DÜN IMFye olan borcumuzun son taksiti olan 426 milyon doları ödedik.
Böylece 52 yıldır borçlu olduğumuz IMFye borcumuz sona erdi. Bu güzel bir olay
Bu arada bazı okurlarımız IMF borcu ödendi peki diğer borçlarımız ne durumda? Onlar da azaldı mı yoksa çoğalıyor mu? diye soruyorlar.
Hemen belirtelim, iç ve dış borçlarımız tutarında, azalma söz konusu değil. Tersine ciddi bir artış var.
DIŞ BORÇLARIN TUTARI
2002de 130 milyar dolar olan dış borçlar, 2012in sonu itibariyle 337 milyar doları buldu.
Bu tutarın içinde yer alan kamu borçları ise, 64 milyar dolardan 103 milyar dolara yükseldi.
2002de 130 milyar dolar olan toplam dış borcumuz, 2005te 170, 2008de 281, 2010da 292 ve 2011de 304 milyar dolar idi.
Kuşkusuz dış borçlara tek başına tutar olarak bakmak doğru değil. Toplam dış borcun GSYHye oranı yönüyle baktığımızda, 2002de yüzde 56.2 iken, 2011de yüzde 39.3e gerilediği fark ediliyor.
2012de ise dış borç stokunun milli gelire oranı yüzde 42.8e yükseldi.
GSYHye oranı yönüyle bazı ülkelere baktığımızda, bu oran; Japonyada yüzde 245, Portekizde yüzde 122, ABDde yüzde 108, Almanyada yüzde 142, Fransada ise yüzde 182.
Yıllar itibariyle dış borçların tutarına, borçlulara ve vade yapısına göre, tabloda yer verilmiştir.
VADE YAPISI VE BORÇLULAR
Toplam dış borç stokunun vadesine göre dağılımına göz attığımızda;
2002 yılında:
Toplam dış borç stokunun yüzde 87.3ü orta ve uzun vadeli iken, yüzde 12.7lik bölümü kısa vadeli borçlardan oluşuyordu.
2012 sonu itibariyle:
Orta ve uzun vadeli borçların, toplam içindeki payı yüzde 70; kısa vadeli borçların payı da yüzde 30 olarak gerçekleşti.
Kısa ve uzun vadeli borçların, borçlulara göre dağılımına bakıldığında; kısa vadeli borçların, yüzde 88i özel sektöre ait. Kalan borcun yüzde 11i kamuya, yüzde 1i de TC Merkez Bankasına ait.
Uzun vadeli borçların da yüzde 58i özel sektöre, yüzde 39u kamuya, yüzde 3ü T.C Merkez Bankasına ait.
DAĞILIM 2005TE DEĞİŞTİ
Tablodan da fark edileceği gibi, dış borç stoku içinde 2005 yılına kadar kamu sektörünün payı daha yüksek iken, 2005 yılından itibaren özel sektörün payı hızla artmaya başladı. Bu tarihten sonra da kamunun payındaki azalma devam etti.
Kısa vadeli borçların vade yapısının kısalması ve bu borçların da yüzde 88inin özel sektöre ait olması, önemli bir sorun.
Özel sektör ağırlıklı bir yıldan az süreli dış borçlar, Şubat sonu itibariyle 109.3 milyar dolar.
Buna, uzun vadeli borçtan kısa vadeye düşeni de eklediğimizde, bir yılda ödenecek dış borç tutarı 151 milyar dolara ulaşıyor. 2013 yılı için öngörülen 67 milyar dolar cari açığın da eklenmesiyle 2013de ekonominin 218 milyar dolar finansman ihtiyacı olduğu ortaya çıkıyor.
2013 yılı, özel sektörün dış borçları ve finansman ihtiyacı yönünden, zor bir yıl olabilir.
Görünen o ki Türkiyenin bir zamanlar en önemli sorunlarının başında gelen borç stoku ve onun yönetimi ile ilgili sorunlar, son zamanlarda önem sırası itibariyle biraz daha gerilere kaymış durumda. Böyle olmakla birlikte; cari açıktaki tırmanışa, özelleştirmelere, bir defalık gelir hedefindeki sapmalara ve bütçe açığındaki artışa göre, dış finansman ihtiyacı tekrar ön plana çıkabilir.
Bu makalenin içeriği www.hurriyet.com.tr adresinden alınmaktadır.