|
|
|
|
|
Şükrü KIZILOT - Boşanmalarda patlama yaşanabilir
Yayımlanma Tarihi: 31.10.2012
|
|
ÖNÜMÜZDEKİ aylarda, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan maaş bağlatmak isteyen kadınlar ya da onlara bu yönde baskı yapan kocaları nedeniyle, boşanma davalarında patlama yaşanırsa kimse hayret etmesin.
Özellikle son mahkeme kararı, boşanmaları tetikleyebilir.
Daha ötesi, boşandıktan sonra eşi ile birlikte oturanların sayısı artarsa o da sürpriz olmasın.
OLAY NEYDİ?
Hürriyet’te daha önce yazmıştık.
Ev hanımı olan bir kadın kocasından boşandığında, ölmüş anne veya babasından, kendisine aylık bağlatabiliyor. Anne veya babası, devlet memurluğundan emekli olan kadın ise, SSK’lı (4/a’lı) veya Bağ-Kur’lu
(4/b’li) olarak çalışsa dahi, evli olmadığı sürece, ölen anne veya babasından kendisine aylık bağlatabiliyor.
Bu arada boşanıp aylık bağlatan ancak boşandığı eşi ile aynı evde yaşadığı tespit edilen kadınlardan, ödenen aylıklar faiziyle geri isteniyordu. Ayrıca kadın hakkında “nitelikli dolandırıcılık” iddiasıyla, “hapis cezası” istemiyle savcılığa suç duyurusunda bulunuluyordu.
Kocasından boşanan kadın, bir başka erkekle aynı evde birlikte yaşarsa, herhangi bir sorun olmuyor, aylığını almaya devam edebiliyordu.
ÇOCUKLARI GÖRMEK
Bir yıl önce bu konuyu açıklarken, geç saatlerde evde kocası ile beraber olduğu tespit edilen kadın;
“Çocuklarımın babası, çocuklarını görmeye gelmiş. Ne yani eve almayacak mıydım? Babası çocuklarını göremeyecek miydi?”
derse ne olacak? diye sormuştum.
Nitekim, mahkeme kararına esas olayda da benzeri bir durum oldu.
NE OLDU?
Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi bu konuda önemli bir karar verdi.
Ölen babasından 1.239 lira maaş alan N.A’nın; boşandığı eşi ile aynı evde kaldığı gerekçesiyle, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından şikayet edilmesi üzerine, açılan davada N.A’nın “iki çocuğumuz benimle kaldığı için babaları zaman zaman çocukları görmek için eve geliyordu” şeklindeki açıklamasını da göz önüne alarak, kadının “nitelikli dolandırıcılıktan beraatine” karar verdi.
Dava konusu olayda, Cumhuriyet Savcısı;
“Kişilerin evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da istediği kişilerle, yasal mevzuat çerçevesinde birlikte yaşayabileceğine..”
dikkati çekti.
“Boşanmış eşlerin veya reşit kişilerin, bir arada yaşama hak ve özgürlüklerini kısıtlayan herhangi bir yasal düzenleme bulunmadığı” belirtilen mahkeme kararında da, dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmadığı kaydedildi.
NE OLACAK ŞİMDİ?
Mahkeme kararı ortada yok iken de bu yola başvuran on binlerce kadın vardı. Şimdi bu karar ve gerekçesi olayı tetikleyebilir ve “boşanma” davalarında adeta bir patlama yaşanabilir.
Mahkeme kararının makul gerekçeleri olduğu kuşkusuz. Ancak ortada “nitelikli dolandırıcılık” olmadığını belirten bu karar, dava açan kişiyi bağlar. Karar “boşanmış çiftlerin, nikahsız seviyeli birlikteliklerinin” meşrulaştığı anlamına gelmiyor. Kararı okuyanlar “Tamam bu iş netleşti. Boşanıp, ölen anne veya babadan aylık bağlattırırız. Yine hiç bir şey olmamış gibi yani evliymiş gibi yaşarız” diye düşünmesinler.
Kuşkusuz diğer mahkemeler de aynı yönde karar verebilirler ama aksi kararlar da olabilir..
Mahkeme kararı, boşanma ve aylık bağlatma olayını tetiklerse, Sosyal Güvenlik Kurumu, ilave mali yük nedeniyle çok zor durumda kalır...
Bu makalenin içeriği www.hurriyet.com.tr adresinden alınmaktadır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.
*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.
|
|
ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi
|
|
Excel Dokümanı
|
|
|
|
|
|
|
|