YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN MESLEKİ SORUMLULUĞU[1]
I- GİRİŞ
Yeminli Mali Müşavirlerin (YMM) müteselsil sorumlulukları 2 ayrı kanun maddesinde düzenlenmiştir. Bunlar 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’nun 12 ve Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 227’nci maddeleridir. Bu iki kanun maddesi esas alınarak YMM’lerin müteselsil sorumlulukları kapsamında çok sayıda tebliğ, genelge ve mecburi meslek kararı yayımlanmıştır.
Müteselsil sorumluluk birden çok kimsenin aynı zararı gidermekten birlikte sorumlu tutulmasıdır. Burada özellik gösteren durum ise zarar görenin zararı gidermekten dolayı sorumlu olanlardan her birine ayrı ayrı, bir kısmına veya hepsine birden başvurabilmesidir. Kanun koyucu yeminli mali müşavirleri de mükellefle birlikte ziyaa uğratılan vergiden dolayı müteselsilen sorumlu tutmuştur. Biz bu makalemizde yeminli mali müşavirler için öngörülen müteselsil sorumluluk hallerini irdelemeye çalışacağız.
III- YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN SORUMLULUĞU
A. Yeminli Mali Müşavirlerin Sorumluluğunun Kaynağı
3568 Sayılı Yasa’nın 12’nci maddesinin 4’üncü fıkrası “Yeminli Mali Müşavirler yaptıkları tasdikin doğruluğundan sorumludurlar. Yaptıkları tasdikin doğru olmaması halinde tasdikin kapsamı ile sınırlı olmak üzere, ziya uğratılan vergilerden ve kesilecek cezalardan mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar….” hükmündedir.
Sözkonusu madde hükmü uyarınca yeminli mali müşavirler yaptıkları tasdikin doğruluğundan sorumlu olacaklar, yaptıkları tasdikin doğru olmaması halinde, tasdikin kapsamı ile sınırlı olmak üzere, ziyaa uğratılan vergilerden ve kesilecek cezalardan mükellefle birlikte müteselsilen sorumlu tutulacaklardır.
3568 sayılı Yasa’nın uygulama usul ve esaslarının düzenlendiği Yönetmeliğin 20’nci maddesinde ise, “YMM’ler, inceledikleri ve sonucunda tasdik raporu düzenledikleri konu ve belgelerin gerçeği yansıtmaması ve doğru olmaması halinde, ziyaa uğratılan vergilerden ve kesilecek cezalardan Vergi Usul Kanunu ve 3568 sayılı Kanun hükümleri uyarınca mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Bu sorumluluğun yerine getirilmesinde Borçlar Kanunu’nun “Tam Teselsül” hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Müteselsil sorumluluk, bir alacaklının alacağından dolayı bu alacak nedeniyle borçlu durumda olanların her birine ayrı ayrı bir kısmına veya hepsine birden başvurabildiği bir müessesedir. Burada borçluların her biri sözkonusu borçtan dolayı borcun tamamından tek başlarına sorumludurlar. Diğer bir deyişle borçlular arasında “Tam Teselsül” vardır. İşte yönetmelikte söz edilen tam teselsül budur ve borçluların her birinin borçtan dolayı aynı biçimde sorumlu olduklarını ifade eder. Dolayısıyla mükellefle YMM ortaya çıkan vergi zıyaından birlikte sorumludurlar.
1- YMM’lerin Mükellefe Karşı Borçlar Hukukundan Kaynaklanan Sorumluluğu
Tasdik kapsamına giren mali tablolar ve beyannameler ile diğer belgelerin YMM tarafından denetlenmesi ve tasdiki ilgili işletmenin talebi üzerine yapılır. Bu talep üzerine YMM ile ilgili arasında bir tasdik sözleşmesi düzenlenir. Bir tasdik sözleşmesi genel olarak mükellef ile YMM arasında yapılan ve bir işi esasına uygun olarak yapmayı ve bu iş karşılığında belli bir ücret elde edilmesini sağlayan sözleşmedir.
YMM ile mükellef arasında yapılan sözleşme her iki tarafa borç yükleyen ve Borçlar Hukukunun konusuna da giren bir sözleşmedir. Bu sözleşme sonucu tarafların zarara uğraması, bir tarafın edimlerini yerine getirmemesi veya tarafların yerine getirilen edimlerle ilgili olarak ihtilaflar yaşamaları doğaldır. Şayet bir YMM tasdik sözleşmesi gereğince yapması gereken hususlara uymamışsa ve bu nedenle mükellef bir zarara uğramışsa, meydana gelen zarar için YMM’e başvurulabilir.
Borçlar Kanunu’nun 41’inci maddesi uyarınca, gerek kasten, gerek ihmal ve kayıtsızlık yahut tedbirsizlik ile haksız bir şekilde diğer bir kişiye zarar veren şahıs zararın tazminine mecburdur. Buna göre zararın tazmininden bahsedebilmek için;
· Hukuka veya sözleşmeye aykırı bir fiil meydana gelmelidir. Örneğin YMM’nin işi savsaklaması veya gerekli mesleki özen ve titizliği göstermemesi gibi,
· Fail (YMM) kusurlu olmalı,
· Ortada manevi veya maddi bir zarar olmalı,
· Meydana gelen zararla hukuka veya sözleşmeye aykırı fiil arasında illiyet bağı olmalıdır.
Yukarıda belirtilen 4 unsurun mevcut olması durumunda; zarar gören mükellef zararının tazmin edilmesi için YMM’e başvurabilecektir. Bu durumda YMM verdiği zararı tazmin etmekle diğer bir ifadeyle ödemekle sorumlu olacaktır.
2-YMM’ lerin 3568 Sayılı Kanundan kaynaklanan Sorumluluğu
3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’nun 12’nci maddesinin dördüncü fıkrası ve 3568 sayılı Yasa’nın uygulama usul ve esaslarının düzenlendiği Yönetmeliğin 20’nci maddesi uyarınca beyanname ve eklerini tasdik eden yeminli mali müşavirler, tasdik ettikleri beyanname ve eklerinde yer alan bütün bilgilerle bunların dayanağını teşkil eden defter kayıtları ve belgelerdeki bilgilerin doğruluğu ile beyannamesini tasdik ettikleri mükelleflerin sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanmasından sorumludurlar.
Belgelerin yasal süresi içerisinde Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine, genel muhasebe kurallarına, vergi mevzuatına ve ilgili diğer mevzuata uygun ve doğru olarak yasal defterlere kaydedilmesi ve mali tablolara aktarılması sorumluluk kapsamındadır. Bu bilgi ve belgeler esas alınarak mükelleflerin vergi benzeri mali yükümlülüklerinin doğru olarak hesaplanması yeminli mali müşavirlerin sorumluluğuna dahildir. Bu çerçevede yeniden değerleme, amortisman tutarları, yatırım indirimi, her türlü istisna ve muafiyet tutarları ve benzeri tutarların vergi mevzuatı çerçevesinde doğru olarak tesbit edilmesi, aktif ve pasif kıymetlerin Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun olarak değerlemelerinin yapılması, kaydi envanterin sağlanması ve randıman tespitlerinin yapılması yeminli mali müşavirlerin sorumluluğundadır.
3- YMM’lerin VUK’nundan Kaynaklanan Sorumluluğu
VUK’nun mükerrer 227. maddesinde gelir veya kurumlar vergisi beyannemesini imzalayan ve tasdik raporunu düzenleyen yeminli mali müşavirlerin imzaladıkları beyannamelerde veya düzenledikleri tasdik raporlarında yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyanına bağlı olarak salınacak vergi, ceza ve gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulacağı hüküm altına alınmıştır.
Türkiye SMMM ve YMM Odaları Birliği tarafından hazırlanan 18.10.2001 tarih ve 24557 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Mecburi Meslek Kararı’nda VUK’nda yer alan ve mük. 227’nci maddede düzenlenen sorumluluk müessesesi ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Buna göre;
VUK’nun mükerrer 227’nci maddesine göre meslek mensupları, imzaladıkları vergi beyannamelerinde yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını oluşturan belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi, ceza ve gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müselsilen sorumlu tutulurlar. Ancak sorumluluktan meslek mensubunun müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması 2 koşula dayandırılmıştır.
i-Vergi beyannamelerinde yer alan bilgiler defterlere uygun olmalıdır. Bu hükümle, vergi beyannamelerinin imzalanmasında meslek mensubunun yüklendiği görev ve sorumluluk yalnız defterlere dayanan bilgilerle sınırlandırılmaktadır. Bu sınırlamaya defterlerin onayları ile ilgili bilgiler gibi şekli olanlarda dahil olmak üzere muhasebe kayıtlarına uygun olarak hazırlanan vergi beyannamelerinin ekindeki finansal tablolar ile hesap özetleri de dahildir.
ii- Sözkonusu defterlerdeki kayıtlar dayanaklarını oluşturan belgelere uygun olmalıdır. Diğer bir deyişle meslek mensubunun VUK’nun mükerrer 227. maddesinde belirtilen hükümler çerçevesinde yapacağı şekli inceleme anlaşılmalıdır. Burada belgelere uygunluk dışında, defter kayıtlarının genel kabul görmüş muhasebe ilke ve kuralları ile vergi mevzuatına uygunluğunun araştırılması, meslek mensubundan talep edilen hizmetin kapsamındadır.
Sorumluluğu gerektiren bu durumlar nedeniyle vergi beyannamelerinin imzalanması öncesi meslek mensuplarının sınırlı uygunluk denetimi yapmaları gerekir. Yaklaşım dergisinin 166’ncı (Ekim 2006) saysında yayınlanan “serbest muhasebeci ve serbest muhasebeci mali müşavirlerin mesleki sorumlulukları” makalemizde VUK’nun mük. 227’nci maddesinde hükmedilen müteselsil sorumluluk müesssesesine ayrıntılı olarak değindik. Bu nedenle bu yazımızda TÜRMOB’un meslek kararı ve sınırlı uygunluk denetimine değinmeyeceğiz. Adı geçen eserin sınırlı uygunluk denetimi bölümünde sayılan nedenlerle imzaladığı beyannamelerde vergi ziyaı ortaya çıkan yeminli mali müşavirler meydana gelen vergi ziyaı, vergi cezası ve gecikme faizlerinden VUK’nun mük. 227’ nci maddesi uyarınca mükellefle birlikte müteselsilen sorumludurlar.
B- 3568 Sayılı Yasanın 12’nci ve VUK’nun Mük. 227’nci Maddelerinin Karşılaştırılması
3568 Sayılı Yasa’nın 12’nci maddesinin 4’üncü fıkrası “Yeminli Mali Müşavirler yaptıkları tasdikin doğruluğundan sorumludurlar. Yaptıkları tasdikin doğru olmaması halinde tasdikin kapsamı ile sınırlı olmak üzere, ziya uğratılan vergilerden ve kesilecek cezalardan mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar….” hükmündedir. Kanun hükmünden açıkça görüleceği üzere YMM’ler yaptıkları tasdikin doğruluğundan sorumludurlar. Diğer bir deyişle YMM’ler tasdikini yaptıkları mükelleflerin vergiye müteallik hesap ve işlemlerinin vergi kanunlarına uygun olmasından sorumlu olmaktadırlar.
VUK’nun mük. 227’nci maddesinin 2’nci fıkrası ise “… beyannameyi imzalayan veya tasdik raporunu düzenleyen meslek mensupları, imzaladıkları beyannamelerde veya düzenledikleri tasdik raporlarında yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi, ceza ve gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulurlar.” hükmündedir.
Görüldüğü gibi, VUK’nun 227’nci maddesinde YMM’lerin ve diğer muhasebe mesleği mensuplarının sorumluluğu iki şekilde ortaya çıkmaktadır. Buna göre, serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavirler sadece yasal defterlere dayanan bilgilerin tasdik raporuna veya vergi beyannamesine doğru olarak aktarılmasından ve defterlere dayanak teşkil eden belgelerin defterlere doğru kaydedilmesinden sorumludur. Bu durumda meslek mensubunun sorumluluğu defter ve belgeler için yapacağı bir uygunluk denetiminden ibarettir.
Ancak 3568 sayılı Yasa’nın 12’nci maddesi kapsamındaki sorumluluk tasdik raporunun doğru olması ile ilgilidir. Dolayısıyla YMM’ler VUK’nun mük. 227’inci maddesi gereğince yasal defterlerin doğru tutulmasının yanı sıra 3568 sayılı Yasa’nın 12’nci maddesi gereğince de defterlere dayanak teşkil eden belgelerin doğruluğundan da sorumludurlar. Sonuç olarak 3568 sayılı Yasa’nın 12’nci maddesi VUK’nun mük. 227’inci maddesine göre sorumluluk müessesesinin ihdası açısından daha kapsamlıdır.
Öte yandan 3568 sayılı Yasanın 12’nci maddesi YMM’lerin yapacakları tasdiklere ilişkin sorumluluklarını düzenlerken VUK’nun mük. 227’nci maddesi SM, SMMM ve YMM’lerin sorumluluklarını düzenlemektedir. Diğer bir deyişle YMM’lerin yapacakları tasdik işlemleri için 3568 sayılı yasanın 12’nci maddesi ile VUK’nun mük. 227’nci maddesi geçerli olurken, SM ve SMMM’lerin vergi beyannamesi imzalama işlemleri için VUK’nun mük. 227’nci maddesi geçerli olacaktır.
Yine 3568 sayılı Kanun ve bu Kanuna ilişkin genel tebliğlerde YMM’lerin ziyaa uğratılan vergilerden ve kesilecek cezalardan mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulacakları belirtilmekle birlikte, gecikme faizlerinin sorumluluk kapsamına girip girmediği konusunda açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak VUK’nun mük. 227’nci maddesinde, gecikme faizinin de YMM’lerin müteselsil sorumlulukları kapsamında yer aldığı açıkça ifade edilmiştir.
Benzer bir konuda, VUK’nun 11’inci maddesinde düzenlenen müteselsil sorumluluk uygulaması ile ilgili olarak yayımlanan 70 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinde müteselsil sorumluluğun gecikme faizi için de uygulanacağı açıklanmıştır. VUK’nun 11. maddesinde yalnızca vergi sorumluluk kapsamına alınmış olmasına rağmen Bakanlık, gecikme faizini verginin bir uzantısı olarak kabul etmiştir. Bu açıklamalardan gecikme faizinin de YMM’lerin müteselsil sorumlulukları kapsamında yer aldığı ortaya çıkmaktadır. [2]
C – YMM’lerin Diğer Sorumluluk Halleri
1- YMM’lerin Sayıştay’a Karşı Sorumluluğu
YMM’lerin düzenledikleri raporlarla haksız yere vergi iadesine neden olduklarının tespit edilmesi durumunda, ödemeyi yapan saymanla birlikte sorumlu tutulup tutulmayacakları konusu Sayıştay Genel Kurulunda görüşülmüş ve 12.04.2001 tarih ve 49811 sayılı karar alınmıştır.[3] Sayıştay Genel Kurulu 832 sayılı Sayıştay Kanunu’nda ve 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu ve diğer Kanunlarda YMM’lerin Sayıştaya karşı sorumlu olduklarına ilişkin bir düzenleme olmadığından ve YMM’lerin kamu görevlisi sayılmadıklarından hareketle YMM’lerin Sayıştay’a karşı sorumlu olmadıklarına karar vermiştir. Ancak Anayasa Mahkemesi 19.03.1987 tarih ve E. 1986/5; K. 1987/7 sayılı kararında YMM’lerin sahip oldukları tasdik yetkileri nedeniyle kamu görevlisi sayılmaları gerektiği sonucuna varmıştır. YMM’lerin Kamu görevlisi sayılmaları nedeniyle sözkonusu Sayıştay kararı bu yönüyle tartışmaya açık hale gelmiştir.
2- Reklam Gelirleri Üst Kurul Paylarından Dolayı YMM’lerin Sorumluluğu
Sözkonusu sorumluluk Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından ve 02.01.1995 tarih ve 22159 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 1 sıra nolu Radyo Üst Kurul Paylarının YMM’ler tarafından Tasdik Edilmesi Hakkında Genel Tebliğ ile düzenlenmiştir.
Yeminli mali müşavirlerin reklam gelirleri tasdik raporunda, esas itibariyle reklam gelirlerinin Reklam Yönetmeliğinde yer alan hükümler çerçevesinde belirlenip belirlenmediği, konu ile ilgili olarak yapılan işlemlerin ve kayıtların ilgili mevzuat hükümlerine uygun bir şekilde yapılıp yapılmadığı hususlarına yer verilecektir. Tasdik raporlarında; aranması ve doğruluğunun araştırılması zorunlu konulara ilişkin defter kayıtlarının usulüne uygun olarak düzenlenmiş kayıt nizamı ve muhasebe ilkelerine göre kaydedilmiş olması gereklidir. Yeminli mali müşavirler belgelerin geçerliliğini, usulüne uygun olarak düzenlenip düzenlenmediğini ve gerçeği aksettirip aksettirmediğini tesbit etmek zorundadır.
Yeminli mali müşavirlerin yapmış oldukları incelemenin amacı, radyo ve televizyon kuruluşlarının brüt reklam gelirlerini ve bu gelirler üzerinden ödenecek Üst Kurul paylarının doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır. İmza ve mühür kullanmak suretiyle tasdik yapan ve tasdik raporu düzenleyen yeminli mali müşavirler, tasdik kapsamı ile sınırlı olmak üzere tasdikin doğruluğundan sorumludurlar. Yeminli mali müşavirler, yaptıkları tasdikin doğru olmaması halinde, eksik ödenen Üst Kurul paylarından ve bunlara ilişkin gecikme zamlarından kuruluşlarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulurlar.
D- Birden Fazla YMM Adına Düzenlenen Raporlarda Sorumluluk
Maliye Bakanlığı 21.06.2002 tarih ve GEL.032/3223/2474 sayılı özelgesiyle tasdik sözleşmesinin raporda imzası bulunan YMM’lerin her ikisi adına düzenlenmiş olması ve sözleşmeye konu tasdik hizmetinin bir bütün olarak her iki YMM tarafından üstlenilmesi durumunda, adı geçen YMM’lerce imzalanan ve mühürlenen tasdik raporlarının işleme konulmasının mümkün olduğunu açıklamıştır. Özelgedeki açıklamalar aşağıdaki gibidir.
YMM (X) ve YMM (Y) tarafından Bakanlığımıza hitaben verilen bir örneği ilişik bila tarihli dilekçenin incelenmesinden, İliniz mükelleflerinden (…) Ticaret A.Ş.’nin 2001 yılı katma değer vergisi iadeleri için adı geçen Yeminli mali müşavirlerle sözleşme imzalandığı, düzenlenen raporların müştereken imzalanarak ilgili vergi dairesine teslim edildiği, yazınız ile her iki YMM’nin ortak düzenlemiş oldukları raporların işleme konulmaması gerektiği yolunda görüş verdiğiniz anlaşılmaktadır.
Konunun Bakanlığımızca tetkiki sonucunda; tasdik sözleşmesinin raporda imzası bulunan YMM’lerin her ikisi adına düzenlenmiş olması ve sözleşmeye konu tasdik hizmetinin bir bütün olarak her iki YMM tarafından üstlenilmesi durumunda; adı geçen YMM’lerce imzalanan ve mühürlenen tasdik raporlarının işleme konulması mümkün görülmüştür. Ancak, söz konusu raporla yapılan tasdikin doğru olmaması halinde gündeme gelecek müşterek ve müteselsil sorumluluğun her iki YMM için de şamil olacağı tabiidir.
E-Yeminli Mali Müşavirlerin Müteselsil Sorumluluklarının Değerlendirilmesi
VUK’nun 8’inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca; mükellef, vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettüb eden gerçek veya tüzel kişidir. Aynı maddenin ikinci fıkrası ise “vergi sorumlusu verginin ödenmesi bakımından alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan kişidir.” hükmündedir. YMM’ler ise geniş anlamda, yaptıkları sözleşmeler çerçevesinde şirketlere müşavirlik hizmeti veren kişilerdir. Yukarıda yazdığımız kanun hükümlerinden de anlaşılacağı üzere YMM’ler ne mükellef ne de vergi sorumlularıdır. Zira YMM’ler ne kendilerine vergi borcu düşen ne de verginin ödenmesi bakımından alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan kişilerdir.
3568 sayılı yasanın 12’nci maddesi YMM’leri mükellef veya vergi sorumlusu durumuna sokmak amacında olan bir hüküm değildir. Verginin mükellefi ve sorumlusu Vergi Usul Kanunu ile belirlenmiştir. Buradaki durum YMM’in yaptığı tasdik ile sınırlı olmak üzere ortaya çıkan vergi ziyaı, gecikme faizi ve cezalardan YMM’in de mükellefle birlikte sorumlu tutulmasıdır.
Bu görüş Danıştay kararlarında da yerleşik hale gelmiştir. Zira yeminli mali müşavirlerin sorumluluğunun niteliğinin irdelendiği bir uyuşmazlıkta; YMM’nin tam tasdik sözleşmesi imzaladığı şirketin işlemlerinin incelenmesi sonucu, şirketin gerçek bir faaliyette bulunmadığı, düzenlenen faturaların sahte olduğu, faturasız satışlar yapıldığı, bu satışlardan elde edilen hasılatın kayıtlara intikal ettirilmediği gibi hususlarının tespiti nedeniyle şirket adına yapılan tarhiyatlara karşı açılan davaların kısmen reddi üzerine kesinleşen miktarların ödenmediğinden söz edilerek müteselsil sorumlu sıfatıyla mali müşavirlik hizmeti veren şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davada, kayıt dışı mal alıp satmak yanında basiretli bir tüccar gibi davranışlar sergilemeyen mükelleflerin sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı fatura alıp vermelerini YMM’lerin sorumluluğu içinde görülmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle ödeme emirlerini iptal eden mahkeme kararı, Danıştay Dördüncü Dairesinin 22.05.2002 gün ve E:2001/2283, K: 2002/2120 sayılı kararıyla bozulmuştur. [4]
V- SONUÇ
Birden çok kimsenin aynı zarardan dolayı aynı biçimde sorumlu tutulması ve zarar görenin giderim için dilediği sorumlu veya sorumlulara başvurabilmesi halinde ortaya çıkan sorumluluk biçimine müteselsil sorumluluk denir. YMM’lerin müteselsil sorumlulukları 3568 sayılı Kanun’un 12’ nci ve VUK’nun Mük. 227’nci maddelerinde hüküm altına alınmıştır. Daha sonra çıkarılan pek çok tebliğde YMM’lerin müteselsil sorumluluklarına ilişkin düzenleme yapılmıştır. Bu iki maddede öngörülen sorumluluk hallerini makalemizde açıkladık.
VUK’ nun 227’nci maddesinde YMM’lerin ve diğer muhasebe mesleği mensuplarının sorumluluğu 2 şekilde karşımıza çıkmaktadır. Buna göre, meslek mensubu sadece yasal defterlere dayanan bilgilerin tasdik raporuna veya vergi beyannamesine doğru olarak aktarılmasından ve defterlere dayanak teşkil eden belgelerin defterlere doğru kaydedilmesinden sorumludur. Burada meslek mensubunun sorumluluğu defter ve belgeler için yapacağı bir uygunluk denetiminden ibarettir. Yapılan uygunluk denetimi sırasında imzaladığı beyannamelerde vergi ziyaı ortaya çıkan yeminli mali müşavirler meydana gelen vergi ziyaı, vergi cezası ve gecikme faizlerinden VUK’nun mük. 227’ nci maddesi uyarınca mükellefle birlikte müteselsilen sorumludurlar. Ancak 3568 sayılı Yasa’nın 12’nci maddesi kapsamındaki sorumluluk tasdik raporunun doğru olması ile ilgilidir. Dolayısıyla YMM’ler burada yasal defterlerin doğru tutulmasının yanı sıra defterlere dayanak teşkil eden belgelerin de doğruluğundan sorumludurlar.
Burhan GÜNDOĞDU
|
Hesap Uzmanı
|
[1] Yaklaşım Dergisinin Aralık 2006 sayısında yayınlanmıştır.
[2] Mahmut VURAL, Katma Değer Vergisi İade Rehberi, Maliye HUD Yayınları, İstanbul, 2002, s. 202
[3] Söz konusu karar için bkz. Mahmut VURAL, age. s. 211-213
[4] Fikret Erkan, Yeminli Mali Müşavirlerin Müşterek ve Müteselsil Sorumluluklarının Değerlendirmesi, Ankara YMM Odası Yayınları, 2004 s.106