Okunma Sayısı : 13853
   
Sizden Gelenler - TRANSFER FİYATLANDIRMASINDA UYGULANACAK YÖNTEMLER
Yayımlanma Tarihi: 18.09.2006
 
       Onur ELELE
Hesap Uzmanı
  
TRANSFER FİYATLANDIRMASINDA UYGULANACAK YÖNTEMLER
 
5520 sayılı yeni Kurumlar Vergisi Kanunu’nunda düzenlenen Transfer Fiyatlandırması müessesesi bir önceki yazımızda ana hatlarıyla ele alınmıştı. Bu yazının konusu ise transfer fiyatlandırması uygulamalarında uygulanacak yöntemlerin etraflıca incelenmesi olacaktır.
 
            Yeni düzenleme uyarınca, kurumlar ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunursa, kazanç tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılacaktır. Alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirilecektir.
 
Emsallere uygunluk ilkesinin tanımı, OECD’nin “Uluslararası Şirketler ve Vergi İdareleri İçin Transfer Fiyatlandırması Rehberi” esas alınarak yapılmıştır. “Emsallere Uygunluk İlkesi”nin tanımı, ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım veya satımında uygulanan fiyat ya da bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat ya da bedele uygun olmasını ifade eder” şeklindedir. Burada, emsallere uygun fiyat ya da bedel, aralarında ilişkili kişi tanımı kapsamında söz konusu bu fiyat ya da bedeli etkileyecek herhangi bir bağ, ilişki olmayan kişilerin, tamamen işlemin gerçekleştiği andaki koşullar altında oluşturduğu, piyasa ya da pazar fiyatı olarak da adlandırılan tutarı ifade etmektedir. Bu şekilde oluşan fiyat ya da bedel, işlem anında hiç bir etki olmaksızın objektif olarak belirlenen ideal tutardır.
 
            Emsal bedelin hesaplanmasında işletme dışı emsal aramak zorunlu değildir. İşletme içi emsal de alınabilir. Örneğin, işleme konu A şirketinin ilişkili kişi tanımına girmeyen herhangi bir B şirketine yaptığı satışlar göz önüne alınarak emsal bedel bulunuyorsa işletme içi emsal bedel tayini sözkonusudur. İşletme dışı emsal bedel tayininde ise tamamen farklı bir C şirketi ile yine bu şirket ile ilişkisi bulunmayan D şirketi arasındaki satışlar dikkate alınmaktadır. Gerek işletme içi emsal bedel tayininde gerek işletme dışı emsal bedel tayininde, şirketlerden herhangi biri yurtdışında bulunabilir. Ülke dışı işlemlerin emsal bedel olarak dikkate alınmasına dair bir engel bulunmamaktadır.
 
Emsallere uygun fiyat ya da bedelin tespitinde mükelleflerin uygulayabileceği üç ayrı yöntem öngörülmüştür. Karşılaştırılabilir fiyat yöntemi, maliyet artı yöntemi ve yeniden satış fiyatı yöntemi. Bu yöntemler, OECD’nin “Uluslararası Şirketler ve Vergi İdareleri İçin Transfer Fiyatlandırması Rehberi”nde “geleneksel işlem yöntemleri” olarak öncelikle önerilen temel yöntemlerdir. Mükellefler, ilişkili kişilerle yaptıkları işlemlerde bu yöntemlerden işlemin niteliğine en uygun olanını seçerek, söz konusu yöntem doğrultusunda fiyat ya da bedeli belirleyeceklerdir. Bu yöntemlerden hiç birisi yukarıda açıklanan emsallere uygunluk ilkesi çerçevesinde fiyat ya da bedel tespitine olanak vermiyorsa, mükellefler kendi belirleyecekleri bir yöntem ile anılan fiyat ya da bedeli belirleyebileceklerdir. Ancak, bu şekilde bir belirleme yapabilmeleri için kanunda öngörülen üç yönteme de başvurabilme olanağının olmaması gerekmektedir. Bu durum, kanunda dördüncü yöntem olarak belirtilmiştir. Bu yöntemler arasında uygulama açısından herhangi bir öncelik sırası yoktur, uygulama kıstası, “işlemin niteliğine en uygun yöntem”dir. Bu bağlamda, işleme uygulanacak yöntemlerden birisi, emsallere uygun fiyat ya da bedeli yansıtma açısından diğer yöntemlerden daha belirleyici ise yani “işlemin niteliğine en uygun yöntem” ise, uygulanacak yöntem olarak söz konusu bu yöntem seçilecek, diğer yöntemlere kesinlikle başvurulmayacaktır.
 
Karşılaştırılabilir Fiyat Yöntemi
 
Karşılaştırılabilir fiyat yöntemi, bir mükellefin uygulayacağı emsallere uygun satış fiyatının, karşılaştırılabilir mal veya hizmet alım veya satımında bulunan ve aralarında herhangi bir şekilde ilişki bulunmayan gerçek ya da tüzel kişilerin birbirleriyle yaptıkları işlemlerde uygulayacağı piyasa fiyatı ile karşılaştırılarak tespit edilmesini ifade etmektedir.
 
Bu yöntemin uygulanabilmesi için ilişkili kişilerle yapılan işlemin, birbiriyle ilişkili olmayan kişilerin yaptıkları işlem ile karşılaştırılabilir nitelikte olması gerekmektedir. Burada karşılaştırılabilir nitelik kavramı, işleme konu mal veya hizmet ile işlemin koşullarının gerek ilişkili kişiler arasındaki işlemlerde, gerekse aralarında ilişki bulunmayan kişilerin arasındaki işlemlerde benzer nitelikte olmasını ifade etmektedir. Söz konusu işlemler arasında, ölçülebilir nitelikte küçük farklılıklar varsa, bu farklılıklar düzeltilerek yöntemin uygulanması mümkündür. Ancak, farklılıkların büyük olması ya da farklılıkların ölçülebilmesinin yani somut bir biçimde, tespit işlemlerinde dikkate alınabilme olanağının mümkün olmaması halinde, yöntemin de uygulanabilmesi mümkün olamayacaktır. Doğrudan karşılaştırma yapılmasına olanak veren bu yöntem, karşılaştırılabilir ilişkili olmayan işlemler için uygulamada en sık kullanılan yöntemdir.
 
Karşılaştırılabilir fiyat yönteminin ancak borsada alınıp satılabilen, piyasa fiyatı olan, fiyatları günlük olarak belirlenebilen mallarla sınırlı olarak uygulanabileceği dolayısıyla uygulama alanı sınırlı bir yöntem olduğu eleştirileri yapılmaktadır. Unutulan husus ise, aslında bu yöntemin tüm ürün çeşitlerini kapsamak gibi bir iddiasının olmamasıdır. Karşılaştırılabilir fiyat yöntemi, tam da bu amaç için, yani sadece makul düzeltmelerle giderilebilecek farklılıkları bulunan ürünler için uygulanacak bir yöntemdir. Düzeltme yapma olanağı yoksa başka bir yöntemin kullanılması gerekmektedir. Bu durum OECD Transfer Fiyatlandırması Rehberinde de ifade edilmektedir. Rehberde verilen örnekler konunun daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır:
 
            Örnek: Bir mükellefin içinde bulunduğu çokuluslu şirketler grubunun ilişkili şirketine tonu 80 dolardan 1000 ton, aynı zamanda ilişkili olmayan bir şirkete de tonu 100 dolardan 500 ton x malı sattığını varsayalım. Bu durumda farklı hacimlerde satış yapıldığından transfer fiyatının belirlenmesinde bir düzeltime gidilmesi gerekmektedir. İlgili pazarda benzer ürünler için satış hacmine göre bir iskonto uygulanıp uygulanmadığı araştırılmalıdır. Eğer bir iskonto uygulaması varsa transfer fiyatı bu farklılık gözönünde bulundurularak hesaplanmalıdır. İskonto oranı 15 dolara tekabül ediyorsa, bu örnek için iddia edilebilecek örtülü kazanç tutarı (100-80=20 dolar) değil, (100-80-15=5 dolar) olacaktır.
 
            Örnek: Karşılaştırılabilir fiyatlardan biri çıplak satış fiyatı diğeri söz gelimi FOB fiyat ise, iki fiyat arası farklılığa neden olan nakliye ve sigorta bedellleri tespit edilerek gerekli düzeltmeler yapılır. Uluslararası literatürde kullanılan terimler belirli standartlar taşıdığından ilgili fiyat içerisinden ayıklanması gereken kalemler kolayca tespit edilebilir. Ayrıca nakliye ve sigorta ücretlerinin belirlenmesi de bir zorluk oluşturmamaktadır. Nihayetinde bu ücretlerin tutarı her bölge için belli limitler dahilinde olup, olağanüstü haller haricinde herkesçe rahatlıkla tespit edilebilir.
 
Maliyet Artı Yöntemi
 
Maliyet artı yöntemi, emsallere uygun fiyatın, ilgili mal ya da hizmet maliyet bedelinin makul bir brüt kar oranı kadar artırılması suretiyle hesaplanmasını ifade etmektedir. Buradaki uygun brüt kar oranı, sözkonusu mal veya hizmet alım veya satım anında ilişkisiz kişilere satılması halinde uygulanacak fiyatı yansıtan kar oranını ifade etmektedir. Eğer koşullar uygunsa, işlemi yapan mükellefin bu mal veya hizmetlere ilişkin olarak ilişkisiz kişilerle yaptığı işlemlerde uyguladığı genel brüt kar marjı (iç emsal), ideal oran olacaktır. Karşılaştırma için gerekli işlem sayısı yetersizse, uygun brüt kar oranı kıstası, sözkonusu mal veya hizmetin ilişkisiz kişilere satılması halinde uygulanacak fiyatı yansıtan kar oranı olarak dikkate alınacaktır. Belirlenecek kar marjını aşan kısım alıcı şirkete aktarılan örtülü kazanç olarak değerlendirilecektir. Bu yöntem özellikle hammadde ve yarı mamul satışlarında, fason üretimlerde, ve uzun vadeli alım-satım anlaşması yapılan durumlarda uygulama alanı bulmaktadır.
 
            Maliyet artı kar payı tutarını etkileyen farklılıklar varsa (uygulanan muhasebe yöntemleri, üretimin verimliliği vb.), gerekli düzeltmelerin yapılması gerekecektir. Sözgelimi her ikisi de aynı tip ütü üreten iki şirketten “A” şirketinin daha modern üretim makinaları kullanması dolayısıyla “B” şirketinden daha düşük maliyetlerle çalıştığını düşünelim. “A” şirketinin ilişkili bir şirkete, “B” şirketinin ise ilişkili olmayan bir şirkete satış yaptığını varsayalım. Bu durumda her iki şirkette aynı satış fiyatını uygulasa bile maliyet yapılarındaki farklılık dolayısıyla her iki şirketin de aynı kar marjı ile çalıştığını düşünmek yanlış olacaktır. Daha verimli bir üretim modeline sahip “A” şirketi daha düşük bir kar marjı ile çalışabileceğinden bu iki şirket arasında karşılaştırma yapabilmek için öncelikle mevcut farklılığın elimine edilmesi gerekecektir. Maliyet artı yöntemiyle ilgili olarak OECD Rehberinde verilen örnek aşağıdaki gibidir:
 
            Örnek: Saatler için zamanlama mekanizması üreten “A” şirketi bu ürünleri yabancı ülkedeki ilişkili “B” şirketine %5 brüt karlılıkla satmaktadır. “X”, “Y” ve “Z” şirketleri ise aynı ürünü üreten ve ilişkili olmayan şirketlere %3 ile %5 arasında brüt karlılıkla satan diğer yerel firmalardır. Ancak “A” şirketi denetim giderlerini, yönetim giderlerini ve diğer genel giderlerini işletme harcamaları olarak dikkate almakta ve satılan mal maliyetine yansıtmamaktadır. Diğer taraftan “X”, “Y” ve “Z” şirketleri ise bu giderleri satılan mal maliyetinin bir parçası olarak dikkate almaktadır. Bu durumda, maliyet hesaplama yöntemleri farklı olduğu için “X”, “Y” ve “Z” şirketlerinin brüt kar payları düzeltime tabi tutulmalıdır.
 
Yeniden Satış Fiyatı Yöntemi
 
Yeniden satış fiyatı yöntemi, emsallere uygun fiyatın, işlem konusu mal veya hizmetlerin aralarında herhangi bir bağlantı bulunmayan gerçek veya tüzel kişilere yeniden satılması halinde uygulanacak fiyattan makul bir brüt satış karı düşülerek hesaplanmasını ifade etmektedir. Bu yöntemde emsallere uygun fiyat ya da bedele ulaşmak için temel alınan unsur, aralarında herhangi bir bağlantı bulunmayan gerçek veya tüzel kişilere yapılması muhtemel satış ve bu satışta uygulanacak fiyat ya da bedeldir. Varsayımlara dayalı olarak saptanan söz konusu fiyat ya da bedelden uygun bir brüt satış karı düşülerek ilgili işlem için emsallere uygun fiyata ulaşılacaktır. Buradaki uygun brüt satış karı, söz konusu mal ya da hizmet için işlem anında uygulanabilecek, piyasa koşullarına göre belirlenen ya da belirlenebilecek objektif nitelikte bir oran ile saptanan karı ifade etmektedir. Bu kar tutarı düşüldükten sonra da mal ya da hizmetin ilişkili kişilere satılmasında uygulanabilecek emsallere uygun fiyata ulaşılacaktır.
 
            Yöntemin dayandığı varsayım, serbest piyasadaki bağımsız dağıtıcılar arasındaki rekabetin, aynı işlevleri ifa eden dağıtımcılar için benzer kar marjlarını sağladığıdır. Serbest piyasadaki üçüncü kişiye uygulanan satış fiyatından uygun bir brüt satış karı indirilerek ilişkili şirketten alış fiyatı bulunmaktadır. Bulunan fiyat ilişkili şirketler arasında uygulanan transfer fiyatını vermektedir.
 
Yeniden satış fiyatı yöntemi satıcının ürüne ilave bir katkı yapmadan kısa sürede tekrar sattığı durumlarda, özellikle de distribütörlük ve pazarlama faaliyetleri ile ilgili olarak uygulama alanı bulmaktadır. Ürün ilave aşamalardan geçip ilk durumuna göre belirgin bir değişiklik geçiriyorsa (kabuklu fındığın ayıklanması ya da kavrulması vb.) bu yöntemin uygulanmaması gerekir.
 
            Yeniden satış fiyatı yönteminde de karşılaştırmaya konu firmalar arasındaki farklılıklar ve özel koşullar dikkate alınarak gerekli düzeltmeler yapılmalıdır. Satıcının ürüne garanti ve teknik servis desteği sağlaması, ekstra reklam faaliyetlerinde bulunması, yıl sonlarında alınan ciro primleri ya da stok maliyetleri yapılacak hesaplamalarda dikkate alınmalıdır. Örnek: Amerika’da kurulu “X” beyaz eşya üreticisi Türkiye’deki “Y” ilişkili şirketi aracılığıyla ürünlerinin satışını gerçekleştirmektedir. Türkiye’deki şirket Amerika’daki “X” şirketinin tek dağıtıcısıdır. Bu durumda aynı ürün için Türkiye’de emsale uygun bedel bulunmayacaktır. Ancak benzer ürün satan beyaz eşya satıcıları için perakende kar marjının aynı olduğunu düşünürsek transfer fiyatını hesaplamak mümkün olacaktır. Beyaz eşyanın perakende satış fiyatının 100 YTL, perakendeci kar marjının %10 olduğunu, ayrıca dağıtıcı firmanın garanti ve teknik servis hizmetleri karşılığında 10 YTL birim maliyeti üstlendiğini varsayalım. Bu durumda Amerikan “X” şirketinin Türkiye’deki “Y” şirketine transfer fiyatı (100-(100*0,10)-10)= 80 YTL olacaktır.
 
Yeniden satış fiyatı yönteminde ürün farklılıklarından kaynaklanabilecek düzeltme ihtiyacı karşılaştırılabilir fiyat yöntemine göre daha az olacaktır. Nihayetinde bu yöntemde ürün farklılıklarının kar marjı üzerindeki etkisi sınırlıdır. Bir perakende beyaz eşya pazarlamacısı için, çamaşır makinası ile bulaşık makinası birbirlerinden çok farklı ürünler olsa da belli bir kar marjı ile çalışıldığı ve stok maliyetleri arasında da pek bir fark bulunmadığı için düzeltme ihtiyacı sınırlı olacaktır.
 
OECD Transfer Fiyatlandırması Rehberinde verilen örnekler aşağıdaki gibidir:
 
            Örnek: Bir şirketin farklı ülkelerde ürününü ilişkili olmayan pazarlamacılar aracılığıyla sattığını düşünelim. Bu şirketin daha sonra bu ülkelerden birinde ilişkili bir firma kurduğunu ve diğerlerinden farklı olarak bu firmadan sadece kendi ürünlerini satmasını ve ayrıca müşterilerine teknik destek de sağlamasını istediğini varsayalım. Bu durumda pazarlamacıların tedarik fiyatları aynı olmayacaktır. Emsal bedelin tayinine yönelik karşılaştırma yapabilmek için, teknik destek maliyetinin ve başka ürün satamama dolayısıyla oluşacak müşteri kaybının kar marjlarına ve tedarik fiyatına etkisinin belirlenmesi ve düzeltme yapılması gerekecektir.
 
            Örnek: İki dağıtıcı firma, aynı pazarda, aynı marka ile ayı ürünü satsa da, eğer dağıtıcılardan biri satılan ürünler için ek bir garanti veriyorsa, karşılaştırma yapabilmek için bu garantiden kaynaklanan maliyetin belirlenmesi ve gerekli düzeltmelerin yapılması gerekmektedir.
 
            Diğer Yöntemler
 
Emsallere uygun fiyata ulaşmada yukarıdaki yöntemlerin hiç birisi uygulanamıyorsa, mükellef kendi belirleyebileceği ve daha doğru sonuç verdiğine inandığı bir yöntemi de transfer fiyatlandırmasına konu işlemlere uygulayabilir.
 
            Yöntem seçiminde hareket noktası mükelleflere ilave yük getirmemek ve mümkün olduğunca gerçek fiyatlara ulaşmaktır. Bu doğrultuda emsallere uygunluk ilkesinde birden fazla yöntemin uygulanması da mümkündür. Mükellef her yöntemi gözönünde bulundurarak durumuna en uygun yöntemi belirleyecektir.
 
Mükellefler, uygulayabilecekleri yöntemleri tamamen kendileri belirleyecekleri gibi, yeni kanunda sayılmayan ancak OECD’nin “Uluslararası Şirketler ve Vergi İdareleri İçin Transfer Fiyatlandırması Rehberi” nde belirtilen ya da diğer ülkelerin uygulamalarında karşılaşılabilen yöntemleri de kullanabileceklerdir. Bu bağlamda uygulama olanağı bulabilecek yöntemlerin en önemlileri, OECD’nin Uluslararası Şirketler ve Vergi İdareleri İçin Transfer Fiyatlandırması Rehberi’nde “geleneksel işlem yöntemleri”ne başvurma olanağının olmadığı haller için “diğer yöntemler” başlığı altında önerilen kar bölüşüm yöntemi ve işleme dayalı net kar marjı yöntemidir. Bu yöntemler, bağlantılı şirketler arasındaki işlemlerden doğan karı temel almaktadır.
 
Kar Bölüşüm Yöntemi
 
            Kar bölüşüm yöntemi, ilişkisiz şirketlerin yaptıkları işlemleri veya işlemlerden elde edecekleri karı emsal almak suretiyle ilişkili işlemlerde oluşan koşulların karlar üzerindeki etkisini ortadan kaldırmaya dayanan bir yöntemdir. Grup içerisindeki her bir şirketin oluşan toplam kara katkısı işlevsel analize göre, yani her bir şirket tarafından kullanılan varlıklar ile üstlenilen risklere ve bunların birbirlerine oranına göre belirlenir. Uygulamalarda dışsal piyasa ölçütleri gözönünde bulundurulur. Ancak kar bölüşümü yöntemini uygulayan ilişkisiz şirket sayısının az olmasından dolayı, veri temininde zorluk yaşanan ve bu nedenle de uygulama imkanı kısıtlı kalan bir yöntemdir. Daha çok iş ortaklıklarından elde edilen karın dağıtımında kullanılabilir.
 
İşleme Dayalı Net Kar Marjı Yöntemi
 
İşleme dayalı net kar marjı yöntemi, doğrudan ve dolaylı maliyetlerin indirilmesinden sonra elde edilen faaliyet karını, satışlara, maliyetlere, varlıklara ve benzeri mali büyüklüklere oranlayarak elde edilen kar düzeylerini esas almaktadır. Bu yöntemde, nesnel olarak seçilmiş kar düzey göstergeleri esas alınarak ilişkili işlemlerle ilişkisiz işlemler karşılaştırılır. OECD Transfer Fiyatlandırması Rehberinde verilen örnek aşağıdaki gibidir:
 
            Örnek: İki dağıtıcı firma, aynı pazarda, aynı marka ile aynı ürünü garantili olarak satmaktadır. “A” şirketi garanti hizmetini kendi karşılayıp ürünü üreticiden daha düşük fiyata almaktadır. “B” ise garanti hizmeti vermemekte, bu hizmet üretici tarafından karşılanmakta,. Dolayısıyla “B”nin alış fiyatı daha yüksek olmaktadır. “A” şirketinin garanti maliyetini ayrı bir ortamda izlememesi durumunda “A”nın üstlendiği garanti maliyetini saptama olanağı yoktur. Bu da iki şirketin brüt karlılığının karşılaştırılmasını olanaksız hale getirmektedir. Bu durumda “A”nın satışlarla bağlantılı net karı biliniyorsa, “B” için işleme dayalı net kar marjı yöntemine, “A”nın satışına bağlı net kar oranının, “B” için aynı temelde hesaplanacak net karlılıkla ilgili oranla karşılaştırılması yoluyla başvurmak mümkün olacaktır.
 
            İç Emsal Dış Emsal Karşılaştırması
 
Emsallere uygun fiyat ya da bedele ulaşmak için bu yöntemlere başvurulmasında en güvenilir karşılaştırma unsuru olması açısından öncelikle mükellefin ilişkisiz kişilerle yaptığı işlemlerde kullandığı fiyat ya da bedel (iç emsal) karşılaştırmaya esas ölçü olarak alınacaktır. Bu şekilde kullanılan fiyat ya da bedellerin bulunmaması ya da güvenilir olmaması halinde doğrudan benzeri nitelikteki mükellef ya da kurumların işlemleri (dış emsal) karşılaştırmada esas alınacaktır. Bu belirleme, iç emsallerin ya da dış emsallerin birbirlerinin karşıt seçeneği olduğu, yani bu emsallerden yalnızca birisinin kullanılması gerektiği anlamına gelmemektedir. Emsallere uygunluğun saptanması amacıyla karşılaştırma yapılması esnasında, gerek iç emsallerin gerekse dış emsallerin birlikte kullanılması her zaman mümkündür. Amaç, en doğru ve güvenilir şekilde emsallere uygun fiyat ya da bedeli tespit etmektir.
 
            Belgelendirme
 
Emsallere uygunluk ilkesi doğrultusunda tespit edilen fiyat veya bedellere ilişkin hesaplamalara ait kayıt, cetvel ve belgelerin ispat edici kağıtlar olarak saklanması zorunludur. Bu doğrultuda, seçilen yöntem ve uygulanmasına ilişkin bütün hesaplama ve işlemler ayrıntılı olarak tutulmalı ve saklanmalıdır. Bu hesaplama ve belgeler, yöntemin seçilme gerekçelerini açıklayan en önemli unsurlardır. Dolayısıyla mutlaka tutarlı, istikrarlı, iktisadi ve teknik icaplara uygun olmalıdırlar.
 
            Maliye Bakanlığı İle Yapılacak Anlaşma
 
Mükelleflere ilişkili taraflarla yaptığı işlemlere ilişkin olarak belirleyeceği yöntem konusunda Maliye Bakanlığına başvurarak anlaşma yapma olanağı getirilmiştir. İlişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanacak fiyat veya bedelin tespitine ilişkin yöntemler, mükellefin talebi üzerine Maliye Bakanlığı ile anlaşılarak belirlenebilecektir. Bu şekilde belirlenen yöntem, üç yılı aşmamak üzere anlaşmada tespit edilen süre ve şartlar dahilinde kesinlik taşıyacaktır.
 
Sonuç
 
Örtülü kazanç dağıtımı müessesesinin, 5520 sayılı yeni Kurumlar Vergisi Kanunu’nunda “Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı” başlığı altında eski düzenlemenin eksiklikleri giderilerek ve sistem OECD modeline uyumlu hale getirilerek yeniden düzenlenmesi vergi mevzuatımızdaki önemli bir açığı da kapatmaktadır.
 
5520 sayılı yeni Kurumlar Vergisi Kanunu’nun transfer fiyatlandırması ile ilgili hükümleri 01.01.2007 tarihinden itibaren yürürlüğe girecektir. Dolayısıyla mükellefler için kendi durumlarını yeni düzenlemeye uygun hale getirebilmeleri için yeterli bir süre tanınmıştır. Bu süre zarfında transfer fiyatlandırması ile ilgili usuller Bakanlar Kurulunca ayrıca belirlenecektir. Vergi idaresinin de kanunda belirtilen temel ilkelerden yola çıkarak, OECD düzenlemeleri doğrultusunda ilave belirleme ve açıklamalar yapacağı muhakkaktır.
 
Şirketlere tavsiyemiz, önemi giderek artan ve muhtemelen de denetim elemanları tarafından sürekli incelenecek bir alan haline gelecek transfer fiyatlandırması konusunda, bu alana giren ticari faaliyetleri çerçevesinde, iktisadi, ticari ve mantıki esaslara uygun fiyatlandırmanın yapılması, en doğru sonucu verebilecek yöntemin belirlenmesi ve seçilen yöntemin uygulamasına ilişkin belgelendirmenin sağlanması konusunda kısa ve uzun vadeli çalışmalarına şimdiden başlamalarıdır.
 
Onur ELELE
Hesap Uzmanı
 
 
 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı