İŞADAMLARI, 1 Temmuz’da yürürlüğe giren Yeni Borçlar Kanunu’nun 584’üncü
maddesinden çok etkilendi.
Bu maddeye göre; eşlerden biri, mahkemece verilmiş bir “ayrılık kararı”
olmadıkça veya yasal olarak “ayrı yaşama hakkı” doğmadıkça, ancak “diğerinin
rızası” ile KEFİL olabilecek.
İşte bu madde, iş adamlarının çoğunun
keyfini kaçırdı.
KARIM KAYIP
Bir iş adamının yazdıklarını, birlikte okuyalım.
“Karım iki ay önce
evden kaçtı. O gün bu gün aramadığım sormadığım yer kalmadı. Sanki yer yarıldı
da içine girdi!.. Geçenlerde bankaya gidip, şirkete kredi almak istedim. ‘Tamam’
dedikten sonra, ‘Siz de şirketin kredi borcuna kefil olacaksınız’ dediler.
‘Olur’ dedim. Ardından, ‘Karınız da kefaletinize rıza gösterecek. Buraya gelip,
yazılı onay vermesi gerekiyor’ demezler mi!
‘Hanım evden kaçtı, iki
aydır ortada yok. Hanımın yerine anamı getireyim. O rıza versin’ dedim ama kabul
etmediler. Bankacı bayan, ‘karım evden kaçtı diye’ şirketime kredi vermiyor. Çok
zor durumdayım. Hanım hala ortada yok ne yapayım?”
“Hanımı bul”,
diyeceğiz ama o hanımı bulsan dahi bankaya gidip, gerekli yazılı onayı vermez.
En iyisi , “boşanma davası” açarak sorunu çözün.
İKİ ŞAHİT VE NOTER ONAYI
Bir iş adamı da “okuma yazma bilmeyen karısı” nedeniyle karşılaştığı
uygulamadan şikayetçi. Birlikte okuyalım:
“Karım okuma yazma bilmiyor.
Şirketimin kredisine kefil oluyorum. ‘Eşinizi de getirin rıza göstermesi
gerekiyor’ dediler. Aldım götürdüm. Okuma yazma bilmediğini öğrenince, ‘noter ve
iki şahit gerekli’ dediler. Mecburen, dediklerini yaptım. Ancak olay bununla
bitmedi, her kefaletimde; karımı, noter ve iki şahitle birlikte istiyorlar. Ne
yapayım?”
“Hanımı boşa” demeye dilimiz varmayacağına göre, eşin acilen
okuma-yazma öğrenecek veya dua edeceksin, bu yasa maddesi değişecek.
BOŞANAMIYORUM
Bir başka dertli okuyucumuz da kamuoyunca yakından tanınan ünlü bir kişi..
Önceki gün telefonla aradı:
“Hocam, 5 yıldır hanımdan boşanmaya
çalışıyorum. Bir türlü boşanamadım.
Şimdi şirkete kredi alacağım. Her
şey tamam yalnız banka müdürü ‘eşiniz de gelip rızasını beyan edecek’ dedi ve
olay tıkandı. Böyle bir olay için rica etmeye gitmem. Gitsem de ‘hayır’ demekten
çok mutlu olur. Ne yapayım?”
Bu sorunun yanıtı nispeten kolay.
İlgili yasa maddesinde, “yasal olarak ayrı yaşama hakkının doğması halinde,
kefalet olayında eşin rızasının aranmayacağı” belirtiliyor. Boşanma davasının
açılmasıyla “ayrı yaşama hakkı” doğmuş olur. Açılmış bir boşanma davası varsa,
bunu mahkemeden alacağı yazı ile kanıtlayan kişi, eşinin rızası olmadan, üçüncü
kişiye (örneğin şirketin kredi borcuna) kefil olabilir.
ÖRNEK OLAY ÇOK
Olay yukarıdakilerle sınırlı değil.
“Karım ve çocuklar tatildeler.
Her imza için karımı çağıramam” diyenlerden tutun da “karısı ile arasının limoni
olduğunu” belirtenlere ya da “karısının kendi mallarının da tehlikeye gireceğini
için imzaya yanaşmadığını” yazanlara kadar, çeşit çeşit örnekler var.
En iyisi, Meclis açılınca, İsviçre Borçlar Kanunu’ndan kopyalanan bu
maddeyi, Türkiye gerçeklerine uygun bir madde olarak düzenlemek olmalı..