Serbest Bölgelerde Kurumlar Vergisi İstisnası Uygulaması
İlkay SUVAKÇI
SMMM
I. Giriş
3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’nda 5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla yapılan düzenleme ile serbest bölgelerde vergi mevzuatına ilişkin hükümlerin uygulanmasına başlanılmıştır. Uygulama ile tam ve dar mükelleflerin bölgedeki gelir ve kurumlar vergisi muafiyeti sona ermiştir. 5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 9 uncu maddesiyle eklenen Geçici 3 üncü madde ile de geçiş dönemine ilişkin istisna uygulaması düzenlenmiştir.
Serbest Bölgeler Kanunu’nun 6 ncı maddesine göre serbest bölgeler gümrük bölgesi dışında sayılır. Serbest bölgelerde gümrük ve kambiyo mükellefiyetine dair mevzuat hükümleri uygulanmaz. İşleticiler ve kullanıcılar yatırım ve üretim safhalarında Bakanlar Kurulunca belirlenecek vergi dışı teşviklerden yararlandırılabilir.
Geçici 3 üncü madde ile serbest bölgelerde gerçekleştirilen faaliyetler dolayısıyla elde edilen kazançlar (faaliyet ruhsatlarında belirtilen süre ile sınırlı olmak üzere) gelir veya kurumlar vergisinden müstesnadır. Ancak bu istisnanın 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu kapsamında yapılacak tevkifata etkisi yoktur. Yani serbest bölgelerde gerçekleştirilen faaliyetler dolayısıyla elde edilen kazançların dağıtımında Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinin birinci fıkrasının 6 numaralı bendinin (b) alt bendi kapsamında kâr payından stopaj yapılacaktır.
Geçici 3 üncü madde ile serbest bölgelerde istihdam edilen personele ödenen ücretler 31.12.2008 tarihine kadar gelir vergisinden müstesnadır. Ruhsatlarda belirtilen süre 31.12.2008 tarihinden daha önceki bir tarihte sona eriyorsa, istisna uygulamasında ruhsatta yer alan sürenin bitiş tarihi dikkate alınacaktır.
Yine Serbest bölgelerde gerçekleştirilen faaliyetler ile ilgili olarak yapılan işlemler 31.12.2008 tarihine kadar her türlü vergi, resim ve harçtan müstesnadır.
Ancak, Serbest bölgelerde faaliyette bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin bu bölgelerde imal ettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri kazançları, Avrupa Birliğine tam üyeliğin gerçekleştiği tarihi içeren yıllık vergileme döneminin sonuna kadar gelir veya kurumlar vergisinden müstesnadır.
II. Geçiş Döneminde Kurumlar Vergisi İstisnasının Kapsamı
06.02.2004 tarihine kadar (bu tarih dahil) serbest bölgelerde faaliyette bulunmak üzere faaliyet ruhsatı almış mükelleflerin, ruhsatlarında belirtilen süre ile sınırlı olmak üzere bölgelerde gerçekleştirdikleri faaliyetler dolayısıyla elde ettikleri kazançlar kurumlar vergisinden istisnadır.
Faaliyet ruhsatı almak üzere ilgili mercilere başvurmuş olmakla birlikte, 06.02.2004 tarihine kadar henüz faaliyet ruhsatı alamamış mükelleflerin bu istisna hükümlerinden faydalanabilmeleri mümkün değildir.
İstisna, sadece faaliyet ruhsatlarında belirtilen süre ile sınırlı olmak üzere serbest bölgelerde yürütülen faaliyetlerden elde edilen kazançlara ilişkindir. Dolayısıyla, serbest bölgelerde şubesi bulunan kurumlar ile kanuni veya iş merkezi serbest bölgelerde olan mükelleflerin, bu bölgeler dışında yürüttükleri faaliyetlerden elde ettikleri kazançlar istisna kapsamında değildir.
III. İstisna Kazanç Tutarının Tespiti
a. Kazanç Tanımı
Mükelleflerin serbest bölgelerdeki faaliyetlerinden elde ettikleri hasılattan bu faaliyetlere ilişkin olarak yapılan giderlerin düşülmesi sonucu bulunacak kazanç, kurumlar vergisinden istisnadır.
b. Kur Farkı ve Vade Farkı
Serbest bölgelerde yürütülen faaliyetlerden doğan alacaklara ilişkin kur farkı ve vade farkı gelirleri istisna kapsamında değerlendirilir.
c. Repo Gelirleri
Serbest bölgelerde yürütülen faaliyetler çerçevesinde elde edilen hasılatın, serbest bölgelerde yürütülen faaliyetler çerçevesinde yapılacak ödemelerde kullanılıncaya kadar geçici olarak serbest bölgelerde mevduat hesaplarında veya repo işlemlerinde değerlendirilmesi sonucu elde edilen gelirler de söz konusu istisnadan yararlanabilecektir.
d. İstisna Kapsamında Olan Faaliyetlere Ait Hasılat, Maliyet ve Gider Unsurlarının Diğer Faaliyetlerle İlişkilendirilmemesi
İstisna kazancın ve bu bağlamda kurumlar vergisi matrahının tespiti açısından, istisna kapsamında bulunan ve bulunmayan hasılat, maliyet ve gider unsurlarının ayrı ayrı izlenmesi ve istisna kapsamında olan faaliyetlere ait hasılat, maliyet ve gider unsurlarının, diğer faaliyetlerle ilişkilendirilmemesi ve kayıtların da bu ayrımı sağlayacak şekilde tutulması gerekmektedir.
e. İstisna Kapsamında Olan Faaliyetlerin Zararla Sonuçlanması
Serbest bölgelerde yürütülen ve istisna kapsamında olan faaliyetlerin zararla sonuçlanması halinde, bu zararların istisna kapsamında olmayan diğer faaliyetlere ilişkin kazançlardan indirilmesi mümkün olmadığı gibi ertesi yıla devredilmesi de mümkün değildir.
f. Serbest Bölgede Faaliyet Gösteren Şubenin İstisnadan Yararlanma Durumu
Serbest bölgede faaliyet gösteren şubeler istisnadan yararlanabilmektedir.
Konuya ilişkin İstanbul Sekizinci Vergi Mahkemesi’nin, 27.04.2005 tarih ve E. 2004/2004, K. 2005/927 sayılı Kararı şu şekildedir; “3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’nun 6. maddesinde, serbest bölgelerin gümrük hattı dışında sayılacağı, bu bölgelerde vergi, resim, harç, gümrük ve kambiyo mükelleflerine dair mevzuat hükümlerinin uygulanmayacağı, işleticiler ve kullanıcıların yatırım ve üretim safhalarında Bakanlar Kurulu’nca belirlenecek teşviklerden yararlandırılabileceği, Türkiye’deki tam ve dar mükellef gerçek ve tüzel kişilerin serbest bölgedeki faaliyetleri dolayısıyla elde ettikleri kazanç ve iratların Türkiye’nin diğer yerlerine getirildiğinin Kambiyo mevzuatına göre tevsiki halinde de gelir ve kurumlar vergisinden muaf olduklarının belirtildiği olayda, davacı şirketin İstanbul Deri ve Endüstri Serbest Bölgesi’nde açtığı şubenin, faaliyet ruhsatının olduğu, özel fatura bastırdığı, satış hasılatını döviz olarak yurda getirdiği taraflar arasında ihtilafsız olup, gerçek ve tüzel kişilerin serbest bölgedeki faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar kurumlar vergisinden muaf olduğundan yapılan tarhiyatta isabet görülmediği gerekçesiyle vergi ve cezanın kaldırılmasına…” Ayrıca Danıştay 4 üncü Dairesinin, 23.02.2006 tarih ve E. 2005/1467, K. 2006/296 sayılı Kararı ile , “Serbest bölgede faaliyet gösteren şubenin sadece ana merkezle ticari faaliyeti olduğunu, dolayısıyla elde edilen kazanç merkezin geliri olarak kabul edilmesi iddiasıyla, kararın bozulması” istemini reddetmiş ve serbest bölgede şubesi olan şirket lehine karar veren vergi mahkemesi kararını onamıştır.
IV. Müşterek Genel Giderler ve Amortismanların Dağıtımı
a. Müşterek Genel Giderlerin Dağıtımı
Merkezi veya şubesi serbest bölgelerde bulunan mükelleflerin, hem serbest bölgedeki faaliyetleri hem de serbest bölge dışındaki faaliyetlerine ilişkin müşterek genel giderleri, merkezde ve şubede oluşan maliyetlerin toplam maliyetler içindeki oranı dikkate alınarak dağıtılmalıdır.
Maliyetlerin hesabında, merkezde ve şubede oluşan satılan malın maliyeti ile faaliyet giderlerinin toplamı dikkate alınmalıdır.
b. Amortismanların Dağıtımı
Hem serbest bölgelerde hem de serbest bölge dışındaki faaliyetlerde kullanılan amortismana tabi iktisadi kıymetlerin amortismanlarının, esas itibarıyla her bir işte kullanıldıkları gün sayısı dikkate alınarak dağıtılmalıdır.
Hangi işlerde ne kadar süreyle kullanıldığı tespit edilemeyen sabit kıymetlere ilişkin amortismanlar, müşterek genel giderlerle birlikte dağıtılmalıdır.
V. Vergi Kesenlerin Sorumluluğu
Serbest bölgelerde faaliyette bulunan kurumlar vergisi mükellefleri, 06.02.2004 tarihinden sonra Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca vergi kesintisine tabi ödemeler (yurt dışında mukim yabancı bir şirketten avukatlık hizmeti dolayısıyla avukatına yapacağı serbest meslek ödemeleri gibi) üzerinden kestikleri vergileri, bağlı bulundukları vergi dairesine mükellefiyet tesis ettirerek sorumlu sıfatıyla beyan edip ödemeleri gerekmektedir.
a. Kâr Paylarının Dağıtılması Halinde Vergi Kesintisi
Kâr dağıtımına bağlı olarak yapılacak vergi kesintisine etkisi bulunmamaktadır.
Serbest bölgelerde faaliyette bulunan kurumlar vergisi mükellefleri, kar payı dağıtmaları halinde, bu bölgelerde elde ettikleri kazançları dağıtmaları halinde, dağıtılan kâr payları üzerinden elde edenin hukuki niteliğine göre GVK 94/1-6b maddesi ile KVK 15/2 nci madde ve KVK 30/3 ve yine KVK 30/6 ncı maddeleri uyarınca vergi kesintisi yapmaları gerekmektedir.
b. Mevduat Faizi ve Repo Gelirinde Vergi Kesintisi
Serbest bölgelerde faaliyet gösteren kurumlar vergisi mükelleflerinin serbest bölgelerdeki banka veya diğer finans kurumlarında bulunan mevduat hesaplarına tahakkuk ettirilen faizler ile repo kazançları üzerinden, Kurumlar Vergisi Kanununun 15 ve 30 uncu maddeleri uyarınca vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.
Öte yandan, mevduat faizi ve repo kazançları Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesi kapsamında vergi kesintisine tabi bulunduğundan, söz konusu kazançlar üzerinden yürürlükte olduğu müddetçe bu maddeye göre vergi kesintisi yapılacaktır.
Serbest bölgelerdeki banka şubeleri veya diğer finans kurumlarınca yapılacak olan söz konusu vergi kesintileri, bu kurumlarca mahallin vergi dairesine mükellefiyet tesis ettirilerek sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödenecektir.
c. Muhtasar Beyanname Verilmesi
Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanununun 15 ve 30 uncu maddeleri uyarınca vergi kesintisi yapmaya mecbur olanların, bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri kârlar ve iratlar ile bunlardan kestikleri vergileri muhtasar beyanname ile beyan etmeleri gerekmektedir. Ancak, istisna uygulaması veya diğer nedenlerle kesilen bir verginin olmaması durumunda muhtasar beyanname verilmesine gerek bulunmamaktadır.
VI. İstisna Uygulamasında Süre
Serbest Bölgeler Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan kazanç istisnası, serbest bölgelerde faaliyet gösteren mükelleflerin faaliyet ruhsatlarında belirtilen süre ile sınırlı olduğundan, istisna uygulaması mükelleflerin faaliyet ruhsatlarında belirtilen sürenin son günü (son gün dahil) bitecektir.
VII. Faaliyet Ruhsatlarında Belirtilen Sürenin Uzatılması
Serbest bölgelerde faaliyette bulunmak üzere ruhsat almış mükellefler, maddenin yürürlüğe girdiği 06.02.2004 tarihi itibarıyla faaliyet ruhsatlarında öngörülen sürenin sonuna kadar kurumlar vergisi istisnasından yararlanabilecektir.
06.02.2004 tarihinden sonra, mükelleflerin faaliyet ruhsatlarının süresinin çeşitli nedenlerle (inşaat süresi ile ilgili süre uzatımları hariç) uzatılması durumunda, istisna süresinin uzaması söz konusu olmayacaktır.
VIII. Sonuç
Serbest bölgeler gümrük bölgesi dışında sayılmaktadır. Gümrük ve kambiyo mükellefiyetine dair mevzuat hükümleri serbest bölgelerde uygulanmamaktadır. Aynı şekilde serbest bölgede faaliyet gösteren şubeler istisnadan yararlanabilmektedir.
Faaliyet ruhsatlarında belirtilen süre ile sınırlı olmak üzere serbest bölgelerde gerçekleştirilen faaliyetler dolayısıyla elde edilen kazançlar gelir veya kurumlar vergisinden müstesnadır. Ancak serbest bölgelerde gerçekleştirilen faaliyetler dolayısıyla elde edilen kazançların dağıtımında GVK 94/1-6b. kapsamında kâr payından stopaj yapılmalıdır.
İstisna uygulaması mükelleflerin faaliyet ruhsatlarında belirtilen sürenin son günü (son gün dahil) bitmektedir. Serbest bölgelerde faaliyette bulunmak üzere ruhsat almış mükellefler, maddenin yürürlüğe girdiği 06.02.2004 tarihi itibarıyla faaliyet ruhsatlarında öngörülen sürenin sonuna kadar kurumlar vergisi istisnasından yararlanabilecektir. 06.02.2004 tarihinden sonra, mükelleflerin faaliyet ruhsatlarının süresinin çeşitli nedenlerle (inşaat süresi ile ilgili süre uzatımları hariç) uzatılması durumunda, istisna süresinin uzaması söz konusu olmayacaktır.
Serbest bölgelerde faaliyette bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin bu bölgelerde imal ettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri kazançları, Avrupa Birliğine tam üyeliğin gerçekleştiği tarihi içeren yıllık vergileme döneminin sonuna kadar gelir veya kurumlar vergisinden müstesnadır. Dolayısıyla serbest bölgelerde faaliyette bulunan imalatçı firmalar 31.12.2008 tarihine bağımlı kalmadan ruhsatlarında belirtilen süre dahilinde AB’ye tam üye olana kadar istisnadan faydalanacaklardır.
Serbest bölgelerde kurumlar vergisinden istisna olan kazanc tutarı; mükelleflerin serbest bölgelerdeki faaliyetlerinden elde ettikleri hasılattan bu faaliyetlere ilişkin olarak yapılan giderlerin düşülmesi sonucu oluşmaktadır.
Kur farkı ve vade farkı gelirleri, serbest bölgelerde yürütülen faaliyetlerden doğan alacaklara ilişkin istisna kapsamında değerlendirilmektedir. Serbest bölge dışı faaliyetlerden elde edilen alacaklara uygulanan kur farkı ve vade farkı gelirleri istisna kapsamında değildir.
Repo gelirlerinin istisnadan yararlanabilmesi için serbest bölgelerde yürütülen faaliyetler çerçevesinde elde edilen hasılatın, serbest bölgelerde yürütülen faaliyetler çerçevesinde yapılacak ödemelerde kullanılıncaya kadar geçici olarak serbest bölgelerde mevduat hesaplarında veya repo işlemlerinde değerlendirilmesi gerekmektedir.
Serbest bölgelerde faaliyette bulunan kurumlar vergisi mükellefleri, 06.02.2004 tarihinden sonra Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca vergi kesintisine tabi ödemeler üzerinden kestikleri vergileri, bağlı bulundukları vergi dairesine mükellefiyet tesis ettirerek sorumlu sıfatıyla beyan edip ödemeleri gerekmektedir.
Serbest bölgelerde yürütülen ve istisna kapsamında olan faaliyetlerin zararla sonuçlanması halinde, bu zararların istisna kapsamında olmayan diğer faaliyetlere ilişkin kazançlardan indirilmesi mümkün olmadığı gibi ertesi yıla devredilmesi de mümkün değildir.