İl Müdürlüğü’ne müracaat ederek “Kampanyalı Satış İzin Belgesi” almak zorundadırlar.
Kampanya düzenleme yetki belgelerinin geçerlilik süresi iki yıl olup, Kanun ve Yönetmeliğe aykırı uygulamaların tespitinde Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğünün veya Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüklerinin uyarılarına rağmen durumun düzeltilmemesi halinde verilen izin belgesi iptal edilir.
“Konut ve tatil amaçlı taşınmaz, Motorsiklet, Otomobil, Minibüs dışında kalan mal ve hizmetlerin, kampanyalı satış yöntemi ile satılması durumunda Sanayi Bakanlığından veya Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüklerinden izin alınmasına gerek yoktur."
Promosyon Ürünlerinin Giderleştirilmesi Nasıl Olmalıdır?
Promosyon ürünlerinin giderleştirilmesine ilişkin hükümler Gelir Vergisi Kanunun 40/1 maddesinde düzenlenmiş olup; ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler; (İhracat, yurt dışında inşaat, onarma, montaj ve taşımacılık faaliyetlerinde bulunan mükellefler, bu bentte yazılı giderlere ilaveten bu faaliyetlerden döviz olarak elde ettikleri hâsılatın binde beşini aşmamak şartıyla yurt dışındaki bu işlerle ilgili giderlerine karşılık olmak üzere götürü olarak hesapladıkları giderleri de indirebilirler.) denilmektedir.
Konuya ilişkin detaylı açıklamalar ise, 25.12.1995 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 50 Sıra No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinde yapılmış olup,"Firmaların iktisadi faaliyetini genişletme, emsal işletmelerle rekabet edebilme, üretim veya satışını yaptıkları mallara olan talebi koruma veya artırma amacıyla bir malın yanında başka bir mal verilmesi şeklinde gerçekleşen işlemlerde, promosyon ürünü açısından bir bedelsiz teslim söz konusu olmamaktadır. Zira, firmanın genişleyen faaliyetiyle bağlantılı olarak işletmede yaratılan katma değer artmaktadır. Nitekim piyasadan satın alınan veya ithal edilen malların promosyon ürünü olarak müşterilere verilmesi, mükellefler açısından pazarlama gideri niteliğini taşımakta ve bu malların alış bedelleri Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin 1 numaralı bendine göre gider olarak kaydedilebilmektedir" denilmektedir.
Gerek Gelir Vergisi Kanunun 40/1 maddesi ve gerekse 50 Sıra No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinde yapılan açıklamalara istinaden satış ve rekabet koşullarında piyasada tutunma ve sürekliliği sağlayabilmek adına verilen mücadelede, promosyon işlemlerine ilişkin harcamaların gider olarak yazılması veya maliyet unsuru olarak değerlendirilmesi mümkündür.
Promosyon Teslimlerinde Belge Düzeni Nasıl Olmalıdır?
Promosyonlu satışlara konu ürünlerin teslimi sırasında düzenlenmesi gerekli belgelere ilişkin Vergi Usul Kanunu'nda özel bir açıklamanın bulunmaması, söz konusu satış esnasında tevsik edici vesikaların düzenlenip düzenlenmeyeceği hususu tereddütlere yol açmaktadır.
Görüşümüze göre promosyonlu ürünlerin teslimi normal bir ticari mal satışından farksız olup, VUK belirtilen hükümlere uygun olarak belge düzenlemeli ve söz konusu belgeye satışın promosyon amaçlı olduğuna dair şerh düşülmelidir. Satışa ilişkin fatura “miktar ıskontosu" ya da " tutar ıskontosu" şeklinde düzenlenmelidir.
Konuya ilişkin çeşitli tarihlerde Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından verilen muktezalarda görüşümüzü destekler niteliktedir.
İzmir Defterdarlığı tarafından verilen 06.03.1997 tarihli -3030 sayılı Mukteza’da;
“Fatura satılan emtia veya yapılan iş karşılığında emtiayı satan yada işi yapan tarafından düzenlenmesi zorunlu bir vesikadır. Ancak asıl malla beraber satışları hızlandırmak amacıyla promosyon olarak verilen ürünler için satış hükmünde olmadığı ve bir bedel ödemesi gerekmediğinden fatura düzenleme zorunluluğu yoktur. Bu tür promosyon ürünler için fatura düzenlenmesi gerektiğinde bedel yazılmadan asıl malın promosyon ürünü olduğu belirtilerek fatura düzenlenmesinde bir sakınca bulunmamaktadır.”denilmektedir.
Promosyonlu Ürünlerde Katma Değer Vergisi Uygulaması Nasıl Olmalıdır?
Makalemizde KDV Uygulaması üzerinde çok durmasak ta, şu detayları belirtmekte fayda görüyoruz;
Promosyon ürünü olarak verilen malın tabi olduğu Katma Değer Vergisi oranının;
- Satışı yapılan mala ait katma değer vergisi oranına eşit veya daha düşük oranda olması halinde promosyon ürünü için yüklenilen katma değer vergisinin tamamı indirim konusu yapılır.
- Satışı yapılan malın tabi olduğu Katma Değer Vergisi oranından yüksek olması halinde ise, promosyon ürünü için yüklenilen Katma Değer Vergisinin, satışı yapılan malın tabi olduğu orana isabet eden kısmı indirim konusu yapılır. İndirim konusu yapılamayan kısmı ise gider veya maliyet olarak dikkate alınır.
- Öte yandan, promosyon ürünü olarak verilen malların alışı sırasında yapılan diğer giderlere ilişkin yüklenilen katma değer vergilerinin de genel hükümler çerçevesinde indirim konusu yapılacağı tabidir.
Promosyonlu Ürünleri Satan İşletme Açısından Muhasebe İşleyişi Nasıl Olmalıdır?
Promosyon amaçlı alınan ürünleri, bazı uygulamacılar stok hesapları ile ilişkilendirmeden direkt gider unsuru olarak değerlendirmekte ve bu durum inceleme yapanlarca eleştirilmektedir. Eleştirilere muhatap olmamak için promosyon amaçlı alınan ürünler stok hesapları(157-Diğer Stoklar) ile ilişkilendirilmeli ve aşağıdaki şekilde kayıtlara alınmalıdır:
Birinci Aşama; Promosyon Amaçlı Alınan Ürünün Kayıtlara Alınması
157.01 Promosyon Ürünleri 100 YTL
191 İndirilecek KDV 18 YTL
320. Satıcılar 118 YTL
İkinci Aşama; Ürünün Promosyon Kapsamında Müşteriye Teslimin Kayıtlara Alınması
120. Alıcılar 2.360 YTL
600. Satışlar 2.000 YTL
391 .Hesaplanan KDV 360 YTL
(Yukarıdaki muhasebe kaydında, mal satışına ilişkin fiyatın belirlenmesinde promosyon amaçlı verilen ürünün maliyeti de dikkate alınmıştır. Satış esnasında promosyona konu malın teslimi de yapılmıştır.)
Üçüncü Aşama; Teslime Konu Promosyon Ürününün Giderleştirilmesi
760. Pazarlama Satış Dağ. Gideri 100 YTL
157. Promosyon Ürünleri 100 YTL
Promosyon Ürünleri Kazanan İşletme Açısından Muhasebe İşleyişi Nasıl Olmalıdır?
Ticari işletmeler tarafından kazanılan promosyon ticari örf ve teamüle uygun kalem, çakmak, kravat gibi bedeli düşük bir ürün değil ise, şahsi kazanım olarak algılanmamalıdır. Şöyleki, ticari işletmenin alımlarından sağlamış olduğu, promosyon ürünü bir bilgisayar, kesinlikle firma kayıtlarına intikal ettirilmeli, şahsi bir kazanım olarak değil, firmanın kazanımı olarak görülmelidir. Bazı promosyon faturaları üzerinde, promosyon ürünleri bedeli ıskonto şeklinde gözükse de, bazı faturalarda satışa konu ana ürünlerin fiyatına dahil edilmekte, faturada sadece şerh düşülerek belirtilmektedir. Bu durumda kazanılan promosyon ürünü emsal bedeli ile işletme aktifine dahil edilmelidir. Bu durumda uygun kayıt, aşağıdaki gibidir.
255 - Bilgisayar 1.000 YTL
679 – Diğer Olağandışı Gelir ve Kârlar 1.000 YTL
'promosyon olarak gelen bilgisayarın emsal bedeli ile kaydı'
Günümüz koşullarında promosyon çalışmalarına en çok konu olan bayilerdir, bayiler yönüyle bakacak olursak;
Veriliş yöntemi ne olursa olsun, ticarî performansı gösteren ciro, piyasa tutma ve benzeri ölçülere bağlı şekilde verilen ve eşantiyon ölçülerini aşan bedelsiz mallar ( ve hizmetler ) malı elde edenin ticarî hasılatına dahil edilmelidir. Promosyon, prim niteliği arz etmekte ise, karşılıklı faturalaşmak suretiyle belgelenmesi daha uygun olur.
Örnek : X Halı Fabrikası, yapacakları alım tutarı 2.000.000 YTL‘ yi geçen bayilerine kamyon verileceğini duyurmuştur. Halı fabrikası 120.000 (+ KDV) tutarındaki kamyon faturasını almıştır .
Burada fabrika, kamyon faturasını, bir geçici hesaba borç kaydedecek(157-Diğer Stoklar), faturadaki KDV'yi indirecektir. Ayrıca bayie 120.000 (+ KDV ) tutarında kamyon faturası çıkarıp geçici hesabı kapatacak, KDV'yi ise teslimlerin KDV'si hesabına yazacaktır. Bayiden alacağı 120.000 (+KDV) tutarındaki prim faturasını, pazarlama giderleri hesabına geçirecek ve KDV'sini indirecektir.
Bayiin kazandığı bu hediye ticari hasılata dahildir. Dolayısıyla bayiin ödeyeceği gelir ve kurumlar vergisini etkiler. Bayi, kazandığı bu malı sadece şahsı ile ilgili olarak göremez ve ticari işletmesinin kayıtları dışında tutamaz. (Bedava kamyonun bayiin şahsına yönelik ivazsız intikal olarak nitelenmesi mümkün değildir. Çünkü kamyon, kalem, çakmak, kravat gibi örf ve teamüle uygun basit bir hediye değil ayni şekilde verilen ticari prim niteliğindedir.)
Bu kamyonu bayiin işyerinde kullanacağını düşünürsek;
254. Taşıtlar 120.000 YTL
191. İndirilecek KDV 21.600 YTL
320. Satıcılar 141.600 YTL
kaydı ile aktifine almalı, kendisine satış faturası gibi düzenlenen kamyon bedeline karşılık, satıcı firmaya prim faturası düzenleyerek (aynı bedelle) tutarı satıcının hesabından düşecektir. Satıcı ise bu prim faturasını 760. Pazarlama Satış Dağıtım Gideri olarak dikkate alacaktır.
Bayinin düzenleyeceği prim faturasına karşı, yapacağı yevmiye kaydı şöyle olmalıdır;
320. Satıcılar 141.600 YTL
602. Diğer Gelirler 120.000 YTL
391. Hesaplanan KDV 21.600 YTL
Prim faturasını alan satıcı işletmenin kaydı ise,
760. Paz. Sat. Dağ. Gideri 120.000 YTL
191. İndirilecek KDV 21.600 YTL
120. Alıcılar 141.600 YTL
şeklinde olacaktır.
Promosyon Uygulamasına Farklı Bir Bakış; Başa Baş Analizi Yapılmalı mıdır?
Ticari faaliyetleri gereği kâr beklentisi içinde olan firmalar, bu beklentilerini gerçekleştirebilmek için, öncelikle maliyet analizlerini iyi yapmalıdırlar. Promosyonlu satış çabası içine giren büyük firmalarda ilk gaye ürünün piyasaya tanıtılması, benimsenmesinin sağlanması yönündedir. Bu çaba, tepkinin oluşmasından sonra bireylerde satın alma arzusunu uyandırmak ve nihayetinde satışı gerçekleştirme yönünde gelişecektir. Ürüne karşı ilginin ölçülmesi aşamasında firmalar, çok az bir kârlılık beklentisi içindedirler veya hiç kâr beklentisi olmadan hareket ederler. Teoride, Başa Baş Noktası olarak kabul edilen bu durum, markalaşmada ve piyasada yer edinmede büyük firmalar için çok önemli bir yöntem olarak kabul edilmektedir
Başa Baş Noktası (break even point); Tüm gelirlerin tüm giderleri karşıladığı ve birbirine eşit olduğu noktadır. Uygulanan formül ‘BBN= Sabit Giderler / Birim Satış Fiyatı-Birim Değişken Maliyetler’ şeklindedir.
Firmaların giderleri değişken giderler ve sabit giderler olarak ayrılmaktadır. Makalemiz konusu promosyon ürünleri, programlanmış sabit giderler(yöneticiler tarafından harcanacak tutarın üst seviyesi belirlenen, bütçeden alınan ödenekler üzerinden yapılan giderler) grubundadır.
Sabit maliyetlerde ortaya çıkan artış ve azalış, işletmenin net kârı üzerinde değişmeye neden olacaktır. Diğer faktörler değişmeksizin toplam sabit maliyetlerdeki bir azalma, doğrudan doğruya işletmenin net kârını etkilemektedir. Birim katkı payının ve katkı oranının değişmemesine karşılık, toplam sabit maliyetler, düştüğü için, işletmenin gelirleri ile giderlerini karşılayabilme gücü yükselmektedir. Bir başka ifadeyle, gelirleri ile giderlerini daha kolaylıkla karşılayabilmektedir.
Durumu Başa Baş Analiz Tekniği ile açıklamaya çalışalım;
Tek Üründe Başa Baş Noktası Analizi
|
Birim satış fiyatı
|
30 TL
|
Birim başına değişken gider
|
10 TL
|
1
|
2
|
3
|
4
|
5
|
6
|
Üretilen ve Satılan
Miktar
|
Sabit
Giderler (YTL)
|
Toplam
Değişken
Gider (YTL)
|
Toplam
Giderler (YTL)
|
Satış
Hasılatı
|
Kâr
veya
Zarar
|
16
|
500,00
|
160,00
|
660,00
|
480,00
|
-180,00
|
19
|
500,00
|
190,00
|
690,00
|
570,00
|
-120,00
|
22
|
500,00
|
220,00
|
720,00
|
660,00
|
-60,00
|
25
|
500,00
|
250,00
|
750,00
|
750,00
|
0,00
|
28
|
500,00
|
280,00
|
780,00
|
840,00
|
60,00
|
31
|
500,00
|
310,00
|
810,00
|
930,00
|
120,00
|
34
|
500,00
|
340,00
|
840,00
|
1020,00
|
180,00
|
Tablo değerlerine göre firmanın kâra geçiş noktasına ulaşabilmek için 25 birim satış yapması şarttır. 25 birimde firma ne kâr, ne zarar konumunda olacaktır. 25 birimden sonraki her adet için kâra geçmiş olacaktır.
Firma, sabit giderleri içerisinde promosyon tutarına 50 YTL dersek, %10’u promosyon gideri olacaktır. Toplam giderlerde ise, her bir birimde % 8’lik maliyete tekabül edecektir. Katlanılan maliyet ile satışta istenilen artış düzey yakalanmakta ise promosyon ürünü maliyeti bizi etkilemeyecektir.
Grafikle açıklamaya çalışalım;
- Siyah okla göstermiş olduğumuz nokta, gelir ve masraflarımızın eşit olduğu , başa baş noktasıdır ve bu noktadan sonraki her birimin satışı, kâr getirecektir.
- Toplam masraflar ve satışlar çizgilerinde, başa baş noktasının üzerinde kalan kısım kârı, başa baş noktasının altındaki kısım zararı göstermektedir.
- Toplam masraflar ile sabit giderler, arasındaki çizgili bölge değişken giderleri oluşturmaktadır.
- Turuncu kesik çizgilerle gözüken, satış tutarı eksenine uzanan çizgilerle, kâra geçtiğimiz YTL tutarları ve satış adedi görülebilmektedir.
Bu analizlerin yapılması ile işletmeler kesinlikle hangi noktada olduklarını görebileceklerdir. Oluşan maliyet ve kâr ilişkisi dikkate alınarak promosyon çalışması için, ayrılabilecek bütçenin tutarının belirlenmesine de yardımcı olacaktır. Örneğin; % 20 kâr marjı ile çalışılan bir sektörde, minimum kabul edilebilir kârlılık düzeyi % 10 ise, yapılan giderlerin toplamı ile, kabul edilebilir %10 kârlılık oranının altına inilmesi, firmaların eleştiri konusu olmasına neden olacaktır. Bu yüzden firmalar promosyon çalışmalarına yönelik verilerini enine boyuna gözden geçirmeli ve sonucu tahmin ederek hareket etmelidir. Getirisi, maliyetinin altında kalacak bir çalışmaya girmenin hiçbir cazibesi olmayacaktır.
Eşantiyon ve Numune Malların İşleyişi Nasıl Olmalıdır?
Firmaların belirli zamanlarda, özellikle dini bayramlarda ve yılbaşlarında kendi tanıtımlarını yapmak amacıyla her hangi bir bedel almaksızın kalem, anahtarlık, ajanda, takvim ve benzeri eşya dağıtmaları geleneksel hale gelmiştir. Ticari hayatta eşantiyon olarak adlandırılan bu ürünler, her ne kadar işletmede tüketilmemekte ise de ayni pazarlama gideri niteliğinde olduğundan, bu ürünlerin müşterilere ayrıca bir bedel alınmaksızın teslimi katma değer vergisi hesaplanmasını gerektirmemektedir.
Firmalar halen satışını yaptıkları veya piyasaya yeni çıkardıkları bir ürünün tanıtımını sağlamak amacıyla numune mallar üretmekte ve bu mallan da ayrıca bir bedel tahsil etmeksizin vermektedir. Ana malın bütün özelliklerini taşımakla birlikte, satışa konu edilemeyecek bir miktarla sınırlı olan ve üzerinde "Numunedir, parayla satılmaz, vb." ibareleri taşıyan bu mallar da, işletmede tüketilmemekle birlikte ayni pazarlama gideri özelliğini taşıdığından, bu malların bedel alınmaksızın teslimi de eşantiyonlarda olduğu gibi katma değer vergisi hesaplanmasını gerektirmemektedir.
Eşantiyon ve Numune malların KDV yönünden vergilendirilmemesi için;
Ticari teamüllere uygun nitelikte ve miktarda olması, ayrıca bir satışa konu olmayacak şekilde verilmesi, ilaveten, numune malların firmanın ünvanı ve para ile satılamayacağını belirten bir şerhi taşıması gerekmektedir. İşletmenin iktisadi faaliyetini yaygınlaştırmaya ve tanıtmaya yönelik olarak verilen bu mallar için yüklenilen vergiler, genel hükümler çerçevesinde indirim konusu yapılacaktır.
SONUÇ
Promosyon faaliyetleri, günümüzde işletmelerin amaçlarına maksimum şekilde ulaşmada, satışı destekleyici en önemli tekniklerden biridir. Bu faaliyetlerin inandırıcı ve ikna edici nitelikte olması durumunda dikkat çekmek, ilgi uyandırmak, istek uyandırmak ve nihayet bu arzuyu satın alma işlemine çevirmek suretiyle pazarlama ve dolayısıyla işletme amaçlarına hizmet etmek mümkündür.
1- Kampanyalı satışlarda (promosyon), “Konut ve tatil amaçlı taşınmaz, motosiklet, otomobil ve minibüs” gibi ürünler kampanyaya konu ise Sanayi Bakanlığından veya Ticaret İl Müdürlüklerinden izin alınması gerektiği bunların dışında, belirli sayıda veya tutarda satışı gerçekleşen ürünün yanında, tüketicileri veya aracı kurumları (toptancı,perakendeci) ödüllendirerek başkaca bir ürünün verilmesi durumunda izne gerek olmadığı,
2- Promosyon amaçlı teslimler işletmeler açısından pazarlama gideri niteliğini taşıdığından bu malların alış bedellerinin tevsik mecburiyeti ile Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin 1 numaralı bendine göre, safi kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabileceği,
3- Promosyon ürünü olarak verilen malın (aynı işletmede imal veya inşa edilenler dahil) tabi olduğu katma değer vergisi oranının satışı yapılan mala ait katma değer vergisi oranına isabet eden tutarının indirim konusu yapılabileceği, artan kısmının maliyet veya gider unsuru olarak değerlendirileceği,
4- İşletmelerin promosyon çalışmaları ile ilgili karar almadan önce, başa baş analizlerini yapmalarının daha sağlıklı sonuçlar alabilmelerine yardımcı olacağı ve firmaların içinde bulundukları sektörün, minimum kârlılık düzeyinin altına inilmesi halinde, eleştiriye maruz kalacakları,
5- İşletmelerin promosyon faaliyeti kapsamında yaptıkları teslimler için ticari mal niteliği taşımasa da, belge düzenlenmesi ve belge üzerinde aranılan ibarelerin (promosyon satışı olduğu) kullanılması gerektiği, söylenebilir.
Kaynaklar
- 50 Nolu KDV Genel Tebliği
- Mehmet Maç KDV Uygulamaları 5 Nolu Kitabı
- Kampanyalı Satışlara İlişkin Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik
- Kampanyalı Satışlara İlişkin Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair
Yönetmelik
Melike ONAN
Denetçi